• Sonuç bulunamadı

2.2. İlgili Araştırmalar

2.2.1. Okula Aidiyet Duygusuyla İlgili Araştırmalar

Goodenow (1992b), çalışmasında farklı etnik kökene sahip olan öğrencilerde okula aidiyet duygusu ile motivasyon arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmaya Afrikalı-Amerikan, İngiliz ve İspanyol öğrencilerden oluşan 301 ortaokul öğrencisi katılmıştır. Araştırmada “Okula Aidiyet Duygusu Ölçeği (The Psychological Sense of School Membership Scale)” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, İspanyol kökenli öğrencilerin Afrikan-Amerikan öğrencilerden daha yüksek düzeyde kendilerini okula bağlı hissettikleri; okula bağlılığın erkek öğrencilere göre kız öğrencilerde daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur. Ayrıca, öğrencilerin okula bağlılık düzeylerinde, öğrencilerin arkadaşlarından ve öğretmenlerinden gördükleri akademik desteğin ve okul motivasyonunun önemli olduğu belirlenmiştir.

Goodenow ve Grady (1993) çalışmalarında öğrencilerde okula aidiyet duygusu algısının arkadaşlarının akademik değerleri ve olumsuz akademik motivasyonla etkisini incelemişlerdir. Araştırmaya, Afrikalı-Amerikan, İngiliz ve İspanyol öğrencilerden oluşan yedinci, sekizinci ve dokuzuncu sınıf toplam 301 öğrenci katılmıştır. Goodenow (1993b) tarafından geliştirilen, “Okula Aidiyet Duygusu Ölçeği (OADÖ)”kullanılmıştır.

Çalışmada okula aidiyet duygusunun, öğrencilerin akademik motivasyonu, okula bağlılıkları ve okuldaki etkinliklere katılımı üzerine, özellikle de okulu terk etme riski olan öğrenciler arasında, önemli etkisi olduğunu tespit etmişlerdir. Öğrencilerin arkadaşları zaman zaman onların akademik motivasyonlarını negatif etkileyebilmektedir. Araştırma sonucunda, okula aidiyet duygusunun başarı beklentisi, genel okul motivasyonu ve içsel çabayla önemli ölçüde ilişkili olduğu belirlenmiştir.

Araştırmada okul aidiyet duygusuyla başarı beklentisi arasındaki ilişkinin İspanyol öğrencilerde Afrikalı-Amerikan öğrencilere göre ve kız öğrencilerde erkek öğrencilere göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Liu ve Lu (2011), öğrencilerin akademik başarı yönelimlerini ve akademik başarı yönelimlerindeki farklılıkların okula aidiyet duygusuyla ilişkisi konusunda araştırma yapmıştır. Araştırmaya 567 Çinli lise öğrencisi katılmıştır. Araştırmada Goodenow’un (1993b) “Okula Aidiyet Duygusu Ölçeği” kullanılmıştır. Lise öğrencilerinin akademik başarılarının izlenmesinde Çince, Matematik ve İngilizce dersleri dikkate alınmıştır. Liu ve Lu, akademik başarıyla okula aidiyet duygusu arasında önemli bir ilişki olduğunu tespit etmişlerdir.

Cueto, Guerrego, Sugimaru ve Zevallos’un (2010) 2002 ile 2007 yılları arasını kapsayan çalışması, Peru’nun dört farklı bölgesinde çeşitli sosyoekonomik düzeylerdeki öğrencilerin okula aidiyet duygusunu konu edinmiştir. 2002 yılında inceleme yapacakları öğrencilere ait bilgiler toplanmıştır (cinsiyet, yaş, anadil gibi). 2006 yılında öğrenci çalışmaları ve başarıları üzerine 10 adet test uygulanmıştır. 2007 yılında söz konusu öğrencilere yönelik aidiyet duygusu ölçeği ve diğer öğrenci karakteristiklerinin belirlendiği anketler yapılmıştır. Öğrencilerle yarı-yapılandırılmış görüşmeler düzenlenmiştir. Araştırmanın sonucunda, sosyoekonomik durumun okula aidiyet duygusuyla doğrudan bir ilişkisinin bulunmadığı ancak, okul başarısıyla dolaylı bir ilişki içinde olduğu belirlenmiştir. Kırsal bölgelerdeki öğrencilerde, kentsel bölgelerde bulunan akranlarına oranla daha yüksek okula aidiyet duygusunun olduğu saptanmıştır.

