• Sonuç bulunamadı

ENGELLEME ÇEġĠTLERĠ

ALLAH YOLUNDA OLMA

4. SEBÎLÜLLAH‟I ENGELLEME ÇABASI

4.1. ENGELLEME ÇEġĠTLERĠ

terme gayreti içerisinde olmuĢlardır. Bazen de bizzat kendileri, doğrunun içerisine yanlıĢ-lıkları ve sapıkyanlıĢ-lıkları katıp “gerçek ve doğru din budur” diyerek sinsice saldırmaktadırlar.

Günümüzde özellikle yazılı ve görsel medya ve internet aracılığıyla bu saldırılar iyice art-mıĢtır. Dini öğrenme gayreti içindeki Müslümanlar, bilmeden bu tuzaklara düĢmekte ve hak din zannederek sapık fikirleri öğrenmektedirler.

Kur‟ân-ı Kerîm, âhireti inkâr edip, dünya hayatını âhirete hayatına tercih eden inkârcıları, “zalimler ve derin bir sapıklık içinde olanlar” Ģeklinde vasıflandırarak dini bozmaya yönelik gayretlerini Ģöyle ortaya koymaktadır:

َ

َٖذَّلَا َ﴿

ََنوُرِفاَكَْمُهَِةَر ِخٰاْلاِبَْمُهَوَاًجَوِعَاَهَنوُغْبَيَوَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعََنوُّد ُصَيََني

َ

َ

“Onlar (o zalimler, halkı) Allah yolundan alıkoyan ve onu eğri ve çelişkili göster-mek isteyen kimselerdir. Hem de onlar âhireti inkâr edenlerin ta kendileridir.”890

﴿

َُاَا ًجَوِعَاَهَنوُغْبَيَوَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعََنوُّد ُصَيَوَِةَر ِخٰاْلاَىَلَعَاَيْنُّدلاََةوٰيَحْلاََنوُّب ِحَتْسَيََنيٖذَّلَا َ

َىٖفَ َكِئٰلو

َ ديٖعَبَ لاَل َض

َ

“Dünya hayatını âhirete tercih edenler, (insanları) Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler.”891

Allah Teâlâ, sebîlüllahı çeliĢkili gösterme konusunda Ehl-i Kitâb‟ı özellikle uyar-maktadır. Yahudi ve Hıristiyanlar, kitaplarında Hz. Muhammed‟in geleceğine, peygamber-liğine ve Ģahsiyetine dair âyetler bulunduğunu ve onun peygamber olduğunu kesinlikle bildikleri892 halde bu gerçeği inkâr ettikleri ve insanların kalplerine Ģüphe düĢürmeye çalıĢ-tıklarından dolayı kınanmıĢlardır:

﴿

َْنَعََنوُّد ُصَتََمِلَ ِباَتِكْلاََلْهَاَاَيَْلُق َ

َ لِفاَغِبَُهّٰللاَاَمَوَُءاَدَهُشَْمُتْنَاَوَاًجَوِعَاَهَنوُغْبَتََنَمٰاَْنَمَِهّٰللاَِليٖبَس

ََنوُلَمْعَتَاَّمَع

َ

“De ki: „Ey Ehl-i Kitap! (Gerçeği) görüp bildiğiniz hâlde, niçin Allah‟ın yolunu eğ-ri ve çelişkili göstermeğe yeltenerek inananları Allah‟ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsu-nuz?‟ Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”893

890 Hûd, 11/19.

891 Ġbrâhîm, 14/3.

892 Bkz. Bakara, 2/146.

893 Âl-i Ġmrân, 3/99.

4.1.2. Bâtılı Süslü Gösterme Yoluyla Ġnsanları Kandırma

Ġnsanlar üzerinde doğrudan bir etkisi bulunmayan Ģeytan doğruyu yanlıĢ, iyiyi kötü gösterebilmek için çeĢitli yöntemlere baĢvurmaktadır. Onları aldatmak için yaldızlı sözler fısıldamakta, yapmakta oldukları yanlıĢ iĢleri güzel gösterip devamlı yapılmasını temine,894 güzel ve hayırlı olan iĢleri de çirkin gösterip bunlardan vazgeçirmeye çalıĢmaktadır.

