• Sonuç bulunamadı

4.1. ARAŞTIRMA ALANI HAKKINDA GENEL BİLGİLER

4.1.4. ORTAKARABAĞ KÖYÜ İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER

1055 (M.1645) tarihinde vaki olmuştur. Kati bir rakamla gösterilen bu tarih o ihtiyarın camide atalarından duyduğunu, bu rivayetlerin atalarından aktarılarak kendilerine kadar geldiğini ifade etmiştir. Aynı Bademli köyünden Ali Ağa’ya bakılırsa hicretleri bundan 150-200 yıl evvel vaki olmuştur.

İşte bu birbirine zıt hicret tarihleri, Afyon Azerilerinin hicret devrini aydınlatmaktan pek uzaktır. Eski şive hususiyetlerini, mahalli adet ve ananelerini muhafaza ettiklerine bakılırsa, kendilerinin Azeri olduğuna asla şüphe kalmamaktadır.(Caferoğlu, 1939;24)

Bolvadin yöresinde şu anda farklı yerleşim birimlerinde yaşayan Karabağlıların tamamının daha önceleri adı Beyköy olarak bilinen Büyükkarabağ Kasabası’nın bulunduğu bölgeden ayrılarak kendi köylerini kurdukları kesinlik kazanmaktadır. Bu kopmaların sebeplerini bazıları anlaşmazlıklara bağlarken, bazılarına göre ise tamamen ekonomik sebeplerden kaynaklanmaktadır. Kurulan köylerin hemen Eber Gölü’nün kıyısında olmaları sebebiyle bu iki nedenin de etkili olabileceği değerlendirilmektedir.

eski camisinin yapım tarihinin de bu bilgileri doğruladığı görülmektedir. Daha sonradan diğer sülalelerin de Büyükkarabağ’dan ayrılarak bu bölgeye gelmesiyle köy genişlemiş ve bu günkü halini almıştır.

Ortakarabağ Köyü karayolu ile Bolvadin’e 21 km, Afyonkarahisar’a ise 72 km mesafede bulunmaktadır. Eber Gölü’nün hemen kıyısında, geniş ve düzlük bir alanda yer almaktadır. Ortakarabağ Köyü’nün, Büyükkarabağ Kasabası ile Derekarabağ ve Yenikarabağ köylerinin tam orta noktasında kurulduğu görülmektedir. Köyün etrafında bulunan geniş tarım alanları yol boyunca göze çarpmaktadır.

Ortakarabağ Köyü’nün hemen yanında bulunan Yenikarabağ ve Derekarabağ köyleri de aynı tarihlerde Büyükkarabağ Kasabasından ayrılan başka aileler tarafından kurulmuşlardır. Bunlardan Derekarabağ ve Ortakarabağ halen Bolvadin’e bağlı olmakla birlikte Yenikarabağ Köyü sonradan Sultandağı’na bağlanmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda Bolvadin yöresinde yaşayan Karabağlıların Azerbaycan’ın Gence-Karabağ bölgesinden geldikleri tespit edilmiştir. Halkının tamamının Karabağ Türkmen Aşireti’nden olması nedeniyle söz konusu yerleşim birimleri yörede Karabağ adıyla anılmaktadır. Her ne kadar bir rivayete göre; eskiden beylerinin ölmesi nedeniyle tüm aşiretin başlarına kara bağladığı ve o günden itibaren Karabağlılar olarak anıldıkları ifade edilse de, yörede yapılan araştırmalarda bunu doğrulayan herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır.

Ortakarabağ Köyü, 1969 yılında Eber Gölü’nün taşması nedeniyle sular altında kalmış, köyün büyük bir çoğunluğu Bolvadin’de kendilerine tahsis edilen evlere yerleştirilmiştir. Ancak bazı haneler, suların çekilmesinden sonra tekrar köye dönmüş ve burada yaşamaya devam etmişlerdir. Aynı tarihlerde sel felaketi nedeniyle mağdur olan bazı aileler de kendilerine tanınan imkânlar doğrultusunda Avrupa’ya işçi olarak gitmiş ve oraya yerleşmişlerdir.

