• Sonuç bulunamadı

Osmanlı Döneminde Han ve Kervansaraylar

4. TÜRK HANLARININ KRONOLOJĠK GELĠġĠM SÜRECĠ

4.4. Osmanlı Döneminde Han ve Kervansaraylar

Osmanlılar zamanında da önemli ticaret yolları üzerinde kervansaray yapımı devam etmektedir. Ayrıca birçok Ģehir içi han da yapılmıĢtır. Bu yapılarda plan ve mekân anlayıĢı olarak kare veya kareye yakın açık bir avluyu çeviren sütun ve payelere

oturan kemerlerden oluĢan revak sistemi ya da sadece kapalı bir mekân oluĢturan sade neflerden oluĢan geleneksel örnekler görülür.

Osmanlı devrinde, Ģehir hanları mimarisinde düzgün form arayıĢı kaybolup arsaya veya yola göre formlar ortaya çıkmıĢtır. Ayrıca avluda da form arama endiĢesi yoktur. Böylece revaklı avlu gerisinde misafir ve yolcular için mekanlar yapılırken insanların, hayvan barındırma yerlerinden kesin bir mekan ayrılığı ile kopması ve nefler halinde veya ayrı bölümlerde ahırlara yer veriliĢi çok önemli bir geliĢme olarak ortaya çıkmaktadır.

Osmanlı devri hanlarında kare veya kareye yakın, revaklı avlu Ģeması esas alınarak 2 katlı olarak inĢa edilmiĢ hanlarda ortaya çıkar. XVI. ve XVII. yüzyıllarda yapılmıĢ Diyarbakır Hüsrev PaĢa Kervansarayı (1527) ve Edirne Rüstem PaĢa Kervansarayı bu tipe örneklerdir (ġekil 4.6). Zamanla kat sayısının daha da arttığı örneklerde yapılmıĢtır. 4 katlı inĢa edilmiĢ Merzifon Kara Mustafa PaĢa Kervansarayı (1681); bodrum katı ahır, zemin katı idari iĢler ve diğer katları ise yolcular için ayrılmıĢtır.

Osmanlı Dönemi han mimarisinde sadelik özellikle kendini göstermektedir. Kale fonksiyon ve görünüĢünden uzaklaĢılarak yapının dıĢla bağlantısı artmıĢ ve cephelere dükkânlar yerleĢtirilerek ticari yön geliĢmeye baĢlamıĢtır.

Osmanlı Han mimarisinde kapalı bir mekân olarak münferit neflerden oluĢan han ve kervansaraylar da inĢa edilmiĢtir. Bursa Manyas yolundaki Issız Han (1394) ve Antalya‟da Hüsnü Sabunsu Kervansarayı (1517) bu tarzın örnekleridir. Zamanla nef sayısında artıĢ görülmektedir.

Anadolu Selçuklu kervansaraylarının askeri rolü, Osmanlı han mimarisinde bitmiĢ, Ģehir ve ticaret hayatının gereklerini karĢılamaya yönelmiĢtir. Ayrıca Anadolu Selçuklu kervansaraylarının olmazsa olmazı mescit iken, Osmanlı hanlarında bu durum kaybolmaya baĢlar. Ancak Ģehir hanları bünyesinde tekrar ortaya çıkar.

Osmanlılardan önce genelde Ģehirlerarası yollar üzerinde kendini gösteren kervansaray ve hanlar, Osmanlılarla beraber siyasi yöne paralel olarak geliĢen Ģehirlerde önemli merkezler haline gelmiĢlerdir. Özellikle Bursa ve Edirne‟de baĢlayan Fetih öncesi hanlarının özellikleri, plan kurgusu ve inĢaat tekniğiyle değiĢiklik göstermeden Fatih devrinde de devam eder.

Osmanlı devri hanları avlusuz kapalı tip, açık avlulu tip kervansaraylar ve Ģehir hanları olarak 3 baĢlık altında incelenebilir.

