• Sonuç bulunamadı

3 2 Patent Hukukunda Yenilik ve Önem

Gerek Türk Hukukundaki düzenlemeler, gerek uluslararası anlaşmalardaki şartlar, gerekse bu anlaşmalara üye devletlerin hukuki düzenlemeleri, bir buluşun patente konu olabilmesi için “yeni” olması şartını arar. Patent için aranan yenilik kriteri, buluşun “tekniğin bilinen durumuna” dahil olmaması anlamına gelir.

Buluş sahibi ile toplumun menfaatleri arasında bir denge kurabilmek amacıyla kanun koyucular, bir yandan buluşçuya etkili bir koruma sağlamaya çalışmış, diğer yandan hem bu korumanın elde edilebilmesi için bir takım şartlar öngörmüş, hem de korumanın kapsamında bir takım sınırlamalara gitmiştir334. İşte yenilik kavramı, kamu ile bireyin menfaatleri arasında kurulması amaçlanan dengeyi sağlamaya yönelik önemli bir araçtır335. Patent verilebilirlik şartı olarak “yenilik” bütün patent sistemleri bakımından temel şartlardan sayılır. EPC ve buna taraf ülkelerde “yenilik” genel olarak “tekniğin bilinen durumuna dahil olmama” şeklinde tanımlanmaktadır (EPC md.54). Gerçekten, PatKHK’ nin 7’ nci maddesinde “tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan buluş yenidir” denilmek suretiyle bu husus teyit edilmiştir.

Yeni olma yani “o zamana kadar bilinmeyen ve toplum tarafından hiç kullanılmıyor olma “ diğer tüm fikri haklar açısından aranan temel bir koşul olmasına rağmen korunan hakkın konusuna göre değişiklik göstermektedir. Örneğin bu koşul markalar bakımından “tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olmama ile kamuya mal olmuş serbest işaretler arasında olmama” olarak kendini göstermektedir336. Coğrafi işaretlerde ise yenilik “ayırt edici nitelik taşıma” olarak ortaya çıkmaktadır.

332

Saraç, “Patent Hukukunda Yenilik Kavramı ve Yeniliğin Belirlenmesi “, s. 203.

333

Ayiter, “İhtira Hukuku”, s. 51. 334

Saraç, “Patent Hukukunda Yenilik Kavramı ve Yeniliğin Belirlenmesi”, s.193.

335

Erdem, s.55.

336

Hamdi Yasaman, Marka Hukuku, 556 Sayılı KHK Şerhi, C.I, İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2004, s.226; Arkan, “Marka Hukuku”,. s. 74.

Faydalı modeller açısından ise yenilik koşulu patent hukukundaki yenilik ile benzerlik göstermektedir. Ancak Faydalı modeller uluslararası anlaşmalarla düzenlenmiş olmadığı için, bunlardaki yeni olma şartına verilen anlam ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Genellikle mutlak yenilik değil, ülke çapında yenilik arandığı söylenebilir. Türkiye’de ise yazılı referanslar ve başka yolla yapılan açıklamalar ile kullanım arasında bir ayrıma gidilmiştir. Buna göre faydalı model konusu buluş başvuru tarihinden önce toplumca ulaşılabilir bir biçimde dünyanın herhangi bir yerinde açıklanmışsa yeni olmadığı kabul edilmektedir. Diğer yandan kullanım söz konusu olduğunda, dünyanın herhangi bir yerindeki kullanımın faydalı model belgesi ile korunmak istenen buluşun yeniliğini ortadan kaldırmaya yeterli olmayacağı, bunun için kullanımın yöresel ya da Türkiye çapında olması gerektiği vurgulanmıştır.

Endüstriyel tasarımlarda “yeni ve ayırt edici özelliğe sahip olma” şeklinde ortaya çıkan yenilik, “öncekiyle aynı olmayan” anlamında kabul edilirken mutlak şekilde kimse tarafından bilinmeyen değil, henüz topluma sunulmamış şey olarak değerlendirilmektedir. Bu noktada endüstriyel tasarımlar bakımından yenilik şartı patent hukukundaki yenilik ile benzerlik gösterir337.

