• Sonuç bulunamadı

MUHASEBENİN FİRMA ETKİNLİĞİ ÜZERİNDEKİ ROLÜ VE MUHASEBENİN FONKSİYONLAR

1.2. İşletmelerde Bilgi Sistemler

1.2.1. Muhasebe Bilgi Sistem

1.2.1.1. Muhasebe Sisteminin Araçları Olarak Muhasebe Düzenlemeler

“İşletmelerde meydana gelen mali nitelikteki olay ve işlemleri ulusal para birimi ile ifade edilmiş bir şekilde kaydetme, sınıflandırma, rapor etme ve sonuçlarını yorumlama olarak tanımlanan bir bilim ve hatta san’atı olarak (Sevilengül, 2009:3 - 4)” tanımlanan muhasebe bir sistemdir. Muhasebe sistemini, birbiri ile ilişki içerisinde, aralarında kaçınılmaz bir bağ olan muhasebe öğeleri ve özellikle işlem muhasebesi ile işletme muhasebesi arasında sağlanan karşılıklı iletişimli, uyumlu ve düzenli bir bütün şeklinde tanımlamak mümkündür (Erol ve Elagöz, 1997:202-224).

Muhasebe Bilimini bir işletmeye benzetmek gerekirse bu işletmenin girdileri, belgeler ve çıktısı ise finansal tablolardır. İşletmelerin başarı ve özellikle de itibarı, ürünlerin kalitesi ile doğrudan ilişkilidir. Bu yüzden işletmenin kaliteli bir üretim sürecine sahip olması işletme itibarı için en önemli faktör olacaktır. Bu durum,

birtakım prensipler ve sistematiğin varlığı ile mümkündür. Muhasebe sürecinin prensip ve sistematiği ise, Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri (GKMİ), ve Muhasebenin Temel Kavramları olarak belirlenmiştir.

Şekil I. 2 Muhasebenin Fonksiyonları ve Araçları

Ancak her ne kadar kavramlar ve ilkeler benimsenmiş ve uygulanıyor olsa da diğer firmalar ile mukayese edilebilmek için, muhasebeleştirme sürecinin ve fonksiyonunun diğer işletmeler ile benzer şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Bu yüzden önceden belirlenmiş ve ortak olarak kabul edilmiş muhasebeleştirme süreci belirli bir takım kuralların varlığını gerektirmektedir. Bu amaçla, GKMİ ve Muhasebenin Temel Kavramları doğrultusunda, tüm kayıt altına alma süreci belirtilen ilke ve kavramlara uygun olarak yürütülmüştür.

Muhasebe bilimi gelişim ile orantılı olarak sürekli değişim içerisindedir ve işletme ile ilgili bilgiye ihtiyaç duyan ilgililere bilgi sunan bir işlevi vardır. Elde ettiği verileri yevmiye defterlerine hesap adı verilen birtakım kodlar ile kaydetmekte, yine bu hesapları büyük defterlerde sınıflandırmakta, mizanlarda özet olarak sunmakta ve üretim süreci sonunda mali tablolar adı verilen tablolar ortaya koymaktadır. Bu bilgilerin, işletme ile ilgili tüm çevreler tarafından farklı ihtiyaçlara

göre farklı tekniklerle kullanılmasına rağmen, karşılaştırılabilirlik, güvenilirlik, anlaşılırlık bakımından önceden belirlenmiş standartlara göre hazırlanması gerekmektedir. Tekdüzen Muhasebe Sistemi (TMS) adı verilen uygulama bu işlevi yerine getirmektedir. Böylece yöneticiler, çalışanlar, yatırımcılar, ortaklar ve devlet istedikleri bilgileri rahatça elde edebilecek ayrıca, istediklerinde karşılaştırma, karar alma, iyileştirme için bu verilerden yararlanacaktır.

