• Sonuç bulunamadı

irk, cahiliye toplumlar›nda büyüyen bir insan için bir tür

"yaflam biçimi"dir. Böyle bir insan Allah'tan gafil olan bir toplumda büyür, o toplumun Allah yerine benimsedi¤i ilahlar›

benimser. Bu nedenle de flirk koflmak, ço¤u insan için al›fl›la-geldik bir fleydir. Zaten bu yüzden yapt›¤› iflin Allah'a karfl› bir isyan oldu¤unu ve kendisini büyük bir cezaya müstahak

k›laca-¤›n› da pek düflünmez. Dahas›, kendisini Allah'a hiç flirk koflma-dan iman etmeye ça¤›ran bir insana da garip bir gözle bakar;

söylediklerini çok flafl›rt›c›, çok anlafl›lmaz bulur.

Mekke'nin müflrik önde gelenleri de Peygamberimiz (sav)'e ayn› tepkiyi vermifllerdi. Onlar da tek bir ilah›n var oldu¤una, yani Allah'a inan›yorlard›. Ancak dünyevi ifllerinin hemen hep-sini küçük ilahlarla iliflkilendirmifllerdi. Ticaretin, sevginin, sava-fl›n, tar›m›n, hepsinin ayr› ayr› küçük ilahlar› vard›. En önemlisi ise, bu flirk düzeninin onlara çok normal, çok mant›kl› gelme-siydi. Bu nedenle Peygamberimiz (sav)'in tüm ilahlar› reddedip, tek bir Allah'a iman etmeye davet etmesi onlar› flafl›rtt›. Ayet-lerde bu konu flöyle bildirilir:

‹çlerinden kendilerine bir uyar›c›n›n gelmesine flaflt›-lar. Kâfirler dedi ki: "Bu, yalan söyleyen bir büyücü-dür. ‹lahlar› bir tek ilah m› yapt›? Do¤rusu bu,

flafl›r-t›c› bir fley." Onlardan önde gelen bir grup: "Yürü-yün, ilahlar›n›za karfl› kararl› olun; çünkü as›l istenen budur" diye çekip gitti. "Biz bunu, di¤er dinde iflit-medik, bu, içi bofl bir uydurmadan baflkas› de¤ildir."

(Sad Suresi, 4-7)

Peygamberimiz (sav)'in tek ilah›n Allah oldu¤unu ve di¤er sözde ilahlar›n hiçbir gücünün olmad›¤›n› bildirmesi müflrikle-re çok anlafl›lmaz gelmiflti. Bunun en önemli nedenlerinden bi-ri ise, bu tür bir sistemin, yani tek bir ilaha kulluk edilen bir düzenin nas›l iflleyece¤ini anlayamamalar›yd›. Ticaret tanr›s›n›

b›rak›rlarsa, ticareti kim düzenlerdi? Ya da savafl tanr›s›n› terk ederlerse savafllar›nda onlara kim yard›mc› olurdu? Tar›mla il-gili tanr› olmasa, ya¤muru ve bereketi nas›l ve kimden talep ederlerdi? Onlar›n içinde bulunduklar› körlük nedeniyle kavra-yamad›klar› gerçek, bu ilahlar›n zaten hiçbir güçleri olmad›¤›

idi. Diledi¤ine bereket veren, diledi¤ini çeflit çeflit ürünlerle r›-z›kland›ran Allah't›r. Kureyfl Suresi'nde bu gerçek flöyle bildi-rilmifltir:

Kureyfl'i biraraya getirip anlaflt›rd›¤›, yaz ve k›fl yol-culu¤unda onlar› ›s›nd›r›p yak›nlaflt›rd›¤› için, flu Ev (Kabe'n)in Rabbine kulluk etsinler; ki O, kendilerini açl›ktan doyuran ve korkudan güvenli¤e kavuflturan-d›r. (Kureyfl Suresi, 1-4)

Bugün de tek Allah'a iman etmeye ça¤r›lan bir insan, Kureyfl-lilerin düfltü¤ü sapk›nl›¤a düflebilir. ‹lah edindi¤i di¤er tüm kav-ram ve insanlar› b›rak›p sadece Allah'a kulluk ederek nas›l ya-flayaca¤›n› anlayamayabilir. Oysa onu flu an yaflatmakta ve r›z›k-land›rmakta olan, onu koruyan ve gözeten sadece ve sadece Allah't›r. Karn›n› doyuran güç, kendisine maafl veren patronu

