• Sonuç bulunamadı

Mizah üzerinde yapılan çağdaş psikolojik araştırmaların hemen hepsi, mizah duygusunun psikolojik sağlık ve iyilik durumunu geliştiren olumlu ve istenir bir kişilik özelliği olduğu varsayımına dayanmaktadır. Araştırmacılar genellikle yüksek bir mizah duygusuna sahip olan bireylerin; iyimserlik, kendini kabul, özgüven ve özerklik gibi olumlu bir takım özelliklere de sahip olduklarını varsaymışlardır. Kimi araştırmacı ve kuramcılar mizahın psikolojik sağlık ve iyilik durumu ile ilişkili olarak olumlu etkilerine değinirken, kimileri de bunun tersine mizahın bu yöndeki olumsuz etkilerini dile getirmişlerdir (Yerlikaya, 2003).

Mizahın doğasını anlamaya çalışan kuramcılar, mizahın kimi zaman olumlu yönleri kimi zaman da olumsuz yönleri ile birlikte insan yaşamında vazgeçilmez bir unsur olduğunu vurgulamışlardır (Aslan, 2006).

2.1.5.1. Mizahın Olumlu Yanları

Mizah günlük kullanımda eğitim öğretimden psikolojiye, fiziksel sağlıktan sosyal ilişkilere kadar pek çok alanda olumlu katkılarıyla ön plana çıkmaktadır.

Mizah birçok ünlü yazar tarafından, insan yaşamında pozitif bir güç olarak ele

alınmıştır. Rollo May (1953), mizah duygusunun, insanların benlik duygularını korumalarına yardımcı olduğunu belirtmiş ve kişinin probleminden yeterince uzaklaşarak bu şekilde kendi sorunu üzerinde bir perspektif kazanmasının yolu olarak işlev gördüğünü dile getirmiştir (Akt: Yerlikaya, 2003).

Olumlu mizah, daha pozitif düşüncelerle ve çevreden gelen bilgileri daha gerçekçi bir şekilde kavrama yoluyla stresin yıkıcı etkilerini yumuşatan bir başa çıkma stratejisi olarak karşımıza çıkmaktadır (Patton ve Goddard, 2006). Mizah, bireylerin zor yada korkutucu durumlarda olumsuz duyguların etkisinde kalmaması için bir savunma silahı olarak ortaya çıkar. Savunma, gelişmiş ve gelişmemiş olmak üzere iki grupta incelenebilir. Gelişmiş savunma, sentezler oluşturur, özgüveni geliştirir ve stresi hafifletir. Gelişmemiş savunma ise, olayları inkar eder ve karmaşıklığa sebep olur. Olumlu mizah tarzları (katılımcı mizah, kendini geliştirici mizah) gelişmiş bir savunma, olumsuz mizah tarzları (saldırgan mizah, kendini yıkıcı mizah) ise gelişmemiş bir savunma olarak düşünülmektedir (Erickson ve Feildstein, 2007).

Mizah ve onun sonucu olan kahkahanın beden sağlığı üzerindeki olumlu etkisine ilgi 1979 yılında Norman Counins tarafından yazılan “Anatomy of an Illness” adlı kitap ile başlamıştır. Yakalandığı “Anklosing Spondelitis” adlı ölümcül hastalıktan kurtulmasında “umut, kahkaha, sevgi, inanç” gibi olumlu duyguların oynadığı büyük role dikkat çeken yazar, mizahın ruh halini olumlu etkilemek suretiyle bağışıklık sisteminin seferberliğini artırması konusunda araştırmalara ilham kaynağı olmuştur (Akt: Küçükbayındır, 2003).

Yüzyıllardır dünyanın pek çok yerinde, halk arasında mizahın, sağlık ve iyi oluş üzerinde faydalı inanılır. Mizahın, fiziksel sağlığa faydalı olduğunu öne süren iki temel görüş

vardır. Bir görüşe göre, gülmenin etkisiyle kalp-damar hareketlerinde artma, kaslardaki gerginlikte azalma gibi fizyolojik değişiklikler bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etki sağlar. Benzer bir açıklama ise, gülmenin fiziksel hastalık yada rahatsızlıklara karşı ağrı eşiğini artıran beta-endorfin gibi salgıları uyardığı yönündedir. Gülmenin, fiziksel sağlık üzerinde doğrudan etkili olduğunu söyleyen görüşlere karşın, mizah duygusu ile fiziksel sağlık arasında dolaylı birtakım bağlar olduğunu söyleyen görüşler de ortaya atılmıştır (İlhan, 2005). Opioide endojen adı verilen ve morfine benzeyen beyindeki bazı hormonların salgılanmasıyla korku azaltılır ve acı hafifler; böylece gülme, uzun süreli bir gevşeme sağlar. Gülme bazen çok yararlı bir ilaç işlevi görür (Tekdemir, 1994).

