• Sonuç bulunamadı

2.8. Alan Gezileri Yapılabilecek Mekanlar

2.8.2. Okul Dışı Alanlar:

Megep’e (2006) göre genel olarak çocuk gezileri yapılabilecek yerler;

 Doğa gezileri,

 Tarihi ve Bilimsel geziler,

 Eğlence amaçlı geziler başlıkları altında gruplandırılmaktadır.

2.8.2.1. Doğa Gezileri

Yeni ve yakın çağlarda doğa bilimlerinin kurucusu İngiliz bilim adamı Bacon, doğa bilimlerinin kitaplardan değil, bizzat doğanın incelenmesiyle öğrenilmesi gerektiğini savunmuştur. Fransız eğitimcisi Rable “Gargantua” adlı eserinde çocuğun doğayı incelemesi için kırlara gitmesi gerektiğini söylemiştir. Comenius “Orbis Pictures” adlı eserinde çocuğun yaşamına karışan nesneyi bizzat kendisinin incelemesi gerektiğini savunmuş ve öğretimde “önce gözlem, sonra düşünme ve daha sonra konuşma” fikrini ortaya atmıştır. Bu fikirlerin okullara girmesi ise ancak 19. yüzyılın ortalarından sonra olmuş, çocuklara fen ve tabiat bilgisi dersleri verilmeye başlanmıştır. Tabiat bilgisi derslerini okullara girişin sağlayanların başında Saksonya prenslerinden August Lüben gelir. Lüben tabiat bilgisi öğretiminde;

1- Önce yakın çevreyle ilgili konuları gözleme, inceleme ve gezme

2- Konuların insanla ilişkili olanlarını belirtme

3- Kolayca kavranılan doğa konularından daha zor olanlarına doğru gitme

5- İncelenen konulardan sonuçlar çıkarma

6- Çocukların kendilerinin inceleme gözlem ve alan gezisi yapmalarını ve bu yollardan bilgi edinmelerine olanak sağlama gibi bugün bile önem taşıyan ilkeler ortaya koymuştur (Binbaşıoğlu, 1975).

Eğitim tarihimize bakıldığında Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde 1909 yılında Etem Nejat Bey ve Ferit Bey adlarında iki öğretmenin kurdukları “Tarıma Faydalı Bitki ve Hayvanları Koruma Cemiyeti” doğa eğitiminin ilk adımları olarak kabul edilebilir. Çocukları doğaya çıkararak zararlıböcekler, kuşlar, orman ve meyve ağaçları hakkında bilgi vermek o dönemde yapılan uygulamalara göre oldukça dikkat çekici bir etkinlik olmuştur. Bu çalışmalar çocukların davranışlarında olumlu yönde etki yapmış, çocukların ağaçlara ve diğer canlılara karşı hassas davranmaya yöneltmiştir (Öztürk vd., 1996).

Milli Parklar: Milli parklar, dinlenme, eğlence, turizm imkânları, biyolojik çeşitliğin korunduğu alanlar olmasıyla birlikte eğitim ve araştırmaya da imkan sağlamaktadır (Deniş, Genç ve Demirkaya, 2008; Somuncu, 2003). Dünyada her geçen gün daha çok sayıda ülke çevre eğitimi etkinliklerini milli park ve tabiat parkı gibi korunmuş alanlara yönlendirmektedir (Washburn, 2007; Lugg ve Slattery, 2003; Gurnett, 2009; Blanco, 2002).

Çocukların doğayı anlayabilmesi, doğanın dilini öğrenebilmesi için, milli parklar sahip oldukları değerler ile önemli okul dışı gezi alanlarındandır. Okul öncesi eğitiminde milli parklardan faydalanılması çocukların doğrudan kendi öğrenen konumuna gelmelerine de yardımcı olmaktadır. Okul öncesi programında yer alan gelişim alanları milli parklar ile ilişkilendirilerek öğretimin bir ayağı da milli parklara taşınmalıdır. Ülkemizde koruma altına alınan 41 milli park vardır, Kuşcenneti Mp, Longoz Ormanları Mp, Saklıkent Mp, İğneada Longoz Ormanları Mp, Köprülü Kanyon Mp, Altın beşik Mağarası Mp, Kovada Gölü, Göreme Tarihi Mp'ı ve diğerleri. Ancak ziyaretçi merkezi, broşür, internet sitesi gibi detaylı alt yapılar henüz tamamlanmamıştır. Milli park gezisi gerçekleştirmeden önce öğretmen milli parkın sahip olduğu doğal kaynakları, parkta olabilecek tehlikeleri, milli parkın oluşum sürecini çok iyi bilip öğrenciye rehberlik etmelidir (Şimşek, 2011).

