1.2 Tezin Amacı 20
1.2.2 Çalışmada Önem ve Sınırlılıklar 30
Çalışmanın önemi, 2001 ve 2010 yılları arasında önce petrol ve doğalgaz sektöründe farklı mühendislik ağırlıklı projelerin üretiminin geliştirme ve denetiminde ve daha sonra da gayrimenkul geliştirme sektöründe farklı mimari tasarım ağırlıklı projelerin üretiminin geliştirme ve denetimini pratiğindeki iki proje geliştirme ve denetim yönteminin gözlemlenmesi sonucu, bu konunun literatür araştırması yapıldığında mimari tasarım ağırlıklı projelerin geliştirilmesinin ve denetiminin mühendislik tasarımlarındaki gibi ölçülebilir araçlarla yapan bir proje geliştirme ve denetim yönteminin olmadığı belirlenmesi ile ortaya çıkmıştır.
Gayrimenkul sektörü pratiğindeki süreçte yapılan gözlemler sonucunda mimari tasarım projelerinde satın alınan tasarım paketlerinin net olarak neler içereceğinin belirtilmediği, bu sebepten dolayı proje yönetiminin rutin olarak yapılıp projenin ilerleme ve verimliliğinin kazanılmış değer yönteminde olduğu gibi sağlıklı olarak denetlenemediği, bu durumun da mimari tasarım projelerini kaosa sürüklediği hatta bazı durumlarda herkesi içine çekerek toplam projeyi geciktirip proje başlamadan hesaplanan karlılık planlarının gerçekleştirilemediği tespit edildiği için, bu konunun öneminden dolayı, tüm bu süre içinde toplanan doküman ve kaynaklarla, çalışmanın yapılmasına başlanmıştır. Mimari projelerin yönetim ve denetlenmesi konusundaki eksiklikler, burada belirtilen sorunlara sebep olduğu için bu doktora tezinin bilimsel ortamda hazırlanıp hem akademik hem de pratik alanda konuyla ilgili çalışanlara -‐ akademik çalışmalar yapan bilim insanları, eğitim çalışmaları yapan öğrenciler, ilgili sektör yöneticileri, çeşitli meslek profesyonelleri, danışmanlar, tasarımcılar v.b.-‐ önemli bir kaynak oluşturulması hedeflenmiştir.
Bu doktora tezinde anlatılan konular, proje yönetiminde, proje üretim aşamalarının geliştirilme ve denetim yönetimi üzerine olduğu için, çalışma genel proje yönetim bilimi ve tasarım yönetiminin basit gereklerinin açıklanmasını kapsamamaktadır. Çalışma proje yönetim bilimi temel gereklerinin bilindiğini varsaymakta, bu nedenden de proje yönetimi biliminin abc’sinin anlatılması bu çalışmanın konusuna dahil olmamaktadır. Ayrıca bu doktora tezi proje üretim süreçlerinin geliştirilmesi ve denetimi konusunu başından tanıtma hedefini de içermeyip, çalışma proje yönetimi konularına hakim
olunduğunu kabul ettiği birey yada gruplara, mimari tasarım ağırlıklı projelerin üretiminin geliştirilme ve denetim yöntemi konusu üzerine yeni bir kapı açmak amacıyla hazırlanmaktadır. Bu sebepten dolayı bu tez, proje denetiminde kullanılan kazanılmış değer yöntemi, proje ilerlemesinin ölçümleri, verimlilik indeks hesapları gibi bir dizi konuları başlangıçlarından anlatmayıp sadece tezin içinde geçen ilgili bölümlerde genel yapılarını ve anlaşılırlığını sağlamlaştırmak için özetleyerek tanıtmakta yada hatırlatmaktadır.
Bu doktora tezi, proje geliştirme ve denetimi konularına en azından belli bir seviyede aşina bir grubu hedeflemekte olduğu için tezin kesin sınırları “proje üretim süreçlerinin geliştirilme ve denetimi” konularının bilindiğini varsaymaktadır.
