• Sonuç bulunamadı

Mevdûdî’ye Göre Devletin Zarureti ve Đslâmi Devletin Özelliği

2. Konu Đle Đlgili Ana Kavramlar

3.3. Mevdûdî’nin Devlet Anlayışı

3.3.1. Mevdûdî’ye Göre Devletin Zarureti ve Đslâmi Devletin Özelliği

Mevdûdî’ye göre devletin olması şu sebeplerden dolayı zaruridir: Đçtimai yaşayışın düzene girmesi için mutlaka bir düzene ihtiyaç vardır. Sosyo- komünizm inancına göre, bir arada yaşayan insanların belirli bir aşamaya gelince artık devlete ihtiyacın kalmayacağı şeklindeki düşünce bir hayal ürünüdür. Böyle bir neticeyi doğuracak ne gözlem ne de tecrübe görülmüştür. Toplum hayatının tecrübeleri göstermiştir ki, medeniyetin ayakta durması için, mutlaka zorlayıcı bir kuvvete ihtiyaç vardır. Bu hususta bütün nazariyeler ve içtimai fikir mektepleri ittifak ederler. Bu içtimai kuruluşun sadece toplum üzerinde değil fert üzerinde de etkisi vardır. Âlemşümul bir itikada bağlı olan zümrenin kendi inancını yaşayabilmesi için, içtimai nizamı tertibe koyması gereklidir. Yoksa “ zorlayıcı hükümet” in hâkimiyeti altında yaşamak zorunda kalır.576

Mevdûdî “ Devlet” ile “ Hükümet” arasındaki farkı şu benzetmeyle açıklar: Devlet ile hükümet arasındaki ilişki cami ile mütevelli heyeti arasındaki ilişki gibidir. Bir mahallenin sakinleri her hangi bir yeri cami yapmaya karar verirse ve de o bina bu amaç için vakfedilirse cami yapılır. Bu bina yapısı itibarıyla cami olmaya uygun değilse vakıfta onu cami olarak yapmaya kesin karar vermişse, bu bina değiştirileceği güne kadar bırakılır. Fakat bu durum söz konusu binanın cami olmasına engel değildir. Mahalle sakinlerinin belirlediği mütevelli heyeti, caminin işlerini üstlenecektir. Mütevelli heyeti mahalle sakinlerine rağmen bu binada caminin işlerine bağdaşmayacak işler yaparsa bu binanın cami olmadığını kimse söyleyemez. Fakat biz, camide yapılmaması gereken işleri yaptıkları için mütevelli heyetinin düzeltilmesini ya da görevine son vermesini isteyebiliriz. Eğer bir ülke devletin rejimini Đslâm olarak belirlemişse bütün esasları Đslâm’a göre düzenlenmelidir. Caminin mütevelli heyeti gibi hükümette Đslâm dışı işler yapıyorsa bu durum devleti Đslâm dışı kılmaz. Sadece hükümetin Đslâm devletine uygun olmadığı söylenebilir. Ya hükümet ıslah edilmelidir. Ya da değiştirilmelidir.577

576 Mevdûdî, Đslam’da Hükümet, 73- 74. 577 Mevdûdî, Fetvalar/II, 331–332.

Mevdûdî, Allah’ın kanunlarına uygun bir hükümetin varlığının önemini ise şöyle açıklar: Allah, kendi kanunlarıyla insanlara hükümet kurmalarını istemiştir. Bu konu Peygamberler aracılığıyla insanlara bildirilmiştir. Bu işin ismine de hilafet denmiştir. Delillerini yine Kur’an’dan ayetlerle vererek578, Allah’ın kanunlarına göre idare edilmeyen hükümetin batıl olduğunu söyler. Đman ehli, gayri ilahi hükümetin fiili (defacto) olarak kabul etse de meşru şekilde (dejure) onları doğru ve sahih olarak kabul etmez. Đman ehli masiyet içinde bulunanlara itaat etmez. Mevdûdî, isyankâr bir hükümete tabi olup, itaat edenlerin, o hükümeti meşru tanıyanların vefalı ve sadakatli müminler zümresinin dışında kaldıklarını söyler.579

