• Sonuç bulunamadı

Programda Kullanılan Öğretim Teknikleri: Dilin kullanımı ve etkileşimi sağlamak için DMOEP, çocukların aktif katılımını teşvik eden ilgi çekic

etkinlikler içermektedir. Bunlar, dramatik oyun etkinlikleri, sanat etkinlikleri, blok ya da yap boz oyunları, müzik, hikâye vb. etkinliklerdir. Ayrıca ebeveynler çocuklarla birlikte etkinliklere katılmak için davet edilir. Zengin, uyarıcı ve teşvik edici bir ortam düzenlenmesi DMOEP’in temelidir. Ortam düzenlenerek, dili kullanma ve dilin kullanımına olanakları sağlama, dil müdahalesi için gerekli olan tüm ilkelere temel oluşturmaktadır. Ancak dil ediniminde teşvik edici bir çevrenin sağlanması tek başına yeterli değildir. Sınıf ortamında çocukların dikkatlerinin dilsel yapılara ve bu yapıların kullanımına çekilmesi için farklı öğretim yöntemlerine (müdahale tekniklerine) de ihtiyaç vardır ve DMOEP uygulanırken bu yöntemlerden bazıları kullanılmıştır. Kullanılan yöntemler; yoğunlaştırılmış uyaran verme, yeniden düzenleme veya değiştirerek model olma, genişletme ve cümle tamamlama, model olma-ipucu verme ve açık uçlu soru yöntemleridir ve her bir yöntem aşağıda açıklanmıştır.

a) Yoğunlaştırılmış uyaran verme: Hedeflenen iletişim ortamı yaratılıp, çocuklar için belirlenen amaca yardım edici ifadelerin kullanılmasıdır. Burada amaç, çocuğun istek ve gereksinimlerini sözcükler kullanarak ifade etmesidir (Bunce, 1995:3).

Örneğin; çocuk bahçede oynarken salıncağa gidip, tırmanmaya çalışırken, Eğitimci çocuğa: Salıncakta sallanmak mı istiyorsun?

Çocuk: tırmanmaya devam eder.

Eğitimci: Salıncağa tırmanıyorsun, diyerek çocuğu salıncağa oturtur. Çocuk: Salıncakta oturuyor.

Eğitimci: Seni sallamamı ister misin? Çocuk: Evet anlamında başını sallar.

Eğitimci: Çocuğu sallarken “Seni salıncakta sallıyorum.” ifadesini kullanır.

b) Yeniden Düzenleme ve Model Olma: Çocuklar dil bilgisi kurallarına uygun olarak konuşamayabilir. Yeniden düzenleme, çocuğun kullandığı ifadelerin

anlamını bozmadan, cümlenin söz dizim, biçim birim kurallarına uygun olarak yeniden söylenmesidir (Bunce ve Watkins, 1995:40; Bunce, 1995:4). Örneğin; sanat çalışmalarından biri olan, boya çalışmaları değerlendirilirken, eğitimcinin çocuğa, “Resminde neler anlatmak istedin?” yönergesine karşılık, çocuk resmini anlatırken “Burada bir yıldızlar var” , “Gülüyor babam bana” şeklinde bir ifade kullanarak anlatabilir. Birinci örnekte çocuğun anlatımında kullandığı yapıda “tekil bir nesneden bahsederken çoğul ifadeyi kullanması, ikinci örnekte ise özne nesne yüklem sıralamasında yani sözdizimsel bir gramer hatası bulunmaktadır. Bu durumda eğitimci, “Evet çok güzel, burada bir yıldız var.”, “Baban sana gülüyor.” şeklinde geri bildirim verdiğinde, çocuğun anlattığı ifadenin anlamını bozmadan, gramer kurallarına uygun olarak cümleyi yeniden düzenlemiş olur. Bu ifade, çocuğun orijinal ifadesine çok yakındır. Eğitimci, yaptığı geri bildirimde, düzenleme yapılan yapıya dikkat çekecek şekilde vurgu ve tonlamalar yapmalıdır. Burada önemli olan, yapılan hatalı kullanımın çocuğa doğrudan söylenmesi ya da eleştirilmesi değil, çocuğun yanıtını tekrar ederken eğitimcinin kendi cümlelerinde doğru kullanımlarla model olmasıdır. Eğitimci, çocuğun yaptığı hatalı kullanımı düzeltmek için doğru yapıları model olarak verdiği zaman, çocuğun dikkati yeniden düzenlenen doğru yapıya çekilmiş olur. Eğitimciyi model alan çocuk, daha sonraki konuşmalarında bu yapıları doğru şekliyle kullanabilir.

