• Sonuç bulunamadı

P006 bAsınÇsıZ bAsı YARAsı Ali Barutçu, Deniz Cenan

Belgede 12. Ulusal YARA Kongresi (sayfa 162-169)

Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Yara Bilim Dalı, İzmir

55 yaşındaki bayan hasta ortopedi kliniğinde diz cerrahisi sonrası dizi fleksiyonda sabitlenip hareketsiz bırakılmıştır. Obez olan hastanın ilk pansumanında poplitealde yara görülmesi üzerine bilim dalımıza sevk edilen hastanın yarası immobilite ve obesiteye bağlı bası yarası olarak tanımlanarak konvensiyonel tedavi ile iyileştirildi.

P007 DiYAbeTiK AYAK inFeKsiYonLARınDA osTeoMiYeLiTi oLAn Ve oLMAYAn oLgULARDA DiRenÇLi bAKTeRi oRAnLARı nAsıL?

Yahya Utlu1, Füruzan Bozkurt Kozan2, Okay Başak1, Ş. Barçın Öztürk3, M. Bülent Ertuğrul3

1Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı, Aydın

2Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Kronik Yara ve İnfeksiyonları Bakım Ünitesi, Aydın

3Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Aydın

giriş ve Amaç: Diyabetik ayak infeksiyonları majör ampütasyon oranlarının yüksekliği nedeniyle önemli bir toplumsal sorundur. Diyabetik ayak infeksiyonunun ampütasyona gidişini belirleyen en önemli faktörlerden ikisi ayakta osteomiyelit olması ve infeksiyonun dirençli bir etken tarafından oluşturulmasıdır. Bu çalışmanın amacı diyabetik ayak infeksiyonu olup osteomiyeliti olan ve olmayan olgularda infeksiyona yol açan dirençli etkenleri karşılaştırmaktır.

Yöntem: Çalışmamız 01.09.2016 – 30.04.2017 tarihleri arasında hastanemiz “Kronik Yara ve İnfeksiyonları Bakım Ünitesi”nde yatarak ya da ayaktan izlenen hastaların verilerinin geriye yönelik olarak araştırılmasını kapsamaktadır. Çalışmada üniteye başvuran her hasta için doldurulan standart form kullanılmıştır. İstatistiksel analiz PASW Statistics(SPSS) 18 programında yapılmıştır.

sonuçlar: Çalışmaya 51’i erkek (%64) 80 hasta alınmıştır. Hastaların yaş ortalaması±SD 60,19±11,96 idi. Hastaların yara yerlerinden alınan örneklerin 62’sinde üreme saptandı.

En sık infeksiyon etkenleri sırası ile Pseudomonas spp. (n:15, %24) ve Koagulaz negatif stafilokoklardı (n:12, %19). Tüm hastaların etkenleri dikkate alındığında dirençli etken oranı

%50 (n:31) olarak bulundu. Osteomiyeliti olmayan hastalarda dirençli bakteri oranı %47 (n:8) iken ostemiyeliti olanlarda bu oran %51 (n:23) idi ve aralarında istatistiksel olarak fark yoktu (p>0.05) (Tablo 1).

Tartışma: Ülkemizde yapılan çok merkezli bir çalışmada bu oran %33 olarak bulunmuştur.

Bizim çalışmamızda bu oranın %50 olarak çıkması kliniğimize başvuran hastaların büyük bölümünün daha önce başka merkezlerde tedavi edilmeye çalışılan ve bu nedenle sık antibiyotik kullanımı olan ileri evre ayak infeksiyonlu hastalar olması olabilir. Ancak osteomiyeliti olan ve olmayan hastaların etkenlerinde dirençli bakteri oranı açısından fark bulamamasının nedeni olarak da yine osteomiyeliti olmayan hastaların da osteomiyeliti olanlar gibi ileri evre ayak infeksiyonu olmasıdır.

