• Sonuç bulunamadı

Tablo 13. Ortakarabağ Köyü Hanelere Göre Sosyal Güvence Durumu

Sosyal Güvence Hane Sayısı Oran

Olmayan 14 %27

Bağ-Kur 25 %49

SSK 3 %5

Yeşilkart 10 %19

Köyde aile tipi açısından ikinci sırayı 15 aile ile geniş aile almaktadır. Geniş aileyi oluşturan 15 aileden 8’i oğulları, gelini ve torunlarıyla birlikte yaşamakta, 6’sı babasının vefatı nedeniyle annesi, eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşamaktadır. Ayrıca köyde bekâr ablaları, eşi ve çocuklarıyla yaşayan 1 aile bulunmaktadır. Aile tipi açısından köyde son sırayı eşleri vefat eden 6 parçalanmış aile almaktadır. Bunlardan ikisi tek başına, biri kardeşleriyle diğer üçü ise çocuklarıyla birlikte yaşamaktadır.

Tablo 14. Ortakarabağ Köyü’nde Bulunan Ailelerin Sınıflandırılası

Aile Tipleri Sayı Oran

Çekirdek Aile 31 %60

Geniş Aile 15 %29

Parçalanmış Aile 6 %11

Köyde yaşayan 52 hane incelendiğinde, her hanede en az 1 en fazla 11 kişinin yaşadığı ve ortalama hane halkı nüfusunun 4,1 olduğu tespit edilmiştir. Bunların arasında nüfusu 11 kişi olan tek hane bulunurken, tek başına yaşayan 2 hane görülmektedir. Bunun yanında, 2 ve 3 kişinin yaşadığı hane sayısı toplamının 33 olduğu köyde en fazla kişinin bu hanelerde yaşadığı dikkat çekmektedir.(Tablo 15). Son beş yıl içerisinde Eber Gölü’nün kurumasıyla köyde yaşanan ekonomik sıkıntıların geniş aileden çekirdek aileye geçişi yavaşlattığı değerlendirilmektedir.

Tablo 15. Ortakarabağ Köyünde Hanelere Göre Yaşayan Kişi Sayısı Hanede Yaşayan Kişi

Sayısı

Hane Sayısı Oran

1 2 %4

2 11 %21

3 12 %23

4 7 %13

5 11 %21

6 3 %6

7 1 %2

8 1 %2

9 3 %6

10 - -

11 1 %2

Köylüler, önceden ekonomik durumun iyi olması nedeniyle, ihtiyaçların önemli bir kısmının rahatlıkla karşılanabildiğini ifade etmekte, bu sayede aile içi ilişkilerde pek sorun yaşanmadığını ancak son zamanlarda geçimsizliklerin arttığını belirtmektedirler. Köyde kötüye giden ekonominin sadece aile içi ilişkileri değil, akraba ve komşuluk ilişkilerini de olumsuz etkilediği ve bu nedenle köy dışında başka yerlerde iş bulanların hemen köyü terk ettiği, bulamayanların ise bütün umutlarını gölün tekrar dolmasına bağladığı gözlenmektedir.

Köyde yaşayan ailelerin çocuk sayısının 1 ile 8 arasında değiştiği, ortalama çocuk sayısının ise 3,6 olduğu tespit edilmiştir.(Tablo 16). Köyde, hiç çocuğu olmayan bir aile yaşarken tek çocuğu olan 2 aile bulunmaktadır.

Bunun yanında, köyde 3 çocuğa sahip 15 ailenin olduğu dikkat çekmektedir.

Genelde, yaşlı ailelerde fazla çocuğa rastlanmakta, gençlerin daha az çocuğa sahip oldukları görülmektedir. Köyde 6’dan fazla çocuğa sahip olan toplam 7 ailenin tamamının 50 yaşından büyük çiftler olduğu görülmektedir.

