1.1 Literatür Özeti 1
1.1.1 Problem Tanımı ve Faktörleri 13
Yukarıdaki bölümde, literatürde incelenen çalışmalar doğrultusunda aktarıldığı gibi; yapım endüstrisindeki gecikme problemi global bir fenomendir [108] ve bağlantılı olarak da bina projeleri, bütçesinde ve takviminde tamamlanamama problemiyle global olarak hemen hemen her yapım projesinde karşı karşıya kalmaktadır. Bu problemin etkileri, farklı boyutlarda olsa bile, projenin çıktıları olan teslimatların yapılı hali olan binaların son kullanıcılarının da içinde olduğu projenin hayat evresindeki tüm
gruplarda görülmekte, yapım projelerinin gecikme etkilerinden doğrudan etkilenen bu gruplar başta işveren olmak üzere, yüklenici ve alt-‐yükleniciler, son kullanıcılar, tasarımcı ve danışmanlar, işletim sürecinde hizmet verecek şirketler, komşular ve bölge sakinleri, bölgesel veya kentsel çeşitli yönetim birimleri, bölgede diğer planlanmış yatırım grupları/sahipleri v.b. olacak şekilde genişleyerek gitmektedir.
Bu gruplardan işveren ve yüklenicilerin en önemli kayıpları saygınlık, karlılık, bazı durumlarda maddi kayıp, yeni proje fırsat ve alternatiflerini değerlendirememe v.b.; tasarımcı ve danışmanların saygınlık, negatif referans ve gelecekteki ihale listelerinden çıkarılmaya varabilen olumsuz performans değerlendirmeleri, karlılık ve/veya maddi kayıp v.b.; son kullanıcılar projenin uzamasının enflasyon etkilerinden dolayı maddi kayıp, ruhsal yorulma/yıpranma gibi psikolojik etkiler v.b; işletim süreci şirketleri için iş ve iş gücü planlama ile fırsat değerlendirme v.b. gibi etkiler; komşu ve bölge sakinleri için kamusal alan kullanımlarının kısıtlanması, görsel-‐işitsel kirlilik gibi çevresel etkiler v.b; yönetim birimlerinde kamu kullanıcılarına çeşitli servis sağlanmalarının gecikmesi veya durması, bölgesel altyapı ve güç sağlama toplam planlamasının etkilenmesi v.b.; ve diğer planlanmış yatırımlar üzerinde gecikmenin bölgenin tamamlanmasına etkilerinden dolayı rakiplerle satış ve pazarlama konusunda geriye düşmekten doğan fiyatlandırma ve gayrimenkul değerleme etkileri olmak üzere çok farklı ve geniş negatif kayıp etkileri alt problemlerine neden olmaktadır.
Yapım projelerinin bütçe ve süresinin dışına çıkması probleminin çeşitli etkileri içinde yapım aşaması ve yüklenici gibi onun baş aktörlerine ait doğrudan etkiler ilk sırlardayken, bunu izleyen diğer etkilerin en yükseklerinden biri de tasarım hizmetinin yani mimari tasarım projesinin takviminde diğer bir anlatımla planlanan süresinde tamamlanamaması, gereken sayıda teslimat sayısı içermemesi, çizimlerin içeriğinin gereken detaylara inememesi, yanlış uygulama projeleri v.b. gibi özetle mimari tasarım projesinin geç, yetersiz ve/veya yanlış hazırlanması gelmektedir. Bina yapım projelerinin geç tamamlanma genel sorununun yukarıdaki paragrafta verilen toplam süreci ve toplam aktörleri üzerindeki genel etkilerinde de payı yüksek olan mimari tasarım projelerinin gecikme ile yetersiz ve eksik üretilme problemi ayrıca ait olduğu spesifik projenin çeşitli ekipleri arasında tartışmalar, anlaşmazlıklar, kavgalar ve hatta uluslararası mahkemelere taşınan ihtilaflara da neden olabilmekte ve bu durum da
projenin geçici süre durdurulmasından iptal edilmesine kadar varabilmektedir. Ayrıca mimari tasarım projesinin gecikmesinden yada mimari tasarımın yetersiz ve eksik hazırlanmasından dolayı yatırımın yapım sürecinin kaosa sürüklenip projenin planlandığı zamandaki pazar isteklerinin değişmesi ile projenin tercih kaybedip satış rakamlarının ön-‐talebi yakalayamamasından dolayı iptal edildiği durumlar da olmaktadır.