Bölgede 2001 yılında meydana gelen deprem nedeniyle, köyden Bolvadin’e toplu bir göç olayı daha yaşanmıştır. Evleri ciddi hasar gören aileler, sel felaketi nedeniyle daha önce Ortakarabağlıların Bolvadin’de yerleştirildiği mahalleye yerleştirilmişlerdir. Halen köyde toplam 53 hane bulunmakla birlikte, Bolvadin’de Müslümana Mahallesi olarak bilinen mahallede 200 haneden fazla Ortakarabağlının yaşadığı ifade edilmektedir.

Köyden göç edenlerin bıraktığı boş ve harabe evler, hemen göze çarpmakta ve köyde eskiden nüfusun ne kadar fazla olduğu hakkında bilgi vermektedir. Bunun yanında köyde yapılan sayım sonuçları da her geçen gün nüfusun ne kadar azaldığını ortaya koymaktadır. 1990 yılında yapılan ADNKS sonuçlarına göre köy nüfusu 468 iken bu sayı 2000 yılında 367’ye, 2008 yılında ise 241’e gerilemiştir.(Tablo 6). Bunun yanında 2000 yılında 193 olan kadın sayısı 174 olan erkek sayısından %10 daha fazla iken, 2008 yılında köyde yaşayan kadın ve erkek sayılarının ciddi oranda azalmakla birlikte hemen hemen eşit duruma geldiği görülmektedir.(Tablo 7). Bu

sonucun, eskiden olduğu gibi çalışmak için kente giden erkeklerin artık yalnız gitmeyip, ailelerini de yanında götürmeleri nedeniyle ortaya çıktığı değerlendirilmektedir.

Tablo 6. Yıllara Göre Ortakarabağ Köyü Nüfusu

Yıllar Nüfus

1990 468

2000 367

2008 241

Kaynak: TÜİK Nüfus Sayım Sonuçları

Tablo 7. Ortakarabağ Köyü Cinsiyete göre Nüfus Durumu

Yıllar Erkek Kadın Toplam

2000 174 193 367

2007 132 137 269

2008 121 120 241

Kaynak: TÜİK Nüfus Sayım Sonuçları

Ortakarabağ Köyü, Bolvadin ilçesiyle aynı iklim özelliklerini taşımaktadır. Genel olarak yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçmektedir. Köy, Eber Gölü kurumadan önce, yağışların fazla olduğu zamanlarda her an sel felaketiyle karşı karşıya kalmaktadır. Ancak, son yıllarda çeşitli nedenlerle gölün yok olması sebebiyle bu sorunun ortadan

Gölü’ne bağımlı olduğundan, suların çekilmesi önemli bir gelir kaynağının yok olmasına neden olmuştur.

Eber Gölü yok olmadan önce yılın her mevsiminde köye gelir sağlamaktadır. Sadece Ortakarabağ’a değil, aynı zamanda kenarında bulunan tüm yerleşim birimlerine dolayısıyla Bolvadin’e büyük ekonomik katkıda bulunmaktadır. Köylülerin “gölcülük” olarak ifade ettikleri bu alanın yok olması yörede büyük sıkıntılar doğurmaktadır. Zira Eber Gölü, hiçbir emek harcamaksızın hasır, yastık ve son yıllarda önemli kâğıt üretim hammaddesini oluşturan kamış ve kındıra üretim alanıdır. Aynı zamanda, birçok balık çeşidini de bünyesinde bulunduran, özellikle kış aylarında, çok uzak bölgelerden bile avcıların ilgisini çeken önemli bir av merkezi konumundadır. Son yıllarda Eber Gölü’nün kurumasıyla birlikte köyün ekonomisi büyük yara almış, gelirinin düşük olması nedeniyle önceleri fazla önemsenmeyen tarım ve hayvancılığa tamamen bağımlı hale gelinmiştir.

Köyde 1 ilköğretim okulu bulunmakta ancak, öğrenci sayısının az olması nedeniyle tek öğretmen görev yapmaktadır. Kadrolu olarak görevlendirilen öğretmen köyde kalmayarak, Bolvadin’de ikamet ettiğinden bazı günler okula gelememekte ve öğrencilerin sorunlarıyla fazla ilgilenememektedir. Bunun yanında diğer ilköğretim öğrencileri taşımalı olarak 12 km mesafedeki Büyükkarabağ Kasabası’nda bulunan okula gitmektedirler. Bolvadin’e her gün düzenli olarak ulaşım imkânı olmadığından, çocuklarının lise seviyesinde eğitim almasını isteyen

ailelerden bazıları, çocuklarını oradaki akrabalarının yanına bırakmaktadır.

