• Sonuç bulunamadı

3.1. Psikolojik Şiddet (Mobbing) Kavramı

3.1.4. Psikolojik Şiddetle İlgili Kavramlar

Bu bölümde psikolojik şiddet kavramının; şiddet, çatışma, stres ve bullying kavramları ile ilişkileri açıklanacaktır.

3.1.4.1. Şiddet ve Psikolojik Şiddet

Şiddet bir kişiye güç veya baskı uygulayarak, onu iradesinin dışında bir davranışta bulunmaya zorlamaktır. Burada şiddet uygulama eylemleri, zorlama, saldırı, kaba kuvvet, bedensel ya da psikolojik acı çektirme ya da işkence şeklinde olabilir. Kısaca bireyin fiziksel ve psikolojik olarak acı çekmesine neden olabilecek fiziksel ve ruhsal yönden ona zarar veren her davranış şiddettir (Kırel, 2008:8).

İşyeri şiddeti olarak tanımlanan davranış çeşitleri şu şekildedir: cinayet, tecavüz, soygun, silahla yaralama, dayak, fiziksel saldırı, tekmeleme, ısırma, yumruklama, tükürme, tırnaklama, sıkma, sıkıştırma, sinsice yaklaşma, din ve ırkla ilgili taciz, zorbalık ve kabadayılık, eziyet etmek, yıldırmak, tehdit etmek, dışlama, rahatsız edici mesajlar bırakmak, sinir göstergeleri, kaba davranışlar, iş araç gereç ve gereklilikleriyle ilgili engellemeler, düşmanca davranışlar, küfür etmek, bağırmak, isim takmak, kasıtlı sessizlik, kabul edilemez dolaylı imalar”(Tınaz, 2006: 41).

Psikolojik şiddet, işyeri şiddetinin en hızlı büyüyen şeklidir. Bu şiddet türünde, işyerinde saldırgan bir bireyin, işini daha iyi yapabilecek yetenek ve güce sahip bir başka bireye veya bir grup bireye karşı, çalışma yaşamını zorlaştırıcı bir takım davranışları sergilemesi söz konusudur.

İşyerinde psikolojik şiddet, motivasyon eksikliği ile birlikte verimsizliğe neden olmaktadır. Şiddet tanımı içinde fiziksel eylemler ilk anda akla gelmektedir. Psikolojik şiddet, fiziksel şiddet davranışlarından daha yıkıcı ve kalıcı etki bırakmaktadır (Westhues, 2002: 32). İşyeri şiddeti davranışları sistemli uygulanmakta, psikolojik savaş başlamakta böylece mağdurun çaresizliği artmaktadır (Tınaz, 2005: 47).

İşyerinde psikolojik şiddet tanımına uyan olumsuz davranışlar listesi kapsamında yer alan haksız eleştiri, hata bulmak, zayıflatmak, yalnızlığa terk etmek, dışlamak, iki yüzlülük, asıl niyeti gizlemek, iftira etmek, çarpıtmak, sürekli eleştiri, tehdit etmek gibi her tür rahatsız ve taciz edici eylemde bulunmak gibi tutum ve davranışlar, Leymann’ın belirlediği psikolojik şiddet davranışları kapsamında da yer almaktadır. Dolayısıyla psikolojik şiddet de, bir şiddet olarak değerlendirilmelidir (Tınaz, 2006: 46).

3.1.4.2. Çatışma ve Psikolojik Şiddet

Günümüzde örgütsel ve bireysel gelişim aracı olarak tanımlanan çatışma, zorlayıcı koşullar nedeniyle sıklıkla karşılaşılan ihtiyaç, amaç veya fikir ayrılıklarından oluşan, olağan rekabet ortamı olarak tanımlanmaktadır (Baltaş, 2002, s.1). Çatışma, örgütte birey ya da grup içinde zıtlık, uyumsuzluk, engellenme biçimlerinin iyi yönetilmediği zaman örgütte ve bireyde olumsuz etkileşim süreci oluşturan, örgüt faaliyetlerini olumsuz etkileyen ya da durmasına neden olan anlaşmazlık olarak belirtilmektedir (Atiker, 2006: 2).

