• Sonuç bulunamadı

ENGELLEMENĠN SONUÇLARI

ALLAH YOLUNDA OLMA

4. SEBÎLÜLLAH‟I ENGELLEME ÇABASI

4.2. ENGELLEMENĠN SONUÇLARI

4.1.6. Yalan Yere Yemin Etme

Münafıkların en belirgin özelliklerden biri de bile bile yalan yere yemin etmek, yeminlerini kalkan olarak kullanmak, yani yeminlerinin arkasına sığınıp, bu yolla insanları aldatmaktır. Onlar, yalan yeminleri ile imanı zayıf olanların kalplerine Ģüphe sokmak, Müslümanlara hile ve tuzak kurmak istemektedirler. Böylece insanlar ile Ġslâm dininin arasına engeller koyup Allah‟ın yolundan alıkoymaya çalıĢmaktadırlar. Allah Teâlâ bu tip insanları Ģöyle kınamaktadır:

ََنوُلَمْعَيَاوُناَكَاَمََءاَسَْمُهَّنِاَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعَاوُّد َصَفًَةَّنُجَْمُهَناَمْيَاَاوُذَخَّت َِا

َ﴾ ﴿

“Yeminlerini kalkan yaptılar da insanları Allah‟ın yolundan çevirdiler. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür!”912

tartışmaya kalkar. Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabı-nı tattıracağız.”

Ġslâm‟da dünyevî azap iki çeĢittir. Birincisi Allah Teâlâ‟nın eski devirlerde iman-dan uzaklaĢan, gönderdiği peygamberlere itaat etmeyip isyan eden kavimleri helâk etmesi, onları dünyada cezalandırıp sonraki nesillere ibret yapmasıdır. Hz. Nuh‟un kavminin sular altında kalması, Âd ve Semûd kavminin, Nemrut ve Firavun‟un helâk oluĢu dünyadaki bu tür azaba örnek verilebilir.914

Dünyevî azabın bir de eziyet, sıkıntı, rezillik vb. Ģeklinde olanı vardır. Bu azaba dü-çar olanlar kıyamet gününe kadar müminler tarafından kötü ve çirkin bir Ģekilde anılacağın-dan ötürü, onlar için aĢağılanmak ve zelil olmak söz konusudur. Kur‟ân-ı Kerîm‟de, Allah yolundan engelleyenlerin dıĢında ayrıca Tevrat‟ın bazı bölümlerine iman edip diğer kısımla-rını da inkâr eden Yahudiler,915 Allah‟ın mescitlerini yıkan veya yasak edenler,916 Allah Resûlü‟ne savaĢ açanlar ve bozgunculuk yapanlar917 ve münâfıklar hakkında918 dünyada rezillik azabının olduğu bildirilmiĢtir.

Âyetlerde diğer azapların yanı sıra “Ona / onlara dünyada bir rezillik vardır” buyu-rularak böyle kimselerin bu bozguncu tutumları kınanırken, dünya hayatında elde edecekleri baĢarı ve ulaĢacakları refah düzeyi ne olursa olsun, ahlâk yönünden düĢük sayılmaya ve in-sanlığın ortak değerleri açısından reddedilmeye mahkûm olacaklarına iĢaret edilmektedir.919

4.2.2. Mallarının Heba Olması

Hedefine ulaĢmak için servetini harcayan kiĢi eğer arzuladığı hedefe ulaĢamazsa boĢa harcadığı malları için üzülür ve kahrolur. Allah Teâlâ, inkârcıların Müslümanları sebîlüllah-tan döndürebilmek arzusuyla tüm maddî imkânlarını kullandıklarını ve kıyamete kadar da kullanmaya devam edeceklerini bildirmektedir. Ama bu hedeflerine asla ulaĢamayan inkârcı-lar, dünyada iken mallarını boĢa harcadıkları için derin bir ızdırap duyacaklar ve acı bir ye-nilgi tadacaklardır. Ayrıca onları âhirette de cehennem azabı beklemektedir.

914 Azap çeĢitleri için bkz: Ankebût, 29/40.

915 Bkz: Bakara, 2/85.

916 Bkz: Bakara, 2/114.

917 Bkz: Mâide, 5/33.

918 Bkz: Mâide, 5/41.

919 Komisyon, Kur‟ân Yolu, a.g.e., III, 718.

َ﴿

ََّنِا

َْسَحَْمِهْيَلَعَُنوُكَتََّمُثَاَهَنوُقِفْنُيَسَفَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعَاوُّد ُصَيِلَْمُهَلاَوْمَاََنوُقِفْنُيَاوُرَفَكََنيٖذَّلا َ