Tablo 16. Ortakarabağ Köyü Hanelere Göre Sahip Olunan Çocuk Sayısı

Çocuk Sayısı Aile Sayısı Oran

Olmayan 1 %2

1 2 %4

2 9 %18

3 15 %29

4 12 %23

5 5 %10

6 3 %6

7 3 %6

8 1 %2

Köy aile yapısında çocuğun gelişimine eskiye oranla büyük önem verildiği, ailelerin çocuklarının geleceğini garanti altına almak için her türlü fedakârlığa hazır oldukları görülmektedir. Ancak, köyde yaşayan genç anne

ayıramamaktadırlar. Bu nedenle çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanması, eğitimi ve terbiyesi çoğunlukla büyükler tarafından yerine getirilmeye çalışılmaktadır. Özellikle geniş aile tipindeki ailelerde anne babadan daha çok büyükanne-büyükbabanın çocuğu sahiplenmeye ve yönlendirmeye çalışmalarının çocukların gelişimini olumsuz etkilediği değerlendirilmektedir.

Köyde yapılan evliliklerin büyük bir bölümünün, köy içi evlilikler olduğu görülmektedir. Köy dışından yapılan evliliklerde eş seçiminin Karabağlılardan olmasına dikkat edildiği göze çarpmaktadır. Yapılan araştırmada evlenme sonucu köye gelen kadınların, Muş’tan getirilen bir eş haricinde, tamamının Büyükkarabağ, Derekarabağ ve Bolvadin’de yaşayan Karabağlılardan olduğu tespit edilmiştir. Bunun haricinde köyde Karabağlı Aşireti’nden olmayan hiç kimse yaşamamaktadır. Bu özellikleri itibariyle, Karabağlıların aile ve akrabalık ilişkilerine büyük önem verdikleri, birbirleriyle olan birlik beraberliklerini korumak için büyük gayret gösterdikleri değerlendirilmektedir.

Her ne kadar aileler arasında basit anlaşmazlıkların uzun soluklu olduğu görülse de, dış dünya ile olan ilişkilerde birbirleriyle olan bağlılığın ön plana çıktığı ve içe kapanıldığı gözlenmektedir.

Köyde evlenen çiftlerin hemen hemen tamamı, öncelikle erkeğin baba evine yerleşmişler, sonradan çeşitli nedenlerle kendi evlerini kurarak çekirdek aileye geçiş yapmışlardır. Kız tarafının evine yerleşen herhangi bir çift bulunmamaktadır. Köyde genellikle eşi ölen yaşlıların, evli oğullarının birinin yanında kalmayı tercih ettikleri görülmektedir. Bunun yanında,

büyükanne ve büyükbabanın çeşitli nedenlerle tek başlarına yaşadıkları durumlarda, köyde yaşayan çocukları tarafından himaye edilmekte ve her türlü ihtiyaçları giderilmektedir.

Köyün 1970’li yıllarda sular altında kalması nedeniyle, ailelerin büyük bir kısmı Bolvadin’de kendileri için devlet tarafından oluşturulan mahalleye göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu göçler o tarihten bu yana devam etmektedir. Özellikle 2001 yılında meydana gelen deprem, köyde önemli hasara yol açtığından toplu bir göç hareketi daha yaşanmıştır. Takip eden yıllarda, gölden toplanan kamışları alan SEKA fabrikasının kapanması ve Eber Gölü’nün son beş yıldır tamamen kurumuş olması göçü hızlandırmaktadır. Köyde yaşayan hemen hemen bütün ailelerin Bolvadin’de kendilerine ait evleri bulunmaktadır. Aynı zamanda, köylülerin çok yakın akrabalarının da Bolvadin’de bulunması, şehir ile ilişkilerin yoğun olarak yaşanmasına ve içe kapanıklılığın yavaş yavaş azalmasına neden olmaktadır.

