• Sonuç bulunamadı

3.7. Verilerin Çözümlenmesi

3.7.1. Nicel Verilerin Çözümlenmesi

Fakülte, milli eğitim müdürlüğü ve uygulama okulu yöneticileri ile fakülte, bölüm, milli eğitim müdürlüğü ve uygulama okulu koordinatörlerinin görev ve sorumluluklarına ilişkin elde edilen verilerin çözümlenmesine geçmeden önce, her ölçeğe 1’den N’e kadar sayı verilmiştir. Bu sayılara göre, veri toplama aracındaki veriler bilgisayara girilmiştir. Ölçeklerden elde edilen verilerin çözümlemesinde SPSS (The Statistcal Packet for Social Sciences) paket programı kullanılmış ve veriler aritmetik ortalama, frekans ve yüzde teknikleriyle analiz edilmiştir.

Uygulama öğretmen adayları, öğretmenleri ve öğretim elemanlarına ilişkin veriler, standart maddeleri aynı ancak kişisel değişkenleri farklı olan her üç katılımcı grubu için ayrı hazırlanan ölçekler aracılığıyla elde edilmiştir. Verilerin çözümlemesine geçmeden önce her guruptan elde edilen ölçeklere 1’den N’e kadar sayı verilmiş ve bu sayılara göre veri toplama aracındaki veriler bilgisayara kaydedilmiştir. Ölçeklerden elde edilen verilen çözümlenmesinde şu işlemler yapılmıştır:

1. Ölçekte katılımcıların kişisel özelliklerinin (cinsiyet, program türü, görev yapılan ve kayıtlı olunan üniversite, bölüm, ABD, ünvan, mesleki kıdem, branş, görev türü, görev yapılan okulun türü ve bulunduğu il) yer aldığı birinci bölüm, sınıflama özelliği taşıdığından dolayı katılımcıların bu özelliklerini istatistiksel olarak ifade edebilmek için frekans ve yüzde teknikleri kullanılmıştır. Nitekim Tavşancıl’a (2006, 12) göre, eğer bir ölçek sınıflama özelliği taşıyorsa, o ölçekten elde edilen verilerin analizinde frekans ve yüzde teknikleri kullanılabilir.

2. Fakülte, milli eğitim müdürlüğü ve uygulama okul yönetimi ile fakülte, bölüm, milli eğitim müdürlüğü ve uygulama okulu koordinatörlerinin görev ve

sorumluklarına ilişkin ölçeklerden elde edilen veriler frekans yüzde, aritmetik ortalama ve standart sapma teknikleriyle çözümlenmiştir.

3. Öğretmenlik uygulaması öğretim programına yönelik belirlenen standartlarının önem ve gerçekleşme derecesine ilişkin görüşler, uygulama öğretim elemanı, uygulama öğretmeni ve uygulama öğretmen adayının kişisel değişkenleri dikkate alınmadan aritmetik ortalama ve standart sapma teknikleriyle analiz edilmiştir. Standartlarının önem ve gerçekleşme derecelerine ilişkin olan maddelerin yer aldığı ölçeğin ikinci bölümü eşit aralıklı ölçek özelliği taşımaktadır. Bu nedenle Tavşancıl’ın da (2006, 12) belirttiği gibi, eşit aralıklı ölçeklerden elde edilen veriler aritmetik ortalama, standart sapma ve varyans teknikleriyle analiz edilebilir. Ayrıca standart sapma sonuçları 0.00-1.00 arasındaysa, ilgili madde veya boyut için katılımcı gurupları görüşlerinin birbirinden fazla uzak olmadığı, görüşler arasında tutarlığın ve paralelliğin yüksek bulunduğu şeklinde yorumlanmıştır.

4. Belirlenen standartların önem ve gerçekleşme derecesine ilişkin ortaya çıkan görüşler arasında cinsiyet değişkeni açısından katılımcı guruplar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek için “Bağımsız Guruplar t Testi” tekniği kullanılmıştır. Bu test sonucunda dağılımın homojen olmadığı maddelere yönelik Mann-Whitney U (MWU) testi yapılmıştır. Büyüköztürk (2007, 39, 155), Ak (2006, 74) ve Demirgil (2006, 99) iki ilişkisiz örneklem ortalamaları arasındaki farkın manidar olup olmadığını belirlemede “Bağımsız Örneklemler t Testi”nin ve puan dağılımının normallik varsayımını karşılamadığı durumlarda “MWU Testi”nin kullanılabileceğini belirtmektedirler. Öte yandan Balcı (2001, 237) parametrik istatistiksel manidarlık testlerinden olan t testinin iki ortalama, oran ya da korelasyon katsayısı arasındaki farkın manidarlığının; nanparametrik testlerinden olan MWU testinin ise iki ilişkisiz ortalamanın birbirinden manidar şekilde farklılaşmasının karar verilmesinde kullanılır.

5. Standartlarının önem ve gerçekleşme derecesine ilişkin ortaya çıkan görüşler arasında üç ve daha fazla kişisel değişkene sahip olma açısından katılımcı guruplar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek için Tek Yönlü Varyans Analizi (Anova), belirlenen farklılıkların hangi guruplar arasında olduğunu belirlemek için LSD testi kullanılmıştır. Dağılımın homojen olmadığı durumlarda Kruskal‐Wallis Testi, farklılığın hangi guruplar arasında olduğunu belirlemek için ise guruplar arasında ayrı ayrı MWU Testi uygulanmıştır.

