• Sonuç bulunamadı

MUZAFFER BEY’İN MUSTAFA KEMAL PAŞA İLE ANADOLU’YA GEÇMESİ

Belgede Atatürk’ün Yaverleri (sayfa 137-141)

3.SALİH (BOZOK) BEY

4. MUZAFFER (KILIÇ) BEY

4.3. MUZAFFER BEY’İN MUSTAFA KEMAL PAŞA İLE ANADOLU’YA GEÇMESİ

Suriye-Filistin Cephesi’nden 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul’a dönen Mustafa Kemal Paşa, 30 Nisan 1919’da Osmanlı hükümeti tarafından Doğu Bölgesi’ndeki 9. Ordu Kıtası Müfettişliği’ne atanmıştı.

Muzaffer Bey’in bu atamadan sonra Mustafa Kemal Paşa tarafından ikamet etmekte olduğu Şişli’deki evine davet edilerek paşanın yaverliğe devamını istemesi üzerine aralarında şöyle bir konuşma geçmiştir:

210

Fethi Tevetoğlu; Age, s.271.

211

Fethi Tevetoğlu; Age, s. 272.

212

Muzaffer Bey:

- Zat-ı Devletlerinin yaveri olarak refakatinize memur edilmem sebebiyle

bahtiyarım, Paşa Hazretleri!

Mustafa Kemal Paşa:

- Haydi! Hazırlığa başla, birkaç güne kadar yola çıkıyoruz!

- Çok kalacak mısınız Paşam, yoksa denetlemeden sonra hemen dönecek

misiz213?

Mustafa Kemal Paşa, yaverinin gözlerinin içine bakarak,

- Hayır, dönmeyeceğiz çocuk! Annenle ve kardeşlerinle vedalaş. Anadolu’ya

mücadele için gittiğimizi ve muvaffak oluncaya kadar dönmeyeceğimizi bildirmelerini isterim.”

Muzaffer Bey, Mustafa Kemal Paşa’nın bu düşüncesini bir sır olarak içinde saklamış ve ailesi dâhil hiç kimseye söylememişti.

Muzaffer Bey, 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa’nın tekrar ikinci yaveridir.

Mustafa Kemal Paşa ve maiyeti, 16 Mayıs 1919 günü saat 06.00’da Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan Samsun istikametinde hareket etmişlerdi. Bindiği geminin yolda İngilizler tarafından batırılmasının kararlaştırıldığı kendisine haber verildiği halde Mustafa Kemal Paşa, “İstanbul’da kalıp tevkif olunmaktansa, batıp boğulmayı tercih ettim.” diyerek yolculuğa başlamıştı. Gemide bulunanlar içinde teğmen rütbesiyle en genç üye Muzaffer Bey’dir214.

Muzaffer Bey, bu seyahat sırasında, şu notları düşmüştür: “ ‘16 Mayıs 1919 Cuma,

Dördü kırk geçe… Bandırma Vapuru ile hareket ettik. Vapurumuz, Kız Kulesi açıklarında İtilaf devletleri zabıtası tarafından kontrol edildi. İşgal kuvvetleri vapurumuzda silah arıyorlardı. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, Dolmabahçe Sarayı önüne dizilmiş olan düşman zırhlılarına gözlerini dikerek:

213

İsmail Hakkı Akansel; Age, s.211.

214

- Bunlar bir milletin istiklal aşkını ve mücadele azmini takdir edemezler. İşte bütün güvendikleri bu maddi kuvvetleridir diyerek, zırhlıların toplarını gösterdi. Vapurumuz hareket ederek, Boğaz’a müteveccihen İstanbul’a veda ettik. Kavaklar önünde, deniz kabardı.’

‘17 Mayıs 1919 Cumartesi

Dalgaların sarsıntısı hala devam ediyor. Esasen Vapur pek çürük ve eski. Paşa ile İbrahim Tali hariç herkesi deniz tutmuştu. Paşa böyle bir anda kaptanın yanına giderek, geminin rotasını değiştirdi. Bunu bir sebebe dayanarak yapmıştı. Çünkü bir İngiliz torpidosunun Bandırma Vapuru’nu takip etmek ihtimali olduğu, hareketimizden itibaren duyulmuştu. Mustafa Kemal Paşa’nın kararı şuydu: Eğer, bu torpido bizi tevkif etmek isterse, ona rampa edilerek, teslim olunmayıp mücadele edilecekti.’

‘18 Mayıs 1919 Pazar,

Zevalde (öğle vakti) Sinop’a muvasalat ettik. Limanda Preveze Gambotu bulunmaktadır. Sekizden sonra limandan hareket ettik.’

