• Sonuç bulunamadı

Her insanın sahip olabileceği duygular biliĢsel, biyolojik ve davranıĢsal boyutlara göre tanımlanabilmektedir. Duygular, zihinsel nitelikleri belirtmesi açısından biliĢsel, beden ile ilgili unsurlar bakımından biyolojik, duyguların belirli bir zaman sonra harekete dönüĢmesi açısından bakıldığında ise davranıĢsal olarak tanımlanır (Langelier, 2006, 42).

Normal olan her insan düĢünme eylemi sonucu kendisi adına birtakım iyi veya kötü, olumlu ya da olumsuz düĢüncelere sahip olabilmektedir. Buna rağmen bazı zamanlar insanların düĢünceleriyle değil de duygularıyla hareket ettiğini görmekteyiz. Bu durum duyguların insanları güdüleyici bir özelliğinin olduğunu gösterir.

Hemen hemen aynı düĢüncelere ama değiĢik duygulara sahip iki insan göz önüne alındığında, insanlara özgü duyguların iki insanı tamamen değiĢik davranıĢlara

yönlendirebildiği görülmektedir. Bu olay herhangi bir hissin insanı herhangi bir Ģeyi yapmak için harekete geçirebildiği ve çoğu zaman da bireyin hareket Ģekillerine yön verebildiği anlamındadır (Çeçen, 2002, s. 165).

Duygular gerek tanımlanma noktasında gerekse kuramsal çerçevede sınırları ve kapsamı geniĢ bir kavramdır. Duygularla ve duygu eğitimiyle ilgili çalıĢma yapan

araĢtırmacılar, duyguları değiĢik tür ve sınıflara ayırmıĢlardır. DeğiĢik araĢtırmacılara göre duygu tür ve sınıflamaları Ģu Ģekilde ifade edilmektedir:

Kalyoncu‟ya (2012) göre duygular iyi ve kötü duygular olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu duygular Ģu Ģekilde açıklanabilmektedir:

Ġyi duygular: Ġnsanın doğuĢtan yapısında bulunan ve hayatı sevimli, tatlı ve anlamlı kılmada son derece gerekli olan duygulardır. Kimin içinde bulunuyorsa öncelikle onu mutlu edecek olan duygular Ģunlardır:

1- ġefkat 2- Acıma 3- Merhamet 4- YardımlaĢma 5- Cömertlik 6- Mertlik

Birey, doğumla baĢlayan hayat yolculuğunda ne her zaman mutludur ne de her zaman mutsuzdur. Kimi durumlara sevinip gülerken, kimi durumlar karĢısında üzülüp

ağlamaktadır. Duygularda da aynı durum söz konusudur. Her zaman hayatta iyi duygular yaĢamamaktayız, bazen kötü duygular da yaĢayabilmekteyiz. Yani her insan günlük yaĢamda iyi, güzel duygularla karĢılaĢıp bu duyguları yaĢayabileceği gibi, kötü, çirkin duygularla karĢılaĢıp bu duyguları da yaĢayabilmektedir.

Kötü duygular: Huzursuz eden, kimin içinde yer alıyorsa onu mutsuz eden duygulardır. Öncelikle duygusal yönden, sonra da fiziksel açıdan rahatsızlıklara sebep olabilecek derecede yorucu, kötü yani olumsuz duygulardır. Bu duygular da iyi duygular gibi doğuĢtan yapımızda bulunmaktadır. Bu duygular:

1- Kin 2- Nefret 3- Ġntikam 4- Haset 5- Kıskançlık 6- Kötü zan

7- Büyüklenme vs. gibi duygulardır (s. 50-51).

Özellikle çalıĢma hayatında bulunan bireyler iĢe gitmek amacıyla uyandıkları andan itibaren tekrar uyumak amacıyla baĢını yastığa koyuncaya kadar geçen sürede iĢinin ve iĢle ilgili duygularının etkisi altındadır. ÇalıĢan bireylerin, zamanlarının çoğunu iĢleriyle ve çalıĢma yerleriyle ilgili süreçlerde geçirmesi sebebiyle iĢ yeri duyguları insan hayatında büyük önem taĢımaktadır.

Weiss ve Cropanzana günlük hayatımızın en önemli parçalarından biri olan çalıĢma yeri duygularını alt bölümleriyle beraber Ģu Ģekilde belirtmiĢlerdir:

2- Korku: Kaygı

3- Memnuniyet: Sevinç, büyülenme, iyimserlik, gurur, rahatlama 4- Sevgi-AĢk: Muhabbet, arzu, özlem ve Ģehvet

5- Üzüntü: Hüsran, kayıtsızlık, utanç, cefa, duygudaĢ

6- Sürpriz (Özkalp, 2013, s. 60). Duyguların bir baĢka sınıflaması ise içsel kaynaklı ve dıĢsal kaynaklı Ģeklinde yapılmaktadır:

1- Öz-Bilinç Duyguları: KiĢinin kendi ruh yapısından kaynaklanan içsel duygulara denir. Suçluluk, gurur, utanma vb. bu duygulara örnek olarak verilebilir.

