• Sonuç bulunamadı

1.2. PARA POLİTİKASI ARAÇLARI

1.2.2. Para Politikasının Dolaysız Araçları

Dolaysız para politikası araçları, merkez bankasının para politikası uygulamalarını piyasaların inisiyatifi yerine yasal düzenlemeler yoluyla gerçekleştirmesidir. Diğer bir deyişle, doğrudan kontroller genelde ticari bankalardaki kredi ve mevduatın fiyatının veya miktarının merkez bankası tarafından doğrudan kontrol edilebilmesidir. En sık kullanılan dolaysız para politikası araçları, faiz oranları kontrolü ve merkez bankası kredilerinin bankalar için tahsis edilen tavanlarıdır. Bu araçlar, birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede 1980’lerin ortalarına kadar etkin bir şekilde kullanılmıştır.

Dolaysız araçların kamuoyuna ve politikacılara açıklanabilmesi ve yürütülmesi göreceli olarak daha kolaydır. Parasal bir program biçimine kolayca dönüştürülebilen bu araçların mali yükü de göreceli olarak daha düşüktür. Bu araçların başlangıç etkisi tüm ekonomi üzerinde değil, spesifik piyasalarda hissedilmektedir. Bu nedenle, belli hedeflere kredi aktarmak isteyen hükümetlere daha çekici gelmektedir.

Dolaysız araçlar, özellikle geçici finansal krizler esnasında, merkez bankasına kredi ve faiz oranlarını kontrol edebilme avantajı sağlamakta ve az gelişmiş ekonomilerde finansal piyasalar belli bir olgunluğa erişinceye kadar kullanılabilmektedir. Bu avantajlarının yanı sıra, sıkı banka kontrolleri nedeniyle bankacılık sektörü rekabetçi bir yapıya kavuşamamakta ve finansal fonlar ülke dışına yönelmektedir.

1.2.2.1. Ticari Banka Kredilerinin Miktar, Vade ve Faiz Oranları Açısından Selektif Kontrolü

Merkez bankası bankacılık kesiminin açacağı kredileri miktar, vade ve faiz oranları açısından kontrol edebilmektedir. Merkez bankası ticari bankaların çeşitli ekonomik faaliyetlerle ilgili olarak açacakları kredilere bir tavan getirebilmekte, bazı faaliyet alanları için orta ve uzun vadeli kredi olanaklarını genişletebilmektedir.

Kredi tavanları merkez bankaları tarafından ticari bankalara uygulanmaktadır. Kredi tavanlarının temelde üç çeşidi bulunmaktadır:123

1. Merkez bankalarının ticari bankalara verdiği krediler, bu ticari bankaların pasifindeki mevduatlar ile sınırlanabilmektedir.

2. Ticari bankaların kredileri, özkaynaklarının belli bir katı ile sınırlanabilmektedir.

3. Ticari bankaların verdikleri krediler, kredi alanlar için sınırlandırılabilmektedir.

Bu tür uygulamalarla banka fonlarının arzu edilen sektörlere yönlendirilmesi amaçlanmaktadır. Buradaki temel sorun, politika yapıcılarının ekonomik büyümeyi sağlayacak sektörleri doğru bir şekilde tespit edebilmesidir. Ayrıca, bu uygulamalar kredi kontrollerinde çoklu bir yapıya neden olarak parasal koşullarda etkinsizliğe ve bozulmaya yol açabilmektedir.

Faiz tavanları da kredi tavanlarına benzemektedir. Burada temel fark, faiz tavanlarının kredi tavanları kadar kesin bir parasal kontrol aracı olmamasıdır. Bu yolla da farklı sektörler için farklı faiz oranları uygulanabilmekte, teşvik edilmek istenen sektörlere verilecek kredilerin faiz oranları daha düşük tutulabilmekte ve sonuçta kaynakların bu sektörlere aktarılması veya diğer sektörlere kaymasının engellenmesi amaçlanmaktadır.

