• Sonuç bulunamadı

Pay rehni kapsamındaki alacakların paraya çevrilmesi

Yukarıda değinildiği üzere anonim ortaklık payı üzerinde tesis edilen rehnin kapsamında kar payı, tasfiye payı, hazırlık devresi faizi gibi çeşitli alacakların da bulunması söz konusu olabilir. İşte bu alacakların rehin kapsamında bulunmaları halinde, pay ile birlikte paraya çevrilebilmeleri gibi paydan bağımsız olarak

446 Bildirim yükümlülüğüne aykırı davranışların sonuçları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Yanlı, s. 147 vd.

paraya çevrilmeleri de söz konusu olabilir447. Bu kapsamda, anonim ortaklık payı üzerinde tesis edilmiş olan rehin kapsamında bulunan alacakların paraya çevrilmesinde İİK’nın alacakların paraya çevrilmesine ilişkin hükümleri uygulanacaktır. İİK’nın, alacakların paraya çevrilmesi bakımından alacaklıya tanıdığı imkânlar; borçluya haciz ihbarnamesi gönderilmesi (İİK m. 89), alacakların taşınır mallar gibi paraya çevrilmesi (İİK m. 106 f. 2 atfıyla İİK m. 112 vd.) ve alacakların alacaklıya devridir (İİK m. 120). Bu üç olanaktan ilki rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte uygulanabilir değildir. Nitekim rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte uygulanacak hükümleri zikreden İİK m. 150g hükmünde İİK m. 89’a bir atıf yer almadığı gibi İİK m. 89 haciz aşamasına hasredilmiş bir hükümdür448. Dolayısıyla, anonim ortaklık payı üzerindeki rehni paraya çevirmek isteyen rehinli alacaklının iki olanağı bulunmaktadır. Bunlar, pay sahipliğinden doğan alacakların İİK m. 112 uyarınca paraya çevrilmesi ve İİK m. 120 kapsamında rehinli alacaklıya devridir.

2. Rehin kapsamındaki alacakların İİK m. 112 uyarınca satışı

İİK m. 106 f. 2 hükmüne göre, borçlunun üçüncü kişilerdeki alacakları taşınır hükmündedir. Bu kapsamda, anonim ortaklık pay sahibinin pay sahibi olarak anonim ortaklıktan alacakları anonim ortaklık payı üzerinde rehin tesis etmiş olan rehinli alacaklı bakımından taşınır hükmündedir. Dolayısıyla, rehinli alacaklı rehin kapsamındaki alacakları İİK m. 112 vd. hükümleri gereğince paraya çevirebilir. Anonim ortaklık payı üzerindeki rehin kapsamında bulunan alacakların taşınır mallar gibi paraya çevrilmesi yukarıda açıklandığı gibi449 kural olarak açık artırma ile yapılacak olup pazarlık ile satışın şartları oluşmuş ise satış pazarlık yoluyla da yapılabilir. Aşağıda işaret edileceği üzere İİK m. 120 hükmü, borsada veya piyasada fiyatı olmayan alacaklar için uygulama alanı bulacağından,

447 Göksoy, s. 349

448 Göksoy, ayrıca, İİK m. 89 hükmünün kıymetli evraka bağlı alacakların paraya çevrilmesinde uygulanmayacağından bahisle, kar payı gibi alacakların kuponlara bağlanmış olduğu hallerde uygulanamayacağından anonim ortaklık payı üzerindeki rehnin paraya çevrilemesinde yetersiz kalacağını da vurgulamaktadır. Bkz. Göksoy, s. 350

rehinli paylar borsaya kote edilmiş paylar ise, rehinli alacaklı İİK m. 120 hükmüne başvurmayacağından İİK m. 112 uyarınca paraya çevirme yoluna gidebilecektir.