Gülmek yalnızca insana özgü bir reflekstir. Gülmenin görevi ise, gerilim sonrası rahatlama sağlamasıdır. Gülmek, stres hormonlarının üretimini kısıtladığından bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Aynı zamanda mutluluk hormonu endorfini artırarak ağrıları dindirmektedir. Mizah sorunlarla etkili bir başa çıkma mekanizmasıdır. Negatif duygusal durumlar fiziksel ve psikolojik hastalıklara neden oluyorsa, pozitif duygular da bu hastalıkların iyileştirilmesinde kullanılabilir varsayımından hareketle gülme terapisi önemsenmiş ve kullanılmaya başlanmıştır. Öncelikle güldürmeyi amaçlayan teknikleri içeren bir terapi olan gülme terapisi; stres, depresyon ve kanser gibi çağımızın hastalıklarının tedavisinde destek olarak kullanılmaktadır. Mizah, zihinsel ve fiziksel sağlığın korunmasında ve hastalıkların yenilmesinde etkin bir role sahiptir (Vural, 2004).

Gülmenin gözde bir yoga egzersizi sayıldığı Hindistan’da gülme kulüplerinde gülme terapileri yapılmaktadır. Günlük yaşamın stresinden ve samimiyet yoksunluğundan uzaklaşmak için bu kulüplere gelen üyeler, her gün 15-20 dakikalık gülme terapisi yapmaktadırlar. Konuyla ilgili olarak, Dr. Madan Kataria, vücudun doğal dopingi olarak kabul ettiği gülme sayesinde baş edilmesi güç ağrıların hafiflediğini, kan basıncının düştüğünü, kendine güven duygusunun arttığını ve kişinin olayları daha pozitif değerlendirmeye başladığını belirtmektedir (Akt: Vural, 2004).

McGee (1999), kahkaha atarken o sırada kullanmadığımız tüm kasların gevşediğine ve gevşemenin de acıya dayanıklılığın yanı sıra kalp krizine, baş ağrılarına ve kronik kaygıya iyi geldiğine dikkat çekmektedir (Akt: Küçükbayındır, 2003). Bu konuda yapılan bir diğer araştırmada (Cogan ve diğerleri, 1987; Hudak ve diğerleri, 1991), hastaların ağrı tepkilerinde mizahın etkisi araştırılmıştır. Önce, hastalara her gün belli saatlerde komedi filmleri

izlettirilmiştir, daha sonra ağrıya dayanma seviyeleri ölçülmüştür. Elde edilen bulgulara göre hastaların ağrıya dayanma seviyelerinde artma tespit edilmiştir (Akt: İlhan, 2005).

Mizahın sosyal alanda da olumlu ve sağlıklı etkilerinin olduğu belirtilmiştir. McGee (1982), mizahın bireyin diğerleri ile ilişkiler kurmasında yardımcı bir rolü olduğunu ifade etmiştir. Mizahın sosyal alanda bir diğer faydası da grubun bir kimlik ve dayanışma oluşturmasına yardımcı olmasıdır (Akt: Yerlikaya, 2003).

Literatürde mizah kullanımının yaratıcılığı desteklediğini ileri süren araştırmalara rastlanmaktadır. Bu araştırmalarda bütün zeki ve yaratıcı insanların usta mizahçı olmamalarına rağmen, usta mizahçıların zeki ve yaratıcı olduklarına dair görüşler belirtilmektedir. Mizahın yaratıcı fikirlerin ifade edilmesini kolaylaştıran bir araç olduğu ifade edilmektedir (Eroğlu, 2003). Ediger (1991) ise, yaratıcı insanların farklı düşünme (nonconformity of ideas), geleceği sezinleme (feelings of destiny), büyük şüphecilik, kendi başlattıkları projeleri koruma, içsel duygular, saygınlık, neşelilik ve mizah duygusuna sahip olma özelliklerine sahip olduklarını belirtmiştir (Akt: Özenç, 1998).

Mizahın çeşitli işlevlerine yönelik olarak yapılan bir araştırmanın bulguları, mizah duygusu yüksek olan öğrencilerin, daha düşük mizah duygusuna sahip öğrencilere göre, akranları arasında sevimli ve cana yakın olarak algılandıklarını ortaya koymuştur. Mizah sosyal çekiciliğin artmasına neden olmakta, diğer bireylerin ilgisini çekmekte ve böylelikle de bireyin arkadaşları arasında popüler olmasına yardımcı olmaktadır (Akt: Eroğlu, 2003).