Köyde yaşayan kadınların bazı konularda söz sahibi oldukları, düşüncelerinin ifade edilmesi konusunda herhangi bir baskı altında tutulmadıkları gözlenmiştir. Yapılan görüşmeler sırasında, kadınların eşlerinin yanında bazı konularda çekingen davranmakla birlikte, aynı ortamın paylaşılması konusunda herhangi bir rahatsızlık duymadıkları tespit edilmiştir. Hane reisleri ve eşlerle yapılan görüşmeler sırasında samimi bir

de düşüncelerin rahatça dile getirilmesinde etkili olduğu değerlendirilmektedir.

Aile içinde kadına karşı uygulanan olumsuz tavır ve hareketlerin köyde yaygın olmadığı gözlenmektedir. Özellikle geniş aile yapısı içinde iken bu tür davranışların çeşitli nedenlerle yaşandığı, çekirdek aileye geçişle birlikte azaldığı ifade edilmektedir. Kalabalık ailelerde ilişkilerin çok yoğun olması ve statülerin tam olarak ayarlanamaması sebebiyle anlaşmazlıklar artmaktadır.

Köyde yaşayan kadınların, çok nadir de olsa kendilerine karşı uygulanan bu tür davranışları onaylamadıkları, bunun yanında kesinlikle bir boşanma nedeni olarak da görmedikleri dikkat çekmektedir.

Hane reislerinin aile içi kararlar konusundaki etkileri dikkate alındığında, eşlerin ve çocukların görüşlerine eskiye oranla daha fazla önem verildiği ifade edilmektedir. Bunun yanında, önemli kararların hâlâ tek başına erkekler tarafından alındığının altını çizmek gerekmektedir. Konuya işbölümü açısından bakıldığında, geniş aile tipinde olan hanelerde, büyükbabanın karar mekanizması olma haricinde fazla bir görev üstlenmediği, büyükannenin ise kendi isteği doğrultusunda çok az ev işi yaptığı görülmektedir. Çocuk bakımı, yemek, çamaşır, temizlik, hayvan bakımı gibi faaliyetler kadın ve kızlar tarafından yürütülmektedir.

Köyde hane başına sahip olunan tarla miktarı göz önüne alındığında özellikle erkek çocukların çalışmalarına fazla ihtiyaç duyulmamaktadır. Bunun

yanında, önceden hane reislerinin önemli bir zamanını alan kamış toplama, balık tutma ve avcılık faaliyetlerinin gölün kuruması nedeniyle sona erdiğinden erkeklerin de fazlasıyla boş zamanı bulunmaktadır. Bu nedenlerle, gölün kurumasından sonra ailede işbölümü konusunda köyde değişiklikler yaşandığı görülmektedir. Önceleri hayvan bakımını sadece kadınlar yapmakta iken bu görevin yavaş yavaş erkeklere kaydığı gözlenmektedir.

Köyde, erkeklere oranla daha fazla çalıştıkları tespit edilen kadınların, zamanla iş yüklerinin azalacağı değerlendirilmektedir.

Ortakarabağ Köyü’nde yaşayan özellikle kadınların temel ihtiyaçlarını karşılamak, akraba ziyareti ve sağlık sorunları haricinde köy dışına fazla çıkmadıkları tespit edilmiştir. Yaşlı erkeklerin de, askerlik ve yakın çevre haricinde köyden pek fazla dışarı çıkmadıkları gözlenmektedir. Her ne kadar maddi imkânların buna engel olduğu köylüler tarafından ifade edilse de, bu durumun çoğunlukla, köyün kendilerine yettiği düşüncesiyle başka yerlere gitmeye gerek duyulmadığından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Bunun tam tersine, köyde yaşayan gençlerin de şartları zorladıkları ve köyden kurtulmak için her türlü yolu denedikleri gözlenmektedir. Gençlerin bir kısmı özellikle yazları çalışma amacıyla turizm bölgelerine gitmekte ve ailelerine ekonomik katkıda bulunmaktadırlar. Bunun yanında askerliğini bitiren gençlerden bazıları, yazları Avrupa’dan izne gelen yakınlarının köyde yarattıkları refah ve zenginlik ortamından etkilenerek bir şekilde oraya gidebilmenin yollarını aramaktadırlar.

Benzer Belgeler