Örneğin içlerinde Amerika ve Rusya’nın da olduğu çok ekonomili ülkeler ile ağırlıklı olarak petrol ve doğal gaza dayalı Kazakistan gibi Orta Asya ülkeleri; Maldivler, Singapur gibi turizme dayalı ve Malezya gibi hem petrol hem turizme dayalı gelişmekte olan Uzak Doğu ülkelerinin yanında Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen gibi ağırlıklı olarak gayrimenkule ve petrole dayalı ülkelerde 2008 yılında başlayan global krizden önce pazarın en canlı olduğu dönemlerde başlayan ve mimari tasarım projelerinin en farklısını yapma uğraşıyla aylarca uzayan yüzlerce gayrimenkul geliştirme projesi, global krizin başlamasıyla planlanan gayrimenkul pazarlama modellerindeki hesapların yarısının da altında satış değerlerine düşmüş ve bu yüzdende kimisi proje aşamasındayken kimisi de yapım aşamasında olmasına karşın durdurulmuşlardır.
Mimari tasarım projelerinin bu problemli durumlarından dolayı doğan ihtilaflar eğer proje üretim ekibi, tasarım hizmeti alınan farklı bir kuruluşsa, şirketler arasında saygınlık düşüşü, şirketin yetersiz olduğuna inanma gibi önemli güven kaybı problemlerini ortaya çıkarmakta ve eğer tasarım ekibi yatırımcı şirketin kendi yapısı içinde bir departman ise de diğer satış ve pazarlama, değerleme, yapım ve yönetim gibi departmanlarla karşılıklı parmak göstermeler içeren ihtilaflara dönerek şirketin kuruluş nedeni olan proje üretip, pazarlayarak kar yapmak hedefinin unutulup, politik oyunlarla örülmüş kendini koruma savaşlarına dönmesiyle şirkete derin ve bazen de kalıcı farklı zararlar verebilmektedir.
Yukarıda verilen mimari tasarımlar ile ilgili mimarla düşülen ihtilaflar ve şikayet konularının esas sebebini RIBA [109] de, genellikle tasarım süreci ile planlama ve yapım sürecinde mimarın görev ve sorumluluklarının eksik ve yanlış anlaşılması olarak göstermekte ve bu dokümanı mimarın bir bina projesinde tipik sağlaması gereken servislerin özet olarak belirlenmesi için yayınlandığını belirtip, özel isteklerin karşılıklı
konuşularak anlaşılması gerektiğini vurgulamaktadır. RIBA ayrıca [110]’deki diğer bir yayınında da mimar’ın bir problem olduğundan haberdar olmayabileceğini ve bu yüzden de mimarla konuşulup neyin yanlış gittiğinin anlatılması gerekliliğinin, zorluğun çözülebilmesi için ilk yapılması gereken olduğunu belirtmektedir.
