• Sonuç bulunamadı

Mevdûdî’ye Göre Đslâmi Devletin Teşekkül Süreci ve Teşkilat Yapısında

2. Konu Đle Đlgili Ana Kavramlar

3.3. Mevdûdî’nin Devlet Anlayışı

3.3.3. Mevdûdî’ye Göre Đslâmi Devletin Teşekkül Süreci ve Teşkilat Yapısında

3.3.3.1. Mevdûdî’ye Göre Đslâm Devletinin Kuruluş Metodu

Mevdûdî, Đslâm devletinin kuruluş ve tessüsünü tamamen Đslâm devletinin hayat görüşüne bağlar. Bunun içinde öncelikli olarak Đslâmi bilinçte yetişecek, her alanda uzman fertlerin eğitilmeleriyle bu amacın gerçekleşebileceğini ön görür. Mevdûdî, öncelikle fikri üstünlüğü esas alıp bâtıl fikri sistemlerle ancak bu şekilde üstünlük kurularak onları temelden yıkacak bir merhaleye ulaşılabileceğine inanır. Diğer taraftan bu inkılâbın gerçekleşmesi sırasında bir takım zorlukların olabileceği, bu zorluklara karşı sabırlı ve dirençli olmak gerektiğinden bu davayı yüklenecek insanların da samimi, dürüst ve fedakâr olmaları gerektiği görüşündedir. Mevdûdî, Đslâm’ın bu aşamasına fikri inkılâp demektedir. Mevdûdî Fransa ihtilalinin J.J Russo, Voltaire ve Montesque gibi mütefeekilerin fikri ve ahlâki düşüncesine, yine Rusya’da kominizm ihtilalinin temelinin de Karl Marx’ın nazariyesine dayandığını söyler. Mevdûdî, bir ideolojiye bağlı olarak kurulan devletlerin örneklerini vererek Đslâm inkılâbının da bu şekilde gerçekleşebileceği düşüncesindedir. Bu da ancak Kur’an ve Hz. Muhammed’in sünneti esas alınarak yapılabilir.588

Mevdûdî’nin öngördüğü bu fikri inkılâbın metodu Hasan el- Benna ile benzerlik göstermektedir. Đngilizlerin sömürgesi altında yaşayan her iki lider de insanların gerçek trajedisini fikir ve değerlerin kaybında görmüştür. Zihin ve ruhsal özgürlüğün karasal özgürlüğü getireceği düşüncesine sahiptirler. Onlar askeri ve siyasi baskıdan çok,

586 12.Yusuf / 76.

587 Mevdûdî, Đslam’da Hükümet, 76–80.

insanların Đslami kimliğinin gelişmesiyle yabancı baskısına güçlü bir şekilde etki edileceğini bu yolla da Đslami devletin kurulacağına inanıyorlardı.589

Mevdûdî’nin Đslâm devleti kurulması için öncelikle fertlerin eğitimini esas alıp güzide bir cemaat oluşturma düşüncesi 1941’de Lahor’da kurduğu cemaati islâmi ile pratiğe geçirilmiştir. Bu cemaatin düşünce yapısını oluşturan insanlar da daha çok entelektüel insanlardan oluşuyordu. Bu konu hakkında geniş bilgi vereceğimiz için burada detaya girmeyeceğiz.

3.3.3.2. Đslâm Devleti’nin Kuruluşu ve Hz. Peygamber’in Fonksiyonu

Mevdûdî, Đslâm’ın doğuşu sırasında dünyanın genel tablosunu şöyle anlatır: Bütün dünya ahlâki, içtimai, iktisadi ve siyasi hastalıklara mübtelaydı. Rum ve Đran gibi iki büyük devlet dünyayı hâkimiyeti altına alarak zalimâne bir şekilde sömürüyordu. Arabistan’da düzen diye bir şey yoktu. Cehalet ve müthiş bir ahlâki çöküntü içinde yüzen bir cemiyet hâkimdi.590

Dünyanın durumu bu merkezde iken Allah’ın beşeri hidayete erdirmek için insanlar arasından bir kumandan ve bir mürşit seçtiğini ifade eden Mevdûdî, Hz. Peygamberin şu şekilde hareket ettiğini anlatır:

Hz. Peygamber’in yaptığı ilk iş insanları bir tek olan Allah’a inanmaya davetti. O toplumun kötülüklerini hiç nazar-ı itibara almadı. Bütün gücünü ve faaliyetlerini tevhid akidesini yaymaya verdi. Mevdûdî, insanın bir ve tek olan Allah’a kulluk etmediği sürece bir kanun, plan ve projenin içtimai ve ferdi fitne ve fesatların kökünü kazımayacağını söyler. Dünyanın sahipsiz olmadığını, hâkimiyeti Allah’a değilde diğer güçlere vermenin ahmakça bir hatadan ibaret olduğunu, Allah’ın gücüne ve kudretine hiç kimsenin karşı gelemeyeceğini savunur.591

Mevdûdî, Mekke döneminde Hz. Peygamber’in hiçbir ıslah hareketine girişmediğini, cemiyete faydalı işler temin etmek gayesiyle siyasi bir nüfuz ve çevre edinerek hükümeti eline getirmediğini, ayrıca azar azar, adım adım ilerleyerek asıl maksadını ortaya koymayı da düşünmediğini söyler. Mevdûdî’ye göre, Hz. Peygamber yüksek sesle tevhit çağrısı olan “lâ ilâhe illallah” yani Allah’tan başka ilah olmadığını ilan etti, bu gaye içinde hiçbir şeye itibar etmedi. Diğer belirtilmesi gereken önemli bir

589 Osman, “The life and Works of Abu al – A’la al Mawdudi”, 18. 590 Mevdûdî, Đslâm Đnkılâbının Programı, 51–52.

husus da bu sadece Allah’ın Peygamberine has bir görev değil bütün Müslümanları içine alan bir görevdir.592

Mevdûdî, tevhidin ifade ettiği anlamları uzun uzun anlattıktan sonra bu daveti samimi, sıkıntılara karşı sabırlı ve fedakâr insanların yürütebileceğini, Mekke’de bir takım sıkıntı, eziyet ve mücadele ile geçen on üç seneden sonra Medine’de Đslâm devletinin temeli atıldığında Müslümanların sadece üç yüz kadar olduğunu söyler. Bu kısa müddet zarfında mükemmel bir şekilde yetişen sahabe, devlet kadrolarıda yer almış ve hayatının bütün ihtiyaçlarını karşılayan kanun ve kaideler tatbik sahasına konmuştur. Đslâm devleti önce Medine gibi küçük bir yerde kurulurken birkaç sene sonra geniş bir memeleketi içerisine alan büyük bir devlet olmuştur.593

Mevdûdî, bu devletin bazılarının dediği gibi savaşlar ve mücadeleler ile kurulmadığını aksine beş altı yıl süren muharebelerde ölen sayısının iki yüz ile bin arasında olduğu düşünülürse aslında bu inkılâba “kansız inkılâp” denmesinin daha uygun olduğunu beyan eder. Mevdûdî, bazı insanların bu hareket metodunun günümüzde uygulanamayacağını, bunun sadece Peygamberlerin başaracağı gibi söylemleri doğru bulmaz. Ona göre bu inkılabi hareket mucizevî değil, tabii bir harekettir ve buna bizzat tarih şahitlik etmiştir. Đnsanlar tahkiki bir iman, şuurlu bir Đslâm ve sarsılmaz bir irade ile şahsi çıkarlardan uzak bir şekilde bu inkılâbı gerçekleştirebilir.594

3.3.4. Đslâm Devletinin Teşkilat Yapısı