Okul idarecileri ve öğretmenleri tarafından uygulanacak oryantasyon çalışmalarıyla, öğrencilerin liseye adaptasyon dönemlerinde karşılaşabilecekleri olası sorunların azaltılabileceği önerilmiştir.

Hunt-Sartori (2007) yaptığı çalışmada öğrencilerin birbirleriyle olan ilişkilerini okul yaşam kalitesi, aidiyet duygusu ve performans faktörlerini incelemiştir. Çalışmada güneybatı Teksas’ta 1342 öğrenciden veri toplamıştır. Çalışmada “Okul Yaşam Kalitesi Ölçeği (Quality of School Life Scale)” ve “Okula Aidiyet Duygusu Ölçeği (The Psychological Sense of School Membership Scale)” kullanılmıştır. Çalışma sonucunda okul yaşam kalitesi, öğrencilerin okul memnuniyeti, sınıf çalışmaları algıları ve öğrencilerin öğretmenlerine karşı tutumları ile aidiyet duygusu arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Okul yaşam kalitesi memnuniyeti yükseldikçe öğrencilerin okula aidiyet duyguları ve buna paralel olarak okul başarıları artmıştır. Ayrıca birden fazla grup içinde bulunan öğrencilerin, tek bir gruba katılan öğrencilere göre okula karşı aidiyet duygularının daha yoğun olduğu görülmüştür.

Archambault, Janosz, Fallu ve Pagani (2009), öğrencilerin okula aidiyet duyguları ve katılım düzeyleri ile okulu terk etme arasındaki ilişki üzerine çalışmışlardır. Çalışmalarında, lise öğrencilerinde okula bağlılığın davranışsal, duyuşsal ve bilişsel göstergelerini hem ayrı ayrı hem de genel bir faktör olarak ölçerek bunların okula terk etme üzerindeki yordayıcı etkilerini incelemişlerdir. Çalışma sonucunda bağlılık puanlarının genel olarak okulu terk etme davranışını anlamlı bir şekilde yordadığı belirlenmiştir.

Arastaman (2006), lise birinci sınıf öğrencilerinin okula bağlılık durumlarına ilişkin öğrenci, öğretmen ve yönetici görüşlerini araştırmıştır. Araştırmanın evrenini,

Ankara ili merkez ilçelerinde bulunan 65 kamu lisesinde öğrenim gören lise birinci sınıf öğrencileri ve bu liselerde görev yapan öğretmen ve yöneticilerden oluşmuştur.

Araştırmada veriler araştırmacı tarafından hazırlanan “Okul Bağlılığı Ölçeği (OBÖ)” ile elde edilmiştir. Araştırma sonucuna göre, kız öğrencilerin bağlılık durumu erkeklere göre daha olumludur. Annenin eğitim durumu ve ailenin gelir düzeyi artışının öğrencilerin okula aidiyet duygularında azalmaya neden olduğu belirlenmiştir.

Öğrenciler okula karşı davranışsal olarak yüksek, bilişsel olarak ise düşük bağlılık göstermektedirler. Öğrencilerin okula aidiyet duygusunu azaltan en önemli faktör ise öğrencilerin okulda mutlu olmaması olarak gösterilmiştir.

Balkıs, Duru ve Buluş (2005), ortaokul öğrencilerinin şiddete yönelik tutumlarının aidiyet duygusu, öz yeterlik inançları, şiddete yönelik inançlar, medya ve arkadaş grubuyla olan ilişkilerini incelemiştir. Araştırmanın örneklemini ilköğretim ikinci kademede öğrenim gören, 257’si kız ve 260’ı erkek öğrenci olmak üzere toplam 517 öğrenci oluşturmuştur. Veri toplamak için “Şiddete Yönelik Tutum Ölçeği” ve

“Algılanan Çok Boyutlu Şiddet Kaynakları Ölçeği” kullanılmıştır. Çalışma sonunda şiddete yönelik tutumun, şiddete kaynaklık eden nedenlerden medya, arkadaş grubu ve şiddete yönelik inanç ile pozitif ilişkili olduğu, aidiyet duygusu ve öz yeterlik inancıyla negatif yönde ilişkiler gösterdiği ortaya konulmuştur.

