• Sonuç bulunamadı

4.1. ARAŞTIRMA ALANI HAKKINDA GENEL BİLGİLER

4.1.1. AFYONKARAHİSAR İLİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

ARAŞTIRMA ALANI VE KATILIMCILAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER

1071 zaferinden sonra Anadolu Türklere açılmış, Kutalmışoğlu Süleyman Şah emrindeki Türkler, tüm Batı Anadolu'yla birlikte Afyonkarahisar yöresini de fethetmişlerdir. Bizansı korumak ve kutsal toprakları geri almak isteyen Batı devletlerinin orduları, I. Haçlı seferiyle kısa bir süre yeniden Türklere katılması Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat dönemine rastlar. Keykubat, Afyonkarahisar'a ayrı bir değer vermiş, kenti onarttırıp, kalesini yeniden düzenletmiştir.

13. yüzyılın sonlarına doğru Afyonkarahisar, Türk beylikleri arasında güçlü bir durumda bulunan Germiyanoğulları'nın buyruğuna girmiştir. Yıldırım Beyazıt'ın 1390 yılında Osmanlı topraklarına kattığı Afyonkarahisar, O'nun 1402'de Timur'a yenilmesinden sonra yeniden Germiyanoğulları’na verildi.

Osmanlıların kısa sürede kendilerini toparlayıp, güçlenmeleri Germiyanoğulları'nın barışçıl yollar aramasına neden oldu. Devrim Sultan, Osmanlı sarayına gelin verildi. Germiyanoğlu 2. Yakup'un ölümünden sonra da, bu beyliğin tüm topraklarıyla birlikte Afyonkarahisar da Osmanlılara katıldı. O yıllarda adı Karahisar-ı Sahip olan Afyonkarahisar ve yöresi, İmparatorluğun 14 sancağından biri durumuna girdi. Anadolu beylerbeyliğine bağlı olan sancağın merkezi Kütahya idi. Tanzimattan sonra Hüdavendigar Valiliği kurulunca beş sancakla birlikte Afyonkarahisar'da bu merkeze bağlandı. 1871'edeğin Bursa'ya bağlı mutasarrıflık olan Afyonkarahisar, bu tarihte, bağımsız mutasarrıflığa dönüştürüldü.

17. yüzyılda Celali isyanları, 1833 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşa istilasıyla kara günler yaşayan Afyonkarahisar, en karanlık günleri 1921'deki I. Dünya Savaşı sonuyla, Kurtuluş Savaşı sonu arasında yaşadı. I. Dünya Savaşı sonrasında bütün Batı Anadolu kentleri gibi Afyonkarahisar da Yunanistan tarafından istila edildi. 28 Mart 1921'de kente giren Yunan birlikleri bilinemeyen bir nedenle 10 gün sonra çıkıp gittiler. 13 Temmuz 1921'de yeniden girdikleri kentte 1 yıl 1 ay 25 gün kaldılar. Afyonkarahisar, Büyük taarruzun ikinci günü 27 Ağustos 1922'de düşman işgalinden kurtuldu.

İşgal sırasında harabeye çevrilen kent, bozguna uğramış düşman ordular tarafından iyice yakılıp, yıkıldı. Büyük Taarruzun en büyük savaşları Afyonkarahisar ve Kütahya illerinin sınırlarında yapılmıştır. Mustafa Kemal'in yönettiği, Kocatepe Savaşı olarak bilinen ve Türk ordularına zaferi müjdeleyen, ünlü savaş da Afyonkarahisar ili sınırları içinde gerçekleştirildi.

Bu nedenle Afyonkarahisar, Kurtuluş Savaşımızın simgesi olmuş kentlerimizden biridir.

4.1.1.2. KONUMU

Yüzölçümü 14570 km2 olan Afyonkarahisar ilinin büyük bir bölümü Ege Bölgesinin iç batı olarak adlandırılan kesiminde bulunur. İlin doğusunda kalan topraklar İç Anadolu Bölgesinin özelliklerini gösterir. Güneybatıda kalan çok küçük bir parçada Akdeniz karakteristiğini görmek mümkündür.

Afyonkarahisar ili, kuzeyden güneye doğru uzanarak, Batı Anadolu ile İç Anadolu Bölgelerini birleştiren yüksek alanın güney parçasını

bir merkezdir. Merkez ilçe Afyonkarahisar'la birlikte, 16 ilçe, 19 Merkeze bağlı belde, 78 ilçelere bağlı olmak üzere beldeleriyle 490 köylük bir il merkezidir.