123 Hurşit Güneş, Türkiye’de Para Arzını Kontrol Araçlarının Etkinliği, İstanbul Ticaret Odası

1.2.2.2. Farklılaştırılmış Reeskont Kotaları

Merkez bankası, ticari bankalar tarafından getirilen senetlere özelliklerine göre farklı iskonto oranları uygulayabilmektedir. Senetlerin düzenleniş amaçlarına göre yapılan böyle farklı bir uygulama, bazı sektörlerin gelişimini teşvik ederken, bazı sektörlerin faaliyetlerini kısıtlayabilmektedir. Örneğin; merkez bankası, ticari bankalar aracılığı ile kendisine getirilen sanayici senetlerinden madencilik kesimine ait olanlara daha düşük iskonto oranı uygulayarak sektörün gelişmesini teşvik edebilmektedir.124 Faaliyetlerini sınırlamak istediği sektörler için ise yüksek iskonto

oranları uygulamaktadır. Bununla birlikte bu tür ayrıcalıklı para politikasının olumlu sonuç verebilmesi için ticari bankaların merkez bankasına getirdikleri senet tutarlarının büyük rakamlara ulaşması gerekmektedir.125

1.2.2.3. Disponibilite Uygulaması

Disponibilite uygulaması, merkez bankalarının ticari bankalar ve banka dışı mali aracıları disponibil yani likiditesi yüksek ve kolaylıkla paraya çevrilebilir değerler tutmaya zorlamasıdır. Ticari bankalar ve banka dışı mali aracılar ellerindeki fonların belli bir oranı ile merkez bankasının öngördüğü tahvil ve bonoları satın almakta ya da merkez bankasında serbest tevdiat ve kasalarında nakit bulundurmak zorunda kalmaktadır. Bu uygulama, bankaların likiditesini ve dolayısıyla aktif yapısını düzenlemekte, ayrıca, para arzının kontrolünde etkili olmaktadır. Disponibilite uygulaması bankalara kaçınacak alan bırakmayarak (pasiflerin tamamını içerecek şekilde) uygulanmasıyla dolaysız, bankalara kaçınabilecekleri alanlar bırakarak (pasiflerin bir kısmını içerecek şekilde) uygulanmasıyla dolaylı bir araç niteliğindedir.126

124 Pirimoğlu, a.g.e., s. 35.

125 İlker Parasız, Melike Bildirici, a.g.e., s. 345. 126 Önder, a.g.t., s. 63-64.

1.2.2.4. Finansal Aracılara Belli Miktarda Devlet Tahvili ya da Hazine Bonosu Alma Zorunluluğunun Getirilmesi

Hükümetler bankalara ve banka dışı mali aracılara ellerindeki fonların belirli bir kısmı ile devlet tahvili ve hazine bonosu satın alma zorunluluğu getirebilmektedirler. Bu tür aktiflerin faiz oranları piyasa faiz oranından düşük tutularak kamu kesimine ucuz maliyetli kaynak aktarımı sağlanmakta ve böylece kamu açıkları kapatılmaktadır. Ayrıca bu araç kullanılarak bankaların elindeki kaynakların öncelikli alanlara kaydırılması mümkün hale gelmektedir.127

1.2.2.5. Finansal Aracıların Portföylerinin Yeniden Düzenlenmesi

Merkez bankası ticari bankaların ve banka dışı finansal aracıların portföylerinde bulunduracakları menkul kıymetlerin dağılımını oran ve tutar bakımından düzenleyebilmektedir. Söz konusu kurumların alacakları tahvil ve hisse senedi gibi menkul kıymetlerin hangi faaliyet alanına ait olacağı, tutarının ve toplam içindeki payının ne kadar olacağı para otoriteleri tarafından belirlenebilmektedir. Böylece finansal kuruluşların ellerinde bulunan fonlar, ekonomik gelişmeye katkıda bulunabilen sektörlere aktarılabilmektedir.128