Türkiye'deki pek çok milli parkta etkinlik gerçekleştirilebilir. Rüzgâr ve sellenmenin yüzey şekilleri üzerindeki etkileri gözlemlenebilir, gözlemlenen canlılar ve nesnelerin resimleri yapılabilir, fosil atıkları ve küçük canlılar büyüteçle gözlemlenebilir, gezi alanlarından toplanan materyaller sınıfta sergilenebilir (Şimşek, 2011).

Botanik Bahçeleri: Botanik bahçesi, çeşitli bitki grupları arasındaki akrabalık ilişkilerini yansıtacak biçimde düzenlenen doğal yaşam ve öğrenme ortamlarıdır. Son zamanlarda, çevre konularında odak noktası, insanların nüfus artışından ve bunun sonucu olarak fiziksel ve biyolojik kaynak ihtiyacından dolayı tehdit altında olan ekosistemlerle ilgili farkındalık oluşturmaktır. Botanik bahçeleri, botanik bilimi ve insanlar arasında iletişim için mükemmel bir ortam sağlar. Bu bahçelerdeki eğitim programları koruma ve sürdürülebilirlik gibi konularda bilinç kazandırmada yardımcı olabilir (Drayton, 2000).

Botanik bahçeleri; eğitimsel (öğretim-kültür), bilimsel (araştırma ve koruma) ve dinlenme (rekreasyon) açısından önemli işlevleri içerir. Çağımızda botanik bahçelerinde eğitim odaklı projeler yürütülmektedir Çocuklar için keşfetme, araştırma ve yaparak yaşayarak öğrenme merkezi haline gelmesi hedeflenmektedir (Şimşek, 2011). Botanik bahçelerinin eğitim amaçlı kullanımı için sahip olması gereken bazı şartlar vardır:

1. Eğlenceli olmalı: Çocuklar botanik bahçelerinde bilinmeyeni oyun oynayarak ve eğlenerek keşfetmelidir. Aynı zamanda, botanik bahçeleri öğrencilere sorgulama ve keşfetme özgürlüğü tanımalıdır.

2. Gönüllülük esas olmalı: Çocukların botanik bahçelerinde öğrenme ortamlarına alınabilmesi için okul yönetiminden, çocukların velilerinden ve bahçe yetkililerinden gerekli izinler alınmalıdır.

3. Bireysel yönetmeye izin vermeli: Çocuklar botanik bahçesinde, neyi keşfedeceğine neyi göreceğine, ne yapacağına kendisi karar verebilmelidir. Öğretmen sadece onları yönlendirme noktasında rehberlik etmelidir.

4. Yaparak yaşayarak öğrenme ortamı sunmalı: Çocuklar bilgiye keşfederek, araştırarak kendisi ulaşmalıdır. Botanik bahçeleri çocukların bizzat ellerini ayaklarını işin içine sokarak keşif yapabilecekleri bir öğrenme ortamıdır. Kendi çabalarıyla edikleri bilgileri ve deneyimleri arkadaşlarıyla da paylaşarak öğrendiklerini pekiştirebilirler.

5. Açık uçlu olmalı: Botanik bahçelerinde öğrenme bir zamana bağlı olmamalı. Çocukların bilgiye erişiminde keşfetme ve sorgulama önemli bir unsur olduğundan, çocuğun ilgisi desteklendiği ölçüde öğrenme süreci kısa veya uzun olabilir.

6. Bir amacı olmalı: Botanik bahçesinde yapılacak etkinlikler, önceden belirlenen bir amaç doğrultusunda düzenlenmelidir. Ön hazırlıklar önceden yapılarak amaca uygunluğu test edilmelidir (Orion ve Hofstein, 1994; Tezcan Akmehmet ve Ödekan, 2006).

Bu koşulların sağlandığı botanik bahçelerinde çocuklara verilen eğitim; çocukların bitkileri tanıması ve bitkilerin değerini anlamasında, küçük yaşlarda doğa sevgisinin ve bitki koruma bilincinin oluşmasında faydalı olacaktır (Şimşek, 2011).

Botanik bahçeleri bitkilerin, habitatların ve koruma bilincinin önemini arttırmanın yanında ziyaretçilerinin hareketlerini, davranışlarını ve sosyal değerlerini etkileyen deneyimler kazanmasını da sağlar. Botanik bahçesini ziyaret eden çocuklar ve yetişkinler bahçede nasıl davranılması gerektiğini, bitkilerin yaşam alanlarını ve nesli tükenmekte olan bitki türlerinin doğa için ne anlama geldiğini, doğaya sahip çıkmanın önemini yaşayarak öğrenirler (Willison, 1995). Wilson’un da bahsettiği gibi botanik bahçeleri ziyaretçilere sosyal değerler kazandırma noktasında da faydalı olacak ortamlardır.

