• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde alan gezileri ile ilgili yerli ve yabancı araştırmalar yer almaktadır.

Konuyla ilgili araştırmalar incelenmiş ancak okul öncesi eğitimde alan gezilerine yönelik araştırmaların oldukça az sayıda olduğu ve kapsamlı bir çalışma yapılmadığı görülmüştür.

Hynes, Harris, Knuckle ve Comer (1983) yaptıkları çalışmada, bir grup zenci okul öncesi çocuklar üzerinde yapılandırılmış alan gezisi etkinliklerinin yararlarını ortaya koymayı amaçlamışlardır. Araştırmanın örneklemini 4-5 yaşlarında okul

öncesi eğitim alan 52 çocuk oluşturmaktadır. Deneysel yöntem kullanılarak yapılan çalışmada deney grubuna yapılandırılmış alan gezisi etkinlikleri, kontrol grubuna ise yapılandırılmamış alan gezisi etkinlikleri uygulanmıştır. Veri toplama aracı olarak "Peabody Resimli Kelime Testi" kullanılmış; araştırma sonunda deney grubu çocuklarının kontrol grubu çocuklarına göre Peabody Resimli Kelime Testinde çok daha başarılı olduğu bulunmuştur.

Özbaş (1992) Liselerarası biyoloji öğretimini karşılaştırdığı araştırmasında, alan gezileri yöntemini devlet liselerindeki öğretmenlerin % 85,72’si hiç kullanmadıklarını, özel liselerdeki öğretmenlerin % 50’si çok az kullandıklarını ve % 33,3’ü hiç kullanmadıklarını ve Anadolu liselerindeki öğretmenlerin % 58,82’si hiç kullanmadıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Safran (1993) öğrencilere yönelik yapmış olduğu ankette, öğrencilerin %91’inin tarih dersinde gezi yönteminin kullanılmadığını belirtmiştir. Öğrenciler bu yöntemin kendilerinde gerçeklik hissi uyandırdığını, bilgi ve anlayışlarını geliştirdiğini belirterek bu tür organizasyonları anlamlı ve yararlı bulmuşlardır. Öğretmenlere yönelik çalışmada ise kıdem yıl sayısı arttıkça bu tekniğin daha az uygulandığı sonucuna varmıştır.

Kinchin (1993)’e göre fen bilgisi öğretmenlerinin %73’ü 14–16 yaş grubu öğrencilerinin, fen bilgisi öğretiminde alan çalışması yapması gerektiğini düşünmektedir.

Taylor, Morris ve Cordeau-Young (1997) yaptıkları çalışmada alan gezilerinde dikkat edilmesi gereken hususları belirlemeye çalışmışlardır. Araştırma sonucunda iyi planlanmış bir alan gezisi ile çocukların dünyayı daha iyi anladıkları, birinci elden deneyimler kazandıkları, sadece sosyal çalışmalar ile ilgili kavramlar da değil dil ve okuma yazma becerilerinde de gelişmeler olduğu tespit edilmiştir.

Yaman (2000) ülkemizde biyoloji öğretimi ile ilgili çalışmasında gezi-gözlem yönteminin çok az kullanıldığını yapılan anket sonucuna göre tespit etmiştir. Arazi çalışmasının öğrencilere kazandırdıklarına ilişkin görüşlerde öğretmenlerin % 50,4’ü “çevre uygulamaları, arazi gezilerinin öğrencileri gözlem, araştırma, inceleme

yapmaya yöneltmesi” maddesinde karasızım seçeneğini, öğrencilerin % 68,8’i katılmıyorum seçeneğini işaretlemişlerdir. “Öğrencilere çevreye, doğadaki canlılara karşı duyarlı olmayı öğretmesi” maddesinde ise öğretmenlerin % 50’si kararsızım seçeneğini, öğrencilerin % 67,1’i katılmıyorum seçeneğini tercih etmişlerdir.

