• Sonuç bulunamadı

6. KASTAMONU HANLARININ MĠMARĠ ÖZELLĠKLERĠ ĠLE

6.1. Selçuklular ve Çobanoğulları Beylikleri Dönemi

6.1.1. Atabey Hanı

Selçuklular ve Çobanoğulları Beylikleri döneminden günümüze kalmıĢ olan han, sadece Atabey Hanı‟dır. Fetihten sonra Kastamonu çevresinde, sosyal amaçlı olarak inĢa edilen ilk binalardan birisidir. Hatta kendi alanında bilinen en eski binadır denilebilir. Hüsameddin Çoban Bey tarafından 1273 yılından önceki bir tarihte yaptırılmıĢtır. Bu bey döneminde sosyal tesislerin yapımına baĢlanmakla beraber, cami, medrese ve han gibi eserler inĢa edilmeye baĢlamıĢtır.

Han, Kastamonu‟nun dıĢında yolcu barındırma özelliği göstererek menzil hanı olarak ta sınıflandırılabilir. Tek katlı ve avlusuz han tipinin ilk örneklerindendir. Yapı malzemesi olarak moloz taĢ, tuğla ve harç kullanılmıĢtır.

Kastamonu–Tosya yolunun 23. km.sinde, Elmayakası Köyü sınırları içinde, Karadere Çayı‟nın kenarında ve yolun yaklaĢık 300m. solunda bulunmaktadır.

ġekil 6.1 Atabey Hanı genel görünüĢ (V.G.M. arĢivinden).

Hanın inĢası ile ilgili olarak herhangi bir kitabeye veya yazılı bir belgeye

rastlanmamıĢtır. Ancak, yapının mimari ve yapısal özellikleri ile ocakların mevcudiyeti dikkate alınarak, hanın XIV. yüzyılın ortalarından, XV. yüzyılın ortalarına kadar olan bir zaman içerisinde inĢa edildiğini söylemek mümkündür. A. Gökoğlu, Atabey Hanı için “Kastamonu Çobanlar devri hükümdarlarından Muzafferüddin Yavlak Arslan (1280-1291) tarafından yaptırılarak, Kastamonu‟daki cami ve medresesine vakfolunduğu anlaĢılmaktadır” demektedir19. Fakat bu görüĢü ile ilgili kaynak

göstermemektedir. Aynı eser için M. Kemal Özergin ise “geç devir” ifadesini kullanmaktadır20

.

19

GÖKOĞLU, Ahmet, Paphlagonia - Gayri Menkûl Eski Eserleri ve Arkeolojisi, Cilt: I, Kastamonu, 1952, s.349.

1970 yılına kadar sapa sağlam olan bina, o yıllardan beri günümüze kadar harabe duruma gelmiĢtir (ġekil 6.1).

Doğu-batı doğrultuda uzanan han, 23,30m.x16,30m. ebadında dikdörtgen bir alan üzerinde, eğimli ve kayalık bir arazide inĢa edilmiĢtir. Doğu cephesinin ortasında bulunması gereken giriĢin Ģekli, bu kısmın tamamen yıkık olması nedeniyle belli değildir21

(ġekil 6.2).

ġekil 6.2 Atabey Hanı mevcut rölöve planı (V.G.M. arĢivinden).

Günümüzde mevcuttaki üç adet ayaklara oturtulmuĢ yarım daire kemerden oluĢan iki destek sıralı beĢik tonozla üç sahna bölünerek “Kapalı Mekanlı Hanlar” grubunda yer almaktadır. Geleneksel Ģekilde yan sahınlarından daha geniĢ ve yüksek tutulan orta sahına sahiptir22

(ġekil 6.3).

21 BAġ, Ali, a. g. t. , s.96. 22 BAġ, Ali, a. g. t. , s.96.

ġekil 6.3 Atabey Hanı iç mekan görünüĢü (V.G.M. arĢivinden).

Yan sahınların kuzey ve güney duvarlarda karĢılıklı birer ocak bulunmaktadır. Ocakların alt kısımları yarım daire planlı, üst kısımları ise çatıya doğru daralarak dikdörtgen prizma Ģeklinde yükselmektedir.

Duvarlarda pencere bulunmaması nedeniyle, iç mekânın aydınlatılması tonozlardaki tepe pencereleri ile sağlanmaktadır. Nitekim tonozların sağlam kalan kısımlarında, sonradan Ģekli bozulmuĢ bazı boĢluklar görülmektedir23(ġekil 6.4).

