• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2.2. Bir Meslek Olarak Polislik

2.2.2. Polis Etiği Kuramları

Polislik günümüz dünyasında çağdaş yaşamın yeni ve vazgeçilmez meslek kollarından biri olmuştur. Kentleşme ve buna bağlı medeniyetin oluşturduğu modern çağda, polislik mesleği de profesyonel anlamda güvenlik hizmeti üreten bir sektör olarak bir gelişme göstermektedir. Polislik mesleğinin demokratik toplumlarda gelişiminin ise anti-demokratik sistemlere göre ayrı bir seyir takip ettiği açıktır. Polislik mesleğinin işlevi, çalışma metotları ve kendine özgü yapısı, her geçen gün bilim çevrelerince daha sıklıkla araştırma konusu olmaktadır. Suçların ve suçluların incelendiği kriminaloji, polise dair mevzuatın konu alındığı polis meslek hukuku, suçluya

delilden ulaşma alanını inceleyen kriminalistik gibi yeni bilimsel disiplinler sadece geçtiğimiz yüzyılın polislik konuları arasında yer almaya başlamış ve hızlıca gelişme göstermiştir. Bu bağlamda genetik, parmakizi, seri katil profilleri, elektronik gözetim ve adli tıbbın lif, boya ve uyuşturucu analizleri gibi alt başlıkları da hızlı gelişimle beraber, bu teknolojik gelişimlerin kişisel özgürlükleri kısıtlaması konusunda bir takım tartışmaları da beraberinde getirmiştir (Zonderman, 2001: 54).

Polislik mesleğini konu alan ve bu profesyonelliğin davranış modüllerini oluşturma ve yeni ortak kurallar koyma ihtiyacı ise, polis meslek etiğini doğurmuştur. Günümüzde, polisin yurttaşa sadece güvenlik hizmeti sunması artık yeterli olmamakta, polisin bu hizmeti yurttaşa nasıl sunduğu da ayrı bir önem kazanmaktadır. Bu bağlamda modern polislik uygulamaları post modern bir yapıya kavuşmuştur. Bir suçun aydınlatılması ya da suçlunun yakalanması için hukuka aykırı telefon dinlenmesi, özgürlüklerin keyfi olarak kısıtlanması ya da insan onurunu kırıcı tutum ve davranış sergilenmesi, polis meslek etiği açısından olumsuz bir davranış olarak tanımlanmaktadır.

Polis ile ilgili son zamanlarda yapılan araştırmalarda orta noktanın polis etiği ya da polis etiğine ilişkin ilkeler üzerinde birleştiği görülmektedir. Örnek olarak Aydın’ın “post modern toplumda polisin işlevi” isimli çalışmasında, post modern polisi tanımlarken; polis eylem ve işlemlerinde halka karşı sorumludur, halk güvenlik hizmetlerine katılır, polis halk ilişkileri iyi düzeydedir gibi etik değerlerin öne çıktığı kolay bir biçimde gözlenmektedir (Aydın, 2001: 73-88).

2.2.3-Tarihsel Süreçte Polis Etiği Çalışmaları

Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde İstanbul ve Selanik Polis Okullarında polis etiği ile ilgili olarak “Meslek Terbiyesi” dersinin okutulduğu görülmektedir. Bu gün Avrupa Konseyi tarafından hazırlanmış olan Polis Etiği Yönetmeliği’nde yer alan; polis yöneticilerinin personeli ile ilişkisi (admisitrative ethics), polisin halka karşı sorumluluk ve hesaba çekilebilir olma durumu (responsibility and accountability), toplum polisliği, polisin güç

kullanması ve keyfi uygulamalar, vergi mükellefinin parası gibi bir çok kavramın, Öğretmen Emniyet Müdürü İbrahim Feridun tarafından hazırlanmış olan “Polis Efendilere Mahsus Terbiye-i ve Malumat-ı Meslekiye” isimli ders kitabında yer aldığı görülmektedir. Gelişmiş demokratik ülkelerde sıklıkla üzerinde durulan polisin ve aynı zamanda diğer tüm kamu görevlilerinin kendilerini o makama getiren insanlardan daha çok yaşadığı topluma minnet borcu olması gerekliliği vurgulanmıştır. İstanbul Polis Mektebinin mezunlarından Selanik’li Mehmet Efendi’nin 1939 tarihli diplomasına bakıldığında da polis etiği dersinin, o günkü adı ile ‘polis meslek terbiyesi’ olarak var olduğu ve okutulduğu görülmektedir (Beren, 2002: 293-295). Ayrıca Osmanlı döneminde uygulanan mahalle bekçiliği sisteminde, bekçi imama bağlı çalışır ve maaşını mahalle halkından alırdı. Bekçi hata yaptığında ya da görevini savsakladığında mahalle halkı örgüt içi duyarlılık gösterek ikaz ederler gerekirse görevine son verirlerdi. Böylece halkın güvenliğe katılımı sağlanmış olurdu. Bu yaklaşım 21. yy.da büyük kabul gören “Post-modern Polislik “ anlayışıyla parelellik arzetmektedir.