Kur‟ân-ı Kerîm‟de Ģeytanın günahları süslü, çekici gösterdiği ve bu Ģekilde insanları kan-dırdığı Ģöyle bildirilmektedir:

ََنيٖعَمْجَاَْمُهَّنَيِوْغُاَلَوَِضْرَاْلاَىِفَْمُهَلََّنَنِّيَزُاَلَىٖنَتْيَوْغَاَاَمِبَ ِّبَرََلاَق َ﴿

َ

َ﴾

“(İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (gü-nahları) süsleyeceğim (hoş göstereceğim) ve onların hepsini mutlaka azdıracağım.”895

ġeytanın günahları süslemesi, kötü iĢlerin -vesvese yoluyla- güzel olduğunu tel-kin etmesi demektir. ġeytan bu teltel-kini sadece kötü insanlara yapmakla kalmaz iyi in-sanlar da onun telkinlerinden nasibini alır. Ama Rabbimizin bildirdiğine göre Ģeytanın ihlâslı kullar üzerinde hiçbir hâkimiyeti yoktur.896 ġeytanın tüm hedefi ve amacı, Hz.

Âdem‟den bu yana devam eden husumeti nedeniyle bütün insanları Allah‟ın dosdoğru yolundan saptırmaktır.897

ġeytan, Allah‟ın yolunun üstüne oturup onu eğri göstermek için inkârcıların ya-pageldikleri yanlıĢ amelleri süslemiĢ ve onlara yaptıkları iĢlerin değerli olduğunu telkin etmiĢtir. Örneğin, Sebe‟ halkına güneĢe tapınmayı güzel göstermiĢ ve böylece onları hak yoldan saptırmıĢtır:

َِنَعَْمُهَّد َصَفَْمُهَلاَمْعَاَُناَطْيَّشلاَُمُهَلََنَّيَزَوَِهّٰللاَِنوُدَْنِمَِسْمَّشلِلََنوُدُجْسَيَاَهَمْوَقَوَاَهُتْدَجَو َ﴿

َاَلَْمُهَفَِليٖبَّسلاَ

ََنوُدَتْهَي

َ

“Onun ve kavminin, Allah‟ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan, onlara yap-tıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de onlar doğru yolu bulamıyorlar.”898

894 Bkz: En„âm, 6/112-113.

895 Hicr, 15/39.

896 Bkz: Hicr, 15/39-42.

897 Bkz: „raf, 7/16-17.

898 Neml, 27/24.

ġeytan bu iĢinde öyle maharetlidir ki açıkgözlü olan inkârcılar bile kendilerinin gerçekten doğru yolda olduklarına inanırlar:

ََنوُدَتْهُمَْمُهَّنَاََنوُبَسْحَيَوَِليٖبَّسلاَِنَعَْمُهَنوُّد ُصَيَلَْمُهَّنِاَو ﴿

َ

َ

“Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda ol-duklarını sanırlar.”899

﴿ ...

ََاَُناَطْيَّشلاَُمُهَلََنَّيَزَو َ

ََنيٖرِصْبَتْسُمَاوُناَكَوَِليٖبَّسلاَِنَعَْمُهَّد َصَفَْمُهَلاَمْع

َ

َ

“… “Şeytan, onlara işlerini süslemiş ve onları doğru yoldan alıkoymuştur. Hâlbuki onlar gözü açık kimselerdi.”900

Bâtılı süslü gösterip Allah‟ın yolundan engellemek sadece Ģeytanın iĢi değildir.