Diğer taraftan belirtilmesi gereken önemli konu, literatürde bazı çalışmalarda dördüncü kısıt olarak belirtilen kalitedir, (Schwalbe de [128] de bu dördüncü kısıtı vurgulamaktadır). Kalite konusu, proje yönetimi bilimi için gerçekten çok önemlidir ve kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Proje yönetiminde kaliteyle belirtilen, projelerin son ürününün müşteriyi memnun edecek standartlarda olmasıdır. Mimari projeler için kalite konusu, son ürünler olan teslimatların içerikleridir ve bu da literatür araştırmasında belirtilen çizimlerin eksik ve hatalı hazırlanması, spesifikasyonlarla iletişim kuramaması gibi kapsam yetersizliği problemiyle doğrudan bağlantılıdır. Bu probleme çözüm olarak tezde, üretilen mimari çizimlerin tashih sayısı arttırılmakta ve bu süreç işverenin onayı alınarak, tezde oluşturulan proje kilometre-‐taşı eşiklerinin her birinde yapılmakta ve bu eşikler de farklı yüzdeler ile orantılı olarak takvime dayalı oluşturulduğu için, bu problemin önlenmesi üçlü kısıtın takvim maddesiyle çözülmektedir ve bu durumdan dolayı da tez çalışması içinde kalite konusu dördüncü kısıt olarak kabul edilmesine karşın ayrı olarak ele alınmamaktadır. Ayrıca bu doktora tezi, proje geliştirme ve denetiminin hesaplandığı ölçümlerin yapıldığı sürecin detayıyla nasıl uygulandığını da içermemektedir çünkü pratikte proje yönetiminin proje geliştirme ve denetimi departmanları ve bu departmanların profesyonelleri, bu denetimlerin hesaplarını genellikle çeşitli programlar kullanarak yerine getirmektedirler.
Ayrıca çalışma modelin kullanılacağı organizasyonların yapısının sosyo-‐psikolojik gibi boyutlarını, kullanıcı eğilimlerini, şirket içi ilişkileri, kişilerin yetenekleri ve değer
sistemlerini de modelin başarısı doğrultusunda birer faktör olarak göz önüne almamaktadır. Cicmil ve Hobson [101] benzer duruma dikkat çekmekte ve proje yönetiminde yönetim yetenekleri ve bilgisinin değer sisteminden bağımsız bir yetkinliğe indirildiğini, organizasyonun politik aspektleri, etik ve ahlaki konularının göz ardı edilip, teknik bir yolla terminoloji ve anlam üzerinde hemfikir kalınarak, yönetimin konseptüalize edilebileceği inanışının kuvvetlendirildiğine dikkat çekmektedirler. Yazarların doğru olan bu tespiti proje yönetiminin başarısını etkileyen başka faktörlerin araştırma konusudur ve bu çalışma oluşturduğu modelin başarısında bu konuların etkisini kapsamamaktadır.
Son olarak, bu doktora tezi çalışması proje yönetimin in ne olduğu ve yöneticilerin ne yaptığının (planlama, organizasyon, koordinasyon, ve denetim) konvansiyonel ve evrensel tanımlarının çoğunlukla karmaşık, belirsiz, dağınık ve politik karakterleri olan organizasyonel gerçeklikler hakkında çok fazla bilgi vermediği üzerine sözbirliğinden bahseden Alvesson & Deetz’in [129] belirttiğinin haklılığına katılmakla beraber oluşturduğu modelin uygulanacağı organizasyonları, proje yönetiminin uygulanması öncül hedefiyle oluşturulmuş profesyoneller kurumlar olarak kabul etmektedir. Burada unutulmaması gereken bu verilenle ilgili diğer nokta, modelin şirket içi politikaları önlemeye yönelik herhangi bir amacı olmadığıdır çünkü Dobson, M. ve Dobson, D.’nin de [130] da vurguladığı gibi; ikiden fazla sayıda kişinin olduğu her organizasyonda ofis politikaları kaçınılmazdır.
Bu sınırlamalar bu doktora tezinin hedeflediği konunun içinde kalmasını sağlama açısından belirlenmiş ve konunun bütünlüğü ve özgünlüğünün sağlanması açısından gerekmiştir.