1.2.2.6. Hisse Senedi ve Tahvil Alımına Yönelik Kredilerin Kontrolü

Bu uygulama ilk olarak yarım yüzyıl önce A.B.D’de ticari bankaların borçlandıktan sonra senet piyasasında spekülasyon yapmalarını önlemek amacıyla uygulanmıştır.129 Federal Reserve Bank (FED), bu çerçevede, parasal kontrolü sağlayabilmek amacıyla, bankaların senet fiyatlarının belirli bir marj içerisinde bir kısmının satın alan tarafından karşılanmasını öngörmüştür. Hisse senedi ve tahvillerin taksitle satın alınması durumunda zorunlu peşin ödeme oranının ne kadar olacağı belirlenerek, kişisel tasarrufların yönelebileceği bazı faaliyet ve alanlar kısıtlanmakta, bazıları ise özendirilmektedir.

127 Akdiş, a.g.e., s. 87. 128 Akçay, a.g.t., s. 14. 129 Güneş, a.g.e., s. 21.

1.2.2.7. Tüketici ve Gayri Menkul Kredilerinin Kontrolü

Konut ve apartman dairesi de dahil olmak üzere çeşitli dayanıklı tüketim malları arz eden firmalar uzun vadeye dayalı sözleşmelerle veya kampanyalarla mal satışında bulunarak piyasada olağanüstü bir talebin ortaya çıkmasına sebep olabilmektedirler. Bu yolla ortaya çıkan talep hacmini ve dolayısıyla ile enflasyonu kontrol altında tutmak isteyen merkez bankası, tüketicilere açılabilecek kredi miktarını, müşteriler tarafından peşin olarak ödenecek minimum para miktarını, vadesini ve bu amaçla verilen kredilerin faizlerini değiştirerek, söz konusu mallara karşı talebi teşvik edebilmekte veya kısıtlayabilmektedir.130

1.2.2.8. Özel Mevduatlar

Özel mevduatlar, ticari bankalar tarafından tutulması zorunlu olmakla birlikte para arzını kontrol etme amacıyla merkez bankasına yatırılan mevduatlardır. Özel mevduatlara en iyi örnek ithalat teminatlarıdır. Birçok ülkede ithalat için dövizlerin karşılığı olan milli para tutarının belli bir yüzdesi özel sektör ithalatçıları tarafından önceden merkez bankalarına yatırılmaktadır. Genellikle 9-12 ay süre ile piyasadan çekilen bu teminatların büyük kısmı kredi kaynakları zorlanarak sağlanmaktadır. Böylece elde edilen krediler sonradan ana kredi kaynağı olarak ithalat teminatları adı altında merkez bankalarına yatırılmaktadır. 131

1.2.2.9. Merkez Bankasının Moral Takviyesi

Merkez bankası banka ve banka dışı mali kurumların kredi politikalarını etkilemek amacıyla açıklamalarda bulunabilmekte ya da basın yoluyla halkı ikna etmeye ve beklentilerini değiştirmeye çalışabilmektedir. Merkez bankasının bu politikasına açık ağız politikası ya da ahlaki korkutma da denilmektedir132 ve bu politikanın yasal bir dayanağı yoktur. Azgelişmiş ülkelerde sıkça kullanılan bu

130 İlker Parasız, Melike Bildirici, a.g.e., ss. 345-346. 131 Serin, a.g.e., s. 21.

politika ile para politikasının amacına ulaşması için davranış birliği oluşturulmaya çalışılmaktadır.

1.2.2.10. Reklam ve Resmi Olmayan Öğütler

Merkez bankaları görüşlerini kamuoyu ile paylaşmak için birçok yol kullanabilmektedir. Merkez bankası görüşlerini basın yayın organları aracılığıyla açıklayabileceği gibi, yapacağı tavsiyelerle firmaların bekleyişlerini de etkileyebilmektedir.133