Afyonkarahisar, Çobanlar ve İscehisar bucaklarıyla 62 köyün bağlı olduğu merkez ilçeyi oluşturur. Afyonkarahisar doğuda Konya, batıda Uşak, kuzeybatıda Kütahya, güneybatıda Denizli, güneyde Burdur, güneydoğuda Isparta ve kuzeyde Eskişehir illeri ile komşudur. Afyonkarahisar ili arazisinin

% 47,5'nı dağlar, % 32,6'nı plâtolar ve %19,9' unu ovalar oluşturur. Dağlar arasında ovalar tarıma ve yerleşmeye elverişlidir. Akşehir Gölü ve Acı Göl’ün bazı bölümleri il sınırları içerisinde kalır.(Anabritanica,1993;158)

Afyonkarahisar, Türkiye'nin coğrafi bölgelerinden üçü üzerinde (Ege, Akdeniz, İç Anadolu) yayılan bir ildir. Büyük kısmı Ege bölgesinin İç Batı Anadolu bölümünde bulunur. Güneyde bulunan Başmakçı, Dazkırı, Dinar ve Evciler ilçelerinin bazı toprakları Akdeniz Bölgesi sınırları içine girer. İlin doğu ve kuzeydoğu kısımlarındaki bazı topraklar da İç Anadolu Bölgesine taşar.

Önemli merkezleri birbirine bağlayan kara ve demiryolları Afyonkarahisar'dan geçer. Bu özellikleri sebebiyle Afyonkarahisar, yolların kesiştiği, bölgelerin birbirine bağlandığı bir merkez konumundadır.

4.1.1.3. İKLİM VE COĞRAFYA

Afyonkarahisar iklimi deniz iklimleri ile kara iklimlerinin el ele verdiği karışık bir karakter gösterir. Bozulmuş Akdeniz iklimi ile bozulmuş İç Anadolu iklimleri hüküm sürer. Genel olarak yazları sıcak ve kuraktır. Yağışlar baharlardadır. Kışı yağışlı ve serttir. Bitki örtüsü, yüksekliklerle bağlantılı

olarak çeşitlenmiştir. Dağların doruklarına yakın yerlerde orman alanları vardır. Yayla ve ovalarda çayırlar, step bitki toplulukları ve ekili topraklar görülür. En geniş ormanlar Akdağ ve Ahır Dağları çevresindedir. Yıllık yağış ortalaması 460 milimetre kadardır. Su yönünden zengin değildir. Ancak kapalı havzası fazla olduğundan yer altı suları bakımından oldukça zengindir.

Çevrenin damı durumunda olan Afyonkarahisar, kuzeyde Sakarya havzasına, batıda Menderes ve Gediz havzalarına su gönderir.

Kuzeyde, İç Anadolu coğrafi bölgesi ile Batı coğrafi bölgesini ayıran kısımda alttan doğru lav takkeleri ile çevrili Emirdağları ve güneybatıya doğru uzanan parçaları üzerinde 2000 metreyi aşan yükseklikler görülür. Bu sıradağlar arasında çukur ovalar, alçak yaylalar, birbirinden ayrı parçalar halindedir. Güneyde Dinar Ovası, Acıgöl çukuru, Afyonkarahisar’dan ayrı bir yöre görünümü çizer. Sandıklı, Küçük Sincanlı çukur ovaları ile Şuhut yaylası ayrı karakter gösterir. Büyük Sincanlı Ovası ile Afyonkarahisar ve Bolvadin ovaları gittikçe alçalarak Eber, Akşehir Göllerinin işgal ettikleri kapalı havzanın uzantısı durumundadırlar.(Yüksel, 2003;11)

4.1.1.4. EKONOMİ

Afyonkarahisar il nüfusunun %54.23’ünün kırsal alanda yaşamaktadır.

Yani il ekonomisinin büyük bir bölümü tarıma dayanmaktadır. Hayvancılık alanında da birçok ilden ileri durumda olup, besicilik ve yumurta tavukçuluğu konusunda ülke çapında söz sahibidir. Besi hayvancılığının gelişmesinde en

önemli unsurlardan biri de büyük kentlerin et gereksiniminin büyük bir bölümünün Afyon ili tarafından karşılanmasıdır.