Tablo 1. etken bakterilerin osteomiyelite göre dağılımı

P009 eMMe Ve YıKAMA eTKisine sAHiP eMiCi YARA PeDinin bAsınÇ ÜLseRine eTKisi

Ayten Güreşci Zeydan, Canan Kandemir, Tükezban Atilla, Hülya Şahindokuyucu, Birgül Ödül Özkaya

Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anestezi ve Reanimasyon Kliniği, İstanbul

Birçok sağlık tesisinde uzun süre yatağa bağımlı hastalarda basınç ülserini önlemeye veya tedavisini sağlamaya yönelik ürün çeşitliliği her yaraya özel bir yaklaşım gerektirmektedir.

Emme ve yıkama etkisine sahip emici yara pedlerinin yara tedavisinde etkinliğini göstermek amacıyla bu çalışma planlanmıştır.

09.03.2017’de sol bacak lateral bölgede 10x4x0.2 cm ebatında olan 3. derece basınç ülseri serum fizyolojik ile yıkandı. Yara çevresi çinko içerikli bariyer krem ile çevrilip, otolitik debridman özellikli jel ile tabaka oluşturuldu. Transparan film örtü ile kapatıldı.

27.03.2017’ de aynı bölgede 12x4.5x2 cm ebatında genişleyen 3. derece basınç ülseri steril şartlarda cerrahi debridman yapıldıktan sonra serum fizyolojik ile yıkanıp yara çevresi çinko içerikli bariyer krem ile çevrilip, 7.7*7.5 cm ebatında 2 adet emme ve yıkama etkisine sahip emici yara pedi ile kapatılıp transparan film örtü ile tespit yapılmıştır.

08.06.2017’ de aynı bölgede 9x4x4 cm ebatında genişliği azalan ancak derinliği artan 3. derece basınç ülseri serum fizyolojik ile yıkanıp yara çevresi çinko içerikli bariyer krem ile çevrilip, 7.7*7.5 cm ebatında 2 adet emme ve yıkama etkisine sahip emici yara pedi ile kapatılıp transparan film örtü ile tespit yapılmıştır.

24.07.2017’de aynı bölgede 6x4x3.5 cm ebatında genişliği azalan ancak derinliği artan 3.

derece basınç ülseri tedavisine vakum aspirasyon kapama pedi ile devam edilmiştir.

resim 1

P010 sUKRALFAT iÇeRen soLÜsYon iLe PAnsUMAnın bAsınÇ ÜLseRine eTKisi

Canan Kandemir, Ayten Güreşci Zeydan, Hülya Şahindokuyucu, Tükezban Atilla, Birgül Ödül Özkaya

Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anestezi ve Reanimasyon Kliniği, İstanbul

Birçok sağlık tesisinde uzun süre yatağa bağımlı hastalarda basınç ülserini önlemeye veya tedavisini sağlamaya yönelik ürün çeşitliliği her yaraya özel bir yaklaşım gerektirmektedir.

Sukralfat içeren solüsyonlu pansumanın yara tedavisinde etkinliğini göstermek amacıyla bu çalışma planlanmıştır

13.03.2017’de sakral bölgede 15x10x0.2 cm ebatında olan 3. derece basınç ülseri serum fizyolojik ile yıkanıp yara çevresi çinko içerikli bariyer krem ile çevrilip, otolitik debridman özellikli jel ile tabaka oluşturulup transparan film örtü ile kapatılmıştır.

29.03.2017’ de aynı bölgede 8x10x4 cm ebatında, derinliği artan 3. derece basınç ülseri steril şartlarda cerrahi debridman yapıldıktan sonra serum fizyolojik ile yıkanıp yara çevresi çinko içerikli bariyer krem ile çevrilip her 5 ml’ sinde 1 gr sukralfat içeren solusyon ile steril gazlı bezler emdirilip yara kapatılmış ve transparan film örtü ile tespit yapılmıştır.

12.04.2017’ de aynı bölgede 10x8x3.2 cm ebatında 3. derece basınç ülseri nekrotik ve fibrin alanlardan arınmış olup vakum yardımı ile yara kapama tedavisine devam edilmiştir.

13.04.2017’ de 203. günde Genel Cerrahi kliniğine nakil edilen hastanın vakum yardımı ile yara kapama tedavisine devam edilmiştir.