ََنوُبَلْغُيََّمُثًَةَر

ََنوُرَشْحُيََمَّنَهَجَىٰلِاَاوُرَفَكََنيٖذَّلاَو

“Şüphe yok ki, inkâr edenler mallarını (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı olacak, sonra da yenil-giye uğrayacaklardır. İnkâr edenler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir.”920

4.2.3. Sapıklığa DüĢme

Hidâyetin zıddı921 olan “dalâl” veya “dalâlet” mastarları sözlükte “yolunu kaybet-mek, kaybolmak, telef olmak, ĢaĢırmak ve yanılmak” gibi manalara gelmekle beraber asıl anlamları “bilerek veya bilmeyerek doğru yoldan az veya çok ayrılmak, azmak ve sap-mak”tır. Genellikle “maksada ulaĢtıran yolu bulamamak, istenen sonuca götürmeyen bir yola girmek”922 veya “istenen her türlü neticeye ulaĢtırıcı yoldan ayrılmak” Ģeklinde tarif edilen dalâlet daha çok “dinî yoldan sapmak” anlamında kullanılır.923

Dinî yoldan sapmanın birçok sebebi vardır. Konumuzla ilgili olan yönünü açıkla-yan âyet Ģöyledir:

اًديٖعَبَاًلاَل َضَاوُّل َضَْدَقَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعَاوُّد َصَوَاوُرَفَكََنيٖذَّلاََّنِا َ﴿

َ

“Şüphesiz inkâr edenler, insanları Allah yolundan alıkoyanlar derin bir sapıklığa düşmüşlerdir.”924

Beyzâvî, bu âyetin tefsirinde Ģu açıklamayı yapmaktadır: “Onların bu derin sapıklı-ğa düĢmelerinin sebebi dalâl (haktan sapma) ve idlâl (haktan saptırma) vasıflarını kendile-rinde toplamalarıdır. Yani, kendileri hak yoldan sapmakla kalmamıĢlar, baĢkalarını da bu yoldan saptırmıĢlardır. Çünkü baĢkalarını saptıran kimse, sapıklığa iyice batmıĢ olup ora-dan kurtulup çıkması da çok uzak bir ihtimaldir.”925

920 Enfâl, 8/36.

921 Tehânevî, a.g.e., II, 1119.

922 Cürcânî, a.g.e., s. 138.

923 Ömer Faruk Harman, “Dalâlet”, DĠA, VIII, Ġstanbul 1993, s. 427.

924 Nisâ, 4/167.

925 Beyzâvî, a.g.e., I, 249.

4.2.4. Helallerin Haram Kılınması

Allah Teâlâ, Yahudilerin iĢlemiĢ oldukları bazı büyük günahlar sebebiyle, daha önce onlara helâl olan hoĢ ve temiz bir takım nimetleri sonradan haram kıldığını haber vermektedir:

ًَريٖثَكَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعَْمِهِّد َصِبَوَْمُهَلَ ْتَّل ِحُاَ تاَبِّيَطَْمِهْيَلَعَاَنْمَّرَحَاوُداَهََنيٖذَّلاََنِمَ مْلُظِبَف َ﴿

َاوٰبِّرلاَُمِهِذْخَاَوَا

َْكَاَوَُهْنَعَاوُهُنَْدَقَو اًميٖلَاَاًباَذَعَْمُهْنِمََنيٖرِفاَكْلِلَاَنْدَتْعَاَوَِلِطاَبْلاِبَِساَّنلاََلاَوْمَاَْمِهِل

َ

“Yahudilerin yaptıkları zulüm ve birçok kimseyi Allah yolundan alıkoymaları, ken-dilerine yasaklanmış olduğu hâlde faiz almaları, insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle önceden kendilerine helâl kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık. İçle-rinden inkâr edenlere de acı bir azap hazırladık.”926

Mevdûdî, bol nimeti mahrumiyete, helâl nimeti harama dönüĢtüren bu büyük nahlardan konumuz olan insanları Allah yolundan alıkoymak hakkında, Yahudilerin gü-nümüzdeki gayretlerini Ģöyle açıklamaktadır: “Yahudiler sadece kendileri Allah yolundan uzaklaĢmakla kalmadılar. O‟nun doğru yoluna engel de oldular. Onların Hakk‟ı yaymak için giriĢilen tüm hareketlere karĢı çıktıkları, bu tür hareketlerin önüne engeller koydukları ve Allah‟ın yolunun aksi istikametinde hareket baĢlattıkları bir gerçektir.”927