3. Pay sahipliğinden doğan alacakların İİK m. 120 uyarınca paraya çevrilmesi

İİK m. 120 hükmü, hacze iştirak eden bütün alacaklıların onayı ile borçlunun borsada ve piyasada fiyatı olmayan alacaklarının ödeme yerine geçmek üzere itibarî kıymetleri üzerinden kendilerine veya hesaplarına olarak içlerinden birine devredilmesini (İİK m. 120 f. 1) ve hacze iştirak edenlerin hepsi veya içlerinden birisinin borçlunun üçüncü kişilerdeki alacaklarının tahsilini veya böyle bir kişiye karşı sahip olduğu dava hakkının kullanılmasını, masraf kendilerine ait olmak ve fakat haklarına halel gelmemek koşuluyla üzerlerine almasını (İİK m. 120 f. 2) düzenlemektedir. İİK m. 120 hükmü, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte uygulanacak hükümleri belirten İİK m. 150g’nin atıf yaptığı hükümler arasında yer aldığından anonim ortaklık payı üzerindeki rehnin kapsamında bulunan alacakların paraya çevrilmesinde de uygulanabilecektir. İİK m. 120 hükmü, yalnızca para alacakları hakkında uygulama alanı bulur450. Buna karşılık, borsada ve piyasada fiyatı olan alacaklar için uygulanmaz. Dolayısıyla, İİK m. 120 hükmü, borsaya edilmemiş paylar ile çıplak anonim ortaklık payları bakımından uygulama alanı bulacaktır451.

İİK m. 120’de hükmün uygulanması için hacze iştirak eden bütün alacaklıların muvafakati aranmıştır. Buna karşılık, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte böyle bir muvafakate ihtiyaç yoktur. Zira, anılan muvafakat haciz yoluyla takip için aranan bir şarttır ve rehinli alacaklı adi alacaklılara göre öncelikli olduğundan

450 Üstündağ, s. 404; Erturgut, s. 225 451 Göksoy, s. 351

İİK m.120 hükmüne başvurması için hacizli alacaklıların muvafakatini araması gerekmez452.

a) Pay sahipliğinden doğan alacağın ödeme yerine devri

İİK m. 120 f. 1 hükmü, borçlunun borsada ve piyasada fiyatı olmayan alacaklarının ödeme yerine geçmek üzere itibarî kıymetleri üzerinden alacaklılara veya hesaplarına olarak içlerinden birine devredilmesini düzenlemektedir. Buna göre, pay sahipliğinden doğan kar payı, tasfiye bakiyesi gibi alacaklar rehinli alacaklıya devredilerek paraya çevrilirler. Doktrinde hâkim olan görüşe453 göre, bu devir işlemi ödeme makamına kaim olmak üzere yapılan bir temlik işlemidir. Dolayısıyla, bu alacakların İİK m. 120 f. 1 uyarınca rehinli alacaklıya devri durumunda, rehinli alacaklı borçlunun hakkına alacağı oranında halef olur ve alacak da bu oranda sona erer454. Bu devir borçlar hukuku bakımından ifa anlamında gelir455. Bu şekilde devredilen kar payı ve benzeri pay sahipliğinden doğan alacaklar hiç doğmamışsa veya devirden evvel ödenmişse İİK m. 120 f. 1 kapsamında yapılan devir hükümsüz olur ve rehinli alacaklının alacağı sona ermiş olmaz456. Umar tarafından savunulan karşı görüşe göre ise457, İİK m. 120 f. 1 kapsamında yapılan devir, ödeme makamına kaim olmak üzere yapılan bir temlik değil, BK m. 171 f. 2 kapsamında bir ifa yerine yapılan kanuni temliktir. BK m. 171 f. 2 uyarınca, temlik, kanun gereği yapılmış ise önceki alacaklı, ne alacağın varlığına ne de borçlunun eda kabiliyetine kefildir. Dolayısıyla, Umar’a göre, devredilen alacak hiç doğmamışsa veya devirden evvel ifa edildiyse, devralan alacaklı bu duruma katlanacak ve eski borçlusuna karşı eski takibe devam

452 Göksoy, s. 351

453 Erturgut, s. 227-229; Üstündağ, s. 245; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 317-318; Kuru, c. 2, s. 1222- 1223; Pekcanıtez/Atalay/Özkan/Özekes, s. 251

454 Üstündağ, s. 245; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 317-318; Pekcanıtez/Atalay/Özkan/Özekes, s. 251; Erturgut, s. 226; Göksoy, s. 351-352

455 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 317

456 Üstündağ, s. 245; Kuru, c. 2, s. 1223

457 B. Umar, İcra ve İflas Kanunu m. 121 Gereğince Yapılan Alacak Temlikinin Var Olmayan Alacağa Düşmesi – Bunun Sonuçları, İzmir Barosu Dergisi, 1985/1, s. 21-26

edemeyeceği gibi yeni bir takip de başlatamayacaktır. Dolayısıyla, Umar’a göre, söz konusu devirde risk alacağı devralanın üzerinde doğmaktadır.