Sukralfat içeren solüsyonlu pansuman basınç ülseri tedavisinde yaranın özelliğine göre gözle görülür iyileşme sağlamıştır

resim 1

P011 iYoT YAnıĞı geLiŞen HAsTADA HeMŞiReLiK bAKıMının DeĞeRLenDiRiLMesi: oLgU sUnUMU

Elif Akyüz1, Ziyafet Uğurlu2, Çiğdem Üstündağ1

1Başkent Üniversitesi Hastanesi, Ankara

2Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, Ankara

Hemşireler, hasta bireyin bedensel, ruhsal ve toplumsal sağlık gereksinimlerini bütüncül bir yaklaşımla belirler, bireyin ihtiyaç duyduğu bakımı planlar ve uygular. Hastalar bazen gereksinimlerini açık olarak ifade edemeyebilir. Hemşirenin amacı; etkili bir kişiler arası iletişim kurarak, hastanın ifade edemediği gereksinimleri belirlemektir. Hemşirelerin hasta bireye uygulanacak her uygulamada hasta güvenliğini korumaya odaklanması gerekmektedir. Hastalar yapılan uygulamalarda birçok komplikasyonla karşılaşabilmektedir.

Bu komplikasyonların hemşire tarafından bilinmesi, komplikasyon gelişmeden önlem alınması, hasta bireyin komplikasyonlardan korunması hasta güvenliği kapsamında oldukça önemlidir. Bu olgu sunumunun amacı iyot yanığı gelişen hastada hemşirelik bakımının değerlendirilmesidir.

olgu: Hasta, 54 yaşında, evli, bir çocuk sahibi bayan hastadır. Rektum kanseri tanısı ile Ocak 2017 tarihinde başka bir sağlık kuruluşunda kolostomi açılan hastada yapılan tetkikler sonucu karaciğer metastazı saptanmış, karaciğer segmentektomi amaçlı kurumumuza başvurmuştur.

Hastaya 19.07.2017 tarihinde kurumumuzda karaciğer segmentektomi yapılmıştır. Ameliyat sonrası hastanın sol alt abdomen, stoma alt bölgesinde geniş çaplı kızarıklık saptanmış, bir gün sonra kızarıklığın daha da ilerlediği belirlenmiştir. Yapılan değerlendirmede, peristomal alan alt bölgesinde daha önce stoma torbası kullanımına bağlı hassasiyet olduğu ve ameliyat sırasında iyotlu solusyon kullanımına bağlı yanık oluştuğu belirlenmiştir.

bakım: Hemşirelik bakım planına göre hastanın gereksinimleri doğrultusunda hastaya toplam 14 hemşirelik tanısı koyulmuştur. Başlıca hemşirelik tanıları; deri bütünlüğünde bozulma, enfeksiyon riski, beden imgesinde bozulma, ağrı, anksiyete, aktivite intoleransı, etkisiz baş etme olarak belirlenmiş, tanılar doğrultusunda hastaya yönelik girişimler uygulanmış ve sonuçları değerlendirilmiştir. Hastanın iyot yanığı oluşan bölgenin yapılan pansuman ve farklı stoma ürünleri kullanılarak 10 günlük bakım ve tedavi sonrası iyileşmesi sağlanmış, hastaya yara bakım konusunda eğitim verilerek taburcu edilmiştir.

sonuç: Hasta ile etkin iletişim kurularak gereksinimleri saptanmış, belirlenen hemşirelik tanıları doğrultusunda uygulanan girişimlerle sorunları çözüme ulaşmıştır. Hastanın verilen hemşirelik bakımlarından memnun olduğu tedavi süreci boyunca iletişiminin, bakımlarına katılımının ve tedavi sürecine uyumunun arttığı gözlenmiştir.