c) Genişletme ve Cümle Tamamlama: Genişletme, çocuklar düşüncelerini tek sözcüklü, hatalı ya da eksik sözcük kullanarak oluşturduğu sözel ifadelerinde, eğitimcinin çocuğun eksik kullandığı cümle aralarına yeni sözcükler ekleyerek veya, eksikliklerinin tamamlanarak geri bildirimin vermesidir. Çocuklar bir etkinlikle meşgulken ya da oyun oynarken olayı veya bir durumu tek sözcüklü cümlelerle anlatabilir. Böyle bir durumda çocuğa, birden fazla sözcük içeren bir cevap vermesine olanak sağlayıcı sorular yöneltilir. Eğer çocuk, birden fazla sözcük içeren cümlelerle cevap verirse, eğitimci çocuğun söylediklerini vurgulu geri bildirimleriyle genişleterek model olur.

Örneğin;

Çocuk oyuncak bebeğine temsili olarak yemek yedirirken (beslerken), Eğitimci: Bebeğin ne yapıyor? diye sorar.

Çocuk: Hiçbir şey söylemeden bakıyorsa, Eğitimci: Bu kim? sorusunu yöneltir. Çocuk: Bebek

Eğitimci: Bu ne? (çocuğun oyuncak bebeği beslemek için kullandığı oyuncağı ya da aracı işaret ederek) sorusunu sorar.

Çocuk: Kaşık (biberon ya da emzik vb..) cevabını verirse,

Eğitimci: Evet, bebek süt içiyor, şeklinde çocuğun söylediği cevapları içeren sözcükleri kullanarak ve arasına yeni bir sözcük (“içiyor” sözcüğü çocuğun cevapları arasında olmayan eğitimcinin eklediği yeni bir sözcüktür) ekleyerek cümleyi anlamına uygun olarak genişletmiş olunur.

Cümle tamamlama; çocukları düşünmeye yönelten ve ifade etme becerisinin gelişmesini destekleyen bir yöntemdir. Çocuklar düşüncelerini ifade ederken ya da çocuğa yöneltilen bir soruda çocuk istenilen cevabı veremediği durumlarda eğitimci, çoklu sözcük içeren cümlenin ilk bölümünü söyletmek üzere çocuğa soru yöneltir, çocuğun cevabı alınır. Sonra cümlenin kalan bölümünü söyletmek için soru sorulur. Çocuğun verdiği cevapları içeren anlamlı cümle tamamlanarak genişletilir (Bunce ve Watkins, 1995; Bunce, 1995).

Örnek 2: Sanat çalışmalarında, yapılan bir ürün üzerinde konuşulurken, çocuk yaptığı ürünü anlatmak istemeyebilir ya da eksik cümle yapıları içeren ifadeler kullanarak anlatabilir. Çocuk artık materyallerle oluşturduğu bir ürünü anlatırken, Eğitimci: Ne yapıyorsun? sorusunu yönelttiği zaman, çocuk: “Ev, araba ” veya “Yaptı babam lastikleri.”vb. gibi ifadeler kullanabilir. Eğitimci, “Evet kırmızı bir araba yaptın.”, “Baban arabanın lastiğini tamir ediyor.” şeklinde çocuğun söylediğini genişleterek ve gramer yapısına uygun olarak cümleyi tamamlayabilir. Bu genişletmeler ve cümle tamamlamalar, çocukların eksik ya da karışık olarak söylediklerinin farkına varmalarını sağlar. Bu yöntemle çocukların hem telaffuzları hem de dil kazanımları desteklenmiş olur.

Yeniden düzenleyerek model olma tekniğinde olduğu gibi eğitimci, bu tekniği de kullanırken, çocuğun hatalı kullanımlarını eleştirmeden ve çocuğa hissettirmeden vermelidir.

d) Açık uçlu sorular: Açık uçlu sorular, cevaplanmasında çeşitliliğe sahip olan, çocuktan çocuğa göre cevapları değişen soru türleridir. Örneğin, "Resminde neler yaptığını bana anlatır mısın? Sen olsan neler yapardın? Niçin böyle yapmış olduğunu düşünüyorsun? vb. Bunların tersine cevapları evet veya hayır olmayan, ya da birtakım şıklar seçerek cevap verilemeyen sorulardır. Örneğin “ Bu nedir?” sorusu yerine, “Resminle ilgili bana neler söyleyebilirsin?” sorusu çocuğun birden daha fazla sözcük kullanarak cümleler oluşturmasına yardımcı olmaktadır. Bu yöntem, çocukların daha geniş cümleler oluşturmasına fırsat verdiğinden dil kazanımını kolaylaştırıcı bir etkiye sahiptir (Bunce, 1995: 39)