Pay sahipliğinden doğan kar payı, tasfiye bakiyesi gibi alacakların İİK m. 120 f. 1 uyarınca rehinli alacaklıya devri durumunda, icra müdürü, bu devri anonim ortaklığa bildirir ve devralan alacaklıya da bu durumu tevsik eden bir belge verir458. Devredilen alacaklar kuponlara bağlanmış ise, bu kuponlar da alacaklıya teslim edilir459.

Rehin verenin anonim ortaklıktan olan alacağını İİK m. 120 f. 1 tahtında devralan alacaklı bu alacakları anonim ortaklıktan talep etmek hakkına sahiptir. Dolayısıyla, alacaklı, aynı zamanda, başkaca bir işleme gerek kalmaksızın anonim ortaklığa dava da açabilir460.

Böyle bir devir kapsamında icra dairesi BK m. 169 anlamında alacağın varlığını tekeffül etmiş olmaz zira bu medeni hukuk anlamında mülkiyetin devri işlemi değil bir paraya çevirme işlemidir. Nitekim, BK m. 230 uyarınca, cebri müzayedelerde tekeffül hükümleri uygulanmamaktadır461.

b) Pay sahipliğinden doğan alacakların tahsil hakkının devri

İİK m. 120 f. 2 uyarınca, rehinli alacaklı, borçlunun üçüncü bir kişideki alacağının tahsilini veya böyle bir şahsa karşı sahip olduğu dava hakkının kullanılmasını, masraf kendisine ait olmak ve fakat haklarına halel gelmemek şartıyla üzerine alabilir. İİK m. 120 f. 2 hükmünün uygulandığı alacaklar genelde çekişmeli alacaklardır. Zira çekişmesiz alacaklar bakımından İİK m. 120 f. 1 hükmünün uygulanması daha uygundur462. Bu durumda, alacaklı borçlunun haklarına halef

458 Göksoy, s. 351; Kuru, c. 2, s. 1222; Erturgut, s. 229; Pekcanıtez/Atalay/Özkan/Özekes, s. 251 459 Göksoy, s. 35; Kuru, c. 2, s. 1222; Erturgut, s. 229; Pekcanıtez/Atalay/Özkan/Özekes, s. 251 460 Erturgut, s. 229

461 Üstündağ, s. 246; Erturgut, s. 229

462Üstündağ, s. 246; Erturgut, s. 229-230; Pekcanıtez/Atalay/Özkan/Özekes, s. 251; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 318

olmamaktadır. Nitekim söz konusu olan çekişmeli alacaklardır ve bu alacakların mevcut olmaması veya sona ermesi gibi durumlar ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, İİK m.120 f. 2 kapsamında alacağın tahsil yetkisini devralan rehinli alacaklının alacağı bu devir ile değil ancak devredilen alacağın tahsil edilmesi ile sona erer463.

Alacağı İİK m. 120 f. 2 kapsamında devralan alacaklı, anonim ortaklığa karşı pay sahibini temsilen dava açabilir464. İcra memuru, alacakları devralan alacaklıya bu temsil yetkisini tevsik eden bir belge vermelidir465. Alacakları İİK m 120 f. 2 kapsamında devralan alacaklı alacaklar için yapacağı takip ve dava masraflarına katlanacaktır. Zira bu husus İİK m. 120 f. 2’de açıkça belirtilmiştir. Bu masraflar alacakların tahsili ile elde edilen miktarlardan öncelikle karşılanır. Fakat alacaklar tahsil edilemezse, alacaklının hakkı devam etmesine rağmen bu masraflara yine kendisi katlanacaktır466.

III. Serbest pazarlık yoluyla satış

A- Rehinli alacaklıya serbest pazarlık yoluyla satış yetkisi veren sözleşmenin