Ayrıca ortak hesapların kullanılması ve faaliyet sonuçlarının güvenilir bir şekilde sağlıklı karar alma sürecine yardım eder nitelikte olması için muhasebe bilgi sisteminden elde edilen verilerin, tam da bir bilgi sisteminin çalışması gerektiği gibi, doğru bilgileri, zamanında, eksiksiz, tutarlı ve karşılaştırılabilir nitelikte sunması gerekmektedir. Bu nedenle, MBS’nin veri işleme sürecinde, sürecin belirli kodlamalar ile işlenmesi gerekmektedir. İşletmelerde dönem içerisinde meydana gelen olayları izlemek amacıyla bilançolarda hesap adı verilen kalemler ile çizelgeler oluşturulmuş ve bahsedilen tüm bu olaylar bu hesaplarda incelenmiştir. Hesabın niteliğine göre kaydın ne şekilde olacağı belirlenmiştir. Ancak her bireyin, her işletmenin bu hesapları kendi istediği şekilde oluşturması ve buna göre kaydetmesi bir karmaşaya yol açacaktır. Bu karmaşanın üstesinden gelinmesi için, 1994 yılında Tek Düzen Hesap Planı (T.D.H.P) uygulaması zorunlu hale getirilmiştir. Bu plana göre her bir kalemin karakteri, işleyişi detaylı olarak ortaya konulmuş ve tüm ilgililerin işlemlerini bu doğrultuda yapmaları sağlanarak olası karışıklıkların önüne geçilmiştir.

Tekdüzen sistem, bilgi kullanıcılarına karar almada eşit bilgilerin sunulmasına yardımcı olacak, kısaca asimetrik bilginin en azından biçimsel olarak ortaya çıkmasına engel olacaktır. Düzensizliğin nasıl asimetrik bir bilgiye yol açılacağı sorulduğunda; tek tip olmayan bilgilerin işletme içi ve dışı kullanıcılar için, farklı yorumlamalara açık olacağı, işletme ile ilgili daha yakın çevrelerin, gerçek durum hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaları veya bildiklerini teyit ettirebilmeleri imkânının varlığı sonucunda karar alırken daha fazla veriyi kullanmalarının, lehlerine bir vaziyet alacağı akla getirilmelidir.

Ayrıca disipline edilmemiş bir sistemin varlığının olması, karşılaştırma yaparak karar alacak olan çevrelerin karşılaştırma imkânlarını kısıtlamaktadır. Bu durum ise karar alıcının yanlış karar vermesine yol açabileceği gibi, karar alıcının işletmeyi seçmesi gerekeceği durumlarda bu düzensizlik nedeniyle vazgeçmesine ve alınacak kararın işletmenin aleyhine sonuçlanmasına da yol açabilecektir.

Mali tabloların sadece işletme içi ilgililere değil, vergi otoritesi, yatırımcı ve ortaklara da bilgi sunması işlevi nedeniyle bu hesapların düzenli bir şekle sokulması sonucunda daha anlaşılır, daha açıklayıcı hale getirilmesi, firmaları kamuyu aydınlatma yükümlülüklerini yerine getirmeleri sürecinde disiplin altına almış, aynı zamanda süreci de yoruma yer vermeyecek şekilde netleştirmiştir. Ülkemizde uygulanmaya başlanan tek düzen muhasebe sistemi ile birlikte tek düzen verilerin sağlayacağı verilerin (rakamlar) detaylı, doğru, anlaşılır hazırlanması sağlanabilecektir. Böylelikle;

- Anlaşılır, detaylı ve doğru bilgi üretimi sonunda daha doğru ve sağlıklı istatistik, milli gelir hesaplarının yapılması,

- Uygulama ve kavram birliği ve beraberinde özdeş muhasebe tekniklerinin uygulanması ile herkesin aynı dili kullanması,

- Muhasebe öğretiminde aynı ad ve hesap tarifleri kullanılması ve bu süreçte zaman kazanılması,

- Muhasebeleştirme süresince teknoloji entegrasyonun daha kolaylaşması, - Denetimin daha kolay yapılır olması,

- Standardizasyonu sağlanmış veriler yardımı ile yöneticilere işletmenin ve rakiplerin karşılaştırılması imkânı sağlaması, uzun vadeli plan ve stratejiler oluşturulması,

- İşletmelerin maliyet, kâr, bütçeleme gibi konular için gerekli olan verileri doğru ve hızlı bir şekilde elde etmesi,

gibi konularda işletmelere ve ilgili çevrelere yardımcı olacaktır (Kurt, 1990). Bu yararlarının yanı sıra tek düzen muhasebe sistemi aşağıdaki sakıncaları da beraberinde getirecektir;

Faaliyet alanları itibariyle farklı muhasebe sistemi seçmek isteyen işletmelerin bu özgürlüklerini kullanma imkânı kalmayacak,

Sistemin kurulması ve çalıştırılması özellikle küçük boyutlu işletmeler için zor ve maliyeti yüksek olabilecek,

Tekdüzen Muhasebe Sistemi bir faaliyet alanı için mükemmel iken bir başka faaliyet alanı için istenilen sonuçlara almaya yönelik olmama riski içerecektir (Erol ve Atmaca,2004:119-129).

