• Sonuç bulunamadı

2.10. Duygu Eğitiminin Gerekliliği

2.10.2. Okulda Duygu Eğitiminin Gerekliliği

Çocuklar etraftan görüp gözlediklerini yapmaya çalıĢmaktadır. Bu nedenle duygularını içinde yaĢadığı toplumdan etkilenerek ve topluma bağlı olarak oluĢtrurur. Çocuklar temel eğitimlerini aileden alır fakat günümüzün hayat Ģekli ailede ve aile

bireylerindeki iliĢkilerde bir kısım değiĢiklikler oluĢturmuĢtur. Büyük aileler parçalanarak çekirdek aile Ģeklini almıĢ, çocuklarıyla bütün gününü geçiren ebeveynlerin yerini çalıĢan anne ve babalar almıĢtır. Bütün bu geliĢmeler eğitim alanında meydana gelen ihtiyaçların okullar aracılığıyla giderilmesine yol açmıĢtır (Yılmaz, 2013, s. 11).

Bireyin Ģahsiyet geliĢimine ailesinden sonra en çok etki eden kurum okuldur. Bunun sebebi okulun, kiĢinin yaĢam mücadelesinde ihtiyaç duyduğu bilgi ve yetenekleri kazandıran bir kurum olmasıdır. Okul buna ek olarak çocuğun ailesinde öğrendiği eksik ve yanlıĢ davranıĢları düzeltme olanağı sağlar. Öğrencilere türlü eğitim öğretim ortamları sunarak kiĢilik noktasında çocuğun duygu geliĢimini sağlamaktadır (Akbayrak, 1977, s. 121).

Eğitim kurumları aynı zamanda sosyal kurumlardan olduğu için, birçok öğrenci ve yetiĢkin bireyi gün içerisinde bir araya getirir. Bireyler okula gelirken sadece bilgilerini ve bedenlerini değil bunun yanında toplumsal becerileriyle beraber duygularını yönetme becerilerini de getirirler (Türnüklü, 2004, s. 138).

Günümüz Ģartlarına bağlı olarak okulların yalnızca tek bir alanda değil değiĢik alanlarda akademik baĢarının yanında bireyin duygu eğitimine katkıda bulunarak insanı bir bütün olarak ele alması gerekmektedir. “Örgün öğretimde öğrencilerin sosyal ve duygusal geliĢimleri üzerinde yeteri kadar çalıĢılmamaktadır. Okullarda öğrencilerin kendi

aralarında ve yetiĢkinlerle yaĢadıkları çoğu kiĢiler arası sorunların kaynağına bu alandaki yetersizliklerin neden olduğu düĢünülmektedir” (Türnüklü, 2004, s. 136).

Duygular yaĢayarak öğrenilir bu nedenle okullarda çocuklara sadece biliĢsel beceriler kazandırmak yetmez. Çocukların duygusal geliĢimini destekleyebilecek değiĢik yaĢam ortamları yalnızca okullarda değil çocukla ilgili olan bütün kurumlarda

Çocukların yeni olan herhangi bir Ģeyi öğrenirken duygular her zaman çocukların yanındadır. Bu yönüyle akademik açıdan baĢarılı olmak isteyen çocuklar için duygu eğitimi zorunludur. Bunun da ötesinde okullarda düzenli bir Ģekilde duygu eğitimi sunmak en az matematik ve diğer eğitim-öğretimler kadar gereklidir (Bridge, 2004, s. 36).

Ortaokul döneminde kazandığımız duygular hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yaĢamımızı etkileyebilir. Bu yüzden okullarda verilen eğitim hem zihinsel hem de duygusal geliĢimimize yönelik olmalıdır. Böylece sağlıklı davranan bireyler topluma kazandırılabilir. Ortaokul çağındaki çocukların yaĢadığı topluluk içinde diğer bireylerle uyumlu bir Ģekilde yaĢamını devam ettirebilmesi için eğitim ve öğretimle gerekli donanımlar çocuğa kazandırılmaktadır. Okulda yapılan bütün çalıĢmaların amacı çocukların biliĢlerini, psiko- motor hareketlerini ve duygularını geliĢtirebilmektir (Yörükoğlu, 2007, s. 57-66).