Alaca (2011) yaptığı çalışmada iki dilli olan ve olmayan ikinci kademe öğrencilerin, okul yaşam kalitesi algılarını ve okula aidiyet duygularını incelemiştir.

Araştırmanın örneklemi ana dili Türkçe olan ve olmayan, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıfa devam eden toplam 1040 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri, “Okul Yaşam Kalitesi Ölçeği”, “Okula Aidiyet Duygusu Ölçeği” ve “Kişisel Bilgi Formu”

kullanılarak toplanmıştır. Çalışma sonucunda hem ana dili Türkçe olan hem de iki dilli olan öğrencilerin okullarındaki yaşam kalitesi ve okula aidiyet duygularının ortalamanın üzerinde olduğu görülmüş ve öğrencilerin okul yaşam kalitesi algısı ile okula aidiyet duyguları arasında yakın ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Okul yaşam kalitesiyle okula aidiyet duygusunun birbiriyle olumlu yönde ilişkiler gösterdiği de araştırma bulguları arasındadır.

Baskin, Wampold, Quintana ve Enright (2011) çalışmalarında koruyucu bir faktör olarak aidiyeti incelemiştir. Aidiyet duygusunun, ergenlik döneminde görülen yüksek yalnızlık duygusuyla ve akran tehditleriyle ilişkisi incelenmiştir. Araştırma kültürel ve etnik açıdan farklı olan okullarda 294 sekizinci sınıf öğrencisi üzerinde uygulanmıştır. Veri toplama aracı olarak “Çocuk Yalnızlık Ölçeği”, “Beck Depresyon

Envanteri”, “Yapılandırılmış Ait Olma Ölçeği (The Structured Belongingness Scale)”

kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, basit anlamdaki yalnızlık veya depresyon yalnızlığı döneminde aidiyet duygusunun akran kabulünü etkileyen en önemli parametre olduğu belirlenmiştir. Bundan dolayı aidiyet duygusunun, düşük akran kabulü ve şiddetli yalnızlığın olumsuz etkilerinin ortaya çıkmasını engelleyen bir tampon özelliğine sahip olduğu savunulmuştur.

Capps (2003) okulun genel akademik başarısı ile öğrencilerin aidiyet duygusu arasında bir ilişki olup olmadığını incelemiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak

“Okula Aidiyet Duygusu Ölçeği” kullanılmıştır. Ortaokul öğrencileri üzerinde yapılan çalışmada akademik başarısı yüksek olan okullardaki öğrencilerle akademik başarısı düşük olan okullardaki öğrencilerin ölçekten aldıkları puanlar karşılaştırmıştır.

Araştırma sonucunda başarısı yüksek ve düşük olan okullardaki öğrencilerin okula aidiyet duyguları arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür. Fakat öğretmen ve öğrencilerin aidiyet duygusu algıları arasında anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir.

Sarı (2013) yaptığı çalışmasında lise öğrencilerinde okula aidiyet duygusunu incelemiştir. Bu çalışma, alt, orta ve üst sosyo-ekonomik düzeylerdeki üç lisede, dokuz, on ve on birinci sınıf düzeyinde öğrenim görmekte olan 274 öğrenci (163 kız, 111 erkek) üzerinde gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında Goodenow (1993a) tarafından geliştirilen “Okula Aidiyet Duygusu Ölçeği (OADÖ)” kullanılmıştır. Çalışma sonunda, öğrencilerin okula aidiyet duygularının çok yüksek olmamakla birlikte ortalamanın üzerinde olduğu; cinsiyetlerine göre öğrencilerin OADÖ puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamakla birlikte, kız öğrencilerin ortalamalarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin OADÖ puanları, sınıf düzeylerine, akademik başarılarına ve öğrenim gördükleri lisenin sosyo-ekonomik düzeyine göre ise anlamlı farklılıklar göstermiştir.