Piscitelli ve Anderson (2001) yaptıkları araştırmada, çocukların müze düzenlemeleri ve deneyimleri ile ilgili algılarını araştırmışlardır. Araştırmanın örneklem grubunu Avusturalya'nın Brisbane şehrinde okul öncesi ve ilkokul eğitimi alan 77 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, yarı yapılandırılmış görüşme formu, motivasyon soruları ve çocukların özgürce çizdikleri resimler kullanılmıştır. Araştırmanın sonunda, çocukların önceki öğrenmeleri ile müze deneyimleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu, çocukların müzede kazandıkları deneyimin onların bilgi ve anlama düzeylerini artırdığı bulunmuştur. Ayrıca çocukların müze ile ilgili öğrenmelerde pozitif bir algıya sahip oldukları belirlenmiştir.

Akpınar (2001) Lise düzeyinde biyoloji dersinde kullanılan yöntem ve tekniklerin öğrenci görüşlerine göre incelendiği araştırmada, öğrenciler öğretmenlerinin % 52,94’ü hiç, % 29,41’i çok az ve % 17,65’i çok az gezi gözlem yöntemini kullandıklarını belirtmişlerdir.

Lock ve Dillon (2002) fen bilgisi öğretmenlerinin çok azının biyolojik alan çalışması deneyimine sahip olduklarını belirtmişlerdir (Aktaran, Barker vd., 2002, ).

Kaplan (2002) “Cumhuriyetten Günümüze Ortaöğretim Kurumlarında Biyoloji Öğretiminin Yapısı ve Sorunları” konulu tez çalışmasında; Kırıkkale il merkezinde 12 lise ve dengi okulda görev yapan 30 öğretmen ve 500 öğrenciye anket uygulamıştır. Yapılan araştırma sonucuna göre, öğretmenlerin % 63,3’ünün hiç gezi- gözlem yöntemini uygulamadıkları, % 30’unun ara sıra uyguladıkları, %6,7’sinin sık sık gezi gözlem yöntemini uyguladıkları tespit edilmiştir. Öğretmenlerin kara tahta üzerinde öğretim yaptıkları ve sık sık anlatım yöntemini kullanarak, öğrencilerin ezberci bir öğrenime yönlendirildikleri tespit edilmiştir.

Özay (2003) gezi gözlem yöntemi ile ilgili yaptığı yüksek lisans çalışmasında; Gezi gözlem yönteminin en az kullanılan yöntem olduğu tespit edilmiştir. Coğrafya öğretmenlerinin % 72’si coğrafya öğretiminde kullanılacak en etkili yöntemin gezi- gözlem yöntemi olduğunu belirtmişlerdir. Öğrencilerin % 21’i gezi gözlem yöntemi ile konuyu daha iyi anladıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin gezi-gözlem etkinliğine katılma isteği % 84 olarak tespit edilmiştir. Öğretmenlerin % 62,5’si ekonomik nedenlerden, % 25’i uygulamadaki yetersizliklerden, % 12,5’i bilgilerinin yetersizliğinden gezi-gözleme başvurmadıklarını tespit etmiştir.

Kola-Olusanya (2005) çocukların okul dışında öğrenmelerini anlama ile ilgili yaptığı çalışmada, özgür seçime dayalı çevresel öğrenmelerin, çocukların öğrenme stillerini destekleyen güçlü bir araç olduğunu belirtmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; çevresel öğrenmenin çocukların sürdürülebilir bir geleceği inşa etmelerine yardım ettiği, çocukların evde, müzelerde, hayvanat bahçelerinde, doğa ve oyun parkları gibi informal öğrenme çevrelerinde yaptıkları aktivitelerin öğrenmelerine farklı boyutlarda katkıda bulunduğu ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca özgür seçim ortamlarında çevre öğrenmesinin çocukların gelişimini de olumlu yönde etkilediği bulunmuştur.

Batır ve Mater (2005) yapmış oldukları çalışmada sosyal bilgiler öğretmenlerine ve öğrencilere yönelik bir anket uygulamıştır. Ankette elde edilen verilere göre öğretmenlerin çoğunluğunun yılda iki defa gezi yaptıkları sonucuna ulaşmışlardır. Öğrencilere yaptıkları ankette ise, bazı derslerin daha iyi anlaşılması için çevre gezi gözlem ve incelemesi yapılması gerektiği sonucuna ulaşmışlardır.