Bu imkânı olmayanların büyük bir kısmının ise çocuklarını okutmaktan vazgeçtikleri görülmektedir.

Köyde, 1994 yılında yapılmış betonarme yeni caminin yanında, köyün kurulmasıyla birlikte inşa edildiği ifade edilen ve şimdilerde kullanılamaz durumda olan eski cami bulunmaktadır. Köyde görev yapan imam, caminin hemen yanında kendisi için yaptırılan binada ikamet etmektedir. Köyün hemen çıkışında, 1900’lü yılların başından itibaren kullanıldığı anlaşılan, beton duvarlarla çevrilmiş bir mezarlık bulunmaktadır.

Köyde erkeklerin boş vakitlerini geçirmek için kullandığı bir kahvehane ve bir de oda bulunmaktadır. Nüfusun azalması ve çeşitli anlaşmazlıklar nedeniyle yakın zamana kadar 2 olan kahvehane sayısı bire düşmüştür.

Bunun yanında, önceleri köyün ileri gelenleri tarafından işletilen, önemli kararların alındığı ve misafirlerin konakladığı birçok odanın artık köyde kalmadığı görülmektedir. Halen köyde bulunan tek oda, eski özelliklerinden uzak, sadece erkeklerin dinlenme yeri olarak varlığını sürdürmektedir.

Köyün etrafı sulardan koruması maksadıyla yaklaşık 1,5 m yüksekliğinde, 2 m genişliğinde toprak hendeklerle çevrilmiştir. Köydeki evlerin birbirine çok yakın yapılmış olması nedeniyle toplu bir yerleşim göze çarpmaktadır. Bu nedenle farklı mahallelerden bahsetmek mümkün

ifadelerinin, köylüler arasında kullanılan bir yer bildirim yöntemi olduğu anlaşılmaktadır.

Ortakarabağ Köyü’nde okul ve caminin dışında sadece 2 evin betonarme olduğu görülmektedir. Bunun haricinde bütün evler tek katlı ve kerpiçten yapılmıştır. Bunda, ekonomik nedenlerin yanında, köyün her an sel felaketiyle karşı karşıya kalma riskinin de etkili olduğu değerlendirilmektedir.

Hemen hemen her ailenin Bolvadin’de sel mağduriyeti nedeniyle, kendilerine devlet tarafından çok düşük miktarlar karşılığında yaptırılan evleri bulunmaktadır. Bu nedenle köye hiç kimsenin yeni bir ev yapmak istemediği görülmektedir.

Köyde günlük ihtiyaçları gidermek maksadıyla kullanıma açık herhangi bir ticarethane ya da bakkal bulunmamaktadır. Köylüler, daha önceden bir bakkal bulunduğunu ancak ekonomik nedenlerle kapandığını ifade etmektedirler. Temel ihtiyaçlar, Bolvadin’den günün belirli saatlerinde köye gelen ve sadece basit gıda maddeleri satan araç sayesinde giderilmektedir.

Bazı günlerde de meyve-sebze satan seyyar satıcılar köye uğramaktadır.

Bunun haricinde diğer ihtiyaçlar için Büyükkarabağ’a ya da Bolvadin’e gitmek gerekmektedir. Köyde ulaşım ciddi bir sorun olmakta, kasaba ya da ilçeye belirli saatlerde herhangi bir araç işlememektedir. Sadece süt toplamak amacıyla köye geliş-gidiş yapan araçlarla zaruri ihtiyaçlar karşılanmakta, bunun haricinde herhangi bir yere gidebilmek için bireysel imkânlar kullanılmaktadır.