P012 iKinCi DeRCe DeRin YAnıĞı oLAn HAsTAnın goRDon’Un FonKsiYoneL sAĞLıK ÖRÜnTÜLeRi MoDeLine gÖRe HeMŞiReLiK bAKıMının

DeĞeRLenDiRiLMesi: oLgU sUnUMU

Elif Akyüz1, Cem Aydoğan2, Nigar Türkmen1, Çiğdem Üstündağ1

1Başkent Üniversitesi Hastanesi, Hemşirelik Hizmetleri Müdürlüğü, Ankara

2Başkent Üniversitesi Hastanesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Ankara

Yanıklar, yol açtıkları mortalite ve morbidite nedeni ile toplumlar için büyük problem teşkil etmektedir. Yanık hastasının multidisipliner yaklaşımla tedavi ve bakımının sağlanması iyileşme süreci açısından önemlidir. Hastanın gereksinimlerine özel bakımın sağlanmasında, iyileşme sürecinin takibinde, uygulanan girişimlerin değerlendirilmesinde yanık konusunda eğitimli hemşireler primer görevli kişilerdir. Hemşirelik bakımının etkin şekilde sağlanabilmesi için bireye özel verilerin toplanması gerekmektedir. Hastanın sistemli ve kapsamlı şekilde verilerinin toplanmasında birçok hemşirelik modeli kullanılmaktadır.

Bu modeller hemşirelik bakımının bilimsel, planlı ve sistematik olarak verilmesini sağlayarak hemşirelere veri toplamada, planlamada ve uygulamada rehberlik etmektedir.

Hemşirelik modelleri arasında sıklıkla Gordon’un Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Modeli kullanılmaktadır. Bu olgu sunumunda ikinci derece derin yanığı olan hastanın Gordon’un Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Modeli’ne göre hemşirelik bakımı yer almaktadır.

Diyapetik nöropatisi olan hasta 07.01.2017 tarihinde ayaklarını ısıtmak için sıcak suya sokması sonucu her iki ayağında yanık gelişmiş, yanık yoğun bakım ünitemize yatırılmış, her iki ayak dorsum ve palmar bölgede derin %4 ikinci derece haşlanma yanığı tanısı koyulmuştur. Sekiz yıldır diyabet tanısı ve yatışında anemi sorunu olan hastaya debritman yapılarak, greft uygulanmış, üç gün aralıklarla debritmanı yapılmıştır. Hastaya derin ven trombozu profilaksisi olarak antikoagülan, vitamin desteği olarak A,C,E vitamini ve çinko tedavileri uygulanmış, enteral beslenme destek ürünü başlanmıştır. Kan şekerine uygun insülin dozu ayarlanmış, yara yerinde gelişen enfeksiyona yönelik antibiyotik tedavisi, kontraktür gelişiminin önlenmesi amacı ile fizik tedavi uygulanmıştır. Herhangi bir komplikasyon gelişmeden tedavisi ve bakımı planlanan hastaya taburculuk eğitimi verilerek 23 günlük tedavi sonrası pansuman planı yapılarak taburcu edilmiştir. Hastanın taburculuk sonrası kontrolünde sol ayak topuk alanında tespit edilen diyabetik ülsere yönelik tekrar debritman ve greft uygulanmış, haftada üç kez epidermal büyüme faktörü uygulanarak iki aylık pansuman ve bakımları sonrası hastanın iyileşme süreci başarılı şekilde tamamlanmıştır.

Hemşirelik bakımı: Hastanın verileri Fonksiyonel sağlık Örüntüleri Modeli’ne göre toplanmıştır. Bu süreçte hastaya yönelik toplam 14 hemşirelik tanısı konulmuştur. Başlıca hemşirelik tanıları; doku bütünlüğünde bozulma, ağrı, enfeksiyon, aktivite intoleransı, korku, anksiyete, beden imajında değişiklik, özbakım eksikliği sendromu, rol performansında etkisizlik, travma riski olarak belirlenmiş, bu doğrultuda hemşirelik girişimleri uygulanmış ve değerlendirilmiştir.

Hemşirelik modeli kullanılarak uygulanan hemşirelik bakımı ile hastanın gereksinimleri karşılanmış, komplikasyonlar açısından belirti ve bulgular erken sürede değerlendirilmiş, hastanın tedavi ve bakım sürecine katılımı sağlanarak iyileşme süreci tamamlanmıştır.

P013 eVDe bAKıM HAsTALARınDA negATiF bAsınÇLı

Belgede 12. Ulusal YARA Kongresi (sayfa 162-169)