2.2.2. Arkadaş Bağlılığıyla İlgili Araştırmalar

Saçar (2007) çalışmasında, sekizinci sınıf öğrencilerinin öfke tepkileri ile arkadaş bağlılığı arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmaya ilköğretim sekizinci sınıfa devem eden 356’sı kız ve 350’si erkek olmak üzere toplam 750 öğrenci katılmıştır. Veri toplamak amacıyla “Arkadaş Bağlılık Ölçeği” ve “Sürekli Öfke ve Öfke İfade Tarzları Ölçeği”ni kullanmıştır. Araştırma sonucunda sürekli öfkeyi ifade etme, öfkeyi içe atma ve öfkeyi dışa vurma ile öğrencilerin Arkadaş Bağlılığı Ölçeği’nden aldıkları puanlar

arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığı, öfke kontrol düzeyi farklı olan öğrencilerin Arkadaş Bağlılığı Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında ise anlamlı farklar olduğu görülmüştür.

Çevik (2007) lise öğrencilerinin arkadaşlık ilişkileri ve benlik saygılarını bazı değişkenler açısından incelemiştir. Araştırmaya 532 lise üçüncü sınıf öğrencisi katılmıştır. Araştırma verileri “Arkadaş İlişkileri Anketi” ve “Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri” ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin çoğunun arkadaş sayılarının 10’dan fazla olduğu; erkeklerin kızlara göre daha fazla arkadaşa sahip olduğu; öğrencilerin çoğunun yakın arkadaş sayısının 2 ile 4 olduğu; erkeklerin yakın arkadaş sayısının kızlardan daha yüksek olduğu ve öğrencilerin benlik saygısının cinsiyete ve yakın arkadaş sayısına göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur.

Oral (2007) beşinci sınıf öğrencilerinin arkadaşlarına ilişkin olumlu ve olumsuz düşüncelerini ve arkadaşlığı tanımlamalarını sosyometrik statü ve akademik başarı açısından incelemiştir. Çalışma beşinci sınıfta okuyan 528 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Araştırma verileri; Sosyometrik Test, Akran İnaçları Ölçeği ve Görüşme Formu kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin arkadaşlarına ilişkin olumlu ve olumsuz düşüncelerinin sosyometrik statü ve akademik başarıya göre farklılık göstermediği bulunmuştur. Ayrıca, akademik başarıya göre başarılı öğrenciler ile başarısız öğrenciler arasında arkadaşlık anlayışlarına göre bazı farklılıklar bulunduğu, başarılı öğrencilerin daha kolay arkadaş edindikleri ve arkadaşlık ilişkilerinin daha olumlu olduğu belirlenmiştir.

Ojanen (2010) çalışmasında arkadaş seçimi ve sosyal etkiler üzerine erken ergenlik dönemindeki bireylerin içsel ve dışsal arkadaşlık motivasyonunun etkilerini araştırmıştır. Buna ek olarak motivasyon ve arkadaşlık kalitesi arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Çalışmaya 374 ortaokul öğrencisi katılmıştır. Araştırmada yapısal eşitlik modeli ve sosyal ağ modeli kullanılmıştır. Çalışmasında arkadaşlıkların ergenlerin sosyal gelişimlerinde çok önemli yere sahip olduğu vurgulanmıştır. Çalışma sonunda içsel motivasyon ile özellikle liseye geçiş dönemindeki öğrencilerde yüksek kalitede arkadaşlıkların kurulabileceği ve bu türden arkadaşlıkların oluşmasında içsel motivasyonun dışsal motivasyondan daha etkili olabileceği belirlenmiştir. Sosyal etkiler hem içsel motivasyonda hem de dışsal motivasyonda gözlemlenmiştir, fakat sosyal etkilerin içsel motivasyonu daha belirgin bir şekilde etkileyebildiği tespit edilmiştir.