Büyüköztürk (2006, 47) ve Antalyalı (2006, 131), ilişkisiz iki ya da daha çok örneklem ortalaması arasında anlamlı farkın olup olmadığı ile ilgili hipotezi test etmek için “tek yönlü varyans analizi”nin kullanılmasının uygun olduğunu vurgulamaktadırlar. Balcı’ya (2001, 237) göre parametrik istatistiksel manidarlık testlerinden olan varyans analizinin birden çok değişkene ilişkin ortalama puanlarının birbirinden manidar şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını, nanparametrik testlerinden olan Kruskal‐Wallis Testi’yle de bir faktöre ilişkin üç ya da daha çok ortalama puanın birbirinden anlamlı şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymada kullanılabilir. Ayrıca Demirgil (2006, 106) ve Büyüköztürk (2006, 158), Kruskal‐Wallis Testi’nin ilişkisiz iki ya da daha çok örneklem ortalamasının birbirinden anlamlı farklılık gösterip göstermediği ve üç ve daha fazla değişken arasında karşılaştırma yapmayı sağladığını ifade etmektedirler. Arseven (1994, 143) Scheffe Testi’nin .05 anlamlık düzeyinde sabit kaldığı, diğer bir deyişle .05’ten küçük anlamlı farkları tespit edemediğini belirtmiştir. Tukey Testi’nin de Scheffe Testi ile benzer özellik taşıdığı söylenebilir. Katılımcı guruplarına göre ölçeklerde yer alan maddeler için belirtilen görüşler arasındaki en küçük anlamlı fark bu araştırma için önemli görülmüştür. Bu nedenle verilerin analizinde Scheffe, Tukey vb. testlere göre daha radikal bir bakış açısıyla katılımcı gurupları arasındaki .05’ten daha küçük görüş farklılıklarını tespit eden “Least Significant Difference (LSD) Testi” kullanılmıştır.

Kruskal‐Wallis ve MWU Testleri parametrik olmayan (nonparametric) istatistiksel testlerdir. Bu testlerin kullanımı herhangi bir koşula bağlı değildir. Ancak örneklem sayısının küçük olduğu ve parametrik testlerin uygulanamadığı durumlarda bu testlerin kullanımı tercih edilir. Bu testler sayımla toplanan meslek, eğitim düzeyi, cinsiyet, medeni durum, yaşanılan vb. verilerin anlamlılık testlerinde de uygulanır (Aziz, 2008, 152). Genel olarak korelasyon ve karşılaştırma en az 30 kişinin, deneysel araştırmalarda her gurupta en az 15 birimin bulunması, survey çalışmalarında ise büyük alt gurupta 100 birimin, her bir küçük alt gurupta ise 25-30 birimin bulunması uygundur (Bailey, 1987, Borg ve Gall, 1989; Akt: Balcı, 2001, 103). Ayrıca dağılımın normal dağılımdan aşırı sapma göstermediği şeklindeki varsayımı ileri sürmek için örneklem büyüklüğünün 30 ve yukarı olması gerekmektedir. Ancak deneysel araştırmalar başta olmak üzere sosyal bilimlerde birçok araştırma daha küçük guruplar arasında yapılmaktadır. Bu nedenle alt gurupların her birinin büyüklüğünün 15 ve üzeri olması

durumda parametrik bir istatistik, örneklem sayısının altı ve daha küçük olduğu ve evreninin dağılım yapısının tam olarak bilinmediği durumlarda parametrik olmayan istatistiğin kullanılması bir zorunluluktur. (Büyüköztürk, 2007, 8) Bu bağlamda, bu çalışmanın örneklem büyüklüğü parametrik testlerin kullanımına fırsat tanıdığı için öncelikle “Bağımsız Guruplar t Testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi Teknikleri”, dağılımın homojen olmadığı durumlarda “Parametrik Olmayan (Nonparametric) Testler” kullanılmıştır.

Öğretmenlik uygulaması öğretim programına yönelik belirlenen standartlarının önem ve gerçekleşme düzeyine ilişkin katılımcıların görüşlerinin belirlenmesi amacıyla kullanılan veri toplama aracında standart maddelerine verilecek puanlar beşli likert türünde derecelendirilmiştir. Ölçme aracındaki her bir standart maddenin önem derecesine ilişkin olarak bu derecelendirme; 5: Tamamen Önemli, 4: Oldukça Önemli, 3: Kısmen Önemli, 2: Çok Az Önemli ve 1: Hiç Önemli Değil şeklindedir. Standart maddenin gerçekleşme derecesine ilişkin olarak ise bu derecelendirme; 5: Tamamen Gerçekleşti, 4: Oldukça Gerçekleşti, 3: Kısmen Gerçekleşti, 2: Çok Az Gerçekleşti ve 1: Hiç Gerçekleşmedi şeklinde derecelendirilmiş ve bu derecelendirmenin değer aralıkları Tablo 13’te verilmiştir. Uygulanan testlerin anlamlılık düzeyi .05 olarak kabul edilmiştir.

Tablo 13: Ölçeğin Değer Aralıkları ve Katılım Düzeyleri

Standardın Önem Derecesi Değer Aralıkları Standardın Gerçekleşme Derecesi

Tamamen Önemli 4.21 – 5.00 Tamamen Gerçekleşti Oldukça Önemli 3.41 – 4.20 Oldukça Gerçekleşti

Kısmen Önemli 2.61 – 3.40 Kısmen Gerçekleşti Çok Az Önemli 1.81 – 2.60 Çok Az Gerçekleşti Hiç Önemli Değil 1.00 – 1.80 Hiç Gerçekleşmedi