Burada RIBA’nın önemle altını çizdiği konu, neredeyse her bina projesinin tasarım evresinde karşımıza problem olarak çıkmakta ve ihtilaflar oluşturmakta, bunun başat sebebi de ödenen proje hizmeti bedeli karşısında mimarlık şirketinin vereceği hizmetler ve üreteceği çıktılar olan teslimatların adetleri gibi nitel durumları ile içeriklerinin detay derecesi gibi nicel durumları teklif evresinde açıkça belirlenmemesi olmaktadır. Oysaki Goodpasture’a göre [111], bedelin proje yönetimi bilimi içinde rekabete dayalı tanımı, alıcıların, bir şirketin sağlayacakları için ödemeye hazır oldukları miktardır. Alıcı ise, proje teslimatlarının kullanıcısıdır [5]. Bu durumda alıcılara mimari projeleri kullanmaları için sağlanacak olanlar teslimatlar olduğuna göre, ödenen bedel karşısında teslimatların tam detayıyla neler olduğunu herkesin açıkça bilmesi gerekirken, mimari tasarım projelerinde bu noktalar açık değildir ve bu yüzden de proje sürecinde üretilen teslimatlar tek tek bilinemediği için de toplam üretim süreleri ve kilometre-‐taşı eşikleri gibi konular da belirlenmediğinden dolayı, projeler üretilirken kazanılmış değer yönetimi ile rutin olarak ilerlemeleri ölçülemeyen mimari tasarım projeleri, planladıkları tarihten geç tamamlanmakta ve rutin ölçümlerle kilometre-‐taşlarında proje tashihleri yapılmadıkları için de içerikleri zayıf kalabilmekte yada yeterli detaya paket olarak erişememe problemiyle karşılaşıp, yapım evresi de dahil olmak üzere tüm proje takvimini ileriye itip, bütçesinin de üzerine çıkarabilmektedir. Ayrıca mimari tasarım projelerinin yetersiz ve eksik hazırlanması probleminden dolayı, proje bütçesi ve genel planlaması da yetersiz ve eksik bilgilerle yapılmakta, bu durum da projenin yapım yönetimi planı, satış ve pazarla stratejileri ve rakamları gibi unsurlarda yanlış hedefler belirlenmesine neden olmakta, böylelikle de projeye karlılığından kaybetmekte, bazı durumlarda ise maddi kayıplara bile varabilmektedir.
Projelerin bu yetersiz ve eksik olarak hazırlanma problemi, mimari teslimatlar olan çizimlerin her şirkette bir standart ile elde edilememesinden doğmaktadır. Stitt [112] de mimari çizim konularıyla ilgili; aynı iş için, aynı bedel karşılığı aynı kalitede çizimleri farklı tasarım ofislerinin iki katına varabilen sayıda kapsam değişikliğiyle (teslimat sayısı
v.b.) ürettiklerini, tasarım süresinin ise iki farklı mimarlık şirketinde beşte birine varabildiğini, bu şekilde minimum servis satın alınınca da yeniden çizim gerekliliğinden dolayı onay gecikmeleri, yetersiz saha araştırmasından dolayı uygulama gecikmeleri, az sayıda çizim olduğu için düşük yapım teklifi verilmesi ve yapım sırasında fiyatların artması, sonrasında bakım problemleri, çatı ve cephe sorunları, kiracı davalarının oluştuğunu ayrıca bu durumdan farklı olarak mimari ofislerin çizimleriyle ilgili hatalar ve eksiklik problemlerinin hep olduğunu (bir çizimin ortalama 4 ila 6 adet hata içerdiğini), çizim gruplarının gereksiz bilgi ve tekrarlarla yüklendiğini, çizimlerin bilgisayarda çıkmış bile olsa okunamadığını, yapım bilgilerinin uygulama ve ihale evrelerine göre hazırlanmadığını, spesifikasyonların çizimlerle iletişim içinde olmadığını belirmekte ve örnek üzerinden giderek bir lojman projesinde çizimlerin çok boş olmasından dolayı güzel görünmesi için haftalarca ek iş yapılarak doldurulduğunu, her konut ve odanın çizimle işlendiğini fakat sonrasında tasarımda yapılan değişikliklerin tüm mekanları etkilediği için çizimlerde doldurulan her mekanın baştan çizildiğini, sonunda projenin bu çizimle doldurma eforundan dolayı beş hafta geç kaldığını, projenin gecikmesinden dolayı zaman kalmadığı için detay tasarımların hazırlanamadığını, detay tasarım olmadığından dolayı en düşük yapım teklifinin bile maliyet hesabında belirlenen bedellerden %15 daha fazla çıktığını, bu yüzden çizimlerin tamamlanması istendiğini, bunun için de yüksek bir fazla mesai ödendiğini ve sonunda da uygulama çizimlerinin hazırlanması ve tasarımın basitleştirilmesi gerekliliğinin doğduğunu, bunun da ofise tekrar büyük bir maliyet getirdiğini vermektedir.