4.2.5. Allah‟ın Ġlminin Her ġeyi KuĢatması

Allah Teâlâ, Ģımarık, riyakâr ve günahkâr inkârcıların Allah yolundan insanları alı-koymak için yaptıkları tüm faaliyetleri, gizli veya açık bütün planlarını ezelî ilmi ile bildi-ğini ve onları çepeçevre kuĢattığını haber vermektedir. Zorba kâfirlerin Müslümanları alı-koymak için hazırladıkları tuzaklar ve çektirdikleri eziyetler asla karĢılıksız kalmayacak, cezası ya bu dünyada ya da âhirette mutlaka verilecektir. Çünkü Allah Teâlâ, kullarının yaptıkları günahlar karĢılığında vereceği cezayı imhal eder (mühlet verme, sonraya kalma-sına müsaade etme), ancak asla ihmal etmez.928

926 Nisâ, 4/161-162; Ayrıca bkz: En„âm, 6/146.

927 Mevdûdî, Tefhimu‟l Kur‟ân, I, 432; Ayrıca Mevdûdî, Yahudilerin son günahının tarihte ilk defa hayat ve yönetim sistemini, açık ve kasıtlı olarak Allah‟ı inkâra dayandıran ve Allah‟a ibadeti ortadan kaldır-mak için O‟nun kanunlarına apaçık karĢı çıkan ilk sistem olan Komünizm‟i kurmuĢ olmalarını da kay-detmiĢtir.

928 “Sakın, Allah‟ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakaka-lacağı bir güne erteliyor.” Ġbrâhîm, 14/42.

Allah yolundan alıkoyan inkârcıların bu durumu Enfâl sûresinin 47. âyetinde Ģöyle haber verilmektedir:

َُهّٰللاَوَِهّٰللاَِليٖبَسَْنَعََنوُّد ُصَيَوَِساَّنلاََءاٰئِرَوَاًرَطَبَْمِهِراَيِدَْنِمَاوُجَرَخََنيٖذَّلاَكَاوُنوُكَتَاَلَو

َاَمِب ﴿

َٖحُمََنوُلَمْعَي

َ طي

َ

“Şımarıp böbürlenmek, insanlara gösteriş yapmak ve (halkı) Allah yolundan alı-koymak için yurtlarından çıkanlar (Mekke müşrikleri) gibi olmayın. Allah, onların yaptık-larını kuşatıcıdır.”

4.2.6. Allah‟ın Laneti

Lanet, Allah tarafından olursa “dünyada iyilik ve hidayetten, âhirette lütuf ve mer-hametten mahrum bırakma”, insan tarafından olursa “küfür, sövme, hakaret, beddua” an-lamına gelir.929 Allah Teâlâ‟nın rahmetinden kovduğu insanların suçlarından biri de Al-lah‟ın yolundan alıkoyma ve onu eğri gösterme çabasıdır. Âhirette cennetlikler ile cehen-nemliklerin arasındaki konuĢmayı aktaran Ģu âyetler Allah‟ın lanetine kimlerin müstahak olduğunu bildirmektedir:

اًّق َحَاَنُّبَرَاَنَدَعَوَاَمَاَنْد َجَوَْدَقَْنَاَِراَّنلاَ َباَح ْصَاَِةَّنَجْلاَ ُباَح ْصَاَىٰداَنَو َ﴿

َاًّق َحَْمُكُّبَرََدَعَوَاَمَْمُتْدَجَوَْلَهَف َ

َّٰللاَِليٖبَسَْنَعََنوُّد ُصَيََنيٖذَّلَاَنيٖمِلاَّظلاَىَلَعَِهّٰللاَُةَنْعَلَْنَاَْمُهَنْيَبَ نِّذَؤُمََنَّذَاَفَْمَعَنَاوُلاَق

َْمُهَوَاًجَوِعَاَهَنوُغْبَيَوَِه

ََنوُرِفاَكَِةَر ِخٰاْلاِب

َ

“Cennetlikler cehennemliklere, „Rabbimizin bize vaad ettiğini biz gerçek bulduk.

Siz de Rabbinizin vaad ettiğini gerçek buldunuz mu?‟ diye seslenirler. Onlar, „Evet‟ derler.

O zaman aralarında bir duyurucu, „Allah‟ın lâneti zalimlere!‟ diye seslenir. Onlar Allah yolundan alıkoyan ve onu, eğri ve çelişkili göstermek isteyenlerdir. Onlar âhireti de inkâr edenlerdir.”930

Râzî, buradaki zalimlerden kastın müĢrikler olduğunu ifade ederek Ģunları söyle-mektedir: “Âyette zalimler üç sıfat ile vasıflandırılmıĢtır ki bu sıfatlar inkârcılara aittir.

Bunlardan biri “Onlar, Allah‟ın yolundan men edenlerdir” buyruğudur ki manası Ģudur:

Onlar insanları, bazen mani olarak ve güç kullanarak, bazen da türlü türlü hileli yollar ile

929 Kâmil YaĢaroğlu, “Lânet”, DĠA, XXVII, Ankara 2003, s. 101.

930 A„râf, 7/44-45.