ġekil 6.4 Atabey Hanı en kesiti (V.G.M. arĢivinden).

23 BAġ, Ali, a. g. t. , s.97.

Hanın duvar ve tonozları sıralı moloz taĢ iken, kemerleri ise kesme taĢ ile tuğlanın nöbetleĢe kullanıldığı almaĢık düzende örülmüĢtür. ĠĢçilik genelde kaba ve itinasızdır. Dam üzeri toprak örtülüdür24

(ġekil 6.5).

ġekil 6.5 Ġç mekandaki almaĢık kemerin görünüĢü (V.G.M. arĢivinden)

Hanın ön cephesi diğer cephelere oranla daha çok tahrip olmuĢtur. Ön cephe üzerinde bulunması gereken giriĢ kapısı, bu kısmın tamamen yıkık olması nedeniyle belli değildir. Sağ ve sol yan cephe duvarlarının bir kısmı toprak altında kalmıĢtır. Her iki cephede tamamen sağır olup, sağ yan cephe üzerinde bir adet çörten yer almaktadır. Arka cephe duvarlarının da bir kısmı toprak altında kalmıĢtır. Yapıda herhangi bir süsleme görülmemektedir.

Eserin günümüzde beden duvarları doğu cephe haricinde sağlamdır. Üst örtünün büyük bir bölümü ise tamamen harap olmuĢtur. Destek sırasına ait ayaklardan, batı taraftaki üçü sağlamdır. Güney ve orta sahınların son bölümleri ile kuzeydeki yan sahnın son iki bölümü sağlam olup, tonozların diğer bölümleri tamamen göçmüĢtür25(ġekil 6.6.).

24 BAġ, Ali, a. g. t. , s.97.

ġekil 6.6 Atabey Hanı kuzey görünüĢü (V.G.M. arĢivinden).

Ahmet Gökoğlu, çizmiĢ olduğu basit krokide hanın giriĢ kısmında, ortada bir medhal26, medhalın güney ve kuzey taraflarında da, kapıları bu medhale açılan birer mekân göstermektedir27. Aynı Ģekilde yapıdan bahsederken “hayvan bağlanan bu

kısmın önünde yolcu odalarını görmekteyiz. Bu tip Paflagonya için orjinaldir” demektedir28. Günümüzde bu mekanları çevreleyen duvarlara ait izlere rastlanmamıĢtır (ġekil 6.7).

ġekil 6.7 Atabey Hanı restitüsyon planı (Gökoğlu, 1952).

26 Medhal: GiriĢ, girilecek yer, kapı, baĢlangıç. 27 GÖKOĞLU, Ahmet, a. g. e. , s.362.

Ġç mekandaki ayakların bir kısmı tamamen yıkılmıĢtır. Bunun için ayakların sayısını, kuzey ve güney duvarlardaki kemer izleriyle, mevcut ayakların aralarındaki mesafeleri dikkate alarak hesaplanabilir. Buna göre karĢılıklı üçer ayağın bulunduğu anlaĢılmaktadır.

Tonozların takviye kemerleri sahınlara göre farklılık göstermektedir. Kuzeydeki yan sahnın tonozu destekleyen kemerlerinden biri sağlamdır. Bunun haricinde, kuzey duvarda kemer izi tespit edilememiĢtir. Güneydeki yan sahın tonozunun ise, biri sağlam olan, diğerlerinin de duvarda izi görünen üç adet kemer tarafından desteklendiği belli olmaktadır. Orta sahnın tonozunun takviye kemer sayısı ise belli değildir. Kuzeydeki yan sahnı ayıran destek sırasına ait ayaklardan ortadakinde, orta sahın tonozunu destekleyen takviye kemerinin izi görülmektedir. Burada, yani ortadaki ayak hizasında her üç sahnın tonozu takviye kemeri ile desteklenmiĢtir29

.

Güneydeki yan sahnın tonozunu destekleyen kemerlerin fazlalığı ve bunlardan ikisinin duvara bitiĢik ayaklara oturtulması, bu sahınlardaki birinci ve üçüncü kemerin tamirler sırasında inĢa edildiğini düĢündürmektedir30

.

Günümüzde hanın acilen restore edilmesi gerekmektedir. Restore edildikten sonra han, köy halkının eĢyalarının sergileneceği etnoğrafik müze olarak kullanılabilir. Böylece hanın iĢlevselliği devam ettirilebilir. Ayrıca, bağlı bulunduğu köye gelen ziyaretçileri çeken cazip bir mekan olabilir.

Benzer Belgeler