• Sonuç bulunamadı

PISA sınavlarının Türk eğitim sistemine katkısı ve karşılaştırılmasıyla ilgil

2. BÖLÜM: KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ LİTERATÜR

2.11. Problem Çözme İle İlgili Literatür Taraması

2.12.2. PISA sınavlarının Türk eğitim sistemine katkısı ve karşılaştırılmasıyla ilgil

sınavlarındaki soruların içeriği, ülkelerin başarıları ve PISA sorularının niteliği ve sınav sonucunda ortaya konulan yeterlilik düzeyleriyle Türk eğitim sisteminin, ulusal sınavların ve ders kitaplarının analiz edildiği çalışmalar da bulunmaktadır. Savran (2004) çalışmasında PISA sınavının amaçları, güvenirliği, niteliği, neyi araştırdığı, soruların nasıl oluşturulduğu, sınavların nasıl yapıldığı ve neleri kapsadığıyla ilgili geniş bir bilgi vererek, PISA’da

kullanılan soru tarzlarını Türk öğrencilerine uygun olup olmadığı, soruların uygulanabilirliği ve dilbilimsel özellikleri yönünden incelemiştir. Çalışmada MEB’in PISA sınavının etkileri doğrultusunda bir dizi önlem alma girişiminde bulunduğunu ifade etmiştir. PISA 2003 sorularının bazılarını ele alarak bu soruların Türk öğrenci profiline uygun olup olmadığını araştırmış ve Liselere Giriş Sınavları (LGS) soruları ile PISA sorularını karşılaştırmıştır. PISA ve LGS soruları arasında LGS sorularının ezbere dayalı olması yönüyle farklılık gösterdiğini ifade etmiştir. Çalışmanın sonunda PISA sorularının öğrencinin edindiği teorik bilginin

gerçek yaşamda ne derece kullandığını ölçmeye yönelik olduğu vurgulanarak, bu soru tarzının ülkemizdeki eğitim- öğretim sistemine göre yetişen Türk öğrenci profiliyle örtüşmediği belirtilmiştir. Çalışmada ayrıca Türk öğrencilerin PISA sorularını çözerken zevk almış olabilecekleri ifade edilerek ezberci bir yöntemle gerçek yaşama hazırlanan Türk öğrencilerinin PISA sorularının üstesinden gelebilecekleri vurgulanmıştır.

İskenderoğlu, Erkan ve Serbest (2013) ise çalışmalarında PISA sınavlarının belirtilen yeterlilikleri ölçmek için önemli bir ölçme aracı olduğunu ifade ederek, PISA matematik testinde yer alan soruların değerlendirmelerinde önemli rol oynayan ve öğrencilerin hangi matematik süreçleri ve işlemleri yapabildiklerini ortaya koymalarını sağlayan matematik yeterlik düzeyleri üzerinde durmuşlardır. Çalışmada 2008-2013 yılları arasında yapılan seviye belirleme sınavı (SBS) sınavlarında uygulanan soruların PISA’da belirlenen matematik yeterlik düzeylerine göre hangi düzeyde olduklarının incelenmesi amaçlanmıştır. 5 uzman, belirtilen yıllarda yapılan SBS sınavlarındaki soruların teker teker olası çözümlerini yapıp sorunun çözümü için gerekli olan becerileri ortaya koymuşlardır. Ayrıntılı analizi yapılan SBS sorularının PISA matematik yeterlilik düzeylerine göre hangi düzeyde olduğu ortaya konulmuştur. Uzmanların değerlendirmeleri sonucunda yapılan analizler %87 oranında örtüştüğü ifade edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre sekizinci sınıf SBS sınavlarında PISA’da belirlenen 6 düzeye göre üst düzey sorulara rastlanmadığı genel olarak 1, 2, 3 ve 4. düzeydeki sorularla karşılaşıldığı ifade edilmiştir. Yazarlar bu sonuçlara göre SBS

sınavlarında sorulacak soruların gözden geçirilerek her seviyeden soruların sınavlarda sorulmasını önermektedirler.