4.4.1. Osmanlı dönemi kervansarayları

4.4.1.1. Kapalı tip kervansaraylar (Avlusuz)

Genellikle kare veya dikdörtgen planlı, tek hacimli ve tek kapılıdır. Yolcuların kaldığı kısımlar, giriĢ aksının sağ ve solunda zeminden yükseltilerek oluĢturulmuĢtur. Ocak ve niĢleri duvarlarda bulunup, orta bölümü ise hayvan ve yükler için ayrılmıĢtır. Pencereleri küçük boyutta, uzun ve ince olarak yapılmıĢtır. Gebze Çoban Mustafa PaĢa Hanı ve Lüleburgaz Sokullu Kervansarayı bu tipe örnek gösterilebilir.

4.4.1.2. Açık tip kervansaraylar (Avlulu)

Bu tip kervansaraylarda daha çok insanlar ön planda tutulmuĢtur. Bu sebeple de hayvanların bulunduğu avlular ve servis bölümleri ile yolcuların kaldıkları mekânlar

ayrılmıĢtır. Yolcuların odalarının her birinde sedir, ocak ve niĢi bulunur. Ayrıca farklı olarak ahır, hamam ve servis kısımlarıyla çevrili ortasında kare veya dikdörtgen avlusu bulunan tiplerde görülmektedir. Tek bir giriĢe sahip olan bu tipte, giriĢin sağ ve solunda küçük hacimler halinde han yönetimi ve personeli için bölümler oluĢturulmuĢtur. Genellikle ortada çeĢmesi vardır.

XVII. yüzyıl yapılarından Kara Mustafa PaĢa Kervansarayı ve Malatya Kervansarayı bu tipe örnek gösterilebilir.

4.4.2. Osmanlı dönemi Ģehir hanları

Genellikle iki katlı olarak yapılmıĢ olup, zemin katları depo, ahır, tamirhane gibi servis iĢlevlerine ayrılmıĢ, üst katı ise yolcuların konaklamaları için tahsis edilmiĢtir. Her iki katın önünde revaklı bir galeri çevreler. Avlusu da geleneksel olarak kare veya dikdörtgendir.

Tek avluya sahip, üstü kapalı ahır kısmı ise avluya bitiĢik ayrı bir bölüm halinde oluĢturulan hanlara, Bergama TaĢhanı (15.yüzyıl), Diyarbakır Deliller Hanı (16-17. yüzyıl), Gaziantep HiĢva Hanı (17. yüzyıl), Mardin Hanı (17-18. yüzyıl) ve Gaziantep Mecidiye Hanı (19. yüzyıl) örnek gösterilebilir.

Avlulu ikamet kısmına sahip, avlulu ahır kısmıyla bitiĢik ayrı bir bölüm halinde oluĢturulan hanlara Bursa Koza Hanı (15. yüzyıl), Edirne Rüstem PaĢa Hanı (16. yüzyıl) örnek gösterilebilir (ġekil 4.7).

Daha sonraki dönemlerde ticaret hanları karĢımıza çıkmaktadır. Ġlk olarak Bursa‟da görülen bu tip, zamanla Ġstanbul hanlarında geliĢecektir. Selçuklu hanlarından ayrılan en önemli özelliği, hanın içerisinde ikamet edilmeyiĢidir.

Kastamonu Reisülküttab (Urgan) Hanı, Acem (Kürkçüoğlu) Hanı örneklerinde olduğu gibi hanların genellikle giriĢ katlarında dükkânları bulunup, özellikle zanaata ayrılmıĢlardır. Bu tür hanlar üretilen ya da uğraĢılan ürüne göre isimler almaktadırlar.

Bursa Emir Hanı örneğinde olduğu gibi zemin kat, avlu kısmında revaklı olup, tek kapıyla avluya açılan ve penceresiz eĢya depoları olarak kullanılan hücrelerden meydana gelmiĢtir. Üst katlar genelde dükkan Ģeklinde olup, avluda yine revaklı galeriye açılır ve pencerelidir (ġekil 4.8). Bu han Osmanlılarda uygulanacak han planını tam olarak ilk defa ortaya koyar. Küçük değiĢikliklerle ana plan bozulmadan günümüze kadar gelmiĢtir. ġehir ticaret hanlarında genelde zemin katlar depolara, üst kat ise dükkanlara ayrılmıĢtır (ÖzdeĢ, 1953).

5.KASTAMONU ĠLĠNĠN FĠZĠKĠ, SOSYAL, TARĠHĠ VE TĠCARĠ

Benzer Belgeler