HARUN YAHYA

de¤il, o patronu kaderinde yaratan ve kendisine maafl verme-ye mecbur eden Allah't›r. Olaylar, bafl›bofl ve tesadüfi bir bi-çimde, milyonlarca küçük ilah›n müdahalesi ile de¤il, sadece ve sadece Allah'›n diledi¤i flekilde geliflmektedir. Allah dünyay› bir kader ile yaratm›flt›r ve insanlar da Tekvir Suresi'nin 29. aye-tinde bildirildi¤i gibi, O dilemeden hiçbir fley dileyemeyecek kadar Allah'›n iradesine boyun e¤mifllerdir. Kuran'da haber ve-rildi¤i gibi, "O'nun, aln›ndan yakalay›p-denetlemedi¤i hiçbir canl› yoktur". (Hud Suresi, 56)

fieytan insana, flirkten kurtulmay› çok zor ve karmafl›k; tev-hidi, ihlas› ve iman› ise yaflanmas› imkans›z gibi gösterebilir.

Oysa bu, yaln›zca fleytan›n verdi¤i bir vesveseden ibarettir.

fieytan›n yalanc› oldu¤u, Kuran'›n bir ayetinde yine fleytan›n sözleri ile flöyle aktar›l›r:

‹fl hükme ba¤lan›p-bitince, fleytan der ki: "Do¤rusu, Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size va-adde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim si-ze karfl› zorlay›c› bir gücüm yoktu, yaln›zca sizi ça¤›r-d›m, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni k›nama-y›n, siz kendinizi k›nay›n. Ben sizi kurtaracak de¤i-lim, siz de beni kurtaracak de¤ilsiniz. Do¤rusu daha önce beni ortak koflman›z› da tan›mam›flt›m. Gerçek flu ki, zalimlere ac› bir azab vard›r." (‹brahim Suresi, 22)

‹flte bu yüzden fleytan›n yalanlar›ndan, vesveselerinden ümit-sizli¤e kap›lmak, moralini bozmak büyük bir ak›ls›zl›k olur.

Bilinmelidir ki, flirkten kurtulmak için samimi bir niyet de¤i-flikli¤i yeterlidir. Bu niyet de¤ide¤i-flikli¤i kiflinin herfleye, herkese ve tüm olaylara karfl› olan bak›fl aç›s›n› flirkten tevhide

çevirecek-tir. Yani siyah gözlük takan birisinin etraf›n› görebilmek için her yeri tek tek ayd›nlatmas›na gerek yoktur. Gözlü¤ünü ç›-karmas› yeterlidir. fiirk de her yeri karartan bu gözlük gibidir.

Gözlü¤ü ç›karmadan zorlama yöntemlerle flirkten ar›nmaya çal›flmak hem zor, hem ümit k›r›c› hem de imkans›zd›r. Bir hamlede gözlü¤ü ç›karmak ise hem kolay hem de tek etkili çö-zümdür. ‹flte insan›n flirkten, Allah'›n raz› oldu¤u imanl› ve ih-lasl› yaflama geçmesi de tek bir kararl›l›k hamlesi gerektirir. Bu da her ne durumda olursa olsun Allah'a güvenmek ve Kuran'a harfiyen ve samimi olarak uymaya karar vermekle olur. Bu sa-mimiyet ve kararl›l›k muhakkak ki beraberinde Allah'›n yard›-m›n›, hidayetini ve rahmetini getirecektir

fiunu da unutmamak gerekir ki insan kendisine hidayet vere-mez, hidayeti ancak Allah verir. O halde insan hidayet, sami-miyet ve ihlas için Allah'a sürekli dua etmeli ve Allah'›n, bu sa-mimi ve halis ça¤r›ya mutlaka icabet edece¤ini bilmelidir. "Ben bu kadar iflin içinden nas›l ç›kaca¤›m; halis, kat›ks›z iman› nas›l yakalayaca¤›m" gibi fleytani bir ümitsizli¤e asla kap›lmamal›, ge-reken samimiyet ve kararl›l›¤› gösterdikten sonra Allah'›n mut-laka kendisini en do¤ru yola iletece¤inin, fleytan›n sapt›rmala-r›ndan koruyaca¤›n›n bilincinde olmal› ve bunun ferahl›¤›n› ve sevincini yaflamal›d›r.

Elbette ki fleytan iman› ve ihlas› çirkin, s›k›nt›l› ve ›zd›rap ve-rici olarak göstermeye çal›flacakt›r. Halbuki gerçek eziyet, s›-k›nt› ve ›zd›rap flirktedir. Bu, dünyada da ahirette de böyledir.

