• Sonuç bulunamadı

1.4. Osmanlı Tarihindeki Görünülürlüğü

1.4.1. Osmanlı Mimarisine Yansıması

Molla Arab’ın ilmi faaliyetleri, Şeyh Alâeddin’le ilişkisi, tasavvufa olan ilgisi ve Osmanlı tarihindeki görünülürlüğü başlıkları altında verilen bilgiler, Molla Arab’ın faal bir hayatı olduğunu göstermektedir. Bu faallik, insanlar tarafından tanınmayı beraberinde getirmektedir. Mimari eserlerin, yapıldığı dönemde tanınan ya da tanınmak istenen kişiler tarafından bizzat inşa edildiği veyahut onlar adına inşa ettirildiği düşünüldüğünde, Molla Arab’ın Osmanlı mimarisinde iz bırakması anlam kazanmaktadır.

Molla Arab’ın Osmanlı mimarisindeki izi, günümüzde İzmir iline bağlı bir ilçe merkezi olan Tire’de karşımıza çıkmaktadır. Tire ilk defa 1390 tarihinde Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Timur istilası (1402) sonrasında

69

Öncel, “Şeyhülislam Molla Arab’ın Fetva Mecmuası…”, s. 9.

70

Hoca Sadettin Efendi, Tacü’t-Tevarih III, haz. İsmet Parmaksızoğlu, Eskişehir: Kültür Bakanlığı Yayını, 1992, s. 268-270; Cihan Yüksel Muslu, The Ottomans and Mamluks: Imperial Diplomacy and

şehri Aydınoğulları geri almıştır. II. Murad’ın 1423’te burada hakimiyet kurmuş ve Tire bu dönemden sonra Anadolu beylerbeyliğine bağlı Aydın sancağının merkezi olmuştur. Osmanlı döneminde siyasi suçluların sürgün yeri olarak da kullanılan Tire, XV. yüzyıldan itibaren hem ticari hem de ilmi bir merkez olmuştur. Tire’de Osmanlı döneminden kalan medrese, camii vb. birçok yapı bulunmaktadır. Bu yapılar içerisinde görev yapan müderris ve âlimler de Tire’nin ilmi merkez olmasına katkı sağlayan kimselerdir.71

Tire’deki Molla Arab Camii ve Külliyesi Osmanlı döneminden kalan mimari eserler arasındadır. Camii ve külliyenin bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Külliyenin kalıntıları İnci Aslanoğlu’nun tespitine göre Tire’ye 5 km uzaklıkta olan ve ilçenin kuzeybatısında bulunan Yahşibey Ovası’nda bulunmaktadır.72

2015’de bu bölgede yapılan kazılar neticesinde verilen bilgilerde ise bu külliyenin kalıntılarının Tire’ye 1 km uzaklıkta olduğu söylenmektedir. 73

Bu noktada aklımıza şu soru gelmektedir. Molla Arab’ın Tire’yle olan bağlantısı nedir?

Molla Arab’ın Edirne, Bursa, Manisa, İstanbul gibi şehirlerde bulunduğundan kaynaklarda bahsedilmektedir.74 Bu kaynaklarda Molla Arab’ın Tire’de bulunduğuna dair doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır ancak Tire’de Molla Arap Camii ve Külliyesinin bulunması, Molla Arab’ın bir süre burada bulunmuş veyahut buraya uğramış olma ihtimalini doğurmaktadır. Himmet Konur, Molla Arab’ın Tire’de bulunma ihtimalini şu hususların kuvvetlendirdiğini söyler. Molla Arab, Tire’li olan Şeyh Alâeddin’le yakın bir ilişki içerisindedir ve Molla Arab’ın Manisa’da bulunduğu süre içerisinde civarı dolaştığına dair rivayetler bulunmaktadır. Bu noktada Molla Arab’ın Bozdağ yaylağında köyün imamıyla Vâridat üzerine yaşadığı hadise akla gelmektedir. Bu hadisenin Tire’ye yakın mesafede olan Bozdağ’da yaşanması, Bozdağ’a kadar giden Molla Arab’ın Şeyh Alâeddin’in memleketi olan Tire’ye uğramış olma ihtimalini kuvvetlendirmektedir.75 Tüm bu hususlar dikkate alındığında Tire’de Molla Arab Camii ve Külliyesinin bulunması makul gözükmektedir.

71

Zekai Mete, “Tire”, DİA 41, 195-196.

72

İnci Aslanoğlu, Tire’de Camiler ve Üç Mescit, s. 61.

73

Ertan Daş, “Tire Molla Arap Külliyesi Kazısı”, Sanat Tarihi Dergisi, XXVI, 1 (Nisan 2017): 96.

74

Taşköprizâde, Şakâik, s. 92-93.

