• Sonuç bulunamadı

Programın İlkeleri: Dil edinimi en iyi şekilde, anlamlı sosyal bir çevrede sağlanabilir Anlamlı sosyal çevre, çocukların iletişim kurma eğilimlerini doğal

ortamlarda daha rahat sergileyebileceği, dil yeteneklerini doğal bir tutumla akranları ve yetişkinlerle paylaşabileceği bir çevredir. Bu doğal ortamdaki etkinliklerde çocuklar, öğretmenin ne söylemek istediğini anlamak, öğretmeninden veya akranlarından yardım istemek, paylaşmak, oyunlarda rol almak için sözel dil yeteneklerini kullanırlar. Çocuklar bu anlamlı sosyal durumlarda kendi katılımlarını yönlendirebilirler. Bunların gerçekleştirilebilmesi için programın oluşturulmasında izlenen temel ilkeler ve yöntemler;

a) Zengin uyarıcı eğitim durumlarının oluşturulması: Çocukların birbirleri ile etkileşimleri, onların iletişim yetenekleri için önemli ve anlamlı bir durumdur. Programda, çocukların yorumlarına değer verilerek akranları ile fikir alış verişinde bulunmaları ya da bir etkinlik üzerinde tartışmaları çok değerlidir. Çocuklara akranlarıyla etkileşime geçebilecekleri, teşvik edici ve pratik yapmalarına olanak sağlayıcı ortamlar oluşturulmalıdır.

b) Dil kazanımını kolaylaştırma programın bütününü kapsamaktadır: Programda dil öğretmek için özel bir zaman dilimi yoktur. Nasıl iletişim kurulacağı

bir etkinlik veya belli bir zaman dilimi ile sınırlandırılmamıştır. Çocukların yeni sözcükleri, dil yapıları ve cümlelerin kullanımlarını öğrenmeleri model olma, teşvik etme gibi yöntemlerle olayların akışına bırakılmalıdır.

c) Program ana temalar içermektedir: Programda belirlenen hedef ve hedef davranışlara ulaşmak için her hafta için bir tema belirlenmiştir (Ek 3). Bu temalar çocukların yakın çevresinden uzak çevresine, basitten karmaşığa, somuttan soyuta ilkeleri göz önünde bulundurularak seçilmiş ve bu temalar doğrultusunda günlük planlar oluşturulmuştur (Ek 4). Programda kullanılan ana temalar vücudumuz, giysiler, yaşadığımız çevre, ulaşım ve trafik, kullandığımız araçlar, oyuncaklar, hayvanlar, bitkiler, meslekler vb. temalardan oluşmaktadır. Ana temaların kullanımı, erken çocukluk eğitimi programlarında standart bir yöntemdir. Dilsel hedeflere ulaşabilmek için temalar bir araç görevi üstlenmektedir. Araç olarak seçilen temalar, farklı kültürel geçmiş, bilgi ve deneyime sahip çocuklara tartışabilme olanağı vermektedir. Ayrıca temalar aracılığıyla çocuklar, birbirlerinin farklı deneyim ve ilgilerinin olduğunu kolaylıkla kabul edebilmekte ve içinde bulunduğu kültüre ait günlük deneyim ve alışkanlıkları daha kolay tanıyabilme olanağına sahip olmaktadır. Temaların seçiminde yakından uzağa ilkesi temel alınması, çocuklar sahip olduğu deneyimlerini daha rahat ortaya koyabilmeleri, tartışabilmeleri ve temalarla ilgili duygu ve düşüncelerini rahatça ifade edebilmeleri sağlanmış olacaktır. Ayrıca temalar, çocukların merakları doğrultusunda sorular sormalarına ve sorulan sorulara deneyimleri doğrultusunda cevaplar üretmesine ortam oluşturacağından, çocuklar hedeflenen dil yapılarını kullanmaya teşvik edilmiş olacaktır. Çocukların bilinen temalarda günlük yaşantılarını aktarırken, özellikle bildikleri sözcükleri kullanarak cümleler oluşturacak ve bilmediği yeni sözcük ya da dilsel yapıları da anlamsal ve kullanım açısından bağlantı kurmada daha kolay yerin getirebilecektir. Seçilen temalarda -çocukların ilgi ve ihtiyaçları doğrulturunda- doğrudan kendi yaşamsal deneyimleri ele alındığından, çocukların beş duyusunu kullanarak somut durumları daha kolay ifade etmelerini sağlanmış olacaktır. Çocuklar temaların ne olduğunu bildiklerinde, bir durum ya da olay ile ilgili iletişim kurmada, kendi planlamalarını yapabilirler ve soyut fikirler geliştirebilirler. Bu nedenle seçilen temalar, hedeflenen dildeki anahtar sözcüklerin ve dilsel yapıların

günlük yaşamda tekrarlanmasına fırsat vernesi açısından dil merkezli programlarda önemli bir ilkedir.