2- Sosyal Duygular: KiĢinin kendi ruh yapısı dıĢında oluĢan duygulara denir.

Acıma, küçümsemek, merhamet, kıskançlık vb. bu duygulara örnek olarak verilebilir (Özkalp, 2013, s. 64).

Bir baĢka sınıflamayı yapan Fersahoğlu ve Demir‟e (2012) göre duygular yoğunluk açısından üçe ayrılmaktadır:

1- Duygu: Yoğunluk bakımından heyecandan daha az yoğunluğa sahip olan fakat

devamlılık ve kalıcılık açısından heyecandan daha fazla etkiye sahip olan sevgi, piĢmanlık, gurur, kıskançlık, utanç ve sempati gibi hislerdir.

2- Heyecan: Zihinde ve canlıda düzensizlik ve sarsıntı oluĢturabilecek Ģekilde kendisini gösteren duygulara denmektedir.

3- Tutku (Ġhtiras): Toplumsal yaĢamda ve iĢ yaĢamında mühim kiĢilik sorunları ve intibaksızlığı meydana getiren karmaĢık duygulardır. Cimrilik, aĢk, kıskançlık vb. (s. 22- 23). Diğer bir sınıflandırmaya göre duygular üç sınıfa ayrılmaktadır:

Bencil (Egoist) Duygular: Diğer insanlara karĢı sürekli kendini beğenmek, her konuda kendini düĢünmek, kısacası her zaman kendini ön plana çıkarmak biçiminde ifade edilebilen duygulardır.

Benci-Özgeci Duygular: Bireyleri, insanlığın ve içerisinde yaĢanan toplumun isteklerine yönlendiren, bireylerin kendileri dıĢındaki bireylere iyi davranmaktan ve onlar için fedakârlık yapmaktan zevk duymalarına yardım eden hislerdir.

Ġdeal ve Yüksek Duygular: Yüksek bir ülkü ya da hedefe dayalı olan, o hedef veya ülkülerin yükseltilmesine imkân tanıyan hislerdir. Ahlak ve din sevgisi, vatan ve millet sevgisi, ilim sevgisi örnek olarak verilebilir (Pazarlı,1968, s. 77-78). M. Günzel-Hanbold, duyguları baĢka bir tasnifle üç grupta ele almaktadır:

1. Bedeni duygular 2. Ruhi duygular 3. Manevi duygular

Duyguları içeriklerine bakarak tasnif eden H. Ebinghaus, onları haz ve elem kapsamı içerisinde ele almaktadır. Max Scheler‟in taksimi ise Ģöyledir: Bedensel ve duygusal duygular: Haz ve elem duygusu gibi.

Ġçgüdüsel duygular: Korku ve kıskançlık duygusu gibi.

Manevi ve ruhi değerlere ait duygular: Dinî ve ahlaki duygular gibi.

Ġnsanın bedenini iyice saran veya onun içine iĢlemiĢ olan duygular: Mutluluk, düĢ kırıklığı vb. gibi (Fersahoğlu ve Demir, 2012, s. 33-34).

ġenbay (1972) duyguları üçe ayırarak Ģu Ģekilde açıklamaktadır:

1- Bağırdan Gelen Duygular: Ġnsan varlığının derinliklerinden gelen, bireylerin istedikleri zaman bu duyguların önüne geçemediği, bütün gücüyle bireylerin benliğini saran

duygulardır.

2- Yürekten Gelen Duygular: Yüzeysel olmamakla birlikte fazla derin ve kuvvetli olmayan duygulardır. Bireylere düĢünmeden, istediği her Ģeyi yaptırabilecek kadar etkili değildir.

3- Dimağdan Gelen Duygular: Yalnızca düĢünceyle alakalı olan, yüzeysel kalan

duygulardır. (s. 173) Höfler, ruhsal durumlardan hareket ederek, duyguları dört bölümde ele almıĢtır:

“1- Tasavvurlardan doğan duygular 2- Karara bağlı duygular

3- Hayal uyandıran duygular

4- Ġçgüdü uyarıları ile uyanan istek duyguları” (Yavuz, 1992, s. 35). Hubert Rohracher, duyguları üç ana grupta toplamaktadır:

1- Duyularla Ġlgili Duygular

2- Ġçgüdüsel Duygular. Bunlar da iki kısımda ele alınmaktadır: a) Canlı Ġçgüdüsel Duygular: korku endiĢe ve dehĢet vs. b) Sosyal Güdüsel Duygular: haset, kıskançlık vs.