Seis (2011) ise çalışmasında 6-8 matematik ders kitaplarındaki istatistik ve olasılık konularını inceleyerek PISA’nın 2003 uygulamasında tanımladığı belirsizlik alanı yeterlik düzeyi ölçeğine göre incelenen konuların hangi düzeyde olduğu ortaya koymaya çalışmıştır. Çalışmada 15 yaş öncesinde öğrencilerin ders kitabı olarak kullandığı altı, yedi ve sekizinci sınıf ders kitaplarının incelendiği ifade edilmiştir. 9 matematik ders kitabındaki istatistik ve olasılık konularındaki soruların PISA belirsizlik ölçeğine göre hangi düzeyde olduğu araştırmacının ve danışmanın incelemeleri sonucunda belirlenmiştir. İki araştırmacının uyumunun %88 oranında örtüştüğü çalışmada incelenen kitaplarda yer alan soruların belirsizlik ölçeğine göre düzeyleri yüzde ve frekansları tablo halinde okuyucunun genel

çerçeveyi görmesi açısından anlamlı hale getirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, PISA belirsizlik ölçeğine göre incelenen kitaplarda 6. düzey sorulara rastlanılmadığı, genel olarak soruların 2. ve 3. düzeyde yoğunlaştığı ortaya konulmuştur. Çalışmada istatistik konularıyla, olasılık konularındaki soruların düzeylerinin de karşılaştırılması yapılmıştır. Yapılan

karşılaştırma doğrultusunda 6-8 matematik ders kitaplarındaki istatistik konularının soruları olasılık konularının sorularına göre daha üst düzeyde yer aldığı belirtilmiştir. Ayrıca

çalışmada, incelenen ders kitaplarının sınıf düzeyleri yükseldikçe istatistik ve olasılık konularındaki soruların düzeylerinin de yükseldiği fakat kitaplarda yer alan soruların üst düzey beceriler kazandırabilecek yeterlilikte olmadığı ortaya konulmuştur.

Reçber (2012) ise yaptığı çalışmasında TIMSS, PISA gibi uluslararası sınavlarda Türk öğrencilerin matematiksel düşünme ve problem çözme becerilerinin düşük düzeyde olduğunu belirterek sekizinci sınıf matematik öğretim programı ve matematik ders kitaplarında bulunan etkinliklerin bilişsel düzeylerini incelemiştir. Yapılan çalışmada Türkiye’deki sekizinci sınıf matematik ders kitabında bulunan etkinliklerin bilişsel düzeylerinin incelemesi yapılarak TIMSS ve PISA gibi uluslararası sınavlarda başarılı olan ABD ve Singapur’daki matematik ders kitaplarındaki etkinliklerin bilişsel düzeyleri incelenmiş ve Türkiye ile bu ülkelerin bilişsel düzeyleri karşılaştırılmıştır. Doküman incelemesinin yapıldığı çalışmadan elde edilen sonuçlara göre Türkiye’deki matematik öğretim programında yüksek düzeyde bilişsel istem gerektiren etkinlik oranının %87 olduğu, matematik ders kitabında ise bu oranın %76’ya düştüğü belirtilmiştir. Bu durumun ülkeler açısından karşılaştırıldığı çalışmanın devamında ülkelerden incelemek için seçilen matematik ders kitaplarındaki yüksek düzeyde bilişsel istem gerektiren etkinliklerin oranının ABD için %86, Singapur için ise %92 olduğu ifade

edilmiştir. Üç ülke için incelenen ders kitaplarındaki yüksek bilişsel istem kategorilerinde en üst düzey matematik yapma seviyesinde etkinlikleri bulundurma oranının Türkiye için %4, ABD için % 29 ve Singapur için %39 olduğu belirtilmiştir. Bu bulgulardan hareketle

