• Sonuç bulunamadı

olmasından daha farklı anlamlar da yüklemektedir K Dirik, bu tezin alan çalışmasına dayalı

3.2.4.1. Mevcut Köylerdeki Uygulamalar

1924’de çıkartılan Köy Kanunu yukarıda da açıklandığı üzere çağdaş bir köy ve köyü toplumu oluşturmaya hedefleyen, bunun idari örgütlenmesini ve yapılı çevre düzenini tanımlayan bir yasadır. Yasa öngörülen tüm işlerin köylü tarafından iç kaynaklar ve emek kullanılarak “imece usulüyle” yapılmasını esas almış, dolayısıyla köylünün yasaya sahip çıkarak uygulamasını beklemiştir. Ancak ilerleyen süreçte köylerde beklenen ölçüde bir etkinliğin olmaması, bu durumun sorgulanmasını gerektirmiştir. Köylü kendi üretim işlerinde geleneksel olarak imece yöntemini kullanmakla birlikte, köyün imarı için imecenin yapılması, belli bir yönlendirici otorite- idare mekanizması gerektirmektedir ve köy muhtarı ile ihtiyar heyetleri bu konuda yetersiz kalmaktadır389.

Cumhuriyet yönetimi, 1920’li yılların sonunda Ankara’da kurulan Etimesut ve Samutlu gibi örnek köy uygulamaları ile, yasanın uygulanmasıyla elde edilecek olan yüksek nitelikli köylerin ilk denemelerini yapmıştır. Bazı araştırmacılar, bu uygulamalarla devletin Köy Kanunu’nun önerdiği köyün bir ütopya olmadığını halka örneklemeyi ve böylece onları da köylerinde yasayı uygulamaya teşvik etmeyi amaçladığını belirtmektedir390. Ancak yalnızca Ankara çevresinde gerçekleştirilmiş olan az sayıdaki uygulamanın bütün ülke halkına örnek olmaktan çok, Kanunu çıkartan yöneticiler için bir örnekleme, bir sınama olduğu da düşünülebilir391.

1931 yılında İzmir Valisi K. Dirik392 İzmir Köy Bürosu’nu kurarak, planlı ve programlı bir biçimde İzmir köylerinin kalkındırılması işini bizzat valiliğin yönlendireceği ve denetleyici bir örgütlenme modelini oluşturmuştur. Ardından benzer biçimde Balıkesir Valiliği de Köy İşleri Bürosu kurmuştur. 1935 yılının sonunda Trakya Umumi Müfettişliği’nin köy bürosu kurulması ve gerekli personelin sağlanmasına yönelik bir yasa çıkmıştır. 1936’da Trakya Köy Bürosu faaliyete başlamıştır. Aynı yıl Dâhiliye Vekâleti ülkede “Vilayet Köy Büroları” kurulması için emir vermiştir393.

389 T. Çetin, köy yöneticilerinin yetersizliğiyle ilgili değerlendirmeyi R. Kırımlıoğlu’nun 1933 tarihli

makalesinden aktarmaktadır (Çetin, 1999b:219).

390(Çetin, 1999a:232).

391Atatürk’ün köyün inşaatı sırasında sık sık ziyarette bulunduğu bilinmektedir (Cengizkan, 2004c:113). 392Köycü kimliğiyle bilinen General Kazım Dirik, gerek İzmir valiliği gerek Trakya Umumi Müfettişliği

döneminde köycü kimliğiyle etkin bir devlet adamı olmuş, her iki bölgede de Köy Kanunu’nu uygulamak için büyük çaba sarf etmiştir. Dirik’in Trakya uygulamaları tezin ana alan araştırmasını oluşturduğundan kendisiyle ilgili ayrıntılı bilgi bölüm 4.2’de verilmiştir.

39314.9.1936 gün ve 45/175 sayılı emir (İstanbul Vilayeti Köy Bürosu Talimatnamesi, 1940:3).

1938’de kurulan İstanbul Vilayeti Köy Bürosu’nun şefi S. Kandemir, köy bürolarının kurulma sebebini şöyle açıklamaktadır:

“Köy Kanununun hakkile tatbikini temin ve köy kalkınma işlerini tanzim ve tedvir etmek için idare makamlarının emrinde sırf bu maksadın husulünü temine çalışan unsurlar bulundurmak ve köy muamelatını sistemli, metotlu bir proğramla tanzim ve ıslah etmek, hükümetle köy arasındaki münasebetleri daha esaslı surette düzenlemek ve köyün içine kadar gitmesi lazım gelen devlet nüfuzunun oralarda yaratıcı bir kuvvet halinde tezahürünü sağlamak… gibi tarihi ve idari zaruretlerdir.” Köy Büroları’nın görevi, köy idaresine rehberlik ederek, “bilgili ve tecrübeli köy idaresini kurmak” ve ardından “köy kalkınma hareketini daha hayırlı ve daha müspet bir yolda yürütmek”dir. Ancak Büro’lardan esas beklenen;

“Türk köylüsünü, iyi disiplinli, makul ve adil bir sistemle idare etmek kafi olmayıp ona kendi kendini idare edebilmenin yollarını öğretmek ve hedeflerini göstermek te lazımdır. Bu türlü hareketi bize ilham eden kuvvetin kaynağı Cümhuriyet rejiminin yüksek ve ebedi prensipleridir.”