Barbu’nun (2009) yapmış olduğu çalışmada erken çocukluk döneminde sosyal tercihlerle davranışsal benzerlikler arasında bir ilişkinin olup olmadığının belirlenmesi

amaçlanmıştır. Çalışma 24 anaokulu öğrencisi üzerinde yürütülmüştür. Bir öğretim yılı boyunca anaokulu öğrencileri arasındaki sosyal etkileşimleri belirlemek amacıyla boylamsal gözlemler ve davranışsal sosyometri kullanılmıştır. Çalışma sonunda diğer akranlarına göre belli akranlarıyla daha fazla etkileşimde olmayı tercih eden çocukların, tercih ettikleri eşlerinin benzer davranış profilleri sergiledikleri ve zamanla tercih edilen akran ve birey arasındaki benzerliklerin arttığı belirlenmiştir. Sonuçlar, çocukların içinde bulundukları ortamda akranlarından belirli bir kısmıyla etkileşimde bulunduklarını ve akran bağlantılarını kurarken oldukça seçici davrandıklarını göstermiştir. Birey ve bireyin etkileşimde bulunmadığı akranları arasında davranış profillerindeki benzerliklerin, etkileşimde oldukları akranları arasındakinden daha düşük seviyede olduğu görülmüştür.

2.2.3. Empatik Sınıf Atmosferiyle İlgili Araştırmalar

Özbay ve Şahin (2000), Empatik Sınıf Atmosferi Tutum Ölçeği’nin lise düzeyi için geçerlik ve güvenirliğini sınamak amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Çalışma 291 lise öğrencisi üzerinde uygulanmıştır. Yapılan faktör analizleri sonucunda dört boyutlu ve toplam varyansın 54.13’ünü açıklayabilen bir yapı elde edilmiştir. Testin güvenirliği maddeler arası iç tutarlılık yöntemiyle belirlenmiş ve Cronbach alfa değerleri genel ve alt testler için .69 ile .91 arasında bulunmuştur.

Murat, Özgan ve Arslantaş (2005) yaptıkları çalışmada öğretmen adaylarının öğretim elemanlarının empatik tutumlarına ilişkin algıları ile ders başarıları arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Çalışmaya Gaziantep Üniversitesi Kilis Muallim Rıfat Eğitim Fakültesinde Türkçe Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümlerinde okuyan 163 kız 152 erkek toplam 315 öğrenci katılmıştır. Araştırmada veriler “Empatik Sınıf Atmosferi Tutum Ölçeği (ESATÖ)” ve “Kişisel Bilgi Formu” ile elde edilmiştir. Çalışma sonucunda, öğretmen adaylarının öğretim elemanlarının empatik tutumlarını ölçek ortalamasından biraz daha yüksek algıladıkları belirlenmiştir.

Ayrıca öğretmen adaylarının öğretim elemanlarının empatik tutumlarına ilişkin algıları ile başarıları arasında anlamlı bir ilişki bulunduğu akademik başarısı orta ve yüksek olan öğrencilerin düşük olanlara göre sınıf ortamını daha empatik algıladıkları belirlenmiştir.

Kandemir ve Özbay (2009) çalışmalarında sınıf içinde empatik atmosfer ile benlik saygısı arasındaki etkileşimin zorbalıkla ilişkisini incelemişlerdir. Araştırma,

Ankara merkezindeki dört resmî okulun 6, 7 ve 8. sınıflarında eğitim gören 426 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada “Empatik Sınıf Atmosferi Tutum Ölçeği (ESATÖ),” “Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri” ve “Şiddet-Kaba Güç Anketi”

kullanılmıştır. Araştırma sonucunda sınıf içinde algılanan empatik atmosfer ile benlik saygısı arasındaki etkileşimin akran zorbalığı ile ilişkisinin olmadığı ortaya çıkmıştır.

Fakat, benlik saygısı ve empati düzeylerine göre zorbalık testinden alınan ortalama puanların hangi düzeylerde farklılaştığını belirlemek için yapılan analiz sonucunda anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, öğrencilerin sınıf içersinde algıladıkları empatik atmosfer ile zorbalık davranışları arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur.

