• Sonuç bulunamadı

Muhaddislerin GörüĢleri

2. SEBÎLÜLLAH KAVRAMI

2.2. SEBÎLÜLLAH KAVRAMININ ANLAMINA DAĠR GÖRÜġLER Kur‟ân-ı Kerîm‟de sebîlüllah kavramı toplam altmıĢ dokuz defa; aynı manayı ifade

2.2.3. Muhaddislerin GörüĢleri

Emîr es-San„ânî (1182/1768) Bulûğu‟l-merâm‟ı280 Ģerh ettiği eseri Sübülü‟s-selâm fî şerhi Bulûgi‟l-merâm‟da,

َ"

ََأَ،َ مِراَغَْوَأَ،َِهِلاَمِبَاَهاَرَتْشاَ لُجَرَْوَأَ،َاَهْيَلَعَ لِماَعِلَ:َ ةَسْمَخِلَالِإٍَّيِنَغِلَُةَقَد َّصلاَُّلِحَتَال

َِليِب َسَيِفَ زاَغَْو

ََقِّد ُصُتَ نيِك ْسِمَْوَأَ،َِهَّللا

َِّيِنَغِلَاَهْنِمَىَدْهَأَفَ،َاَهْنِمَِهْيَلَع َ

َ"

“Resûlullah (sav) buyurdular ki: Sadaka şu beş kişi dışında zengine helâl değildir:

Sadakayı toplamak için çalışan, sadaka malını kendi parasıyla satın alan, borçlanan, Allah yolunda gazveye çıkan, komşusu fakir olan kimse. Şöyle ki: Bu fakire sadaka verilir, o da bundan zengin komşusuna hediyede bulunur.”281 hadisinde geçen sebîlüllahı “gâzilerdir ki zengin de olsalar kendilerini Allah‟ın yoluna adadıkları ve bu yolda gayret sarf ettikleri için onlara zekât malından verilir” Ģeklinde yorumlamıĢtır. Daha sonra da zengin olsalar bile kadılık, fetva makamı ve ilim öğretme gibi Müslümanların genelini ilgilendiren mas-lahatları ikâme eden kiĢileri de sebîlüllaha dâhil etmektedir. Ayrıca ġâfiî müçtehidi Ebû Ubeyd el-Kâdî‟nin (319/931) dünyevî kamu maslahatlarını gerçekleĢtirenleri de bu gruba soktuğunu nakletmektedir.282

Ayrıca San„ânî;

َ"

َلتاقَنمَوهَ:لاقفَ،هللاَليبسَيفَلتاقيَنمعَلئسَملسوَهيلعَهللاَىلصَيـبنلاَنأَىسومَوبأَىور لوَءايرَلتاقيَالوَ،ايلعلاَيهَهللاَةملكَنوكتل

"َةعمسَا

“Ebû Musa, Peygamber‟e (sav) Allah yolunda savaşanın kim olduğu sorulduğun-da, şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Allah yolunda olan kişi, Allah‟ın kelimesinin en yüce ve en yüksek olması için savaşan; gösteriş ve kahraman sayılmak için savaşmayan kim-sedir.”283 hadisinde geçen sebîlüllahı Ģöyle yorumlamıĢtır: “Bu hadis, Allah yolunda ya-pılan savaĢın mükâfatının, i„lâ-yi kelimetullah (Allah‟ın kelimesini / dinini yüce kıl-mak)284 niyetiyle savaĢan mücahidlere verileceğine bir delildir. Ayrıca hadisin mefhûm-u

280 Ġbn Hacer el-Askalânî‟nin ahkâm hadislerini ihtiva eden eseridir.

281 Ebû Dâvûd, “Zekât”, 24; Ġbn Mâce, “Zekât”, 27.

282 Emîr es-San„ânî, Ebû Ġbrâhîm Ġzzeddin, Sübülü‟s-selâm fî Ģerhi Bulûği‟l-merâm, Dâru Ġbn Hazm, Bey-rut 2009, s. 398.

283 Buhârî, “Cihâd”, 15; Müslim, “Ġmâre”, 149; Nesâî,” Cihâd”, 21; Ġbn Mâce, “Cihâd”, 13; Ebû Dâvûd,

“Cihâd”, 15.