Pereira vd. (2006) “Helping Teachers to Use Urban Natural Areas for Science Teaching and Environmental Educatıon” adlı çalışmalarındaki amaç, devlet okulları tarafından doğal alanların kullanımını teşvik etmek, arazi çalışmasının gelişimi için tanımlanan bazı engellerin üstesinden gelmekte öğretmenlere yardım etmektir. Bu çalışma, Portekiz’de bir doğa parkında, doğa bilimi öğretimi ve çevre eğitimi için geliştirilmiş bazı uygulamalı aktiviteler ve öğretici materyalleri tanımlar. Bu çalışma devlet okullarındaki 10–12 yaş arasındaki öğrencileri ve deneyimli öğretmenleri içermektedir. Projenin ilk aşamasında orman ve bahçedeki ağaç türleri saptanarak

türlerin listesi yapılmıştır. Bitki türlerinin özellikleri belirtilmiş, öğrencilere araştırma yapacakları arazinin haritası verilmiştir. Haritada yol işaretlenmiştir. Bu yol, karakteristik ve dominant türlerin gözlenebildiği alanları içermektedir. Öğrenciler arazi çalışması yaparken, çalışma kâğıtlarına gözlemlerini yazdılar ve torbalarına doğal kırıntı topladılar. Yaşayan organizmalarla ilgili olarak, öğrenciler öğretmenler tarafından sağlanan fotoğraf makineleriyle fotoğraf çekmeye ya da organizmaların resmini çizmeye çalıştılar. Ayrıca toplanan bitkilerden örnekler okul kütüphanesinde sunulan herbarium da doğruca kurutuldu ve saklandı. Bu aktivite öğrencilerin parkta büyük bir flora dağılımı olduğunu anlamalarını sağlamıştır. İnsan hayatına zararlı etkileri olduğu düşünülen humusun, parkın yerinden alınması gerektiği düşüncesi ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Bu aktivite sonucunda öğrencilerin sorgulama yetenekleri gelişmiştir.

Kandaz ve Karamustafaoğlu (2006), okul öncesi eğitimde fen etkinliklerinde kullanılan öğretim yöntemleri ile ilgili yapılan araştırmada okul öncesi öğretmenlerinin yarıdan fazlası anlatma, dramatizasyon, el yapması modeller kullanma, deney yapma tekniklerine yer verirken, yarıdan azı kavram haritası kullanma, oyun oynama, alan gezileri, analoji (benzetme) kullanma ve proje çalışmalarına yer verme tekniklerini kullandıklarını belirtmişlerdir.

Korkmaz (2006) öğretmen merkezli öğretim yöntemleri (düz anlatım, soru- cevap) ile öğrenci merkezli öğretim metodu olan gezi gözlem ve inceleme yöntemini karşılaştırıldığı deneysel desenli yapılan çalışmada gezi gözlem ve inceleme yönteminin öğrenci başarısını arttırmada daha etkili olduğunu belirtmiştir.

Korkmaz (2006) Coğrafya konularının öğretiminde gezi gözlem yönteminin etkisini incelediği araştırma deneysel desen modelinde gerçekleştirmiştir. Araştırma Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Coğrafya Öğretmenliği 2. sınıf öğrencilerine (44) uygulanmıştır. Araştırma sonucuna göre gezi-gözlem yönteminin coğrafya dersinde öğrencilerin akademik başarılarını artırma konusunda, öğretmen merkezli öğretim yöntemlerinden (Anlatım, Soru-cevap) daha etkili bulunduğu tespit edilmiştir. Bu yöntemin başka konularda da uygulanabileceği önerilmiştir.

Açıkgöz (2006) yapmış olduğu çalışmasında; gezi gözlem ve inceleme yöntemi ile öğrenim gören deney grubu öğrencilerinin, geleneksel yöntemlerle öğrenim gören kontrol grubu öğrencilerinden daha başarılı olduğu ve öğretimin sonunda konular arasındaki ilişkileri daha iyi değerlendirdikleri sonucuna ulaşmıştır.