Şahin ve Özbay’ın (1999) yaptıkları çalışmada, farklı bölümlerde okuyan üniversite öğrencilerinin öğretim elemanlarına ilişkin empatik sınıf atmosferi algıları, hümanistik eğitim ve öğrenciyi merkez alan eğitim anlayışı çerçevesinde incelemişlerdir. Çalışma, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesinin çeşitli bölümlerinde okuyan 480 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Fen, Matematik, Sosyal ve Sanat Eğitimi bölümlerinden oluşan örneklem grubundan Empatik Sınıf Atmosferi Tutum Ölçeği (ESATÖ) ile öğretmen tutumlarına ilişkin bilgi toplanmıştır.

Bu ölçeğin dört alt testine ilişkin bulgular bölüm ve dal değişkenleri açısından incelenmiştir. Yapılan tek yönlü varyans analizi sonucunda empatik sınıf atmosferi açısından bölümler arasında farklılıklar ortaya çıkmıştır. Sanat eğitimi bölümünde okuyan öğrencilerin Fen ve Sosyal alanlarla ilgili bölümlerde okuyan öğrencilere göre öğretim elemanlarını daha fazla empatik algıladıkları; bunun yanında sosyal ve fen bölümlerindeki kız öğrencilerin sınıf içi öğretmen tutumlarını daha empatik olarak algıladıkları bulunmuştur.

Bilgiç (2009), çalışmasında öğrencilerin okul yaşam kalitesi algılarının arkadaşlara bağlılık ve empatik sınıf atmosferi değişkenleriyle ilişkisini incelemiştir.

Araştırmaya altıncı, yedinci ve sekizinci sınıf 298 öğrenci katılmıştır. Veri toplama aracı olarak “Okul Yaşam Kalitesi Ölçeği (OYKÖ)”, “Arkadaş Bağlılığı Ölçeği (ABÖ)”

ve “Empatik Sınıf Atmosferi Tutum Ölçeği (ESATÖ)” kullanılmıştır. Çalışma bulgularına göre arkadaş bağlılığı ve empatik sınıf atmosferi değişkenlerinin öğrencilerin okul yaşam kalitesi algılarının anlamlı yordayıcıları olduğu belirlenmiştir.

Ekşioğlu, Sürücü ve Arastaman (2009), lise öğrencilerinin okula bağlanma düzeyleri ve algıladıkları sosyal desteğin okula bağlanmalarını yordayıp yordamadığını incelenmişlerdir. Araştırmada, cinsiyet, yaş, ekonomik durum, akademik başarı algısı,

gelecek beklentisi, anneye bağlanma, babaya bağlanma, aileden algılanan sosyal destek, arkadaşlardan algılanan sosyal destek ve öğretmenlerden algılanan sosyal desteğin lise öğrencilerinin okula bağlılığını ve okula bağlılığın alt boyutlarını yordayıp yordamadığı incelenmiştir. Araştırma Ankara ilinde lise birinci ve ikinci sınıfa devam eden 366 öğrenciden oluşmuştur. Araştırmada veriler “Okul Bağlılığı Ölçeği (Arastaman, 2006)”,

“Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (Yıldırım,1997)”, “Ebeveyn ve Arkadaşlara Bağlanma Envanteri Kısa Formu (Günaydın, Selçuk, Sümer ve Uysal, 2005)” ve “Kişisel Bilgi Formu” kullanılarak toplanmıştır. Araştırma sonucunda okula aidiyet duygusunun en önemli yordayıcısının öğretmenlerden algılanan sosyal destek olduğu belirlenmiştir.

Ün-Açıkgöz, Özkal ve Güngör-Kılıç (2003), öğretmen adaylarının sınıf atmosferine ilişkin algılarını ve bu algıların öğrencinin cinsiyeti, öğretim elemanının cinsiyeti ve sınıf düzeyi ile ilişkilerini incelemişlerdir. Araştırmaya Ege Bölgesinde yer alan bir Eğitim Fakültesi’nden 752 (451 bayan ve 301 erkek) öğrenci katılmıştır.