4.2 . KATILIMCILAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Araştırmamızın katılımcılarını Ortakarabağ Köyü’nde yaşayan tüm hane reisleri ve eşleri oluşturmaktadır. Araştırma yaptığımız tarih itibariyle, köyde toplam 53 hanenin yaşadığı tespit edilmiştir. Bu hanelerden birinde yaşayan çiftin çeşitli sağlık problemleri olması ve konuşamamaları nedeniyle araştırmamız 52 hane üzerinden gerçekleştirilmiş, bu hane sadece toplam nüfus itibariyle dikkate alınmıştır. Köyde yaşayan imam köye yeni atanmış olduğundan araştırmamız içine dâhil edilmemiş, dışarıdan gözlemci olarak değerlendirilerek görüşlerine başvurulmuştur. Bunun yanında, köy öğretmeni de köyde yaşamayıp Bolvadin’de kaldığından araştırma alanın dışında tutulmuştur.

Katılımcılarla yaptığımız görüşmeler sonucunda Ortakarabağ Köyü’nde yaşayan toplam nüfusun 216 olduğu tespit edilmiştir. Bunlardan 111’inin kadın, 105’inin erkek olduğu görülmektedir. Köyde yaşayanların yaş gruplarına göre dağılımına bakıldığında ise; bütün yaş gruplarında, kadın ve erkek sayısının hemen hemen aynı olduğu, sadece 65 yaş üzerindeki kadınların erkek sayısından fazla olduğu dikkat çekmektedir.(Tablo 8).

Bunun, köyde yaşayan kadınların erkeklerden daha uzun yaşamasının bir göstergesi olduğu değerlendirilmektedir. Bunun yanında köyde yaşayan 15-30 yaş grubunun sayısının, diğer gruplardan daha az olduğu göze çarpmaktadır. Köydeki gençlerin önemli bir kısmının okuma ve çalışma maksadıyla köy dışına çıkmalarının bunda etkili olduğu değerlendirilmektedir.

Tablo 8. Ortakarabağ Köyü Cinsiyete Göre Yaş Grubu Dağılımı

Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam

0-6 7 7 14

7-14 21 21 42

15-30 17 19 36

31-45 31 31 62

46-64 19 18 37

65 + 9 14 23

Araştırmamız hane halkı reisleri ve eşleriyle yüz yüze mülâkatlar yapılarak gerçekleştirilmiş, köyde yaşayan 52 hane reisinden 48’inin erkek, 4’ünün kadın olduğu tespit edilmiştir. Köyde eşi ölen 6 hane reisinden 2’si yalnız yaşamaktadır. Köyde bekâr olarak kardeşleriyle birlikte yaşayan sadece bir hane reisi bulunmaktadır. Bu nedenle, araştırma kapsamında köyde 48 erkek, 50 kadın olmak üzere toplam 98 kişiyle görüşme yapılmıştır.

Köyde yaşayanların hane halkı nüfus ortalamasının 4,1 olduğu tespit edilmiştir. Ailelerin ortalama çocuk sayısı 3,6 olmakla birlikte, 40 yaşın altındaki çiftlerin çocuk ortalamasının çok daha düşük olduğu gözlenmiştir.

Köyde çocuğu olmayan sadece bir çift bulunmaktadır.

Köyde küçüklü büyüklü toplam 16 sülale yaşamaktadır. Bunlardan, Kanlıoğulları sülalesi, 60’ı bulan nüfusuyla köyün en büyük ve en çok sözü geçen sülalesi olma özelliğini korumaktadır. Köy muhtarlığı seçimlerini genelde bu sülaleden aday olanlar kazanmakta ya da onların desteklediği

birisi seçilmektedir. Köydeki muhtarlık görevini son 3 dönemdir bu aileden seçilen birinin yerine getirmesi de bunu göstermektedir.

Yapılan görüşmeler sonucunda köyde yaşayan erkek katılımcıların tamamının Karabağlı Aşireti’nden olduğu görülmektedir. Bununla birlikte köyde Karabağlı Aşireti’nden olmayan sadece bir kadın bulunmaktadır. Söz konusu kadının eşi tarafından Muş’tan getirildiği tespit edilmiştir. Bunun dışında köyde yaşayan kadınların tamamının Karabağlı Aşireti’nden olduğu dikkat çekmektedir. Yapılan araştırmada erkeklerin tamamının köyde doğup büyüdüğü ancak kadınlardan bazılarının Büyükkarabağ, Derekarabağ ve Bolvadin’de yaşamakta iken sonradan evlenerek köye geldikleri belirlenmiştir.