Bu örnekten de algılanabileceği gibi, mimari projelerin içerikleri, sayıları ve eksiksiz tamamlanmaları, yapım sürecinin eksiksiz geliştirilmesi ve planlanması için önemli ve gereklidir. Sağlıklı gelişen mühendislik teknolojilerinin yapım endüstrisinde uygulamalarını bulmaya başlamasıyla günümüzün egemen geçerli pratiği, yapım başlamadan tasarımın tamamlanmasıdır (Adeli ve Karim [113]), çünkü, bir projenin hayat döngüsünde, planlama ve tasarım evresi projenin başarısına en fazla etki eden konudur (Hasieh vd. [114]).
Mühendislik, tıp, ticaret/iş/iktisat, mimari ve resim zorunlu olanla değil olumsal olanla; konuların nasıl olduklarıyla değil, nasıl olabilecekleriyle, kısaca tasarımla ilgili (Simon [115]) olduğuna göre, bina projelerinin zamanında ve bütçesinde tamamlanabilmesi
için de tasarımların zamanında tamamlanması için çok yönlü özellikleri olan güncel proje geliştirme ve denetimi modelleri gerekmektedir çünkü [116] da belirtildiği gibi tasarım; mühendislik, yönetim, üretim, müşteri tecrübeleri ve dünya ile sıkı sıkıya bağlantılıdır.
Yapım projelerinin bütçesi ve süresinin dışına çıkmasının etkin nedenleri arasında olan mimari tasarım projelerinin geç tamamlanması ile yetersiz ve eksik hazırlanması probleminin kökünde, mimari projelerin üretim sürecinde hazırlanan farklı tasarım evrelerinin proje yönetiminin sadece yaratıcı tasarım konularına şartlanılarak ele alınması sebebi de yatmakta, tasarım hizmetlerini sağlayan ayrık şirketin veya aynı şirket yapısı içindeki tasarım departmanının yetersiz, tecrübesiz ve kalifiyesiz olması gibi durumlar göz önüne alınmazsa, bu probleme bağlantılı diğer önemli faktör de proje üretiminin geliştirilme ve denetim mekanizma ve araçları olan proje yönetimi konularının olması gerektiği kadar “güçlü” olmaması ve “sağlıklı” işlememesi bulunmaktadır. Burada “güçlü” tanımlamasıyla, mimari projelerin kazanılmış değer yöntemi ile ölçülmediği ve bir proje geçiş sistemi uygulanmadığı durumu vurgulanmakta; “sağlıklı” tanımlamasıyla da proje teslimatlarının veya teslimat paketlerinin proje kilometre-‐taşı eşiklerine bölünmediği ve rutin proje ilerleme ölçümlerinin yapılmadığı belirtilmektedir.