26.12.1992 tarihinde yayınlanan 1 Sıra Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği, Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulaması beraberinde düzenlenmesi gereken mali tabloları da tanımlamıştır. Bu uygulamaya göre işletmeler temel ve ek mali tablolar olmak üzere iki tür tablo düzenlemektedir. Tablo 1.1.’de bu tabloların hangileri olduğu görülmektedir. (Yelmenoğlu, 1997).

Tablo I. 1 Temel ve Ek Mali Tablolar

Temel Mali Tablolar Ek Mali Tablolar

Bilanço, Gelir Tablosu

Fon Akım Tabloları, Nakit Akım Tablosu, Kar Dağıtım Tablosu

Öz Kaynaklar Değişim Tablosu Satışların Maliyeti Tablosu

Burada her ne kadar, Satışların Maliyeti Tablosu ek mali tablolar arasında sayılsa da, Gelir Tablosunun bir eki niteliğinde olduğu ilgili tebliğde belirtilmektedir.

2013 yılı için bilanço aktif toplamı 12.106.500 TL’yi ve net satışları toplamı 26.902.900 TL’yi aşmayan mükellefler beyannamelere yalnızca temel mali tabloları eklerken, bu rakamlardan birisini veya her ikisini birden aşan mükellefler ise beyannamelerine temel mali tabloların yanı sıra ek mali tabloları da eklemek durumunda olacaklardır (www.turmob.org.tr, 2014).

Bu tebliğde, hesap planı çerçevesi ve işleyişinin yanı sıra, muhasebenin temel kavramları, muhasebe politikalarının açıklanması, mali tablolar ilkeleri, düzenlenmesi ve sunulması, konularında da düzenlemeler yapılmıştır (www.ismmmo.org.tr, 2014).

Ancak muhasebe alanında yaşanılan gelişmeler neticesinde, ortaya çıkan Türkiye Muhasebe Standartlarının “TMS1: Finansal Tabloların Sunuluşu” başlıklı standardına göre, mali tablolar Temel ve Ek Mali Tablolar şeklinde sınıflandırılmamış, bunun yerine Genel Amaçlı Finansal Tablolar ve Özel Amaçlı Finansal Tablolar şeklinde kategorize edilmiştir (Önce, 2013:4). Bu standardın 8. Maddesine göre;

“Tam bir finansal tablolar seti aşağıdaki bölümleri içerir: a) Bilanço;

b) Gelir Tablosu

c) Aşağıdaki iki husustan birini gösteren Özkaynak Değişimler Tablosu i) Özkaynaklardaki bütün değişiklikler, veya

ii) Ortakların sermayedar olarak kendi başlarına yaptıkları işlemlerden kaynaklananlar dışında özkaynaklarda meydana gelen diğer değişmeler.

d) Nakit Akış Tablosu; ve

e) Önemli muhasebe politikalarını özetleyen dipnotlar ve diğer açıklayıcı notlar”

buna göre, yine Bilanço ve Gelir Tablosu esas niteliklerini kaybetmemişler, ancak, Özkaynak Değişim Tablosu ve Nakit Akış Tablosu da düzenlenecek temel mali

tablolar arasına alınmıştır. Böylelikle, bilgi amacına hizmet eden bir muhasebe sürecinin yürütülmesi için gerekli altyapı oluşturulmuştur.

Yapılan çalışmalarda özellikle finansal raporlama standartlarına göre hazırlanan finansal tabloların işletmelerin gerçek performanslarını yansıtmasına ve dolayısıyla işletme ile ilgili çevrelerin doğru kararlar almasına yardımcı olduğu ortaya konulmuştur.