Mevdûdî, Đslâmi Hükümet ve Đslâmi Anayasa istemenin arkasında temel olarak şu düşüncelerin yer aldığını iddia eder:

Đnsan, iman ettikten sonra gayri Đslâmi bir yaşayış sürerse bu kişinin inancıyla bir çelişki içinde olduğunu gösterir. Bir Müslüman Allah’ın kanunlarına itaat etmezse bu insanın kendisini mümin diye ilan etmesi şüpheli ve tereddütlüdür. Kur’an-ı Kerim’e göre Allah, Malik el- Mülk’tür. Yaratmak O’na mahsustur. Bunun içinde fıtraten ve tabii olarak emir hakkı – memleket idaresi hakkı- yine O’nun hakkıdır. O ülkesinde kullarını istediği gibi idare eder. Bu işte hiç kimse ve hiçbir varlığın hüküm sürmesine ve idare etmesine, bu idare işine karışmasına meydan vermez. Her kim O’nun halifeliğini ve vekilliğini elde ederse, o kimse O’nun şer’i kanunlarıyla ülkeyi idare etmelidir.580

Mevdûdî’ye göre, Đslâm’ı birçok yaşam sistemiyle açıklamak günümüzde moda haline gelmiştir: “Đslâm bir demokrasidir” diyenler olduğu gibi Komünizm düzenine benzetenler de bulunmaktadır. Bir diğer düşünce şekli de Đslâm’ın diktatör bir rejim olduğunu düşünmektir. Mevdûdî bütün bu benzetmelerin Đslâm’ı her çeşit çağdaş düşünceye ait unsurları bünyesinde bulundurmak için gösterilmiş çabalar olarak tanımlar. Bunları file ait tarifler yapan darb-ı mesel hükmündeki adamlara benzetir. 581

Mevdûdî’ye göre Đslâmi devletin bir özelliği de ideolojik devlet olmasıdır. Kur’an ve sünnet dikkatli olarak incelendiğinde Đslâmi devletin bir ideoloji üzerine kurulduğu ve bir amacının olduğu görülecektir. Bu ideolojiyi de sadece bu ideolojiye ve ilahi kanunlara inananlar yürütebilirler. Đslâm tüm idari yasaları ve ıslahat programını

578 4. Nisa/ 64, 105; 5. Maide /49/50; 38. Sa’d /26. 579 Mevdûdî, Đslam’da Hükümet, 58–59.

580 Mevdûdî, Đslam’da Hükümet, 56. 581 Mevdûdî, Azgın Medeniyet, 141–142.

apaçık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu ideolojiye inanamayanlar Đslâm’ın sınırları içinde gayri Müslim vatandaşlar olarak yaşayabilirler. Đslâmi devletle komünist devlet arasında bir benzerlik görünse de içerik bakımından çok farklıdır. Komünist devletler toplumsal prensiplerini yabancılar üzerine empoze etmeye çalışırken, Đslâm farklı inançta olanlara kendi ilkelerini empoze etmez. Onların mallarını ve canlarını korur.582

Đslâmi devleti, temellerini ahlâki ilkeler üzerine kurmuş bütün ulusalcılık ve ırk düşüncelerinden uzak olan bugüne kadar dünyanın tanıdığı ve kıymetini bilmediği tek bir devlet olarak tanımlayan Mevdûdî, bu ideolojik devletin amacını şöyle belirler. Batı’dan alınan ırk ve ulus temeline dayalı yönetimler ahlâki ve ruhi bazı ilkelere dayanan devlet mefhumundan uzaktırlar. Bu tarz düşünce sistemini tasvip edenlerin “ümmet”, “emir”, “millet” gibi tabirleri kullanarak bunları ulusalcılıkla eş değer görürler. Bunlar, onlara göre Đslâm’da zaten vardı. Oysa ideolojik devlet bütün kabile, sınıf ve ulusları reddeder, insanların insanlıklarıyla ilgilenir. 583