Eber Gölü’nün kurumasıyla birlikte katılımcıların tamamı tarım ve hayvancılık işleriyle meşgul olmaktadır. Baba-oğul birlikte işletilen tek kahvehanenin dışında köyde herhangi bir meslek gurubu bulunmamaktadır.

Ek gelir kaynağı sağlamak maksadıyla 2 hane reisinin yazları civar illere giderek biçerdöver operatörlüğü yaptığı, 2 hane reisinin de köydeki toplanan sütü Bolvadin’e götürdüğü tespit edilmiştir. Bunun yanında, köyde yaşayan gençlerden bir kısmının da yazları turizm merkezlerinde çalışarak ailelerine ekonomik katkıda bulundukları gözlenmektedir.

Ortakarabağ Köyü’nde yapılan araştırmalar sonucunda, köy halkının Büyükkarabağ Kasabası ile olan ilişkilerini çok yoğun bir şekilde devam

araştırma sürecinde, geleneksel uygulamalardaki farklılıkların tespiti maksadıyla, Bolvadin yöresinde Karabağlıların yaşadığı diğer yerleşim birimlerine de gidilerek gözlemlerde bulunulmuştur. Köye çok yakın mesafede bulunan Büyükkarabağ Kasabası’nın aynı zamanda Bolvadin yöresinde Karabağlıların yaşadığı en büyük yerleşim birimi olması, köylüler üzerinde belirleyici olma özelliğini korumaktadır. Ortakarabağ Köyü’nün bu kasabadan ayrılanlar tarafından kurulmuş olmasının da sosyal ve kültürel ilişkilerin yoğun olarak devam etmesinde ve geleneklerin birbirine büyük oranda benzemesinde büyük etkisinin olduğu değerlendirilmektedir. Bunun yanında, sel ve deprem felaketleri nedeniyle Bolvadin’e yerleştirilen Ortakarabağlılarla, köyde yaşayanlar arasında yakın akrabalıkların olması köyün şehirle olan temasını ve etkileşimi artırmaktadır. Bu etkileşim, köyün kültürel yapısında her geçen gün daha fazla değişimin yaşanmasına neden olmaktadır.

BEŞİNCİ BÖLÜM

ARAŞTIRMAYA İLİŞKİN ALANDAN TOPLANAN BULGULAR VE YORUMLAR

5.1. DİL

Ortakarabağlıların konuşma dilinde kullandıkları kendilerine has şive göze çarpmakta, aksan ve kelime vurgusu itibariyle yöre insanından ayrıldıkları gözlenmektedir. Özellikle bazı sesli harflerin farklı biçimlerde söylenmesi dikkat çekmektedir. Yapılan araştırmada sadece Ortakarabağ’da değil, aynı zamanda civar köy ve kasabada yaşayan Karabağlıların da aynı şiveyle konuştukları tespit edilmiştir.

Köyde konuşma dilinde saf haliyle kullanılan eski Türkçe sözcüklerin, gündelik hayattaki ihtiyaca fazlasıyla cevap verdiği görülmektedir. Bu nedenle dilimize son yıllarda artan bir hızla giren yabancı sözcüklerin, Karabağlılar tarafından kullanıldığını görmek mümkün değildir. Şehirle temas sonucu, köyde kullanılan dilde değişmeler olmakla beraber, civar yerleşim birimlerinde de yoğunlukla Karabağlıların yaşaması nedeniyle söz konusu değişimin çok yavaş olduğu değerlendirilmektedir.

Köyde özellikle akrabalık terimleri ve ev eşyaları ile ilgili kullanılan sözcüklerin, şehirdeki karşılığının köylüler tarafından çok iyi bilinmesine rağmen, eski haliyle kullanılmaya devam ettiği görülmektedir. Yapılan

Ortakarabağlıların günlük hayatta kullandıkları kelime ve deyimlerin de köyde kullanılanlardan pek farklı olmadığı tespit edilmiştir. Yörede sıkça kullanılan ve Karabağlıların kendilerine özgü olarak bugüne kadar korudukları tespit edilen kelime ve deyimler aşağıda belirtilmiştir.