Okuldaki duygu eğitiminin amacı kısa dönemde çocuğu duygularını kontrol edebilen baĢarılı bir öğrenci olarak bir sonraki sınıfa veya öğrenime hazırlamaktır. Uzun vadede ise öğrencilerin topluma ve devlete faydalı bir yurttaĢ olmasını sağlamaktır.

Türk eğitim sisteminde eğitim düzeyi arttıkça bilhassa duyuĢsal alan bakımından öğrencideki tutarlı hareket ve tavır sayısında azalıĢ olmakta, nitelik ise özünü

kaybetmektedir (Sönmez, 1986, s. 57). Dünyadaki tüm eğitim sistemlerinin amacı iyi vatandaĢ ve iyi birey yetiĢtirmektir. Bu hedefe ulaĢmak için eğitimciler zihinsel, duygusal ve davranıĢ bakımından insanlara iĢlem uygular. Tüm bu faliyetlerin amacı bireyde istenilen davranıĢ değiĢikliği meydana getirmektir (Yılmaz, 2013, s. 12).

Çocuk okulda gerçek yaĢamın bir tür provasını yapmaktadır. Çocuk okulda günlük hayatta yaĢabileceği bütün duyguları sınıf ve okul arkadaĢlarıyla değiĢik olay ve durumlar karĢısında yavaĢ yavaĢ yaĢamaktadır. Eğitim çocukta iyi ve güzel duyguları uyandırmalı olumsuz duygu ve davranıĢları önlemelidir. Ancak bu Ģekilde çocuklar gelecek

Çocuklar Türkçe derslerinde Ģiirler yoluyla öğrendikleri duyguları günlük hayatlarına kolayca uygulayabilirler. Türnüklü (2004) sosyal ve duygusal öğrenme programlarının okul ortamında uygulanmasıyla ilgili Ģu önerileri getirmektedir: 1. Sosyal ve duygusal öğrenme programları bireylerin yaĢlarına ve seviyelerine uygun olarak hazırlanmalıdır.

2. Örgün öğretimlerde ders programlarına sosyal ve duygusal öğrenme programlarının amaçları eĢ süreli olarak örtük bir Ģekilde konulmalıdır.

3. Öğretmenler hem ailelerle hem de çocuklarla etkileĢimlerinde sosyal ve duygusal öğrenme programının temalarına göre hareket etmelidirler.

4. Sosyal ve duygusal öğrenme programları öğretmenler, okul idarecileri, aileler ve öğrencileri kapsayıcı nitelikte hazırlanmalıdır (s. 145). Duygusal geliĢimle ilgili etkinlik planlama ve uygulama çalıĢmalarında Ģu hususlarda dikkatli olmak gerekmektedir: 1- Çocukların geliĢim seviyelerine, yaĢlarına, bireysel farklılıklarına uygun bir Ģekilde çevresel düzenlemeler yapılmalı ve etkinlikler planlanmalıdır.

2- Çocukların benliklerini olumlu Ģekilde geliĢtirici, kendilerini oldukları gibi kabul etmelerini sağlayıcı, çocukları destekleyici tutum ve davranıĢlar benimsenmelidir.

3- Çocukların arkadaĢlarının düĢünce ve duygularını anlayabilmelerine imkân sağlanmalı, çocuklar düĢüncelerini ve duygularını kabul görecek bir biçimde açıklayabilmelidir. 4- Çocukların etraflarındaki diğer çocuk ve bireylerle etkileĢim içerisinde bulunmalarını sağlayacak çevreler oluĢturulmalıdır.

5- Çocukların algılama biçimlerine göre dıĢ dünyayı ve çevrelerini ifade edebilmelerine yardımcı olunmalıdır.

6- Çocukların birlikte hareket etme, paylaĢma, vazife ve sorumluluk alma gibi davranıĢlarının oluĢabilmesine olanak tanıyan etkinlikler planlamalıdır.

7- Çocukların karar alma ve seçme yeteneklerini kazanabilmelerine fırsatlar verilmelidir (MEB, 2013, s. 22).