İl genelinde haşhaş, şekerpancarı, buğday, arpa, nohut gibi tarla tarımı yoğunluktadır. Sulanabilir arazilerde ise daha çok salatalık, domates, biber, fasulye gibi bahçe tarımı yapılmaktadır. Kırsal alanda yaşayan nüfusun çoğu hayvancılıkla uğraşmaktadır. Çoğunlukla sığır, koyun, keçi, manda yetiştirilmektedir. Kanatlı hayvan yetiştiricilerin çoğunluğunu yumurta tavukçuluğu oluşturmaktadır. Afyon’daki mermer ocakları sayesinde mermer sektörüyle ilgili makine sanayi Türkiye genelinde önemli hedeflere ulaşmıştır.

Gıda sektörü içinde yağ, et ürünleri, un, şekerleme, yem sanayi gelişmiş durumdadır. İlin jeotermal zenginliği hizmet sektörünün gelişmesine sebep olmuştur.(Uyan, 2004;39)

2003 yılında DPT tarafından yayınlanan illerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında Afyon 44. sırada bulunmaktadır. Türkiye genelinde 5’e ayrılan gelişmiş iller grubundan, orta derece gelişmişlik seviyesi olan 3.

derece gelişmiş iller grubuna girmektedir. Bunun yanında 2000 yılı itibariyle fert başına 1081milyon TL olan GSYİH, aynı tarihte 1837milyonTL olan Türkiye ortalaması ile karşılaştırıldığında çok düşük görünmektedir. (DPT 2003)

4.1.1.5. NÜFUS

Afyonkarahisar nüfusunun 1927’den 1990’a kadar gelişimine baktığımızda; 1927’de 258743 olan toplam nüfusun 1940’lı yıllarda 300, 1955’te 400, 1965’te 500, 1985’te 600 ve 1990’da 700 binler seviyesini aştığı görülmektedir. İl merkez nüfusu da 1990-2008 yılları arasında sürekli bir artış eğiliminde olup 1990 yılında 95643 iken 2008 yılında 163207’ye çıkmıştır (Tablo 1). Ancak toplam nüfus, 1990-2000 yılları arasında DPT verilerine göre yıllık binde 9,47 gibi bir hızla artmakta iken, 2000 yılından itibaren ciddi bir azalma eğilimi göstermektedir. Bu azalma, köy ve kasabalardan şehir merkezlerine doğru yaşanan göçte 2000 yılından itibaren büyük bir artış olduğunun göstergesidir. Toplam nüfus itibariyle Türkiye genelinde 1996 yılında 41. sırada bulunan Afyon 2003 yılında 42. sıraya gerilemiştir.(DPT, 2003)

Tablo 1. Afyonkarahisar Kent Nüfus Gelişimi (1990-2008)

Yıllar 1990 2000 2007 2008

Merkez 95643 128516 159967 163207

Toplam 739223 812416 701572 697365

Kaynak: TÜİK Nüfus Sayım Sonuçları (2008)

Bunun yanında 2000 yılında Afyonkarahisar şehir merkezinde; 65223 erkek, 63293 kadın yaşamakta iken, 2008 yılında yapılan sayım sonuçlarına göre 81867 kadın, 81340 erkek tespit edilmiştir.(Tablo 2). Burada erkek

tarafından çalışma amaçlı yapılan göç olduğu değerlendirilmektedir. Şehir merkezindeki nüfus yoğunluğu 1990 yılında 52 iken, 2000 yılında 57’ye çıkmıştır. 2000 yılında 88 olan Türkiye’nin nüfus yoğunluğu ile karşılaştırıldığında Afyon’un çok düşük olduğu görülmektedir. Bunun yanında Afyonkarahisar’ın 1990 yılı ortalama hanem halkı büyüklüğü 5,59 iken, bu rakam 2000 yılında 4,98’e düşmüştür. Bu rakamlar Afyon’un geniş aile yapısından çekirdek aileye doğru yol aldığını gösterse de, 2000 yılında Türkiye’nin ortalama hane halkı büyüklüğü olan 4,50 rakamı ile kıyaslandığında arada önemli bir fark olduğu görülmektedir. (DPT 2003)

Tablo 2. Afyonkarahisar Kent Nüfusu Cins Durumu

Yıllar Erkek Kadın Toplam

2000 65223 63293 128516

2008 81340 81867 163207

Kaynak: TÜİK Nüfus Sayım Sonuçları (2008)

Benzer Belgeler