Bowker ve Tearle (2007) çalışmalarında öğrencilerin öğrenme ortamı olarak okul bahçeleri ile ilgili algılarını öğrenmeye çalışmışlardır. Araştırmanın örneklemini İngiltere, Kenya ve Hindistan'daki 6 okul oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış, okul dışındaki informal ve deneyimsel öğrenme süreçleri incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın yapıldığı okullarda çocuklar bahçedeki deneyimsel öğrenmelere karşı olumlu görüş sunmuşlardır. Fakat farklı kültürlerin, okul bahçesinde geçirilen öğrenmeleri farklı anlayıp yorumladıkları bulunmuştur.

Mazman (2007) gezi gözlem ve inceleme yönteminin sosyal bilgiler öğretmenlerinin çoğunluğu tarafından uygulandığı (% 61), öğretmenlerin bu yöntemi kullanırken belli bir gün veya tarihi tercih etmediği, metot uygulandıktan sonra öğrencilere hiçbir etkinlik yaptırmadıkları sonuçlarına ulaşmıştır.

Erdem (2007) gezi gözlem ve inceleme yöntemi ile ilgili olarak sosyal bilgiler öğretmenlerine yönelik yapmış olduğu çalışmada; gezilerde erkek öğretmenlerin bayan öğretmenlere göre kaza ve tehlikeli durumlarla karşılaşma olasılığından daha fazla tedirgin olduğu; erkek öğretmenlerin yasal sorumlulukları daha ağır bulduğu; öğretmenlerin kıdem farklılıklarının yönteme bakış açılarını değiştirdiği sonuçlarına ulaşmıştır.

Farmer, Knapp ve Benton (2007) yaptıkları çalışmada alan gezilerini, birincil kaynak ve direk yaşantılar olarak, öğrencilerin kapsayıcı çoğulcu bir toplumda sorumluluklarının güçlendirilmesi üzerindeki etkileri bağlamında incelemişlerdir. Araştırmanın çalışma grubunu 11 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim çalışması kullanılmış ve veri toplama aracı olarak görüşme formu kullanılmıştır. Çalışma sonunda, öğrencilerin kazanacağı çoklu kültürel içeriği ve hoşgörüyü desteklemek için aktif yaşantılı alan gezilerinin faydalı birincil kaynak olduğu bulunmuştur.

Taşkaya ve Bal (2009) yaptıkları çalışmada; sosyal bilgiler öğretim yöntemlerinden gezi gözlem ve inceleme yönteminin sınıf öğretmenleri tarafından iyi bilinen bir yöntem olduğu ancak okul imkânlarının yeterli olmamasından dolayı derste kullanılmayan bir metot olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Çetin, Kuş ve Karatekin (2010) gezi gözlem yönteminin sosyal bilgiler ve sınıf öğretmenleri tarafından sık kullanan bir metot olmadığını, öğretmenlerin bu metodu uygulamamalarının veya az uygulamalarının nedenleri olarak; ekonomik problemler, gezi sırasında kaza ve tehlikeli durumlar ile bürokratik işlemlerin uzun sürmesini söylemişlerdir. Bu yöntemin uygulanabilmesi için ekonomik problemlerin çözülmesinin ve bürokratik işlemlerin hızlandırılmasının gerektiğini belirtmişlerdir.

Martin ve Sewers (2010) erken çocukluk için bir alan gezisi rehberi adlı çalışmaları ile öğretmenlere, ailelere ve alan gezisi yapılan yerde çalışan personellere tavsiyelerde bulunmuşlardır. Çalışmada, bütün çocukların eğitim gezilerine katılmaları için iyi bir planın nasıl yapılması gerektiği ile ilgili rehberlik yapılmaktadır. Araştırmada iyi bir alan gezisi etkinliğinin gezinin yapılacağı yer ile ilgili görüşmelere, çevrenin ve etkinliklerin değerlendirilmesine bağlı olduğu belirtilmiştir.