Sınıf ortamında uygulanabilecek duygusal geliĢimi destekleyen etkinliklerden bazıları Ģunlardır:

1- Sıfır ile on iki yaĢ döneminde bulunan çocukların duygusal geliĢim özelliklerini arttırıcı sınıfta drama etkinliği,

2- Çocukların ergenlik dönemlerinde yaĢanabilecek duygusal özelliklerin anlatıldığı sınıfta drama etkinliği,

3- Diğer yaĢam ortamlarıyla duygusal geliĢim alanlarının bağlantısını anlatan örnek yaĢantılar etkinliği,

4- Sınıfta müzik, maske, kukla vb. değiĢik materyallerin kullanılmasıyla değiĢik duyguları ortaya çıkarma etkinliği,

5- Sınıfta değiĢik duyguları ortaya çıkaran oyun etkinlikleri,

6- DeğiĢik duyguları ifade eden bir öykü oluĢturup sınıfta canlandırma etkinliği (MEB, 2013, s. 22).

Okulda herhangi bir Ģeyin öğretiminde mühim olan öğrencilerin bazı konular hakkında kazanabilecekleri bilgilerin azlığı veya çokluğu değildir. Öğrencilerin düĢünce ve duygu yaĢamını, kiĢiliğini geliĢtirebilmektir. Öğrenciler öğrendikleri birçok bilgiyi zamanla unutabilirler. Ama öğrencilerin iĢitmeyi, düĢünmeyi, görmeyi ve becerilerini kullanmayı öğrenerek eğitim kurumlarından mezun olmaları gerekmektedir (Ayhan, 1997, s. 181). Öğretmenler de duygu geliĢimine katkıda bulunup çocuğa yol göstermelidir.

Eğitim esnasında çocuğa sevgi gösterilmesi ve güven ortamı sunulması hem eğitimi veren kiĢiye hem de eğitim alan kiĢiye huzur verecektir. Bu huzur ortamı içerisinde

çocuklar kendilerine verilmek istenen bilgileri daha iyi kavrayabileceklerdir. Çocuklara dayak atma, baskı yapma, korkutma gibi cezalarla yaklaĢma oluĢan bu güven ve sevgi

ortamını zayıflatacak hatta yok edebilecektir. Bu tip cezalar sunma geçici bir çözüm getirmiĢ gibi görünse de sürekliliği bulunmamaktadır. Aksine eğitim vermeye çalıĢan kiĢilere kin ve nefret duymasına ayrıca düĢmanlık beslemesine neden olacaktır. Çocuklar kendileriyle ilgili iyi duygular beslemeyen, kendilerini sevmeyen kiĢilerin kendilerine ceza vermelerine asla tahammül edemezler. Burada önemli olan çocukların neden

cezalandırıldığını bilmeleri ve bu cezayı haklı olarak aldıklarının bilincinde olmalarıdır (Aydın ve Gürler, 2014, s. 37).

Öğretmenlerin çocuklara bilgi vermelerinin yanında duygusal açıdan okur yazar olmaları öğrencilerinin duygularını okuyabilmeleri bağlamında büyük bir etkiye sahiptir (Bridge, 2004, s. 39). Öğrencilerine karĢı duygular noktasında hassas davranan

öğretmenler Ģu etkinliklerden bazılarını yaparak çocukların duygu geliĢimine katkıda bulunmaya çalıĢabilir:

Öğretmenler duygularla alakalı öğrencilerine Ģiir yazdırabilir veya mutluluk, kıskançlık, yalnızlık vb. konularda kendileri Ģiirler yazarak Ģiirlerini öğrencileriyle

paylaĢabilir. Öğretmenler okulda, sınıfta veya günlük yaĢamda herhangi bir olay meydana geldiğinde bu olayların hem duygusal hem düĢünsel boyutuyla ilgilenmeli, duygusal boyuta ayırdığı zamanı kayıp olarak görmemelidirler. Öğretmenler çocukların samimi bir Ģekilde duygularını fark edip tanımasına ve etkili bir biçimde dile getirmesine gereken katkıyı yapmalıdır (Bridge, 2004, s. 59).