Entegre devre topografyaları açısından yenilik ise “orijinallik”; olarak karşımıza çıkmaktadır. Entegre devre topografyalarında orijinallikten kastedilen söz konusu topografyanın, tasarlayıcısının kendi fikrî çabası sonucu ortaya çıkmış ve tasarlama sırasında entegre devre üreticileri ve entegre devre topografyası tasarlayıcıları arasında bilinmeyen bir tasarım olmasıdır338.

Tüm sınai hakların ortak noktası olan yenilik, fikir ve sanat eserleri açısından da ise “sahibinin hususiyetini taşıma” olarak kendini göstermektedir339.

Patent hukukunda ise yenilik koşulu ile herkes tarafından bilinen bir bilginin patentle korunmasını önlemek ve buluş sahibi ile toplumun menfaati arasındaki dengeyi kurmak amacı ile “ tekniğin bilinen durumuna dahil olmama “ şeklinde tanımlanmaktadır.

Önceden bilinmeyen bir şeyin bir kullanımının bulunması durumunda, o şey patente konu teşkil eder. Bir şey kamuya yazılı, sözlü tanıtım, kullanım veya başka yolla açıklanmışsa, o şey için patent verilemez. Ancak bilinen bir şeyin yeni bir kullanımı bulunduysa durum farklıdır. Belli bir amaç için kullanılan bir maddenin veya usulün başka bir işlevinin bulunması neticesinde ortaya yeni ve teknik bir çözüm çıkmalıdır. Patent hukukundaki genel kural gereği, buluş, tekniğin bilinen

337

Suluk, s.229

338

Jayashree WATAL, Intellectual Property Rights in the WTO and Developing Countries, Kluwer Law International, yy. 2000.s. 282-283. Aktaran: Öztürk, s.48.

339

durumuna dahil olmayan en az bir teknik özellik taşıyorsa, bu özellik kamuya açıklanmamış olduğundan korunur340. Bilinen bir şeyin, bilinen bir kullanımının yeni bir faydasının bulunması durumunda da patent verilir. Bu yeni kullanım için patent alınabilmesi, faydanın aşikar olmamasına bağlıdır. Avrupa Patent Dairesi, bilinen bir şeyin bilinen bir yolla yeni bir amaç için kullanılmasını, yeni bir teknik özellik ortaya çıkması nedeniyle yenilik kabul etmiştir341.

Patent hukuku, tekniğin bilinen durumundan yola çıkılarak meydana getirilen yeni olan ve tekniğin bilinen durumunu aşan buluşları koruma altına almaktadır. Yenilik ve tekniğin bilinen durumunun aşılması kriteri ile ilgili değerlendirmeler, istemler çerçevesinde yapılacaktır. Sadece istemlerde yer alan bilgilerin yeni olması yeterlidir. Yenilikle ilgili incelemeler, tekniğin bilinen durumunun aşılması ile ilgili incelemelerden önce yapılır. Buluş, tekniğin bilinen durumu göz önünde bulundurulduğunda “yeni” olarak nitelendirilemezse, tekniğin bilinen durumunun aşılması ile ilgili incelemenin yapılmasına dahi gerek kalmaksızın başvurunun reddi gerekir. Tekniğin bilinen durumuna dahil olan çalışmanın tekniğin bilinen durumunun aşılması kriterine haiz olmayacağı kabul edilmektedir342.

Daha önce de belirtildiği gibi subjektif olarak değerlendirilen günlük kullanımda ki yenilik ile patent hukukunda ki patent verilebilirlik şartı olarak yenilik kavramı birbirinden oldukça farklı anlamlar taşımaktadır. Patent hukuku açısında subjektif olarak değerlendirilemeyecek olan yenilik kavramı, belli bir alan, süre veya açıklama şekli gibi kriterlerle sınırlandırılarak subjektif olma özelliğinden sıyrılmaktadır. Bu kriterlere bağlı olarak yenilik kavramı aşağıdaki gibi sınıflara ayrılabilir343.