• Sonuç bulunamadı

2.1.1. Organizasyonun Tanımı

Organizasyon kavramı çok farklı fikir, düşüncelerle değerlendirilen ve yönetim hususu üstünde en çok durulan kavramların başında gözükmektedir. Yönetim literatürünün sembolik bir biçimde ele alınması durumların da “organizasyonel” yapıyı aydınlatan makaleler karşımıza gelmektedir. Karşımıza çıkan çalışmalarda ise teorisyenlerin organizasyon kavramına olan farklı tutum ve bakış açıları getirdikleri bu hususta, pek çok tanımlama geliştirdikleri gözlemlenmektedir.

Bu tanımlamalar içerisinde kısaca adlandırmak gerekirse, “organizasyon” kavram olarak bir düzen veya düzenlemeyi ifade etmektedir. Organizasyonu “İş ile iş, iş ile

insan ve insan ile insan arasındaki ilişkilerdeki düzen ve düzenlemeler” olarak ifade

etmek ise mümkündür” (Koçel, 2001:124).

“Luther Gulick’e göre yapılan tanımında ise belirli amaca ulaşmak için iş bölümünün düzenlemek, formel yetki mekanizmasının kurulduğu birimlere organizasyon adı verilmektedir” (Arslan, 2004: 205).

Yukarıda tanımı yapılan kavramdan hareketle bir işletmenin organizasyon olarak tanımlanabilmesi için belirli özellikleri bulundurması gerektiğinden bahsedilmektedir. Bu özellikler; (Arslan, 2004: 205):

 Belirlenen hedefler,

 Önceden planlamış bir yapı,  Toplumsal varlık,

 Tanınabilir sınırlar,

2.1.2. Organizasyon Yapısının Tanımı

Organizasyon yapısı kavramı belirli bir amaç doğrultusunda bir araya getirilen insan ve diğer kaynakları düzenek olarak nitelendirmektedir. Başka bir deyişle ise “Organizasyon yapıları” olduğundan küçük vazifelere ayrılmış çalışmalarının koordinesini sağlamak amacıyla kurulmuştur (Olson ve diğerleri, 2005:51).

Yapı kavramı, organizasyonun amacını başarabilmesi için belli olan bir düzen içerisinde hangi işlerin düzenleneceğini, kimin nasıl yapacağını, bunların hangi bölümlerde kümeleneceğini, bölümlerin organizasyon hiyerarşisi süresince konumunu ve haberleşme kanallarını gösteren bir tablo çizmektedir. Dolayısıyla da oluşturulacak olan bu faaliyetlerin de verimli ve etkin olmalarını sağlamaktadır.

“Organizasyon yapısı” kavramı organizasyonun bölümleri ve konumları arasında ki düzenleme ve bağ olarak nitelendirilebilir. En sade şekliyle ifade etmek gerekirse “organizasyon yapısı, otorite yapısını, hiyerarşisini ve raporlama ilişkilerini gösterir” (Develioğlu, 2002: 44).

“Miles ve Snow’un” yapı kavramını betimlemesi ise daha çok teknik yönüyle ağır basmıştır. Bu bağlamda ele alındığında “yapı ”tanımlaması teknolojiyi koordine ve kontrol eden, bölgenin negatif hükümlerini ortadan kaldıran ve düzenlemenin alt birim ve bunlar arasındaki ilintinin hususlarını da göstermektedir (Miles&Snow,2003: 256). “Daft ve Steers” organizasyon kavramının yapısı ile ilgili geniş bir tanımlama da bulunmuşlardır. Yapılan bu tanılamaya göre “organizasyon yapısı” teşkilatlandırma çalışmalarının etkileyici ve verimli bir şekilde uygulaması için; belirtilen vazifelerin, otorite hatlarının ve bölümlendirmenin belirgin hale getirilmesidir. Organizasyon yapısı, gaye, büyüklük ve teknolojik çevrenin uyum sağlamak istediği bir düzendir (Daft&Steers, 1986:361). “Burns ve Stalker” ise yapı tanımlamasını; “kendi içerisinde kendi kaderini belirlediği, organizasyonu bir arada tutma yolu olan bir prosedür olarak görür” (Teare ve diğerleri, 1998:62).