‘19 Mayıs 1919 Pazartesi,

Pazartesi günü, saat altı da Samsun’a geldik. Rıhtıma çıktığımız zaman, Mülki ve Askeri Erkan ve ahali tarafından karşılandık. Mıntıka Palas’a misafir edildik. Öğleden sonra otomobille Hükümet Dairesi’ne ve Belediye’ye gidilerek ziyaretler yapıldı. Bu gece Mıntıka Palas’dayız.’

‘20 Mayıs 1919 Salı,

15. Fırka birliklerinin Samsun’da bulunan bir kısmı ile jandarma ve polisler, Paşa Hazretleri tarafından teftiş edildi.

21, 22, 23, 24. günleri Samsun’da temaslarla geçti. 25 Mayıs 1919’da dokuzu yirmi yedi geçe hareket edildi’ ”215.

Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktıktan sonra Amasya’da Anadolu ve Rumeli Milli Teşkilatı’nı birleştirerek bir merkezden temsil ve idare etmek üzere Sivas’ta bir Milli Heyet toplanmasını amaçlıyordu. Bu amacı sağlamak için

215

düşüncelerini kapsayan esas noktaları Cevat Abbas Bey’e (21/22 Haziran 1919 günü) dikte ettiği ve Amasya Tamimi ismini alacak olan belge hakkında Nutuk’ta Muzaffer Bey’in adı şu şekilde anılmaktadır:

Mustafa Kemal Paşa, Amasya Tamimi maddelerini sıraladıktan sonra, müsveddeyi Meclis’e göstererek; “Nihayetinde benim imzam vardır. Bir de vazife itibari ile Kurmay Başkanı bulunan Albay Kazım (DİRİK), karargâhtan tebliğe memur Hüsrev (GEREDE) ve askeri makamlara şifre eden yaver Muzaffer Bey’in ve sivil makamlara şifre eden bir memur efendinin imzaları vardır. Bundan başka daha bazı imzalar vardır. Bu imzaların bu müsveddeye konması bir hüsn-ü tali ve tesadüftür.” demiştir216.

Muzaffer Bey için Amasya Tamiminin müsveddesinde imzasının bulunması ve bu imzayı taşıyan belgenin Mustafa Kemal tarafından Meclis’e gösterilmesi hayatı boyunca gurur duymasına vesile olmuştur.

Muzaffer Bey Mustafa Kemal Paşa’nın maiyetindekilerle birlikte Erzurum’a gitmiştir.

Erzurum’da Mustafa Kemal Paşa 6 Temmuz 1919’da yanındaki arkadaşlarına: “Aziz arkadaşlarım, bu andan itibaren hiçbir resmi sıfat ve memuriyetim yok, bir millet ferdi olarak ve milletten kuvvet ve kudret alarak vazifeye devam edeceğim.” demiş. Kendisi, Müfettişlik Karargâhı ile birlikte yaver Cevat Abbas ile ikinci yaver Muzaffer beyler de görevleri ve askerlikle ilişkilerini kesmişlerdi. Mustafa Kemal Paşa, o gün saat 22.50’de Harbiye Nezareti, saat: 11.00’de de Padişah’a; “… Büyük bir aşk ile bağlı bulunduğum yüce askerlik mesleğinden de istifa ettiğimi sunarak veda ettiğimi arz ederim.” telgrafını çekmişti. Böylece, Mustafa Kemal Paşa askerlikten istifasının ardından sine-i millet’e dönmüştür217.

Muzaffer Bey, 16 Mayıs 1919 günü ikinci defa Paşa’nın yaverliğine başladıktan iki ay sonra yaver kordonunu Mustafa Kemal Paşa’nın askerlikten ayrıldığı geceye kadar taşıdı. O gece, Mustafa Kemal Paşa, Osmanlı Mirlivalığı (Tuğgeneral) apoletleriyle birlikte padişah yaverliği kordonunu omzundan atarken, Muzaffer Bey’de omuzlarında gururla taşıdığı rütbe işaretleri ile göğsünde şerefle

216

Mustafa Kemal Atatürk; Age, s.24.

217

taktığı 3. Ordu Müfettişliği yaverliğine ait olan kordonunu, üzerinde teğmenlik rütbe işaretini taşıyan haki ipek apoletleriyle birlikte çıkarmıştı218. Artık Cevat Abbas Bey, Mustafa Kemal Paşa’nın sivil yaveri ve o da, sivil ikinci yaveridir. Her ikisinin de rütbeleri yoktur ve sivil kıyafetlidirler.

Muzaffer Bey sivil, rütbesiz kıyafetiyle yine sivil kıyafetli olan Yaver Cevat Abbas Bey ile birlikte Mustafa Kemal Paşa’nın hep yanı başındadır219.

4.4. MİLLİ MÜCADELE YILLARI VE SONRASINDA MUZAFFER BEY

Belgede Atatürk’ün Yaverleri (sayfa 137-141)