284 “Sözlükte “yükseltmek, yüceltmek” anlamındaki i„lâ masdarıyla “Allah‟ın sözü” mânasındaki kelime-tullâhtan oluĢan bu terkipte yer alan kelimetullahın, tevhid inancının esasını teĢkil eden “lâ ilâhe illallah”

(Allah‟tan baĢka tanrı yoktur) sözünü ve daha genel olarak Allah‟ın insanlığa gönderdiği son dini ifade

et-muhalifinden bu niyette olmayan kiĢinin Allah yolunda olmadığı manası da çıkmakta-dır.” Emîr es-San„ânî, bu ifadelerinden sonra “eğer bir kiĢi niyetine kelimetullahı yü-celtmenin yanı sıra baĢka bir Ģey, örneğin ganimet elde etmek niyeti de eklerse o kiĢi yine de Allah yolunda savaĢmıĢ sayılır mı?” sorusuna cevap aramaktadır. Sonuç olarak da asıl niyetin Allah rızası olması durumunda ilave dünyevî kazançların bu niyeti boz-mayacağını kaydetmektedir.285

Hanefî âlimi Ġbn Melek (821/1418‟den sonra) Ebû Hureyre‟den (ra) rivayet edilen;

َمويَهنازيمَيفَهلوبوَهثوروَهيروَهعبشَنإفَهدعوبًَاقيدصتوَهللابًَاناميإَهَّللاَليبسَيفًَاسرفَسبتحاَنمَ"

"َةمايقلا

“Her kim Allah‟a inandığı için ve vaadini tasdik ederek Allah yolunda cihad etmek niyetiyle bir at bağlarsa, şüphesiz o atın yediği yemler, içtiği sular, atın dışkısı ve idrarı kıyamet gününde o şahsın mizanında (sevâb) olacaktır, buyurdu.”286 hadisini Ģerh ederken sebîlüllahın hakikatte kendisiyle Allah‟ın rızasının talep edildiği her Ģey olduğunu, fakat mutlak olarak söylendiğinde cihadın kastedildiğini belirtmiĢtir.287

Ebû Abs‟dan288 (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) Ģöyle buyurdu:

انلاَهسمتفَهللاَليبسَيفَدبعَامدقَتربغاَام رَ

"

“Kimin ayakları Allah yolunda tozlanırsa, Allah Teâlâ o ayakları cehennem ateşine haram kılar.”289 Ġbn Melek, bu hadiste geçen sebîlüllahı “Allah‟ın rızasını isteme yolunda”

Ģeklinde açıklayarak bu tabirin ilim talep etme, cemaatle namaza katılma ve benzeri yolları da içine aldığını söylemektedir.290

tiği kabul edilmektedir. Bu durumda i„lâ-yi kelimetullah tabiri, Allah‟ın dininin ve tevhid inancının yücel-tilip yaygınlaĢtırılması yolunda gösterilen gayret ve faaliyetleri kapsamakta, cihâd ve savaĢ kelimeleriyle birlikte Kur‟ân-ı Kerîm‟de sıkça zikredilen “fîsebîlillâh” (Allah yolunda) kavramıyla yakından ilgili bu-lunmaktadır.” Metin Yurdagür, “Ġ„lâ-yi Kelimetullah”, DĠA, XXII, Ġstanbul 2000, s. 62.

285 Emîr es-San„ânî, a.g.e., s. 800.

286 Buhârî,” Cihâd”, 45.

287 Ġbn Melek, Izzeddin Abdullatîf b. Abdilazîz, Mebâriki‟l-ezhâr fî Ģerhi MeĢârikı‟l-envâr, Ahmed Kâmil Efendi Matbaası, Ġstanbul 1338, s. 26.

288 Ebû Abs Abdurrahmân b. Cebr el-Ensârî (ö. 34/654), Evs kabilesinin Benî Hârise kolundandır.

289 Buhârî, “Cihâd”, 16; Nesâî, “Cihâd”, 9; Tirmizî, “Fedâilü‟l-cihâd”, 7.

290 Ġbn Melek, a.g.e., s. 34.

Hindistanlı hadis âlimi Mübârekpûrî (1934) Tuhfetü‟l-ehvezî isimli Tirmizî Ģer-hinde,

َ"

هللاَليبسَىفَسرحتَتتابَنيعوَ،هللاَةيشخَنمَتكبَنيعَ،رانلاَامهسمتَالَنانيع

َ"

“İki göz vardır ki cehennem ateşi onlara dokunmaz; biri Allah korkusundan ağla-yan göz, diğeri ise Allah yolunda nöbet bekleyen gözdür”291 hadisinin yorumunda Allah yolu kavramının mücahidlerin ibadetteki mertebeleri olduğunu söyledikten sonra hac, ilim talebi, cihad veya ibadet anlamlarını da kaydetmektedir.292

Ayrıca Mübârekpûrî,

َ"

ًَافيرخَنيعبسَرانلاَنعَههجوَهللاَدعبَهللاَليبسَيفًَامويَماصَنم

َ

َ"