Hayvanat Bahçeleri: Hayvanat bahçeleri hem okul öncesi çağdaki çocukların hem de üst kademedeki öğrencilerin ilgisini çeken, gezmekten zevk alacakları öğrenme ortamlarıdır. Hayvanların doğal ortamlarından koparılıp hayvanat bahçelerinde görsel olarak sergilenmesi her ne kadar üzücü olsa da bazı merak edilen hayvan gruplarını görme şansı elde edilmesi açısından okul gezilerinde tercih edilebilir. Ülkemizde bulunan bazı hayvanat bahçelerine; Darıca Faruk Yalçın

Hayvanat Bahçesi, Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat bahçesi, Bursa Soğanlı Hayvanat Bahçesi, Gaziantep Hayvanat bahçesi, İzmir Fuar Hayvanat bahçesi, İstanbul Florya dev su akvaryumu da bu gezi türüne örnek olarak gösterilebilir (Şimşek, 2011).

2.8.2.2 Tarihi ve Bilimsel Geziler

Müzeler: Okul öncesi dönem çocuklarının tarih konusuna da yeni tarih yaklaşımı bağlamında farklı bir açıdan bakılmaktadır. Piaget'ye göre, çocuğun tarih eğitimi görecek kapasiteye ulaşması için, çocuğun zaman ve mekân anlayışının belli bir düzeye ulaşması, nedensellik ilişkisi kurabilmesi belli bir düzeyde empatik anlayışa ulaşması gerekir (Tezcan Akmehmet, 2006).

Müzedeki yapıtların korunması, sunulması ve saklanması, için gerekli teknik bilgileri içeren bilimsel çalışma alanını, müzecilik olarak adlandırılmaktadır. Müzecilik; müzelerin kurulması, burada yer alan eserlerin kim tarafından, ne zaman yapıldığının belirlenmesi, sınıflanması, gerekliyse onarılması ve nem, ısı gibi dış etkenlerden korunması gibi konularda faaliyet gösterir (Megep, 2006).

Okul öncesi eğitim alan çocukların tarih eğitimine farklı bir açıdan bakılmaktadır. Piaget'ye göre, çocuğun tarih eğitimi görecek kapasiteye ulaşması için, çocuğun zaman ve mekân anlayışının belli bir düzeye ulaşması, nedensellik ilişkisi kurabilmesi belli bir düzeyde empatik anlayışa ulaşması gerekir (Tezcan Akmehmet, 2006).

Müzeler metodolojisine, sahip oldukları koleksiyonlara, yönetimlerine, hizmet verdikleri alanlara ve kitleye, koleksiyonlarını sergileme biçimlerine ve ilgili bilim dallarına göre farklı şekillerde sınıflandırılabilmektedir (Alpagut, 2002). Ancak yapılan sınıflamalar aşağıdaki başlıklarda toplanabilir (Atasoy, 1999).

Arkeoloji müzeleri: Arkeologlar tarafından yapılan kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkarılan, tarih öncesi ve sonrasına ait eserlerin tutulduğu müzelerdir. Örneğin: Antalya Arkeoloji Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi.

Etnografya Müzeleri: Geçmişte yaşamış uygarlıkların gelenek, görenek, giysi ve gündelik hayat ile ilgili çeşitli eserlerinin sergilendiği müzelerdir. Örneğin; Ankara Etnografya Müzesi, Burdur Taşoda Etnografya Müzesi.

Tarih Müzeleri: Bir ülkenin, bir yörenin, insan topluluğunun ya da kurumunun gelişimini sistemli olarak koleksiyonlarında toplamış olan müzelerdir. Örneğin; Selçuk-Efes Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, İzmir Atatürk Müzesi, Anıtkabir.

Güzel Sanatlar Müzeleri: Resim, heykel ve müzik gibi güzel sanat dallarında ortaya konulan eserlerin ve sanatçıları kronolojik olarak koleksiyonlarında toplamış olan müzelerdir. Örneğin; İstanbul Modern Sanat Müzesi.

Açık Hava Müzeleri: Açık havada eserlerini sergileyen müzelerdir. Örneğin; TCDD Açık Hava Buharlı Lokomotif Müzesi Askeri Müzeler. Çeşitli dönemlerdeki askeri malzemelerin sergilendiği müzelerdir. Örneğin; Ankara Kurtuluş Savaşı Müzesi, İstanbul Askeri Müzesi.

Özel Müzeler: Özel kişi, kurum ya da kuruluşlara ait olup, çeşitli konularda bir araya getirilmiş eserlerin yer aldığı müzelerdir. Örneğin; Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi.