d) Program çocuk merkezlidir: Çocuğun iletişim girişimi; ilgisini çeken durumlar ve olaylar vs. ile başlamaktadır: Yetişkinlerin, çocukların ilgisini ve dikkatini çeken konularda konuşmaları yapması, onların olaya ilgisini arttırır ve güven verici bir ortam sağlar. Bu durum da çocukların iletişim kurmasını kolaylaştırır. Programda; sözel etkileşimi teşvik etme yöntemi, çocukların sözcük hazinesini geliştirmelerini, ses sistemi ve dil bilgisi, kullanımını ve dil bilimsel sistemi yeniden inşa edebilmelerini sağlamaktadır.

e) Programda, çocukların talepleri fonksiyonel bir değer olarak kabul edilmektedir: Çocukların istekleri, iletişim kurmak için önemli bir atılım olarak görülmektedir. Sınıf ortamındaki çocukların konuşma şekillerinden çok, ilk taleplerindeki deneyimlerine ve anlaşılabilme derecelerine değer verilmektedir.

f) Programda, ebeveynler önemli katılımcılardır: Çocukların, sınıftaki sözel etkileşimi ev ortamlarına da taşımaları ve geri dönüt almak amaçlanmaktadır. Ebeveynlerin katılımına programın her aşamasında yer verilmiştir. Bu programda, ebeveynlerin sınıf ortamı sınıf dışı etkinliklere katılım şeklinde gerçekleştirilmişti. Ebeveynlerin sınıf ortamına çocuklarla etkileşim kurmaları ve sınıf ortamında kullanılan dile dikkat çekmek ve çocuklarıyla iletişimlerinde bu kriterlere duyarlılık kazandırmak amacıyla sınıfa konuk olarak davet edilme, kendi bildikleri bir hikayeyi sınıf ortamında çocuklara okuma, çocukların oyunlarına katılımı şeklinde gerçekleştirilirken, sınıf dışı etkinliklerde, ebeveynler ile her hafta düzenli olarak, eğitim sonrası bir araya gelinmiş, çocuklarla okulda yapılan etkinliklerden hikâye, parmak oyunu, tekerleme, şarkı, şiirler ve farklı çocuk kitapları okunarak ve uygulanarak gösterilmiş ve yazılı olarak da her bir aileye verilerek evlere gönderilmiştir. Evlere resimli hikaye kitaplar, düz metinlerden oluşan masallar, Cd ile hikaye dinleme, çocuklarıyla kendi istedikleri bir konuda 5-10 dakikalık sohbet etme, belli anahtar sözcükler gönderilerek, bu sözcükleri kullanarak çocuklarıyla kısa hikayeler oluşturma ve bu sohbeti ya da hikayeleri kasetlere kaydetme gibi katılım etkinlikleri düzenlenmiştir. Bu etkinliklerle, çocukların anahtar kavramların ve dil yapılarının tekrarı, hedeflenen sözcüklerin anlamları, sesler ve telaffuzlar, ortamlar

arasında dilsel yapılarda genellemelerin yapılması teşvik edici dilsel pratiklerin yapılmasına yönelik ortamlar sağlanmıştır.

g) Programda, sınıf ortamında dilin kullanılması önemlidir: Sınıf ortamının düzenlenmesinde temalar üzerine odaklanılarak, dil kazanımını destekleyici bir çevre oluşturulmaktadır. Bu yaklaşımda önemli olan nokta, sosyal ve dil yeteneklerinin birbirini etkilediği yolların farkında olmaktır. Örneğin, sözel dil yeterliliği olan çocuklar için istedikleri bir şeyi almak kolaydır. Dil yeterliliği olan bir çocuk, “Sen bana bu arabayı verirsen, ben de sana bu kamyonu veririm.” diyerek isteğini dile getirebilir. Ancak dil yetersizliği olan veya sınırlı bir dile sahip olan çocuk, bir oyuncağı alma isteğini “ benim” diyerek veya arabayı sıkıca tutarak basit anlamlar çıkarabilir ve istediğini karşısındakine tam olarak anlatamayabilir. Bu durum çocuk için problem yaratabilir veya akranları tarafından reddedilmesine neden olabilir. Programda birebir yetişkin yönetimli çevreden ziyade, daha çok etkileşimci bir çevreye taşınan bir dil müdahalesi sağlanmaktadır.

h) Dilin kullanımını ve sınıf içinde etkileşimi sağlamak için çocukların aktif katılımını teşvik eden ilgi çekici etkinlikler içermektedir: Bunlar; dramatik etkinlikler, oyun etkinlikleri, sanat etkinlikleri, blok ya da yap boz oyunları, müzik, hikâye, bilmece, tekerleme, gezi-gözlem, deney, okuma yazma çalışmaları vb. etkinlikleri içermektedir.

3. Eğitim Ortamlarının Düzenlenmesi: Sınıfın yapısı ve düzenlenmesi ile