• Sonuç bulunamadı

BARIŞ DÖNEMİNDE VE SİVİL HAYATTA CEVAT ABBAS BEY Cevat Abbas Bey, TBMM II Dönemi için 11 Ağustos 1923 günü yapılan

Belgede Atatürk’ün Yaverleri (sayfa 48-51)

1.CEVAT ABBAS (GÜRER) BEY

1.9. BARIŞ DÖNEMİNDE VE SİVİL HAYATTA CEVAT ABBAS BEY Cevat Abbas Bey, TBMM II Dönemi için 11 Ağustos 1923 günü yapılan

seçimlerde Meclise girmiş, Cumhuriyet’in ilanında milletvekili ayrıca binbaşı rütbesi ile Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri olarak bulunmaktadır.

Kendi isteği üzerine 27 Şubat 1927’de ordudan emekliye ayrıldıktan sonra da Atatürk’ün vefatına kadar adeta onun sivil yaveri olarak bütün faaliyetlerinde yer almaya çalışmıştır. Atatürk’ün sabah yürüyüşlerinde dahi onunla beraber bulunmuştur.

Cevat Abbas Bey TBMM’de Milli Savunma, Dışişleri ve Sağlık komisyonlarında üye olarak görev yapmıştır68.

“Cevat Abbas Bey, Türkiye’de sivil havacılığa öncülük etmiş -bugün Türk Hava Kurumu adını taşıyan- Türk Tayyare Cemiyeti’nin kurucu başkanıdır. Ülkemizde uçuş sevgisinin, havacılık eğitiminin gelişmesi ve yaygınlaştırılmasında önemli rol oynamıştır. Cevat Abbas Bey, Türk Tayyare Cemiyeti kurulmadan önce ve sonra çeşitli yerlerde söylevler vermiş, sivil havacılığın gelişmesi için destek aramıştır69.

Cevat Abbas Bey, Atatürk’e çok bağlı ve onun uğrunda canını esirgemeyecek kadar fedakâr ve vefalı bir askerdi. Atatürk’ün de ona karşı sevgi ve itimadı şüphe edilemeyecek derecede idi. Onun hakkındaki düşüncelerini “Benim maksatlarımı en iyi kavramış, kafası yerinde bir arkadaş”70 diye yakınlarına anlatmıştır.

67

İsmail Hakkı Akansel; Age, s.107.

68

İsmail Hakkı Akansel; Age, s.113.

69

Turgut Gürer; Age, s.285.

70

Cevat Abbas Bey, Atatürk’ün uzun yıllar gece gündüz hiç yanından ayrılmamış, onun her türlü sırrını bilmiş ve bu sırları muhafaza etmiş, her çeşit sevinç ve üzüntüsünü paylaşmış birisi idi.

Cevat Abbas Bey’i, Atatürk muharebe sahasında yanından ayırmazdı. Sebep ne olursa olsun, huzurundan uzaklaşmasını istemezdi. Ancak; hayati ve kritik gördüğü vaziyetlerde, kendi şüphe ve tereddütlerini ortadan kaldırmak veya tehlikeli bir şekilde gerçekleşen muharebelerin iç yüzünü öğrenebilmek için onu memur ederdi.

Cevat Abbas Bey, astlarına çok müşfik ve sevecendi. Aldıkları bir vazifeyi gerçekleştirirken, üç gündür bir şey yemeden muharebe eden askerlere rastlar. Ekmek ve yemeği bir gece vakti getiren iaşe çavuşu, erlere yemek dağıttığı sırada bir düşman piyade mermisi ile sol kolundan yaralanmıştır. Fakat “Arkadaşlarımın karınlarını doyurdum ya!” diyen iaşe çavuşu Mustafa’nın kahramanlığına bizzat şahit olan Cevat Abbas Bey, kendi Harp Madalyası’nı onun göğsüne yerleştirmekte tereddüt göstermeyen bir yapıya sahiptir. Bu olayı da eserinde şöyle yazmıştır: “Çavuşun yanına gelmiştim. Sargılar içinde kolu boynuna asılı idi. Gülerek;

- Ne o! Hayrola! Mustafa çavuş? Dedim.