Türkiye’deki ders kitaplarında bulunan etkinliklerin yüksek düzeyde bilişsel istem gerektirme ve matematik yapma düzeyleri açısından ABD ve Singapur’a göre düşük olduğu üzerinde durulmuştur. Çalışmada ayrıca ABD ve Singapur’un başarısının ülkelerin matematik ders kitaplarındaki etkinliklerin yüksek bilişsel istem ve matematik yapma etkinlik oranlarının yüksek olmasıyla ilişkili olabileceği üzerinde durulmuştur. Reçber (2012) çalışmasında uluslararası sınavlarda başarılı olan ülkelerin ders kitaplarındaki etkinliklerin yüksek düzeyde bilişsel istem gerektiren etkinliklerin fazla olduğunu belirterek Türkiye’deki matematik ders kitaplarındaki etkinliklerin bilişsel istem düzeylerinin arttırılması ve matematik yapma etkinliklerine daha fazla yer verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Özkan ve Güvendir (2014) çalışmalarında ise 2009 yılında ulusal alanda uygulanan Öğrenci Başarılarının Belirlenmesi Sınavı (ÖBBS) ile uluslararası alanda uygulanan PISA 2009 sınavındaki öğrencilerin matematik başarılarıyla ilişkili olan sosyoekonomik özelliklerin neler olduğunun belirlenmesini amaçlamışlardır. İlişkisel tarama modelinin kullanıldığı çalışmanın verileri, PISA 2009 ve ÖBBS 2009 sınavlarına giren öğrencilerden elde edilen sonuçlar oluşturmuştur. Yapılan analizler sonucunda ÖBBS’de öğrenci düzeyinde matematik başarısıyla ilişkili olan değişkenlerin öğrencilerin babasının eğitim durumu ve öğrencilerin sahip olduğu olanaklar olarak belirlenirken, PISA sınavında matematik başarısıyla ilişkili olan değişkenlerin ise, anne ve baba eğitimi, erkek kardeşin olması ve öğrencinin sahip olduğu olanaklar olduğu ortaya konulmuştur. Okul düzeyinde ise öğrencilerin matematik başarısıyla ilişkili olan sosyoekonomik özelliğin her iki sınav için de okulun bulunduğu ilin eğitimsel alandaki gelişmişlik düzeyi olduğu ifade edilmiştir. Özkan ve Güvendir (2014) çalışmalarının devamında ulusal alanda yapılan ÖBBS sınavıyla ulusal alanda yapılan PISA sınavında öğrencilerin matematik başarılarına etki eden sosyoekonomik faktörlerin büyük oranda benzerlik gösterdiği sonucuna ulaşmışlardır.

İskenderoğlu ve Baki (2011) çalışmalarında sekizinci sınıf matematik ders kitabında bulunan soruları PISA matematik yeterlik ölçeğine göre sınıflandırmayı amaçlamışlardır. Yazarlar çalışmada PISA matematik yeterlik ölçeğinde belirlenen altı düzeyi açıklayarak, PISA 2006 sınavında Türkiye’den katılan öğrencilerin %3’ünün 5. düzeye ulaşırken, %1,2’sinin ise 6. düzeye ulaştıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca PISA 2006 sonuçlarına göre Türkiye ve Meksika haricindeki diğer OECD üye ülkelerinin öğrencilerinin en az %5’inin 5. düzey veya 6. düzeye ulaştıkları vurgulanmıştır. Doküman incelemesi tekniği kullanılan araştırmada, sekizinci sınıf matematik ders kitabında bulunan sorular incelenerek, her bir sorunun olası çözümleri ve sorunun çözümü için gerekli olan beceriler belirlenmiştir. Belirlenen beceriler doğrultusunda incelenen matematik ders kitabında bulunan soruların PISA matematik yeterlik ölçeğine göre hangi seviyede olduğu belirlenerek sorular yeterlik ölçeğindeki düzeylere göre sınıflandırılmıştır. Yapılan sınıflama sonucunda incelenen ders kitabında her bir düzeyden sorunun bulunmadığı belirtilmiştir. İncelenen kitapta 1, 2, 3 ve 4. düzeyde soru, alıştırma, problem ve örneklere rastlandığı ifade edilerek 5 ve 6. düzeyde herhangi bir soru, alıştırma problem ve örnek türüne rastlanılmadığı vurgulanmıştır. 2. düzey sorularının oranının %47 olarak en fazla kitapta yer alan düzey olduğu, 4. düzey sorularının %6 oranıyla en düşük oranda yer alan düzey olduğu belirtilmiştir. Bu doğrultuda ders kitaplarında üst düzeyde (5 ve 6. düzey) sorulara rastlanılmadığı ifade edilerek, öğrencilerin PISA matematik yeterlik ölçeğindeki üst düzey becerilerinin geliştirilebilmek için matematik ders kitabı içeriklerinin tekrar gözden geçirilmesi gerektiği önerilmiştir.

2.12.3. PISA başarılarını etkileyen faktörleri inceleyen çalışmalar. PISA ile ilgili