İş yerinde verimliliğin artması ve işin amaçlarına ulaşması için çalışanlar arasında rekabet olması istenilen bir durumdur. Örgütlerde görülen sağlıklı bir rekabette çatışma istenilen bir durum olabilir, ancak psikolojik şiddet söz konusu olduğunda, çatışmalar sorgulanabilir. Rekabet sürecinde çalışanlar arasında çeşitli çatışmalar, hatta şiddet bile ortaya çıkabilir. Ancak bu çatışma ve şiddet, örgüt içindeki olaylara ve konulara yönelik olduğunda istenilir nitelik kazanır. Söz konusu çatışmalar kişisel değerlere yöneldiğinde ise istenilir olmaktan uzaklaşır. Oysa psikolojik şiddet söz konusu olduğunda, iş yerindeki ortam sisli hale gelir, iletişim belirsizleşir ve etkileşim düşmanca olmaya baslar (Cassito, 2003:11-12).

Leymann’a göre psikolojik şiddet ve çatışma arasındaki en önemli farklardan birisi, çatışmanın güç olarak birbirine eşit kişilerce uygulanmasıdır. Buna karşılık psikolojik şiddet de eşit taraflar olabileceği gibi, bir veya daha fazla güç bakımından eşit bireylerin daha zayıf bir kişiye, baskı altında kalana kadar düşmanca davranışlarda bulunmasıdır.

(http://www.leymann.se/English/12100E.HTM.(20.06.2010))

Leymann, 1980’li yıllardan beri sürdürmekte olduğu araştırmalar sonucunda, psikolojik şiddetin çatışmanın aşırı ve abartılmış bir şekli olduğunu savunmaktadır. Psikolojik şiddet, çatışma durumundan kısa bir süre sonra, bazen de çok uzun zaman sonra ortaya çıkabilmektedir. Psikolojik şiddet olgusu sürekli gelişip değiştiği için, sosyal psikoloji alanında saldırganlık ve çatışma ile ilgili yeterli araştırma olmasına rağmen, psikolojik şiddet ile ilgili yeterli araştırma bulunmamıştır.

(http://www.leymann.se/English/12100E.HTM.(20.06.2010))

Psikolojik şiddeti harekete geçiren çözüme bağlanmamış, üzerine gidilmemiş çatışmadır. Bu tür bir çatışmanın şiddeti artarak psikolojik şiddete dönüşmektedir. Çözümlenmemiş çatışma, kendi için dinamiklerini yaratmaya eğilimlidir. Yoğunlaşır ve

baş edilemez boyutlara ulaşır. Bir konu, eylem ve tepkilerle karmaşık birkaç konuya dönüşür. Bu süreç içinde ilk çatışmanın ne olduğunun unutulduğu çok olmuştur. Çözülmemiş çatışma verimliliğin düşmesine, duygusal endişelere ve giderek artan hastalık izinlerine yol açar. Bu aşamadan sonra mağdurun davranışları yöneticisine veya üst yönetime onu eleştirme gerekçesi sunar ve psikolojik şiddeti körükler. Zarar gören kişi çözüm aramaya çalıştıkça zorba da sorunun çözülmemesi için nedenler yaratır. Mağdurun davranışlarında, kendilerini haklı çıkaracak yeterli sebep bulurlar. Karşılıklı suçlamalar durumu körükler. İnsanlar temel sorunları çözmeye istekli olmadığında – psikolojik şiddette de böyledir- çatışmanın kızışması kaçınılmaz olacaktır. İşten çıkarılma artık an meselesidir (Davenport vd., 2003: 132).

3.1.4.3. Stres ve Psikolojik Şiddet

Stres organizmanın bedensel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Karşı karşıya kaldığı tehdit ve zorlanmalar karşısında birey kendini korumaya yönelik tepki verir. Bu tepki genelde ‘savaş’ veya ‘kaç’ biçiminde adlandırılır (Baltaş ve Baltaş, 1993: 23).

Psikolojik şiddet işyerinde strese neden olan faktörlerden biri olduğu için aralarında güçlü bir ilişki vardır. Psikolojik şiddete uğrayan kişinin fiziksel ve ruhsal olarak sıkıntıya girmesi bunun sonucunda stresin ortaya çıkması psikolojik şiddetin bir stres kaynağı olduğunu göstermektedir.

