• Sonuç bulunamadı

Mevdûdî’nin Fikri Yapısını Oluşturan Temel Etkenler

2. Konu Đle Đlgili Ana Kavramlar

2.2. Siyaset

1.1.2. Mevdûdî’nin Hayatı

1.1.2.2. Đlmi ve Sosyal Faaliyetleri

1.1.2.2.4. Mevdûdî’nin Fikri Yapısını Oluşturan Temel Etkenler

Mevdûdî, Đslâm dünyasına büyük bir etkisi olan kendi kendini yetiştirmiş entelektüel biriydi.155 Mevdûdî birçok konuya eserlerinde yer vermişti. Yazılarının ana konularını; din, tarih, siyaset, sosyoloji, ekonomi, hukuk, eğitim ve edebiyat oluşturur. Mevdûdî dünyadaki birçok âlimle kıyaslanacak mesabede olup âlim olma hüviyetini elde etmiş bir düşünürdür.156

Mevdûdî’nin ilmi araştırmalardaki tekniği şöyleydi: Đdeolojik olarak ya da pratik olarak anlamların yeni bir kavramı desteklemediği sürece dilbilim ya da anlam bilimin detaylarıyla uğraşmadı. Seçtiği hadislerde sahih olanı bulma konusunda onun geniş bilgi

152 Nasr, Mevdûdî ve Đslâmi Đhyanın Teşekklü, 23.

153 Mustafa Özel, “ Bir Yirminci Yüzyıl Müfessiri Mevdûdî ” , Mevdûdî: Doğumunun 100. Yılı

Anısına Sempozyum, 43–61.

154 M. Manazır Ahsan,“Cemaati Đslâmi”, DĐA, VII (1993),291.

155 Richard C. Martin, “Maudidi, Abul-A’la”, Encyclopedia of islâm and The Muslim World, vol. II,

New York 2004.pp,442.

ve büyük birikimi olduğunu gösterdiği, bilgi verme ve uygun olanı bulma konusunda tekniklerle ve körü körüne bilgilerle değil fayda sağlaması yönüne ağırlık verdi.157

Hint Altkıtası’nda teoloji, felsefe, mistisizm ve Hanefi hukukunu, tutarlı bir şekilde meczeden Şah Veliyullah sayesinde ihya ve tecdit geleneği bu yapıdan etkilendi. Mevdûdî dini limledeki tahsiline rağmen geleneksel âlimlik yolundan ayrılıp din anlayışına yeni bir tarz getirdi. O artık ulemadan değildi. Onun otoritesi kendi anladığı şekliyle Đbn Teymiye ve Şah Veliyullah geleneğinden doğuyor ve ulemanın otoritesinin yerini alıyordu. 158

Temsil ettiği fikrin temellerine gerçek itibariyle kendisinden önce yaşamış dini ve siyasi önderlerin etkileri görülür. Örneğin onun gelenek eleştirileri ve yenilikçilik vurgusunda dayısı Seyyid Ahmed Han’ın tesirini görmek mümkündür. Đslâmi devlet kurma, diriliş çağrısı ve ihyacılık yönüyle Đkbal’in izleri görülür. Fikri bakış açısından yararlanması gereken kişi olarak Şibl-i Nu’mani’yi örnek alır. Yine teorik bağlamda bile olsa Mevdûdî’nin Kuran ve Sünneti esas alması yönüyle Đbn Teymiyye’nin ve Muhammet Abdülvahhab’ın selef esasına dayalı fikirlerin etkileri vardır. Mevdûdî bütün bu düşüncelerden etkilenerek orta bir yol geliştirmiştir.159 Mevdûdî, Ebu’l Kelâm Azad’ın teşkilatçı yapısından etkilenmiş, El-Hilal’de fikri düşüncesinin yer aldığı dergileri gençliğinde zevkle okumuştur.160