Ağırını yenciltmek : Bir kimsenin itibarını düşürmek anlamında.

Aydaş : Çok zayıf

Bibi : Hala anlamında, yörede hala yerine bibi kullanılmaktadır.

Böle : Kuzen anlamında kullanılmaktadır.

Calla : Ayran Camız: Manda

Canı gür olmak : Çok çalışkan olmak anlamında kullanılan bir deyim.

Culuk : Hindi

Çeki : Kadınların kullandığı başörtüsüne verilen ad.

Çiçi : Yenge anlamında, yenge yerine çiçi kullanıldığı görülmektedir.

Çor : Hastalık Çömçe : Kepçe

Dayaza :Teyze anlamında kullanılmaktadır.

Deşdüven : Bekçi Dığan : Tava Dirgez : Az pişmiş

Elkit kalmak : Aradığını bulamamak anlamında bir deyim.

Esbap : Çamaşır Eze : Kibrit

Gargış: Beddua anlamında kullanılmakta.

Garaz : Araç-gereç

Gayma : Lira anlamında, özellikle yaşlılar tarafından kullanılmakta.

Geğeç : Çamaşır Gön : Deri

Göscelik : Göğüse takılan bir çeşit süs eşyasına verilen ad.

Güğüm : Su bardağı

Hapaz : Avuç içini dolduracak miktarda anlamında kullanılmakta.

Helke : Bakraç Herene : Tencere Hölsü : Köstebek

İlenmek : Beddua etmek anlamında kullanıldığı görülmektedir.

Kelik : Verimsiz

Keylim : Daha sonra anlamında.

Keri : Sonra anlamında keylim ile birlikte kullanılmakta.

Kemre : Tezek anlamında, hayvan dışkısına yörede verilen ad.

Kirkit : Yağsız peynir

Kirkidini kırmak : Moralini bozmak anlamında bir deyim.

Kündelemek : Hamuru top haline getirmek.

Löküs: Lamba Muharal : Baca Muştu : Müjde Nahıtmaç : Çoban

Pontil : Pantolon Pendir : Peynir Rahmat : Yağmur

Sarka : Bir tür giyecek, kadınların yörede kullandıkları üst giysinin adı.

Saya : Kadın giyeceği anlamında kullanılmakta.

Saylık : Gölgelik Seki : Dağın eteği

Sepindirmek : Islatmak, belli bir bölgeyi sulamak anlamında.

Sındı :Makas

Seki : Merdiven anlamında kullanıldığı görülmekte.

Sıraca : Bir çeşit deri hastalığı.

Sinnelik : Mezarlık

Siyeç :Kadınların başlarına taktıkları başlık.

Şabla : Bitki kaynatılması ile elde edilen bir tür içecek.

Şepit : Yufka ekmeği Şinik : Ölçü birimi

Şirinlik : Nişan hediyesi, düğünlerde kız tarafına verilen hediye.

Tiyare : Uçak Topana : Kütle

Vara : Seslenmek için kullanılan edat, keşke anlamında da kullanılmakta.

Yağlık : Mendil

Yallı : Sırtlan, yörede efsane haline gelmiş vahşi bir hayvana verilen ad.

Yein : Kuvvetli

Zağ yemek : Azar işitmek anlamında kullanılan bir deyim.

Ortakarabağ Köyü’ndeki erkek ve kız çocuklarının isimleri incelendiğinde, çoğunlukla büyükanne-büyükbaba isimlerini taşıdıkları, şehirde kullanılan isimlerin fazla kullanılmadığı görülmektedir. Yeni isimlerin, köyde yeni doğan çocuklara pek koyulmadığı, genelde ikinci isim olarak kullanıldığı dikkat çekmektedir. Köyde yaşayan sülalelerin de soy isimlerinden çok, köyde kendilerine verilen lakaplarla anıldığı gözlenmektedir.

Her sülalenin bir lakabının olduğu ve bu lakapların köyün kurulmasından bu yana kullanıldığı vurgulanmaktadır. Köylüler, bu lakapların rastgele koyulmadığını her birinin bir anlamı olduğunu ifade etmekle birlikte, bunların neler olduğunu tam olarak bilmediklerini belirtmektedirler.

Benzer Belgeler