Stres örgütlerde yönetilme becerisine göre, olumlu veya olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Stressiz bir iş ortamında rekabet olmamakta, bu durum da performansı düşürmektedir. Stresin yaşanmasıyla birlikte iş performansında artış görülmektedir. Bu aşamadan sonra stres gerekli şekilde yönetilebilirse, çalışanı motive ederek ruh sağlığını olumlu yönde etkileyecektir. Zihinsel dengeyi bozacak stres ortamı oluştuğunda birey uyum sürecinde ilk alarm reaksiyonu göstererek, fiziksel tepkiler ile korunmaya çalışacak, ikinci aşamada kaçış veya uyum sağlama tercihi yaparak vücut direnç dönemi yaşayacaktır. Üçüncü aşamada stres ortamı devam ediyorsa ve şiddeti artmışsa birey tükenme hissedecektir (Ekici ve Yılmaz, 2003: 2).

Stresli bir iş ortamı bütün düzeylerdeki personeli etkileyip, psikolojik şiddet gösterme eğilimine yöneltebilmektedir. Amirler üst yönetim tarafından gördükleri baskı

neticesinde astlara psikolojik şiddet uygulayabilirler. Astlar da bu şiddet karşısında strese girip bir başkaldırıyla karşı bir psikolojik şiddet davranışı gösterebilirler.

3.1.4.4. Bullying ve Psikolojik Şiddet

Literatürde ‘psikolojik şiddet’ kavramı ile karıştırılan ‘bullying’; kelime anlamı olarak ‘zorbalık’, ‘gözdağı vermek’ anlamına gelir. Bullying, Dan Olweus’un okul çocukları üzerindeki incelemeleri ile zayıf olan tarafın güçlü olan tarafından sürekli olarak aşağılanma, rahatsız edilme, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakılma, küçük düşürülme, tahrik edilme, taciz edilme davranışlarına maruz kalması olarak kullanılmaya başlamıştır. Dan Olweus ve İngiliz gazeteci Andrea Adams tarafından kelimenin daha çok okul çocuklarındaki kullanımı nedeniyle literatürde daha çok bu alandaki tacizleri ifade etmek için kullanılmaktadır. Ancak işyerinde psikolojik şiddet için de ‘bullying’ kelimesinin zaman zaman kullanıldığı görülmektedir. Her ihtimalde ‘psikolojik şiddet’ daha rafine ve ince bir tacizi ifade eder. Bullying ise çoğu zaman içinde fiziksel cebri de barındıran bir zorbalığı ifade eder.

(http://www.mobbingturkiye.net/index.php?Itemid=96&id=197&option=com_content& task=view 20.02.2011).

Bullying, psikolojik şiddetten farklı olarak, fiziksel saldırı ve tehdit anlamını da içermektedir. Bullying daha çok kaba davranış ve sözler olarak uygulanırken psikolojik şiddet, her tür incitici ve küçük düşürücü tutum ve davranış olarak ortaya çıkmaktadır. Bullyingin aksine, sadece duygusal veya psikolojik olarak yıpratan psikolojik şiddetin sonuçları ise, hem psikolojik hem de fiziksel olabilir. Leymann, terminolojideki psikolojik şiddet ve bullying kavramlarının kullanım alanlarının ayrılması gerektiğini, okullarda çocuklar ve gençler arasındaki zarar veren eylemler için bullying kavramının, işyerinde yetişkinler arasında görülen düşmanca davranışlar için psikolojik şiddet kavramının kullanılmasını önermektedir. İngiltere’de ve İngilizce konuşulan bazı ülkelerde, psikolojik şiddet davranışları olarak adlandırılan pek çok davranışı ifade etmek amacıyla bullying kavramının kullanıldığı görülmektedir. Ancak ayırt edici özelliği belirtmek için bullying at school(okulda bullying), bullying at work(işyerinde bullying) gibi bullyingin ortaya çıktığı yer belirtilmektedir (Tınaz, 2006:15-17).