Araştırmada veriler Açıkgöz (2000) tarafından geliştirilen “Sınıf Atmosferi Ölçeği(SAÖ)” kullanılarak toplanmıştır. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının sınıf atmosferine ilişkin algılarının olumsuz olduğu, öğretmen adaylarının algılarının öğretim elemanlarının ve kendilerinin cinsiyetlerine ve sınıf düzeylerine göre farklık gösterdiği ortaya konulmuştur. Analiz sonuçlarına göre erkek öğretmen adaylarının bayan öğretmen adaylarına göre sınıf atmosferine ilişkin algılarının daha olumlu olduğu, bayan öğretim elemanlarının sınıflarında erkek öğretim elemanlarının sınıflarına göre daha olumlu sınıf atmosferi yarattığı belirlenmiştir.

2.3. Araştırmaların Değerlendirilmesi

Okula aidiyet duygusuyla ilgili yapılan araştırmalarda genel olarak kendini okula daha çok ait hisseden öğrencilerin, akademik başarı, gelecek beklentisi, okula uyum, okuldaki etkinliklere katılım, okula ve öğretmenlere yönelik tutum, özyeterlik inancı, akran kabulü, vb. bakımından daha olumlu özellikler gösterdiği belirlenmiştir. Bunun yanı sıra, aidiyet duygusunun okulu terk etme, şiddete yönelik tutum, yalnızlık gibi olumsuz değişkenlerle de negatif yönlü ilişki içerisinde olduğu araştırmalarda ulaşılan sonuçlar arasındadır.

Alanyazında arkadaş bağlılığı ile ilgili araştırmalarda, genel olarak erkeklerin kızlara göre daha fazla arkadaşa sahip olduğu, başarılı öğrencilerin daha kolay arkadaş

edindikleri ve arkadaşlık ilişkilerinin daha olumlu olduğu, arkadaşlıkların ergenlerin sosyal gelişimlerinde çok önemli yere sahip olduğu görülmektedir.

Empatik sınıf atmosferi algısıyla ilgili yapılan çalışmalarda ise öğrencilerin sınıf içersinde öğretmenin tutum ve davranışlarını ne ölçüde empatik algıladıkları ile zorbalık davranışları arasında anlamlı ilişkiler bulunduğu, yüksek empatik sınıf atmosferi algısının öğrencilerin okul yaşam kalitesini olumlu etkilediği ve öğretmenlerden algılanan sosyal desteğin okula aidiyet duygusunun olumlu etkilediği belirlenmiştir.

Alanyazındaki ilgili araştırmalar incelendiğinde, okula aidiyet duygusu, arkadaş bağlılığı ve empatik sınıf atmosferiyle ilgili çok sayıda çalışmanın olduğu görülmektedir. Ancak Türkiye alan yazını açısından bakıldığında, bu değişkenlerin incelendiği çalışmaların çok az sayıda olduğu söylenebilir. Öte yandan gerek yurt dışında gerekse Türkiye’de yapılan araştırmalarda, okula aidiyet duygusu, arkadaş bağlılığı ve empatik sınıf atmosferi algısı değişkenleri arasındaki ilişkilerin incelendiği bir çalışmaya rastlanamamıştır. Bu araştırmada, okula aidiyet duygusuna etki ettiği düşünülen arkadaş bağlılığı ve empatik sınıf atmosferi değişkenleri bir arada

Alanyazındaki ilgili araştırmalar incelendiğinde, okula aidiyet duygusu, arkadaş bağlılığı ve empatik sınıf atmosferiyle ilgili çok sayıda çalışmanın olduğu görülmektedir. Ancak Türkiye alan yazını açısından bakıldığında, bu değişkenlerin incelendiği çalışmaların çok az sayıda olduğu söylenebilir. Öte yandan gerek yurt dışında gerekse Türkiye’de yapılan araştırmalarda, okula aidiyet duygusu, arkadaş bağlılığı ve empatik sınıf atmosferi algısı değişkenleri arasındaki ilişkilerin incelendiği bir çalışmaya rastlanamamıştır. Bu araştırmada, okula aidiyet duygusuna etki ettiği düşünülen arkadaş bağlılığı ve empatik sınıf atmosferi değişkenleri bir arada