Yani özetlemek gerekirse, “organizasyon yapısı” idare tarafından şahısların ve grubun organizasyon amaçlarını uygulamalarını, koordinasyon ve birbirileri arasındaki münasebetle bağlayan düzenlenmiş olan şeklî formdur (Bartol&Martin, 1998:255). 2.1.3. Organizasyonun Önemi

“İnsanlık tarihi üç önemli toplumsal aşamadan geçmiştir. Bu kademelerde ise tarım toplumu, sanayi toplumu ve sanayi ötesi (bilgi) toplumdur. Her bir toplumsal aşama yeni sosyal yapılarını ve başka organizasyon türlerini beraberinde getirmiştir” (Yüksel&Murat, 2001:111). 20. yüzyılın başından başlayarak günümüze kadar olan organizasyon ile ilgili olan gelişimlere bakıldığında, organizasyon yapılarında devasa değişimler görülmektedir. Bu yapılanmaların “Taylorizmle” birlikte oldukça şeklî ve hiyerarşik bir yapı konumunda iken günümüze gelindiğinde ise organizasyon yapılarını “çevre-merkezli” olarak nitelendirmek mümkün olmaktadır (Üçok, 2000:156–157). Bu gelişimler merkezileşmenin düşük seviyede olduğu “yatay organizasyon yapılarının” meydana gelmesini de peşinde sürüklemiştir. Bu nitelikte bilgi topluluğundaki ki organizasyon yapıları yaygınlaşarak çoğalmaya da devam edecektir.

Bilgi toplumunun mühim hususlarından biri de teşekküllü bir toplum yapısına sahip olmasıdır. “Bilgi çağında bireyler, üyesi oldukları eğitim yönetim ve denetim süreçlerine niyetli ve bilinçli olarak katılmaktadırlar. Diğer taraftan, ekonomik yaşamda, bireyler kalite, fiyat ve hız gibi faktörler açısından hususi ve kamusal organizasyonları sorgulamaktadır” (Tekin, Güleş&Öğüt, 2003: 20–21). Bireyler bilgi toplumuna halis bu hususları icabında doğumdan ölümüne gelinceye kadar ömürlerinin hemen her aşamasında bir düzenlemenin içerisinde yerlerini almaktadırlar.

“Organizasyonlar sosyal ve ekonomik birçok gayeyi yerine getirmek üzere var olan oluşumlar olduklarından” (Asunakutlu&Coşkun, 2000: 19), ellerinde bulunan kıt kaynaklarının verimli ve etkili kullanılmasının mecburi öğelerinden birisidir. Yukarıda anlatılmak istenen organizasyonların ekonomik ve toplumsal yaşamda kişi ve

toplumlar için hayati anlam taşıdıklarını aşikâre olarak ortaya koymaktadır (Akkoç,2008:4).

2.1.4. Organizasyon Yapısını Belirleyen Faktörler

Organizasyon kuramının doğuşundan bu güne gelinceye kadarki organizasyon yapılarını belirleyen etkenler üzerinde çalışmalarda bulunmuştur. Her zaman ve her koşulda yaygın olan bu organizasyon yapısını oluşturmaya yönelik çalışmalar “Klasik

Organizasyon Teorisi”ni ortaya koyan çalışma alanlarından birisi olmuş ve bu yapıyı

belirleyen kaideler oluşturulmaya başlanmıştır. Sadece sonrasında oluşan “Neo-Klasik Organizasyon Teorisi”ni ortaya koymuş olan işlerden başlayarak çağdaş dönem sonrası organizasyon davranışlarına başka bir deyişle ile günümüze kadar ki gelişimi sonucunda her daim geçerliliğini koruyan organizasyon yapısının olamayacağı, belli başlı unsurları, büyüklük çevre, , teknoloji, hedefler, taktik ve görevlilerin sahip oldukları vasıflar etmenlerin belirleyiciliği boyutunda “organizasyon” yapılarının farklılık gösterebileceği çalışmalar ile belirlenmiştir (Akkoç, 2008:5).

Organizasyon yapısını belirleyen etkenler şu şekilde ele alınabilmektedir:

Amaç, ve uzmanlık derecesi, işbölümü, formalleşme derecesi, kontrol alanı, organizasyondaki kademe sayısı, merkezileşme derecesi, karmaşıklık derecesi, departmanlaşma, ve kurmay organlar, emir komuta, gruplar ve komite, haberleşme kanalları ve form olarak belirlenen etkenler sıralanabilir (Koçel, 2001:128–131). Belirtilen bu etmenlerler organizasyon yapısının oluşturulması aşamasında yapı içinde yer alma form ve kalıplarına göre organizasyon yapısının tipik özelliklerini de açıkça ortaya koymaktadır (Akkoç,2008:5).