- Efendim; yemek dağıtırken piyade mermisi ile yaralandım. Fakat

arkadaşların karınlarını doyurdum ya. Cevabını bihakkin vazifesini

yapan bir bahtiyar neşesi ile verdi, gözleri sevinç dolu idi. - Yaran tehlikeli mi Mustafa çavuş? Sualine karşı;

- Ehemmiyeti yok efendim. Kemik kırılmış dediler; amma bana bir ziyan

vermiyor. Allah devlete millete zeval vermesin, beni iyi ederler efendim.

Bu Türk yavrusunu; içimden taşan takdir ve tebrik teheyyücü ile hayvanımdan atlayarak kucakladım, öptüm. Gözlerim çavuşun kahramanlığı karşısında yaşarmıştı.

Aferin Mustafa; var ol, sağ ol Mustafa; yürek temennilerimi, göğsümdeki harp madalyamı çıkararak sevgili ve asil milletimin yıkılmaz kal’alar kadar metin Mustafa’sının göğsüne yerleştirmekle; bitirmiş oldum”71.

Cevat Abbas Bey, Milli Mücadele’den önce Çanakkale Muharebeleri sırasında, Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri olarak yanında bulunmuş, bu görevini Doğu Cephesi ve Suriye Cephesi’nde de sürdürmüştür. Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele’ye başlamak üzere İstanbul’dan hareket etmek üzere iken kendisini çağırınca, hiçbir tehlikeyi düşünmeden bu hizmete büyük bir vatanseverlikle koşmuş ve Padişah’ın davranışına karşın Erzurum’da askerlikten istifaya mecbur kalan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte ordudan ayrılmış, Milli Mücadele’nin sonuna ve ölünceye kadar Atatürk’ün ardından, izinden yürümüştür.

Türk Milli Mücadelesi sırasında yanında büyük hizmetleri geçen ve büyük yararlıkları dokunan, bu davaya yürekten bağlı yaverini Mustafa Kemal Paşa da unutmamış; büyük bir vefa hissi ile Milli Mücadele sırasında ve sonrasında onu Millet Meclisine üye seçmiştir. Ayrıca, onu Meclisin Birinci Dönemi sırasında bir süre temsilci olarak Bulgaristan’a göndermesi Mustafa Kemal Paşa’nın onun hakkında taşıdığı güvenin açık bir göstergesi olmuştur.

Cevat Abbas Bey, milletvekilliği yaptığı sırada da Atatürk’ün gerek resmi ve gerekse özel ziyaretleri, seyahatlerinde, tatbikat ve manevralarda, onunla beraber olmuş, diğer resmi yaverleri yanında Salih ve Muzaffer beyler gibi adeta onun gayri resmi olarak sivil yaverliğini yürütmüştür.

Cevat Abbas Bey, vazife ve özel hayatında, astlarına ve arkadaşlarına çok samimi sevgi ile muamele eder, aralarında en ufak bir kırgınlığa sebebiyet verecek herhangi bir hal ve geçimsizlik olayının çıkmasına imkân bırakmazdı72.

Atatürk’ün sürekli yanında, özellikle de sofrasında olan kişiler basında, ‘zevat-ı mutade’ olarak anılıyordu; yani her zamanki kişiler. Bunlardan biri de Cevat Abbas Bey’dir73.

71

Cevat Abbas Gürer, Age, s.57.

72

İsmail Hakkı Akansel; Age, s.114.

73

Atatürk, Nutuk’ta Amasya Tamimi’nden bahsederken “Bu maksadın temini

için yaverim Cevat Abbas Bey’e dikte ettiğim Tamimim esas noktaları şunlar idi”74

cümlesi ile onun adını söylemiştir. Bu ifade Cevat Abbas Bey için çok şerefli bir olay olarak hafızasından çıkmamış ve kendisi için iftihar vesilesi olmuştur.

Cevat Abbas Bey Atatürk’ün vefatı sırasında Bolu Milletvekili idi.

1.10. CEVAT ABBAS BEY’İN ALDIĞI TAKDİRNAME VE

Belgede Atatürk’ün Yaverleri (sayfa 48-51)