Mevdûdî’nin tasavvuf anlayışı ise şu şekildeydi: Sufizm’deki hiyerarşik yapıyı onaylıyordu ve Sufilerin ham mürşidin kemal mürşide ulaşmasındaki yapıyı örnek olarak almıştır; fakat aşırı kayıtsız eğilimlerine karşıydı. O’na göre “Şeyh” gerçekten duyarlı ve her anlamda Đslâm’ı, model olarak uygulayan bir görevi üstleniyorsa desteklenmeliydi. 161Mevdûdî sufizme yeni bir tanım getirerek; sufizmin Đslam’ın batıni boyutu değil sadece “ huşu” ve “ ahlak”ı ölçmeye yarayan bir kıstas” olarak yorumluyordu.162

O dönemde etkin olan Deoband ve Aligarh hareketi dini hükümlere riayeti savunan, siyasi ve toplumsal harekete sahip homojen bir Müslüman topluluğu savunan dini pratiklerden uzak misyonu ile Mevdûdî’den ayrılır.163

157 Fathi, “The Life and Works of Abu al – A’la al Mawdudi”, 18–21. 158 Nasr, Mevdûdî ve Đslâmi Đhyanın Teşekklü, 243 -246.

159 Đbrahim Hatiboğlu, “Mevdûdî ve Çağdaş Hadis Tartışmaları”, Mevdûdî: Doğumunun 100. yılı

anısına sempozyum, 65–66

160 Nasr, Cemaat-i Đslâmi, 28. 161 Nasr, Cemaat-i Đslâmi, 30–31.

162 Nasr, Mevdûdî ve Đslâmi Đhyanın Teşekkülü, 266. 163 Nasr, Mevdûdî ve Đslâmi Đhyanın Teşekkülü, 44.

Mevdûdî mezhep taassubuna ve körü körüne taklitçiliğe karşıdır. Đslâm hukukunun dinamizminin ancak içtihat faaliyeti altında sağlanabileceğini düşünür.164 Mevdûdî’ye göre sömürge altındaki Đslâm ülkelerinin ilim ve fikir hayatı da kısırlaşmıştır. Batılı seküler kültürü benimseyip hayatlarından dini uzaklaştırmışlardır. Bundan kurtulmanın çaresi de Đslâm inancını yeniden tesis edecek tecdit hareketidir. Bu da Kur’an ve Sünnete dayalı fertten topluma uzanan bir tecdit ve ihya hareketidir.165

Mevdûdî fikri yolculuğunu bir toplantıda anlatırken özetle ifade etmeye çalıştığı şey şöyleydi: “Ben dindar bir aileden doğup dini terbiyeye göre yetiştirildim. Bir Hıristiyan ya da bir Hindu ailesine göre dinini nasıl belirliyorsa bir Müslüman da aynı şekilde dinini belirliyor. O yüzden gerçeği bulma noktasında hareket etmem gerektiğini düşünerek önce Hindu dini ve Felsefesini sonra Yahudi ve Hıristiyanların Kitab-ı Mukaddes’ini baştan sona okuyup araştırdım. Bütün bunlardan sonra Kur’an ve Hadis’e yönelip araştırmalarıma devam ettim ve şu neticeyi vardım. Kur’an-ı Kerim’i takdim ettiğinden daha mantıklı bir din ve Hz. Muhammed’den daha mükemmel bir rehber yoktur…” 166

Mevdûdî’nin yaşadığı dönem düşünce ve akımlar yönünden çalkantılıdır. Bir taraftan hadisin dini ve hukuki değerini reddeden Ehl-i Kur’an, diğer yandan hadisi zahirle yetinen ve tenkide hiç mahal bırakmayan Ehl-i Hadis ve de hadisin tarihsel olduğunu söyleyen modernistler vardır. Mevdûdî, Ehl-i Kur’an’a karşı hadisi savunup, yeri geldiğinde tenkide başvurarak Ehl-i Hadis’e, günümüzde de hadisin uygulanması gerektiğini söyleyerek modernistlere karşı mücadele etmiştir.167