ġeytanın yardımcıları olan insan ve cinler901 de yaldızlı laflar ile Allah‟ın yoluna engeller koymak için çalıĢırlar.902 Ġnsanların bazısı, hakkında gerçek bir bilgilerinin olmadığı konu-larda sanki hak ve hakikat onkonu-lardan yanaymıĢ gibi yaldızlı cümleler kurarak müminlerle tartıĢırlar. Bunların tek amacı mümin kalplere Ģüphe tohumu ekip onları Allah‟ın yolundan uzaklaĢtırmaktır. Allah Teâlâ bu gibi kiĢileri müminlere Ģöyle tanıtmaktadır:

﴿

َُهَاَلَوَ مْلِعَِرْيَغِبَِهّٰللاَىِفَُلِداَجُيَْنَمَِساَّنلاََنِمَو َ

َُهَلَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعََّلِضُيِلَٖهِفْطِعََىِناَث ريٖنُمَ باَتِكَاَلَوَىًد

َِقيٖرَحْلاَ َباَذَعَِةَمٰيِقْلاََمْوَيَُهُقيٖذُنَوَ ىْز ِخَاَيْنُّدلاَىِف

َ

“İnsanlardan öylesi de vardır ki, bir ilmi, bir yol göstericisi, aydınlatıcı bir kitabı olmadığı hâlde kibirlenerek insanları Allah‟ın yolundan saptırmak için, Allah hakkında tartışmaya kalkar. Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabı-nı tattıracağız.”903

4.1.3. Gerçekleri Gizleme

Ġnsanlardan bazıları, bile bile ve iĢlerine geldiği için gerçekleri gizleme eğilimi göstermektedirler. Hak ve hakikat gün gibi ortadayken hakkı inkâr ve insanları Allah‟ın yolundan alıkoymak inkârcıların en bariz özelliklerindendir. Özellikle insanların dinî

899 Zuhruf, 43/37.

900 Ankebût, 29/38.

901 Bkz: Nas, 114/1-6.

902 Bkz: En„âm, 6/12.

903 Hac, 22/8-9.

bilgilerine güvendiği ve konu hakkında danıĢtıkları Ehl-i Kitap sırf kıskançlıkları ve ebedî âhiret hayatına karĢı geçici dünya hayatını tercih etmeleri yüzünden kendi kitapla-rında yazılı olan hakikatleri gizlemiĢlerdir. Takındıkları bu tavır ile insanların gerçekleri görmelerine engel olup Allah‟ın yolundan alıkoymak istemiĢlerdir. Kur‟ân-ı Kerîm‟in birçok âyetinde Ehl-i Kitab‟ın bu tutumu kınanmıĢtır.904 Tevbe sûresinin 9. âyetinde ise alıkoyma faaliyeti Ģöyle beyan edilmiĢtir:

﴿

َِاَٖهِليٖبَسَْنَعَاوُّد َصَفَاًليٖلَقَاًنَمَثَِهّٰللاَ ِتاَيٰاِبَاْوَرَتْشِا َ

ََنوُلَمْعَيَاوُناَكَاَمََءاَسَْمُهَّن

َ

“Allah‟ın âyetlerini az bir karşılığa değiştiler de insanları O‟nun yolundan alıkoy-dular. Bunların yapmakta oldukları şeyler gerçekten ne kötüdür!”

Aynı Ģekilde gerçek bilgiye değil de zanna ve yalana dayalı bilgiye tâbi olan ka-labalıklara uyma eğilimi de kiĢiyi Allah yolundan saptırır. Çünkü zan ve yalan, hak ve hakikatin üzerindeki perdelerin kalkmasını engellemektedir. Bu yüzden müminin na-zar-ı itibarı zanna ve yalana uymuĢ olan çoğunluk değil, Kur‟ân ve sünnetin gösterdiği hakikatlerdir:

﴿

ََّلِاَْمُهَْنِاَوََّنَّظلاَاَّلِاََنوُعِبَّتَيَْنِاَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعََكوُّلِضُيَِضْرَاْلاَىِفَْنَمََرَثْكَاَْعِطُتَْنِاَو َ

ََنو ُصُرْخَيَا

َ

“Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar.”905

Ġnkârcılar, insanları Allah yolundan saptırmak için onların algı dünyalarındaki hakikî Allah mefhumunu bozmaya çalıĢmaktadırlar. Bu hedefe, O‟na eĢler koĢmak, sıfat-ları hakkında Ģüpheler uyandırmak, fıtrattaki ve zihinlerdeki ilah anlayıĢını bozmak sure-tiyle ulaĢmak istemektedirler.