3- Üçüncü KiĢiliği Gerektiren Duygular: Bunlar da aĢağıdaki duygulardan oluĢmaktadır:

a) Dinî duygular, b) Ahlaki duygular, c) Estetik duygular, d) Mantıki duygular,

e) Sempati ve aynı duyguları paylaĢma duygusu,

f) Adalet, ölçülü ve edepli olma duygusu (Yavuz, 1992, s. 34-37).

Duygular kaynaklarına ve iç yapılarına göre de sınıflandırılmaktadır. Buna göre duygular:

“Vücut organlarından ve duyulardan gelen duygular, Benlik duyguları,

Ülkü ile ilgili yüksek duygular,

Heyecansal yönü güçlü olan duygulardır” (Konuk, 1994, s. 11).

“Duygular, gerginlik uyandıranlar, gevĢek olanlar, Ģeklinde de tasnif edilmektedir. BekleyiĢ gibi. Bu durumda olan insanlarda gergin bir duygu hâli oluĢabilir.

Wunt, duyguları üç sınıfta ele almaktadır: Haz ve elem,

Az ya da çok yeğinlik,

GevĢeklik ve gerginlik” (Fersahoğlu ve Demir, 2012, s. 35).

“Duygular genel olarak kaynak ve özelliklerine göre Ģöyle tasnif edilmiĢtir: 1- Organik duygular,

2- Benlik duygusu, 3- Sosyal duygular,

4- Zihnî ve manevi duygular: a) Akli ve mantıki duygular, b) Estetik duygular,

c) Ahlaki duygular,

d) Ġnanç duygusu” (Peker, 2000, s. 99). Bazı araĢtırmacılar da duyguları kümeler hâlinde sınıflandırmıĢtır. Bunlardan biri olan Goleman temel duygu kümelerini sekiz ana baĢlık altında ele almaktadır:

Öfke: tükenme, kin, düĢmanlık, hakaret, rahatsızlık, içerleme, kızma, alınganlık, sinirlenme, hınç, hiddet, gazap ve belki de en uç noktada patolojik Ģiddet ve nefret

Bireyler öfkeyi hissetmeye baĢladığında, vücutlarında bulunan kan akıĢı düĢmanlara karĢı harekete geçebilmek için silah kullanmayı kolaylaĢtırmaktadır. O anda bütün güç ellerde toplanmakta ve vücutta adrenalin vb. hormonlar çabuk salgılanmaktadır. Kalp atıĢlarında

artıĢ meydana gelmesi bireylerin kendilerini enerjik hissetmelerine sebep olmaktadır (Goleman, 2004, s. 21).

Üzüntü: NeĢesizlik, acı, umutsuzluk, kasvet, can sıkıntısı, yalnızlık, melankoli, kendine acıma, keder ve patolojik olduğunda Ģiddetli depresyon anlamında

kullanılmaktadır.

Üzüntünün temel görevi bireyin bir yakınının ölmesi ya da herhangi bir olay karĢısında bireyin hayal kırıklığı yaĢaması durumlarında yaĢama tekrar dönmesine yardım etmektir. Üzüntü öfkenin aksine bireylerin enerjilerini azaltmakta, depresyona sebep olması durumunda ise bireylerin yaĢamdan uzaklaĢmasına neden olmaktadır (Goleman, 2004, s. 22).

Korku: DehĢet, kuruntu, tasa, çekinme, hayret, uyanıklık, Ģüphe, huzursuzluk, ürkme, vicdan azabı, sinirlilik, kaygı, patolojik olduğunda ise panik ve fobi anlamında kullanılmaktadır.

Korku hissedilmeye baĢlandığında, vücutta bulunan kan akıĢı bacaklara doğru yöneldiği için bireylerin kaçma davranıĢları kolaylaĢmaktadır. Vücut korku anında kaçmakla saklanmak arasında bir ikilem yaĢamaktadır. Beyin bütün dikkatini korku meydana getiren olay veya durumlara yöneltmektedir (Goleman, 2004, s. 21).

Zevk: CoĢku, aĢırı zindelik, rahatlama, sevinç, hoĢnutluk, eğlenme, heyecan, gurur, vecd hâli, haz, kendinden geçme, mutluluk, tatmin ve tensel zevk anlamında kullanılmaktadır.

Beyin mutluluk anında olumsuz duyguları engelleyerek, kaygı verici düĢüncelerden kendisini arındırarak bir rahatlama durumu meydana getirmektedir. Bu rahatlama hâli, bireylerin dinlenmelerini sağlamakta ve değiĢik amaçlara ulaĢmada bireyleri arzulu hâle getirmektedir (Goleman, 2004, s. 21).