“Kim Allah yolunda oruç tutarsa, Allah onun yüzünü (vücudunu) yetmiş yıl cehen-nem ateşinden uzaklaştırır.”293 hadisinde geçen sebîlüllah hakkında âlimlerin görüĢlerini ise Ģöyle sıralamaktadır: “Ġbnü‟l Cevzî, sebîlüllah mutlak olarak zikredilirse onunla cihad kastedilir demiĢtir. Kurtubî, sebîlüllah Allah‟a itaat yoludur diyerek burada oruç tutandan kastın Allah‟ın rızasını arayan olduğunu söylemektedir. Hâfız Ġbn Hacer el-Askalânî (852/1449) sebîlüllahın manasının bundan daha kapsamlı olması muhtemeldir demiĢtir. Ġbn Dakîk (702/1302) ise sebîlüllah ile kastedilenin itaatin her türlüsü olmasının ihtimal dâhi-linde olduğunu söylemiĢtir.”294 Sahîh-i Buhârî‟nin muhtasarı olan et-Tecrîdü‟s-sarîh‟in tahrîcini yapan Mustafa Dîb el-Buğâ, yukarıdaki hadiste geçen sebîlüllaha “cihad için yola çıkıldığında” veya “yalnızca Allah‟ın rızası kastedilerek” Ģeklinde iki çeĢit mana verilebi-leceğini kaydetmiĢtir.295

Ġbnü‟l-Esîr (606/1210) garîbü‟l-hadîs alanında yazdığı en-Nihâye adlı eserinde sebîlüllahı Ģöyle açıklamaktadır: “Sebîlüllah, farzların ve çeĢitli nafilelerin eda edilmesi suretiyle Allah Teâlâ‟ya yakınlaĢma amacıyla yapılan ihlâslı amellerin tümünü içeren ge-nel bir isimlendirmedir. Mutlak olarak söylendiğinde büyük bir çoğunlukla cihad hakkında kullanılır. Hatta çok kullanımdan dolayı sadece o kastediliyor gibidir.”296

291 Tirmizî, “Fedâilü‟l-cihâd”, 12.

292 Mübârekpûrî, Ebü‟l-„Ulâ Muhammed, Tuhfetü‟l-ahvezî, tah. Râ‟id Sabrî b. Ebi „Alfe, Beytü‟l-Efkari‟d-devliyye, Amman, ty., s. 1465.

293 Buhârî, “Cihâd”, 36; Müslim, “Sıyâm”, 167; Tirmizî, “Fedâilü‟l-cihâd”, 3; Nesâî, “Savm”, 44.

294 Mübârekpûrî, a.g.e., s. 1458.

295 Zebîdî, Ebü‟l-Abbâs Ahmed b. Ahmed, Muhtasaru Sahîhi‟l-Buhârî - et-Tecrîdü‟s-sarîh, tah. Mustafa Dîb el-Buğâ, Dârü‟l-Ulûmi‟l-insâniyye, DımaĢk 1988, s. 392.

296 Ġbnü‟l-Esîr, a.g.e., II, 339.

Hadis Ansiklopedisi - Kütüb-i Sitte müellifi Ġbrahim Canan (2009) hadislerde geçen sebîlüllah kavramı hakkında Ģunları kaydetmektedir: “Gerçek cihad Allah rızası için yapılan cihaddır. Bu sebeple konu ile ilgili hadislerin metninde “Allah yolunda”

kaydı açık Ģekilde ifade edilmiĢtir. Sebîlüllah kavramının geçtiği hadislerin bazı vecih-lerinde “Allah yolunda” dendikten sonra bir ara cümlesi ile “

َىِفَ ُدِها َجُيَ ْنَمِبَ ُمَلْعَاَ ُهّللاَو

َِهِليِب َس

” (Allah, kimin kendi yolunda cihad ettiğini iyi bilir) diye bu kayıt

kuvvetlendiri-lir. Öyleyse sırf ganimet, Ģeref, rütbe, terfi etmek, istilâ etmek, sömürge kurmak gibi maksatlarla yapılan savaĢ cihad olmadığı gibi, meĢru gayelerle açılmıĢ bir savaĢ bile olsa, savaĢan asker niyetini ferdî olarak hâlis yapmazsa o da Ģehâdeti elde edemez.”297 Ayrıca Canan, hadis-i Ģeriflerde geçen “Allah yolunda tabiriyle” her seferinde düĢman karĢısında silahlı cihad yapanı anlamanın hatalı olduğunu hatırlatmaktadır. Çünkü Resûlullah‟ın hadislerinde cihadın tarifi yapılırken daha umumî manalara da yer veril-miĢ, kiĢinin kendi nefsiyle yaptığı mücâdele de cihad mefhumuna dâhil edilmiĢtir. Öyle ise Allah rızasını güden her gayret bir nevi cihaddır. Bu sebeple Ģârihler ilim yaparak, ibadet ederek, haccederek ve savaĢarak uyanık geçirilen bütün gecelerin fî sebîlillaha dâhil olduğunu belirtmektedirler.298