Tortop (2010) tarafından fizik dersinde güneş enerji ve uygulamaları konusunda araştırma yapılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda planlı alan gezisinin, öğrencilerin tutum ve başarılarında artışa neden olduğu bulunmuştur.

Açar (2010) çalışmasında gezi gözlem ve inceleme yönteminin öğrencilerin eleştirel düşünce becerilerini yükselttiği, çevresel duyarlılıklarını arttırdığı sonucuna ulaşmıştır.

Bayındır (2010) “Botanik bahçelerine öğrenci gezisi düzenleme nedenleri’’ konulu yüksek lisans tezinde Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'ne öğrenci gezisi düzenleyen ilköğretim okulu öğretmenlerinin hangi nedenlerle gezi düzenlediklerini belirlemektir. Bulgular, belirlenmiş dokuz faktörden her birinin öğretmenler için gezi düzenlemekte anlamlı derecede önemli bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bulgulara göre, faktörlerde öğretmenlik deneyimi, öğretmenlerin informal öğrenme

merkezlerine kişisel ilgisi ve okul yönetiminin verdiği destek gibi pek çok unsurun hiçbir etkisi yoktur. Öğretmenlerin kişisel ilgilerinin, öğrencilerine sundukları informal öğrenme imkânlarıyla anlamlı derecede ilişkili olduğu bulunmuştur.

Singal ve Swann (2011) tarafından yapılan çalışmada çocukların okul içi ve okul dışı öğrenmeleri karşılaştırılmıştır. Araştırmanın örneklemini 5 ve 6 yaşlarında 11 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veriler yarı yapılandırılmış görüşmeler ve resimler yoluyla toplanmıştır. Araştırma sonucunda okul dışındaki öğrenmelerin çocuklara zengin yaşantılar sağladığı belirlenmiş, ayrıca çocukların fazlasıyla aktif, işbirlikçi, meraklı oldukları ve çocukların bilgi ve anlamayı birlikte entegre ettikleri bulunmuştur. Bununla birlikte okul içi öğrenmelerde öğrenmenin öğretmene bağlı olduğu ve çocukların bilgi ve anlamlarının öğretmen yörüngeli olduğu belirlenmiştir.

Krahenbuhl (2013) yaptığı araştırmada, işbirlikçi alan gezilerinin pedagoji ile uygulama arasında bağlantı kurmada bir fırsat olup olmadığını incelemiştir. Araştırmanın örneklemini Güney Dakota’da coğrafya öğretmenliği bölümünde okuyan öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırma sonuçları işbirlikçi alan gezisinin öğrenciler tarafından değerli bir çaba olarak algılandığını göstermiştir.

Smith-Walters, Hargrove ve Ervin (2014) tarafından yapılan çalışmada iyi bir alan gezisinin nasıl planlanması gerektiği araştırılmış; başarılı alan gezisi etkinlikleri planlanarak sınıfların alanlarının genişleyeceği ifade edilmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının yerel bölgeler ve okullar bulunduğu çevre hakkında genel bir bilgi sahibi olmadıkları bulunmuştur. Ayrıca yine öğretmen adaylarının yerel bölgelerdeki kaynaklar, doğa merkezleri, bilim, sanat ve tarih müzeleri, ulusal parklar, yerel bölgelerdeki okul ve üniversiteler hakkında bir bilgilerinin olmadığı, dolayısıyla da alan gezileri ile ilgili iyi plan yapamadıkları ifade edilmiştir. Bunlara ilave olarak çalışmada, iyi bir alan gezisi yapılırken dikkat edilmesi gereken unsurlar belirtilmiştir.