Bu tanımlanan problem, üretim süreçlerinde güçlü ve sağlıklı bir proje geliştirme ve denetim metodu olmayan mimari tasarım projelerini, estetik ve artistik yaratıcı tasarımın mimari gerekleriyle zaman harcanan bir proje yönetimine çevirmekte, böylesine bir proje yönetim modeli de projenin o anki ilerlemesini, o anki ilerleme ile devam ederse gelecekteki tamamlanmasını, o anki durum için gereken düzeltici eylemler gibi konularının hiç birini su yüzüne çıkarıp açıkça görülebilir şekilde verememektedir. Bu anlatılan problemli durum, mimari tasarım projelerinin geç tamamlanma ile yetersiz ve eksik hazırlanma durumunun sebebidir ve burada da verildiği gibi giderilmesi için düzeltilmesini içeren bir metod gerekmektedir. Ayrıca literatür araştırması bölümünde de verildiği gibi, mevcut literatür, yapım projelerinin gecikme ve bütçesini aşma problemini bir çok yerde belirtmekte ve bunun nedenleri arasında mimari tasarım projelerinin geç tamamlanması ile yetersiz ve eksik hazırlanmasını faktörünü de sıralamasına karşın mevcut literatür çalışmaları mimari
projeler için proje yönetimi, kazanılmış değer yönetimi, proje maliyet denetimi, proje planlaması v.b. gibi proje yönetimi bilimi genel veya özel konularına odaklanmamakta ve yapılan araştırmalarda mimari projelerin geç tamamlanma ve yetersiz ve eksik hazırlanma problemi konusunun giderilmesine çalışılmamakta ve bu problem için bir çözüm verilmemektedir. İlişkili olarak, yapım projelerinin gecikmelerine tam zıt yönden yaklaşarak, bina yapım projelerinin gecikme nedenleri yerine, tasarım projelerinin takviminde tamamlanamaması durumunun nedenleri, etkileri, etkilerinin boyutları ve çözüm ve düzeltme önerilerini içeren çalışmalar da bulunmamaktadır. Ayrıca tasarım projelerinin neden bütçesini aştığı, bu aşımların ne yüzdelerde olduğu ve toplam projeye ne kadar maliyetler getirdiği, bütçe aşımının nedenleri ve bu nedenlerin düzeltilmesine yönelik önerileri araştıran çalışılmalarla literatürde karşılaşılamamaktadır.
Mimari tasarım konuları ile ilgili yapılmış araştırmalar ve basılmış yayınlar genel olarak projeleri mimari tasarımlarının programlanması veya yaratıcı tasarım üretimi konularının içermektedir. Mimari planlama ve programlamanın ayrıca altının çizildiği mimari tasarım üzerine yapılan çalışmalarda, proje yönetimi uygulamaları yapım süreçlerinin örneklerini incelemekte ve mimari tasarım süreci daha çok tasarım yönetimi olarak verilmekte ve bu süreç için kazanılmış değer modeli dile getirilmemektedir. Bu konuda Budd, I ve Budd, C. [79] da ayrık ve özerk organizasyonlar için; bir çok proje yöneticisi kazanılmış değer yönteminin uygulanmasına baştan karşı çıkmaktadırlar, ne şekilde olursa olsun değişiklik korkutur, eğer proje yöneticileri kazanılmış değer kullanmadan da projelerinde bir seviyeye kadar başarılı iseler, kendi sistemlerinde rahat oldukları için, kazanılmış değer ile her adımları yakından izlenecek ve her eylemelerini açıklamakla zaman kaybedeceklerini düşünecek olduklarını vurgulamakta ve birleşik yapıdaki organizasyonlar için de; çoğu organizasyon, aktif projelerinin başlangıcından kapanışa dek tüm ilerlemesini izleyen bir sistemi denetleyen iyi kurulmuş ve işleyen bir proje ofisine sahip değillerdir, diye vurgu yapmaktadır. Callahan ve Stetz ise böylesine bir durumun yanlışlığının ve ümitsizliğinin altını [117] de, eğer proje yöneticileri, proje kaynakları ve malzemelerinin harcanmasının net ölçüsüne sahip değillerse, projenin gerçek maliyetini de bilemeyecekler veya projenin finansal olarak performansının o anda nasıl olduğunu da
anlayamayacaklardır, şeklinde çizmektedir. Bu noktada tasarımcı mimarların proje yönetimine olan bakış açılarını da görmemizi sağlayacak önemli bir tespit Peña ve Parshall tarafından [118] de yapılmaktadır; mimari tasarımcılar fiziksel kavramlara karşı genellikle öznel, sezgisel ve yüzeyseldirler.
Tüm anlatılanlardan açıkça görülmektedir ki güçlü ve sağlıklı bir şekilde geliştirilip denetlenmeyen projeler kısa sürede, hiç anlaşılmadan, bir bataklığa dönüşebilmekte ve takvimleri ve bütçeleri aşılmaya başlanarak bu bataklıkta yavaşça batmaya başlarken beraberlerinde başta proje yönetim ekibi, tasarım ekipleri, yükleniciler olmak kaydıyla projedeki tüm ekipleri de aşağıya çekmektedirler.