İşletmelerin muhasebenin kavramları ve temel ilkeleri gereği yaptıkları kayıtların hesaplar ile standardize edilmiş olması sonucunda, ortaya çıkacak olan finansal tabloların kullanıcıları yanıltması mümkün olmayacaktır. İşletmelerin nasıl yönetildiği, kârlılık durumlarının ne olduğu, kaynakların etkin kullanılıp kullanılmadığı, kredibilitesi, yatırım için uygun olup olmadığı vb. konularda bilgilerin elde edilebileceği, işletme içi ve dışı ilgililere bilgi sunumu için gerekli standart şekle sokulmuş bilgileri içeren, bilgi kullanıcısı tarafından gerekli analizler sonucunda ihtiyaç duyulan bilgilerin elde edilebileceği, aynı zamanda ulusal ve uluslararası alanlardaki sektör firmaları ve genel ekonomideki firmalarla kıyaslamaların yapılabileceği bilgileri içeren tablolara ihtiyaç vardır. Söz konusu alanda gerekli bilgilerin sunulduğu bu tablolara finansal tablolar veya mali tablolar adı verilmektedir. Daha genel bir tanımla, finansal tablolar işletmenin mali yapısı, faaliyet sonucu ve oluşumunu ve bu bilgilerden elde edilerek diğer amaçlara yönelik gereksinimi karşılayacak bilgileri kapsayan tablolardır (Cemalcılar vd., 2006:22). Tablolarda yer alan bilgiler, işletmenin finansal analizlerinde ve değerlendirilmesi sürecinde yöneticiler, analizciler ve işletmeyle ilgilenen yatırımcı, borç veren, ortak, devlet gibi üçüncü kişilerce kullanılan hammaddelerdir (Okka, 2006:34). Finansal tablolar (Akdoğan ve Tenker,2001:23),

Yatırımcılar, kredi verenler diğer ilgililer için karar almaya yönelik bilgi sağlama,

Gelecekteki nakit akımlarını değerlendirmede yararlı bilgiler sağlama,

Varlıklar, kaynaklar ve bunlardaki değişimler ve faaliyet sonuçları hakkında bilgi sağlama sürecinde faydalı olmaktadır.

İşletme ortak ve yöneticileri dâhil olmak üzere işletme ile ilgili tüm çevreler bu finansal tablolardan yola çıkarak karar almaktadır. Bu süreçte de genellikle, analiz metotlarından faydalanmaktadırlar. Kısaca, Mali tablolardaki hesaplar arasındaki ilişkilerin, ilgili hesap tutarları esas alınarak yapılan hesaplamalar sonunda ortaya konulması işlemine finansal tablolar analizi denilmektedir (Sayılgan,2006:129). Analizlerde matematiksel/istatistiksel tekniklerden faydalanılmaktadır. Finansal tablolar analizinde kullanılan genel teknikler ve bu teknikler ile ulaşılmak istenilen amaçları kısaca aşağıdaki Şekil 1.3. ile özetlemek mümkündür:

Şekil I. 3 Finansal Tablolar Analizi Teknikleri ve İncelenen Özellikler

Kaynak: Türkiye İş Bankası Eğitim Müdürlüğü, 2008:182.

İşletmelerin hesap planları ve finansal tablolarında uzun yılları kapsayan bir süreçte tek düzen uygulaması olmaması, karşılaştırma ve değerlendirmelerin sağlıklı ve güvenilir olmalarına gölge düşürmüştür. Bunun yanı sıra açıklanan tabloların eksik bilgiler içermesi, enflasyon muhasebesi gibi paranın değerindeki değişikliği dikkate alarak tabloları ve hesapları güncelleyen çalışmaların olmayışı da finansal tabloların analizi sürecinde olumsuz etkiler yapmıştır. Ancak SPK düzenlemeleri, Tek Düzen Muhasebe Sistemi gibi standardizasyon çalışmaları, güvenilir ve istenilen

sonuçları ortaya koyacak şekilde finansal tabloların oluşturulmasına aracılık eden önemli düzenlemeler getirmiştir (Ceylan, 2001:9-10).

Mali tabloların analizi sürecinde başarıdan söz edebilmek için, analistin eğitimli olması, tek bir analiz yöntemi ile sınırlı kalınmaması, genel ekonomik durumun, yasaların, işkolunun özelliklerinin bilinmesi, işletmenin politikalarına hâkim olunması gibi çokça söz edilen kriterlerin yanında, mali tablolarında genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine, muhasebenin temel kavramlarına uygunluğu denetlenmeli ve bu uygunluk sağlanmalıdır (Argun vd., 2008:62).

1.2.2. Diğer Yönetim Bilgi Sistemlerinin Muhasebe Bilgi Sistemiyle