Bilim ve Teknoloji Müzeleri: Bilim ve teknolojinin tarih boyunca geçirdiği değişimi kronolojik olarak sunan, buluşların nasıl yapıldığı, makine ve araç gereçlerin nasıl çalıştığını ziyaretçilerine aktaran müzelerdir. Örneğin; Ankara Feza Gürsey Bilim Merkezi, İstanbul Rahmi M. Koç Sanayi Müzesi, ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi.

Planetaryumlar: Planetaryum Nedir? Dilimizde gezegen evi anlamına gelmektedir. Astronomi ve uzay bilimlerini öğrenmek amacıyla geliştirilmiş, gökyüzünü özel bir optik projektör yardımıyla kubbe şeklindeki bir ekranda, son derece gerçekçi simülasyonlarla incelemeye imkan veren yapılardır (Şimşek, 2011).

Planetaryum, gezegen evi “yıldız evi tiyatrosu", "uzay tiyatrosu", "gökyüzü tiyatrosu" gibi isimlerle de anılmaktadır (Akoğlu, 2006). Bu isimlendirmeler,

planetaryumların aynı zamanda bir tiyatro salonuna olan benzerliğini ortaya koymaktadır. Planetaryumlar gösteri oluşturmak amacıyla gökyüzü, uzay ve nadiren diğer bilimsel konuların yansımalarını içeren optik ve dijital projeksiyon sistemlerini kullanmaktadır (Bell, 2009).

Ülkemizdeki bazı planetaryumlar; İstanbul’da bulunan pletanaryumlar; Tuzla Deniz Harp Okulu Planetaryumu, Rahmi M. KOÇ Müzesi Keşif Küresi, Fatih Gökmen Planetaryumu, Çınar Koleji Planetaryumu, ODTÜ Planetaryumu. İzmir’de bulunan planetaryumlar; Space Camp, Türkiye Planetaryumu, İTK Gezegen evi. Mersin Çağ Üniversitesi Planetaryumu ve Gözlem evi. Samsun OMÜ Planetaryumu. Amasya Kemal Değirmenci Planetaryumu. Gaziantep Gezegen evi. Bursa Cacabey Planetaryumu (Şimşek, 2011).

Fabrika Gezileri: Okulda ve okul dışında gerçekleşen öğrenmeler birbirini sürekli destekleyerek çocukta kazanıma dönüşmektedir. Sanayi kuruluşları da etkili bir alan gezisi için önemli okul dışı öğrenme ortamlarındandır (Braund ve Reiss, 2006; Uitto, Juuti, Lavonen ve Meisalo, 2006).

Küçük çocuklar, günlük hayatlarında kullandıkları ürünlerin nasıl üretildiğini, bu esnada hangi süreçlerin kullandığını ve bunların okulda öğrendikleri kavramlarla nasıl ilişkili olduğunu bu kuruluşlara gerçekleştirilebilecek alan gezileri ile fark edebilirler. Böyle kuruluşlara gerçekleştirilecek gezilerden önce, tüm gezilerin planlanmasında olduğu gibi, ayrıntılı bir gezi planı yapılarak, çocukların konu ile ilgili olarak bilgilendirilmeli ve böylece en verimli şekilde öğrenmenin gerçekleşebilmesi için hazırlık yapılmalıdır. Ayrıca, bu alanlarda gerçekleşen üretim ve bu esnada oluşabilecek muhtemel kazalar konusunda da ayrıntılı olarak bilgilendirme yapmak alan gezisinin daha verimli ve güvenli geçmesi noktasında önem taşımaktadır. Okul öncesi eğitimde çocuklarla yapılacak fabrika gezileri; unlu mamuller fabrikaları, çay fabrikası, gül suyu fabrikası, oyuncak fabrikası, bisküvi fabrikası, çikolata fabrikası gibi çocukların yaşına ve bulunulan çevrenin imkanlarına göre çeşitlendirilebilir (Şimşek, 2011).

2.8.2.3. Eğlence Amaçlı Alan Gezileri

Eğlenme kavramı gezi kavramı ile bir araya geldiğinde çocuklar için çok önemli bir aktivite ortaya çıkar. Bütün çocuklar gezmeyi ve eğlenmeyi çok sever. Okul ya da ev ortamında çocukların sürekli eğitim öğretimle iç içe oldukları düşünülürse oynamanın ve eğlenmenin gezmenin onlar için önemli bir ihtiyaç olduğu görülebilir. Gezi ve eğlenme aktivitelerini yaşıtları ile birlikte gerçekleştirmeleri çocuklar için ayrı bir önem taşır (Megep, 2006). Eğlence amaçlı gezi türlerine örnek olarak; Sinema, tiyatro, yapılandırılmış parklar, lunaparklar, sirkler, doğum günü gezileri (arkadaş ziyaretleri) ve diğer kutlamalar.