75

Tire’deki Molla Arab Camii ve Külliyesini tanıtmadan önce Molla Arab Camii’yle ilgili bir açıklama yapmakta fayda vardır. Bursa’da da Molla Arap Camii bulunmaktadır ve bu cami bulunduğu bölgeye adını vermiştir. Günümüzde bu bölge Molla Arap Mahallesi olarak bilinmektedir ancak burada ismi geçen Molla Arap, 1531’de vefat eden ve Arap Vaiz olarak tanınan bir Osmanlı âlimidir.76

1.4.1.1. Molla Arab Camii ve Külliyesi (Tire)

Molla Arab Külliyesi, camii, medrese ve hamamdan müteşekkildir. İnşa tarihi kesin olarak bilinmeyen bu yapıların II. Bayezid’in dönemi şeyhülislamlarından Molla Arab tarafından 1491-92 yıllarında yaptırıldığı söylenmektedir.77

Cahid Baltacı ise, Molla Arab Medresesi’nin bânisinin bilinmediğini, XVI. yy. sonlarından itibaren medreseye dair izlere rastlandığını ancak bu medresenin Osmanlı döneminde yapılmış olma ihtimalinin bulunmasıyla birlikte Aydınoğullarından da kalmış olabileceğini belirtmektedir.78

Tire’nin yaklaşık 1 km kuzeybatısında yer alan bu külliye inşa edildiği dönemde farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek derecede geniş bir yapı olmasına rağmen günümüzde külliyenin büyük bir kısmı yıkılmış ve toprak altında kalmıştır. Külliyenin çekirdek yapıları olan cami hareminin doğu duvarıyla minaresi ve medrese odalarının bir bölümü parçalar halinde mevcuttur ancak hamam metruk bir hale gelmiş ve hamamın üzerine yeni bir yapı inşa edilmiştir.79

Pâye bakımından önce kırklı daha sonra ellili medreseler arasında bulunan Molla Arab Medresesi 1652-53 yıllarında dâhil medreseler arasına girmiştir. Tire’li Bostanzâde Mehmed Efendi (ö. 1598), Pepkî Latif Efendi (ö. 1570-71), Alaşehirli Mustafa Efendi (ö. 1571-1572), Tireli Şeyhî Efendi (ö. 1615-16), Baldırzâde

76

Tahsin Özcan “Molla Arap”, DİA, 30, 240-41.

77

Ertan Daş, “Tire Molla Arap Külliyesi Kazısı”, s. 96; İnci Aslanoğlu, Tire’de Camiler ve Üç Mescit, s. 61.

78

Cahid Baltacı, Osmanlı Medreseleri, s.309.

79

Ertan Daş, “Tire Molla Arap Külliyesi Kazısı”, s.96; İnci Aslanoğlu, Tire’de Camiler ve Üç Mescit, s.61.

Abdurrahman Efendi (ö.?) ve Müftüzâde Mehmet Sait Efendi (ö.?) bu medresede müderrislik yapmıştır.80

1940 yılına kadar ayakta olan Molla Arab Camii’nin günümüzde son cemaat yeri, harim kubbesi ve güney duvarı bulunmaktadır. Caminin minaresi batı tarafında yer almaktadır ve şerefeden sonrasının yıkıldığı görülmektedir.81

Evliya Çelebi seyahatnamesinin Tire’ye ait bölümünde Molla Arab Camii’nden bahsetmiş ve camiyi şöyle betimlemiştir. “Kârgir bina ve kubbe-i rânâları serpa kurşunludur.”82

2015 yılında bu bölgede yapılan kazı ve temizlik çalışmalarına göre külliyenin açık avlulu bir medrese, tek kubbeli bir cami ve avlu, kubbeli birer revak ve öğrenci hücrelerinden meydana geldiği görülmektedir. Bu haliyle yapının mevcut planının, Osmanlı Devleti’nde inşa edilen birçok medreseyle benzerlik gösterdiği belirtilmektedir.83

Şekil 1: Avludan Son Cemaat Yerine Bakış84

80

Cahid Baltacı, Osmanlı Medreseleri, s.310; İnci Aslanoğlu, “Tire’de Üç Camii”, Vakıflar Dergisi, s. 161; A. Munis Armağan, Devlet Arşivlerinde Tire, İzmir: Bilkar Bilge Karınca Matbaası, 2003, s. 272.

81

A. Munis Armağan, Devlet Arşivlerinde Tire, s. 233.

82

İnci Aslanoğlu, “Tire’de Üç Camii”, s. 161.

83

A. Munis Armağan, Devlet Arşivlerinde Tire, s. 233; Ertan Daş, “Tire Molla Arap Külliyesi Kazısı”, s. 104.

84

Şekil 2: Son Cemaat Yerinin Batıdan Görünüşü85

Şekil 3: Kubbe Geçiş Bölgesi86

85

Ertan Daş, “Tire Molla Arap Külliyesi Kazısı”, s. 109.

86