Şentürk (2015) bilim merkezlerine yapılan sınıf gezilerinin öğretmen görüşlerine göre incelendiği araştırmada elde edilen verilere göre öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun sınıf gezisi ziyaretlerini öğrencileri için eğitimsel değeri

oldukça yüksek deneyimler olarak değerlendirdiği tespit edilmiştir. Öğretmenlerin birçoğunun yılda ikiden fazla okul dışı öğrenme ortamlarına sınıf gezisi düzenlediği ve genellikle ziyaretlerin bilim merkezlerine gerçekleştirildiği ifade edilmiştir. Bir sınıf gezisi planlama aşamasında ise neredeyse her şeyin öğretmenler tarafından yapıldığı ve öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun bu durumdan şikâyetçi olmadığı tespit edilmiştir.

Alon ve Tali (2015) tarafından yapılan çalışmada öğrencilerin alan gezilerinde öz değerlendirme raporları ile ilgili öğrenme sonuçları pedagojik açıdan incelenmiştir. Araştırmada regresyon ve sınıflandırma ağaçları metodu kullanılmıştır. 26 alan gezisine katılan öğrencilerin öz değerlendirme raporlar' pedagojik olarak çeşitli değişkenlerle ve alan gezisinin çeşitli özellikleri ile ilişkili olarak incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini 20 öğretmen, 16 rehber ve 92 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak 26 tane alan gezisine katılan çocuğun öz değerlendirme raporları, bilimi dış çevrede öğrenme anketi ve yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmada alan gezilerine hazırlığın boyutları araştırılmıştır. Bu hazırlıkların okul programları ve pedagoji ile bağlantısı araştırılmıştır. Araştırmada alan gezisine katılan öğrencilerin öz değerlendirme raporları üç boyutta incelenmiştir. Bunlar 1. Bilişsel, duyuşsal ve davranışsal; 2. Öğrencilerin sosyo-ekonomik durumu, 3. Rehberlerin öğrencilerle ilişkisinin etkisi. Araştırma sonuçlarına göre alan gezilerinin çoğunun rehber merkezli olduğu, öğrenme sonuçlarını etkileyen en önemli unsurun rehberlerin söyledikleri hikâyelerin olduğu görülmüştür. Ayrıca öğrencilerin öz değerlendirme raporları ile ilgili sonuçları alan gezisinde yapılan fiziksel aktiviteler ile pedagojik değişkenlerin yaşamın her alanı ile bağlantılı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Öz değerlendirme raporları ile ilgili sonuçlara göre çocukların alan gezilerine pedagojik olarak hazırlık durumlarını sosyo-ekonomik durumları ve rehberlerin organizasyonlarının etkilemediği bulunmuştur.

Lavia Alon ve Alon (2016) yaptıkları çalışmada öğretmenlerin doğal ortamlarda alan gezilerine katılımlarını incelemişlerdir. Bu çalışma doğal ortamlarda yapılan alan gezilerinde profesyonel bir rehberliğin yanı sıra ikinci bir rol olarak öğretmenin rolüne odaklanmıştır. Araştırmada öğretmenler ve alan gezisi rehberleri,

öğretmenin rolleri, alan gezisinde öğretmenlerin asıl görevleri ve belirtilen bu unsurlar arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Araştırmanın örneklemini 28 tane alan gezisi etkinliğine katılan 10 ile 14 yaşlarında dördüncü ve dokuzuncu sınıfa giden 392 öğrenci, 15 rehber ve 12 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın veri toplama araçlarını alan gezileri süresince araştırmacının yaptığı gözlemler, öğretmenlerle ve rehberlerle yapılan görüşmeler ve öğrencilere uygulanan anketler oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin alan gezisine katılım seviyelerinde farklılıklar bulunmuştur. Öğretmenlerin danışman olarak ve teknik yardım verme ile ilgili katılımlarının sınırlı olduğu, fakat bilişsel alanda yüksek katılım ve zaman zamanda sosyal alanda yüksek katılım gösterdiği görülmüştür. Öğrencilerin öz değerlendirme raporlarının analizinde ise öğrencilerin çoğu öğretmenlerinin yüksek oranda katılım gösterdiklerine inandıklarını belirtmişlerdir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın evren ve örneklemi, araştırma modeli, verilerin toplanması ve analizi, veri toplama araçları üzerinde durulacaktır.