Mizah öğrenciler ve yetişkinler için kendilerine olumlu bir bakış açısı getirir. Öğrencileri sakinleştirmek, konuyu basitleştirip resmedebilmek ve motive etmek için de kullanılır, mizah gergin durumlarda sinirleri yumuşatabilir, öğrenmeye karşı koymayı engeller. Kelly (1983), eğitimde ve özel eğitimde eğitimin kalitesi için gülmenin ve mizahın önemine değinmektedir. Kelly’e göre, mizah anlayışı bir tutumdur ve coşkuyla beraber mizah öğrencilerin daha dikkatli olmasını sağlar (Akt: Özenç, 1998). Her şeyin içersinde biraz mizahın yer alması onların hatırlanmasını kolaylaştırır. Matematik alanında günümüzde yapılan araştırmalar, mizahın her seviyede matematik sınıflarında kullanılması öğrencilerin matematik kaygısı azalmakta ve matematiği ilginç kılmaktadır (Uğurel ve Morali, 2004). Günümüzde, mizahın ve sanatın eğitimdeki yardımcı ve etkili özelliği farklı alanlarda kullanılmaktadır. Down sendromlu çocuklarla yapılan konuşma öğretimi çalışmaları sırasında,

fotoğrafların kullanılması, bir süre sonra çocukta albüme bakıyormuş izlenimi yaratmış ve sıkılmışlardır. Ama çizgi-roman türü kitaplara daha fazla ilgi göstermişlerdir. Çizgi-roman türü resimlerin altlarına yazılar yazıldığında çocuğa dil tecrübesi kazandırmak kolaylaşmaktadır (Vural, 2004).

Mizahın iletişim alanında da pek çok faydası bulunmaktadır. Mizahın iletişimdeki faydalarından biri, açıkça söylendiğinde tatsızlığa yol açabilecek mesajları yumuşatarak ifade kolaylığı sağlamasıdır. Mizahın iletişimdeki bir diğer faydası ise, iletişimin duygusal rengini değiştirmeye olan katkısıdır. Ayrıca iletişimde mizahın kullanımı ikna sürecini de hızlandırmaktadır (Küçükbayındır, 2003).

Cornett (1986), mizah duygusuna sahip olmanın faydalarını 13 maddede toplamıştır: 1. Dikkati çeker ve düşünceyi harekete geçirir,

2. Yaratıcı yetenekleri ortaya çıkarır, 3. Arkadaş edinmeye yardım eder, 4. İletişimi kuvvetlendirir,

5. Zor anları yatıştırır,

6. Kültürler arası etkileşimi teşvik eder, 7. Sağlığı güçlendirir,

8. Olumlu tavırlar ve kendine olumlu bir bakış açısı getirir, 9. Motivasyonu artırır ve enerji verir,

10. Sorunları çözer,

11. Öğrencilerin okuma miktarını ve kalitesini artırır, 12. Arzulanan davranışları kuvvetlendirir,

13. Eğlendirici değeri vardır (Akt: Özenç, 1998).

2.1.5.2. Mizahın Olumsuz Yanları

Çok yakın geçmişte, Kuiper, Grimshaw, Letie ve Kisrsch (2004), mizah duygusu ve daha iyi sağlık arasındaki ilişkinin önceden inanıldığı gibi, doğru olamayabileceğini ileri sürmüşlerdir. Bu önerinin savunmasında iki büyük noktayı ortaya koymuşlardır. Birincisi, mizah duygusu çok “boyutlu bir yapıdır” ve önceki araştırmalardaki gibi tek boyutlu olarak ele alınmamalıdır. İkinci olarak, mizah duygusunun uyumlu olan ve uyumlu olmayan öğeleri, psikolojik sağlığa bağımsız bir biçimde yardım edebilir veya tam tersi olarak, onu örseleyebilir (Akt: Aslan, 2006).

Spencer (1989) yaptığı nitel bir çalışmayla mizahın potansiyel zararlı etkilerini ortaya koymuştur. Amerika’da üniversite kampüslerinde Yahudi öğrencilere ilişkin yapılan çalışmada , mizahın özellikle Yahudi karşıtlığı ve cinsiyet ayrımcılığı içeren önyargı ve kalıp yargıları desteklemekte ve güçlendirmekte kullanıldığı bulunmuştur. Mizahın olumsuz etkisine ilişkin bir diğer destek de yakın zamanda Kuiper ve Olinger (1998) tarafından yapılan ve mizah kullanımı ile bağlantılı potansiyel dezavantajlarının tartışıldığı literatür taramasıdır. Bu çalışmada organik yada uyuşturucu nedenli patolojisi bulunan insanlarda sosyal etkileşimlerde yıkıcı bir güç olarak ortaya çıkan gülme ve mizahın çocuklar arasında kızdırmak yada küçük düşürmek amacıyla bir saldırganlık biçimi olarak kullanılması gibi örnekler yer almaktadır. Ayrıca yararsız mizah kullanımının sınıf ortamı ve endüstriyel organizasyonlar gibi sosyal ortamlar için de zararlı olabileceğine de değinilmiştir (Akt: Yerlikaya, 2003).