Bu durum hakkında Allah Teâlâ Ģöyle buyurmaktadır:

﴿ راَّنلاَىَلِاَْمُكَري ٖصَمََّنِاَفَاوُعَّتَمَتَْلُقَٖهِليٖبَسَْنَعَاوُّلِضُيِلَاًداَدْنَاَِهّٰلِلَاوُلَعَجَو َ

َ

“Allah‟ın yolundan saptırmak için O‟na ortaklar koştular. De ki: Bir süre daha faydalanın. Çünkü varışınız ateşedir.”906

904 Örn. bkz: Bakara, 2/42, 140, 146, 159, 174; Âl-i Ġmrân, 3/71, 187; Mâide, 5/15.

905 En„âm, 6/116.

906 Ġbrâhîm, 14/30; Ayrıca bkz: Zümer, 39/8.

4.1.4. Maddî Ġmkânları Kullanma

Ġnkârcılar, Allah yolundan alıkoyma hedeflerine öyle sıkı sıkıya bağlıdırlar ki bu uğurda yapamayacakları Ģey yoktur. Nasıl ki müminler sebîlüllah uğrunda canlarını ve mallarını feda edebiliyorsa onlar da aynı Ģekilde mallarını bu yolda harcamaktan çekin-mezler. Ġnkârcılar bâtıl yollarında bile bu kadar samimi olabiliyorlarsa müminler hak yolda onlardan daha fazla samimi olup çaba sarf etmelidirler. Allah Teâlâ, inkârcıların bu gayretlerinin baĢarıya ulaĢamayacağını, sonucun bir yürek acısı olduğunu, akıbetlerinin de cehennem olacağını haber vermektedir. Allah‟ın yolunu eğri ve çeliĢkili göstermek için inkârcıların ayırdıkları bütçelere bakıldığında âyette açıklanan gerçekler ile yüz yüze gelinmektedir:

﴿

َِهْيَلَعَُنوُكَتََّمُثَاَهَنوُقِفْنُيَسَفَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعَاوُّد ُصَيِلَْمُهَلاَوْمَاََنوُقِفْنُيَاوُرَفَكََنيٖذَّلاََّنِا َ

ََنوُبَلْغُيََّمُثًَةَرْسَحَْم

ََكََنيٖذَّلاَو

ََنوُرَشْحُيََمَّنَهَجَىٰلِاَاوُرَف

َ

“Şüphe yok ki, inkâr edenler mallarını (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı olacak, sonra da yenil-giye uğrayacaklardır. İnkâr edenler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir.”907

Allah Teâlâ, bu âyetteki “harcayacaklardır” ifadesi ile kıyamete kadar bu mücade-lenin devam edeceğine iĢaret etmektedir. Tevhîd ile küfrün mücadelesi asla bitmeyecek, geçen zaman bu mücadeleye sadece yeni alanlar eklenmesine sebep olacaktır. Ġnkârcılar önceden savaĢ masrafları için harcama yaparlarken, günümüzde kitaplar, konferanslar, teĢkilâtlar, misyonerlik faaliyetleri, görsel ve yazılı medya kuruluĢları ile bu mücadeleleri-ne devam etmektedirler.

Bu konuda Ģu âyet gayet dikkat çekicidir:

َِئٰلوُاَاًوُزُهَاَهَذ ِخَّتَيَوَ مْلِعَِرْيَغِبَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعََّلِضُيِلَ ِثيٖدَحْلاََوْهَلَىٖرَتْشَيَْنَمَِساَّنلاََنِمَو َ﴿

َ باَذَعَْمُهَلَ َك

َ نيٖهُم

َ

َ

“İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlen-ceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.”908

907 Enfâl, 8/36.

908 Lokmân, 31/6.

Âyet, adeta günümüzü anlatmakta olup insanların akıllarını ve zamanlarını faydasız oyun ve eğlenceler ile doldurup onların hakikate yönelmelerine engel olmak için uygula-nan metotların hiç değiĢmediğini göstermektedir. Fakat inkârcılar, insanları Ġslâm davetin-den alıkoymak için yaptıkları harcamaların karĢılığını, dünyada ancak hüsranla, âhirette de Ģiddetli bir azapla göreceklerdir.