Mevdûdî, Hint Yarımadası uleması tarafından üslubu ve içtihat fikri yönüyle eleştirilmiştir.168 Onun sahabe hakkındaki yaklaşımı ve Gazzâli ile ilgili görüşleri eleştirilmiş ve onu reformcu diye nitelemişlerdir. Bu muhafazakâr kesimin sahabeyi hatasız olarak görmeleri ve dini hükümlerin intikalinde emeği geçen ulemayı eleştirmesini de kabul etmemelerinden kaynaklanmıştır169. Bu konuda Hüseyin Hilmi

164 M. Kamil Yaşaroğlu, “ Mevdûdî ve Đslâm Hukuku” , , Mevdûdî: Doğumunun 100. yılı anısına

sempozyum, 89–102.

165 Ahmad, Anıs , “ Mevdûdî” DĐA, XXIX (2004), 432.

166 Muhammed Han Kayani, “ Ebu’l Ala Mevdûdî’nin Siyasal ve Toplumsal Görüşleri”, Mevdûdî:

Doğumunun 100. yılı anısına sempozyum, 122–123.

167 Yavuz Köktaş, “Mevdûdî’nin Hadisle Đlgili Görüşleri ve Hadis Tahlilleri Üzerine (II)”, SÜĐFD,

9/2004, 145–168.

168 Durmuş Bulgur, “Pakistan’da Mevdûdî Eleştirisi”, Mevdûdî: Doğumunun 100. Yılı Anısına

Sempozyum, 228–230.

169 Cağfer Karataş, “1950 sonrası Türkiye Muhafazakarlığı ve Mevdûdî”, Mevdûdî:, Doğumunun 100.

Işık, Mevdûdî’nin fikirlerinin bir kısmının fısk, bir kısmının bid’at, bir kısmınında ilhâd olduğunu söylemiştir.170Necip Fazıl Kısakürek de Mevdûdî’nin Đslâm’da Đhya Hareketleri eserini temel alarak mezhebi olmayan sapık diye itham etmiştir.171 Mevdûdî’nin Kur’an’da dört terim adlı kitabı da onun dini sadece “Allah’ın hükümdarlığı” ve “Rabbin Saltanatı” şeklinde yorumladığı ve kul ile Rab arasındaki ilişkiyi sınırlandırdığı şeklinde Ebu’l- Hasan en- Nedvi tarafından eleştirilmiştir.172

Mevdûdî kendisini harici ve mutezile olarak itham edenleri kendilerinden ve Cemaat-i Đslâmi’den memnun olmayanların sözlerini bir bütün olarak almayıp işlerine geldiği gibi aldıklarını belirterek kendisini savunur173ve şöyle bir açıklama getirir: Aslında işler öyle bir darboğaza girdi ki, “ El Hükmü Lillah” prensibini yeniden canlandırmaya çalışan muhalifleri, hariciler sayıldılar.174 Ayrıca Mevdûdî sıkı bir sünnet savunuculuğu yaparak sünneti inkâr etme fitnesini başlatan ilkler olarak Haricileri ve Mutezileyi görüp kendisi eleştirmiştir.175

Ebu’l-Hasan en- Nedvi’ye ise …”Elbette kendimi eleştiri ve ihtilaflardan muaf ve üstün görmüyorum. Farklı görüşlere açığım”176 şeklinde yanıt vermiştir.

Mevdûdî’nin dini ve siyasi görüşleri geniş bir kitleyi etkilemekle beraber onun düşüncelerinin aynı şekilde şiddetli tenkitlere uğradığı da bir gerçektir. Biz Mevdûdî’nin dini ve siyasi düşüncelerini ele alırken mümkün olduğunca yaşadığı sosyal çevreyle bağlantısını göz önüne alarak objektif bir tarzda ele almaya çalışacağız. Sonuçta kişilerin düşüncelerini analiz ederken tek taraflı ve yanlı bir şekilde eleştirmenin kişiyi doğru sonuçlara götürmeyeceğini düşünüyoruz.