e) Model Olma ve İpucu: Model olma, dil kazanımında hedeflenen dilsel yapılar ve becerilerin kalıcı olmasını sağlamada en etkili yöntemlerden birisidir. Model olma, bir kişinin yaptığı davranış ve hareketi gözlemleyerek, taklit ederek yapma ve öğrenmedir. Model olma yöntemi, sözel ipucuyla birlikte kullanılmaktadır ve öğretim süreci içinde sistematik olarak geri çekilerek, çocuğun sadece sözel ipucuyla istenen davranışı gerçekleştirmesi sağlanmaktadır. Model olunurken de yapılanlar çocuğa sözel olarak ifade edilmektedir. Model olma yöntemi, hareketin ya da davranışın tamamının yapılarak açıklanması, yönerge verilerek, davranış ya da hareketin başlatılması ve yalnızca yönerge verilerek çocuğun dili doğru olarak kullanmayı gerçekleştirmesi şeklinde aşamalı olarak kullanılmıştır. (Johnson ve Bauer, 1992:.34; Salend, 1998:203; Allen ve Cowdery, 2005: 242). Etkinlikler sırasında model olma yöntemi kullanılırken, çocuklara yapılacak açıklamalar basitten karmaşığa basamaklandırılıp, yapılanlar çocuklara sözel olarak ifade edilerek model olunmuştur

İpucu, çocuğa belli bir uyaranın varlığında doğru tepkide bulunmasını sağlamak amacıyla nasıl davranacağı ve ne yapacağına ilişkin hatırlatmada bulunmadır. İpuçlarının temel amacı, çocuğun dikkatinin dilsel ifadelere

yoğunlaştırmasını sağlamaktır. Görsel ya da işitsel ipuçları çocukların dikkatini çekmede kullanılan etkili yöntemlerdir. Görsel ipucu, gösterilen bir resim, nesne ya da sembol olabilmektedir. İşitsel ipucu ise, “bir nesnenin sesi, olabilmektedir (Mcclannahan ve Krantz, 1999:45).İpuçları; sözel ipucu, işaret ipucu, model olma ve fiziksel yardımı içermektedir. Ancak bu çalışmada yoğun olarak sözel ipucu kullanılmıştır.

Sözel ipucu; çocuktan yapmasını istenilen bir durum ya da davranışın sözcüklerle ifade edilmesidir. Sözel ipucu, çocuklar kendilerine söyleneni anladıkları takdirde hareketleri yapmalarına yardım eden kullanışlı bir yöntemdir. Sözel ipucunun kullanıldığı etkinlikler, verilen ipuçlarının çocuk için anlamı olması duruna dikkat edilmiştir. Bazı durumlar sözel ipucu, fiziksel yardım ve model olma ipuçlarıyla birlikte kullanılarak sözel ipuçlarının çocuk için anlamlı hale getirilmesi sağlanmıştır. İşaret İpucu: Fiziksel temas olmadan çocuğun dikkatini bir şeye çekmek için yapılan hareketlerdir. İşaret ipucuyla birlikte sözel ipucu verilerek çocuktan ne yapması beklendiği ifade edilmektedir (Johnson ve Bauer, 1992:30-31).

f) Pekiştirme ve Övgü: Pekiştirme, istenen bir yanıtın alınması ya da davranışın gösterilmesi sonucunda sunulan ödüldür. Pekiştirme istenen davranışın gösterilme sıklığını arttırmaktadır (Allen ve Cowdery, 2005: 242). Sözel pekiştireçler, “aferin, çok güzel söyledin, sen bunu yapabilirsin” gibi söylenen sözler ya da övgüler olabilmektedir. Sözel pekiştireçlerden biri olan övgü, çocukların öğrenmesinde önemli bir yere sahiptir ve maddi pekiştireçlerden daha etkili olmaktadır. Etkili övgüde izlenmesi gereken adımlar; övgünün spesifik olması, bakış ya da sırta dokunma gibi övgülerin de kullanılması ve sözcüklerin teşvik amaçlı kullanılırken çeşitlendirilmesidir. Sosyal pekiştireçler ise, alkışlama, sarılma, başını okşama, öpme gibi ödüllerdir (Johnson ve Bauer, 1992:34).

5. Eğitim Etkinliklerinin Planlanması (Programın İçeriği): Dil merkezli