4.1.5. Güç Kullanma ve Tehdit Etme

Ġnkârcıların Allah‟ın yolundan alıkoyma faaliyetleri her zaman fikir bazında kalma-mıĢtır. Müslümanlardan güçlü oldukları zamanlarda kaba kuvvete baĢvurmaktan asla çekin-memiĢlerdir. Toplumun ileri gelenlerinin, -özellikle siyasî güç kullanarak- halkın dine yö-nelmelerini tehdit etmek ve kaba kuvvet kullanmak suretiyle engellemeleri, insanlık tarihin-de sıkça görülen bir durumdur.909 Bir bakıma beĢerî güç ile ilâhî yolu / sebîlüllahı engelle-meye çalıĢmıĢlardır. Bu husus Hz. ġu„ayb‟ın dilinden bizlere Ģöyle haber verilmektedir:

َُكْذاَوَا ًجَوِعَاَهَنوُغْبَتَوَٖهِبََنَمٰاَْنَمَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعََنوُّد ُصَتَوََنوُدِعوُتَ طاَرِصَِّلُكِبَاوُدُعْقَتَاَلَو َ﴿

َْمُتْنُكَْذِاَاوُر

يٖد ِسْفُمْلاَُةَبِقاَعََناَكَ َفْيَكَاوُرُظْناَوَْمُكَرَّثَكَفَاًليٖلَق

ََنَ

“Bir de, tehdit ederek Allah‟ın yolundan O‟na iman edenleri çevirmek, Allah‟ın yo-lunu eğri ve çelişkili göstermek üzere her yol üstüne oturmayın. Hatırlayın ki, siz az (ve güçsüz) idiniz de O sizi çoğalttı. Bakın, bozguncuların sonu nasıl oldu?”910

Medyen halkının inkârcılığının yanısıra, ticaret ahlâkının bozulması ve din hürriye-tinin ortadan kalkması baĢta gelen toplumsal hastalıklarıydı. Bu yüzden peygamberleri onları bundan menetti; ölçü ve tartıda adaletli olmaya; insanların haklarını nicelik veya nitelik olarak eksiltmeden, zarar vermeden ödemeye; ülkenin düzenini bozup halkın huzu-runu kaçırmaktan, gerçeği arayan insanların yollarını keserek onları tehdit etmekten, Allah yolunda gitmelerini engellemekten ve içlerinde kuĢku uyandırmaktan vazgeçmeye çağırdı.

Bu son ifadelerden anlaĢıldığına göre Medyen‟in inkârcı insanları, Hz. ġu„ayb ile görüĢüp onun mesajını öğrenmek üzere huzuruna gelmek isteyen insanların yollarını kesiyor, onları tehdit ediyor, içlerine kuĢku salıyor, peygamberle görüĢmelerini engelliyorlardı.911

909 Örn. bkz: A„râf, 7/124; Hûd, 11/91; Kehf, 18/20; Tâhâ, 20/71; ġuarâ, 26/49; Yâsîn, 36/18.

910 A„râf, 7/86.

911 Komisyon, Kur‟ân Yolu, II, 555.

4.1.6. Yalan Yere Yemin Etme

Münafıkların en belirgin özelliklerden biri de bile bile yalan yere yemin etmek, yeminlerini kalkan olarak kullanmak, yani yeminlerinin arkasına sığınıp, bu yolla insanları aldatmaktır. Onlar, yalan yeminleri ile imanı zayıf olanların kalplerine Ģüphe sokmak, Müslümanlara hile ve tuzak kurmak istemektedirler. Böylece insanlar ile Ġslâm dininin arasına engeller koyup Allah‟ın yolundan alıkoymaya çalıĢmaktadırlar. Allah Teâlâ bu tip insanları Ģöyle kınamaktadır:

ََنوُلَمْعَيَاوُناَكَاَمََءاَسَْمُهَّنِاَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعَاوُّد َصَفًَةَّنُجَْمُهَناَمْيَاَاوُذَخَّت َِا

َ﴾ ﴿

“Yeminlerini kalkan yaptılar da insanları Allah‟ın yolundan çevirdiler. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür!”912