‘Polis etiği’ne ilişkin en temel ilkelerden biride Halka karşı sorumluluk ve hesap verilebilirlik ilkesidir. Burada, kültürümüzde “devlet malı”, “millet malı”, “kul hakkı”, “tüyü bitmedik yetimin hakkı” şeklinde yer alan, vergi mükellefinin parası (tax payers money) kavramının varlığı görülmektedir. Polis, güvenlik hizmetini sunarken kullandığı sarf malzemelerinden araç- gerecine, her ay düzenli olarak aldığı maaşına kadar tüm finansman yurttaşın verdiği vergilerle karşılanmaktadır. 1900’lü yıllarda bile bu kavramın öne çıkarılmış olması, o tarihlerde kamu kaynaklarını kullanmada ve halka karşı güvenlik hizmeti sunmada yeterli bir duyarlılığın yerleşmiş olduğunun bir göstergesidir ve polis meslek etiği adına önemli bir yer teşkil etmektedir. (Cerrah, 2000: 5).

Nitekim eskiden mahallelerde dolaşan bekçiler imama bağlı haraket ederler ve maaşlarını mahalle halkı karşılardı. Bekçi hata yaptığı veya görevini savsakladığından mahalle halkı tepki koyar ve derhal görevine son verilirdi. Böylece halkın güvenliğe katılımı sağlanırdı. Halkın güvenliğe katılımı

yaklaşımı 21. yüzyılda büyük kabul gören post modern polislik anlayışı ile paralellik göstermektedir.

Polis etiği dersinin, daha sonraları, bir şekilde kesintiye uğradığı görülmektedir. 1995 yılından itibaren Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı bazı daire başkanlıklarının bünyesinde açılan çeşitli meslek içi (hizmet içi) kurslarda, ilk önce polis alt-kültürü ismi altında, daha sonra da ayrı bir ders olarak ‘polis meslek etiği’ adı altında verilmeye başlanmıştır. Emniyet teşkilatına personel yetiştiren eğitim-öğretim kurumlarında polis meslek etiği dersi, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesinde yüksek lisans dersi, fakülteye bağlı Polis Meslek Yüksek Okullarında ise, müfredata eklenerek zorunlu ders olarak okutulmaktadır.

Etik konusunda yüksek lisans/doktora yapan güvenlik personeli sayısının ve bu konudaki yayınların her geçen gün artması, Emniyet Genel Müdürlüğü Eğitim Daire Başkanlığı tarafından koordine edilen hizmet içi eğitim programlarında polis meslek etiği dersine yer verilmesi, polis teşkilatında etik konusunun öneminin giderek arttığını göstermektedir (Bal ve Beren, 2002: 17-18). Türk polis meslek etiği konusuna ışık tutması amacıyla, 28-29 Kasım 2001 tarihleri arasında, Ankara Polis Akademisinde, dünyanın bir çok ülkesinden konusunda uzman kişilerin katılımıyla, “Uluslararası Polis Meslek Etiği Sempozyumu” düzenlenmiş, sunulan bildiriler de kitap haline getirilerek güvenlik personelinin istifadesine sunulmuştur.

Polis etiği sorununun varlığı polis teşkilatlarının kuruluşlarına kadar gitmekle birlikte, bu alanda bilimsel olarak yapılan çalışmalara, Batı Avrupa ve A.B.D.’de son on beş yıl içinde ağırlık verildiği görülmektedir. Anlaşılacağı üzere bu alanda yapılan bilimsel çalışmalar oldukça yeni sayılır (İçli, 2002: 65).

İnsan hakları ve polis etiği gibi alanlardaki çalışmalarda önce ve ileri olmak her zaman bir ülke ve toplum için olumlu bir gösterge değildir. Bu gün Batı Avrupa ve A.B.D.’nin insan hakları gibi alanlarda dünyanın bir çok ülkesine kıyasla ileri oldukları bir gerçektir. Ancak bu başarının arkasındaki

neden, tarihte bu ülkelerde yaşanmış olan İnsan Hakları ihlalleri ve etik sorunların çokluğudur. Kısacası batı kendi geçmişindeki hatalarından ders alarak kendisini geliştirmiş ve halende geliştirmektedir. Bu alandaki çalışmalarda hiçbir ülkenin diğerine karşı öncelik veya üstünlük iddiasında bulunması pek mümkün olmadığı gibi, eğer böyle bir öncelik söz konusuysa da bu hiç de övünülecek bir durum değildir (Cerrah, 2002: 279). Şu da unutulmamalıdır ki, insan hakları ve polis etiği gibi alanlarda bazı ülkelerde ve Türkiye’de yeterli çalışmanın olmayışı, ne geçmişte ve ne de günümüzde, insan hakları ihlalleri ve etik sorunların hiç olmadığı anlamına da gelmemektedir.