Ġğrenme: Küçümseme, hoĢlanmama, hor görme, nefret etme, itici bulma, tiksinme ve aĢağılama anlamında kullanılmaktadır.

Tiksinme duygusu her yerde aynı Ģekilde ifade edilebilen evrensel duygulardan bir tanesidir. Herhangi bir durum, nesne veya olay düĢünüldüğünde, görüldüğünde ya da bunların kokusu alındığında, tadına bakıldığında tiksinme duygusu oluĢabilmektedir. Ġnsanlar genellikle bu duyguyu üst dudaklarını yana doğru çekip burunlarını kırıĢtırarak ifade etmektedirler (Goleman, 2004, s. 22).

Utanç: Mahcubiyet, üzülme, nedamet, hayal kırıklığı, çile, küçük düĢme, suçluluk, ve piĢmanlık anlamında kullanılmaktadır.

Sevgi: Sadakat, dostluk, aĢırı tutkunluk, güven, hayranlık, yakın ilgi, kabul görme, muhabbet ve iyilik anlamında kullanılmaktadır.

Sevgi, sevecen hislerin ortaya çıkmasını sağlamakla beraber korku ve öfke duygularında görülen ruh hâllerinin ve fizyolojik geliĢmelerin tam karĢıtı bir durum meydana

getirmektedir. Sevgi insan vücudunda gevĢeme tepkisi oluĢturarak bireylerin iĢ birliği yapmasını kolaylaĢtırdığı gibi huzurlu bir ortamda yaĢamlarını devam ettirmelerini sağlamaktadır (Goleman, 2004, s. 21).

ġaĢkınlık: Merak, hayret, Ģok ve afallama anlamında kullanılmaktadır. “ġaĢkınlıkla kalkan kaĢlar, görüĢ alanının büyüyüp retinaya daha fazla ıĢık girmesini sağlar. Bu, beklenmedik durum hakkında daha fazla bilgi edinip çevrede neler olup bittiğini anlayarak en uygun hareketin yapılmasına olanak verir” (Goleman, 2004, s. 21). Çetin (2006) duyguları özellikleri açısından iyimser ve kötümser duygular olarak iki baĢlık altında incelemektedir:

A- Ġyimser/YumuĢak Duygular:

Ġyimser kiĢi genellikle olumsuz olasılıkları aklına getirmeyen, her kiĢinin, olayın ve durumun olumlu, güzel, iyi ve hoĢ taraflarını görmek isteyen kiĢidir. Dünyaya

bütünüyle iyimser bakabilen Ģair, yaĢama sevinciyle dolu olan, ümitli, kiĢilere sevgiyle yaklaĢan, olumlu duyguları öneren bir yol izlemektedir (s. 53).

Belli baĢlı iyimser ve yumuĢak duygular Ģunlardır: 1- YaĢama Sevinci 2- Ümit 3- Hasret Duygusu 4- Acıma Duygusu 5- AĢk Duygusu B- Kötümser/Karamsar Duygular:

Kötümser kiĢiler bir kiĢinin, olayın veya durumun bedbin, çirkin, olumsuz, ümitsiz yönlerini görenlerdir. Bu duygu dünyadaki her Ģeye kötümser bakmanın sonucu ortaya çıkmaktadır (s. 65). Belli baĢlı kötümser ve karamsar duygular Ģunlardır:

“1- Karamsar duyguların dıĢ dünyaya yansıtılması.

2- KaçıĢ ġiiri: Elemden kaçıĢ duyguları da bir bakıma kötümserlik ve karamsarlık durumlarını içerir. Kötümser/karamsar duyguların en önemli boyutunu kaçıĢ Ģiirleri oluĢturur (s. 66).

3- Nihilizm: Hiççilik ve yokçuluk demektir. Bu, bizatihi hayatı, salt yaĢamayı en üst değer bilen dünya görüĢüdür. Nihilist, idealist değildir ve ideolojik, dinî, millî, sosyal değerlere kayıtsızdır (s. 69).

4- Gurbet Duygusu 5- Yalnızlık Duygusu 6- Korku Duygusu

7- Kin ve Nefret Duygusu: Kin, birisinin baĢka birisine, topluma, duruma ya da kuruma karĢı duyduğu Ģiddetli düĢmanlık ve öfke hissidir. Ġnsan, sevmediği bir Ģeye karĢı

sevgisizliği Ģiddetlenip aĢırı bir dereceye gelince kin oluĢur ve içten içe nefret duyarak, iğrenerek, tiksinerek düĢmanca tavırlar içine girer ve öç almaya kalkar” (s. 74).