Tapt›¤› sahte ilahlar› b›rakarak sadece Allah'a yönelen bir in-san, "bofllukta" ve "sahipsiz" kalmaz, aksine tek gerçek ilah olan Allah'a s›¤›narak olabilecek en büyük huzur, güven ve ra-hatl›¤› kazan›r. Kuran'da müminlere flu müjde verilir:

HARUN YAHYA

Kim Allah'tan korkup-sak›n›rsa, (Allah) ona bir ç›k›fl yolu gösterir; Ve onu hesaba katmad›¤› bir yönden r›z›kland›r›r. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, Kendi emrini yerine geti-rip-gerçeklefltirendir... (Talak Suresi, 2-3)

Bu nedenle flirk içinde yaflad›¤›n› fark eden ve bundan pifl-manl›k duyan insan, bir an bile tereddüt etmeden putlar›n› terk etmelidir. Örne¤in daha önce sahip oldu¤u mallar›, paralar›, fabrikalar›, mülkleri mutlak kendisinin sanan, r›zk›n›n bunlara ba¤l› oldu¤unu düflünen, bu büyük servetin kendisine ve soyu-na on y›llarca saltasoyu-nat sürdürece¤ini düflünen, tüm bunlar› ken-disine verenin Allah oldu¤unu düflünmeyen ve bunlarla kibirle-nen bir insan, iyice düflünerek bak›fl aç›s›n› ve tavr›n› de¤ifltir-melidir. Bundan böyle mülkün tek sahibinin Allah oldu¤unu, bütün bu zenginlikleri Allah'›n kendisini denemek için verdi¤i-ni, bunlar› Allah'›n raz› olaca¤› flekilde kullanmas› gerekti¤ini düflünmelidir. ‹çindeki kibir ve sahiplik duygusundan acil ola-rak kurtulmal›d›r. Bunlar› yapt›¤›nda niyet olaola-rak putlar›n› k›r-m›fl olur, ancak elbette ki bunu fiili olarak ispatlamas›

gerekti-¤inde de ayn› kararl› tavr› göstermelidir. Örne¤in mal›n›, para-s›n› Allah r›zas› için harcamas› gerekti¤inde hiç tereddüt etme-den, gelecek ve r›z›k endiflesine düflmeden bunu yapabilmeli-dir. Bu konuda Allah'a tam güvenmeli, r›zk› verenin Allah ol-du¤unu unutmamal› ve Allah'›n karfl›s›nda aczini bilmelidir.

Görüldü¤ü gibi flirkle tevhid aras›ndaki fark, ço¤u zaman ni-yet ve bak›fl aç›s› fark›d›r. Mübarek Peygamber Efendimiz Ka-be'deki putlar› fiili olarak k›rm›fl, Hz. Musa Yahudilerin

edindi-¤i buza¤›y› yak›p küllerini denize savurmufltur; ama bunlar sembollefltirilen flirklere karfl› vurulan darbelerdir. Bugün de

sembollefltirilmifl flirklere karfl› ayn› fiili müdahaleler yap›labilir, ama önemli olan flirkin mant›¤›n› y›kmakt›r ki, bu da niyetin ve bak›fl aç›s›n›n de¤iflmesi ile mümkün olur.

Bu nedenle, flirkten vazgeçip imana yönelen insan›n yaflad›¤›

büyük de¤iflim, öncelikle zihninde meydana gelir. D›fl görünüm olarak belki eski yaflam›n›n baz› ö¤elerini devam ettirir, ama tamamen farkl› bir bak›fl aç›s›na ve kavray›fla sahip olur. K›sa-cas›, eskiden atalar›ndan gördüklerine, kendi tutkular›na, birta-k›m insanlar›n fikirlerine göre düzenledi¤i hayat›n›, flimdi sade-ce Kuran'da bildiriline göre ve sadesade-ce Rabbimiz'in r›zas› için düzenler. Böylece binlerce küçük ilaha kulluk etmeyi, onlar›

raz› etmek için u¤raflmay› b›rakarak, "birbirinden ayr› Rab-ler mi daha hay›rl›d›r, yoksa Kahhar olan bir tek Allah m›?" (Yusuf Suresi, 39) diyen Hz. Yusuf gibi, sadece kendisini yaratana teslim olur.

Hz. Yusuf'un afla¤›daki sözleri tüm müflrikler için ebediyen geçerlidir:

Sizin Allah'tan baflka tapt›klar›n›z, Allah'›n kendileri hakk›nda hiçbir delil indirmedi¤i, sizin ve atalar›n›z›n ad olarak adland›rd›klar›n›zdan baflkas› de¤ildir. Hü-küm, yaln›zca Allah'›nd›r. O, Kendisi'nden baflkas›na kulluk etmemenizi emretmifltir. Dosdo¤ru olan din iflte budur, ancak insanlar›n ço¤u bilmezler. (Yusuf Suresi, 40)

HARUN YAHYA