Bütün illerde kurulması öngörülen Valiliğe bağlı köy bürolarının görev tanımlamasında, maddeler halinde Köy Kanunu’nun bütün beklentileri sıralanmıştır394. Önceliği idari ve bütçe konuları almakla birlikte “kültür işleri” ve “bayındırlık işleri” başlığı altında, yasanın 13. ve 14. maddelerinde tanımlanan imara yönelik bütün görevler sıralanmıştır.

1935 yılında İzmir Valiliği tarafından hazırlanmış olan beş yıllık plan “İzmir Vilayeti 5 Yıllık Köycülük Kalkınma Programı” adı altında basılmıştır. Kitapta program 1934 yılından itibaren başlatılmaktadır. Ekonomi, kültür, sağlık, bayındırlık gibi başlıklar altında yapılması gereken işler, diğer bir deyişle inşa edilmesi gereken yapılar ve düzenlenmesi gereken açık alanlar alt başlık olarak tanımlanmış ve her yıl kaç köyde bu işlerin tamamlanabileceği belirtilmiştir. Programda önerilen bu başlıklar okul, köy konağı gibi Köy Kanunu’nun öngördüğü yapıların yanı sıra, Dirik’in 1937 yılında A. Afetinan’a verdiği “İdeal Cumhuriyet Köyü” planında bulunan konferans salonu, müze gibi farklı işlevleri de içermektedir. Hatta Dirik’in Alman eğitim sisteminden esinlenerek kurduğu köy çocuk yurtları (kinderheim) da, madde başlığı olarak yer almıştır395.

394(İstanbul Vilayeti Köy Bürosu Talimatnamesi, 1940).

395 1933 yılında Selim Sırrı Tarcan’ın bu konudaki konferansını dinleyen K. Dirik, 1934’de İzmir

köylerinde sağlıksız çocuklar için “azad obası” adı altında çocuk yuvaları kurmaya başlamıştır (Soyer, 1947:47–49).

Yine 1935 yılında Balıkesir Valiliği tarafından hazırlamış olan “Köy İşleri Beş Yıllık Çalışma Programı” İzmir programının bir yıl sonrasından itibaren (1935 yılı) programını başlatmaktadır. Programın madde başlıkları büyük ölçüde İzmir’deki çalışmadan etkilenmiştir. Ardından 1936 yılında Trakya Umumi Müfettişliği tarafından “Trakyanın 5 Yıllık Köy Kalkınma Programı” yayınlanmıştır396. Bu program da öncekilerle benzeşmektedir. Bazı yöneticilerin Köy Kanunu’nu uygulamaya gösterdikleri büyük ilgiyle şekillenen bu çabaların ardından 25.6.1936’da Dâhiliye Vekâleti, Mahalli İdareler Umum Müdürlüğü, tüm illerden köylerin beş yıllık faaliyet programını istemiştir397. 1938–1939 yıllarında da Ankara, Manisa, İstanbul ve Ordu gibi bazı illerin yıllık köy çalışma raporları yayınlanmıştır.

1930’lu yıllarda Köy Kanunu’nun tüm köylerde uygulanmasına büyük çaba gösterilmiştir. 1935 ve 1938 yıllarında çıkan il yıllıkları tarandığında, çeşitli valiliklerin köylerde gerçekleştirmiş oldukları yapılarla ilgili çok sayıda fotoğrafa rastlanmıştır398. Ancak özelikle İzmir’de yapılan uygulamalar, Köy Kanunu’nu bütün yönleriyle gerçekleştirilmeye çalışılmasının iyi bir örneğini oluşturmaktadır. Bu yayınların yanı sıra bu dönemde (1924–1935) on yıl boyunca ilin valiliğini yapmış olan General Kazım Dirik’in yaşamına ilişkin yayınlarda, özellikle İzmir yıllarını anlatan İzmirlilerin açıklamalarından yapılan işin kapsamı daha iyi bir biçimde ortaya konmaktadır399. Tez kapsamında Köy Kanunu uygulamalarına yönelik olarak tüm illere ilişkin ayrıntılı bir yayın araştırması yapılarak bilgi ve görsel malzeme derlenmiştir. Bunlar her ne kadar çok sayıda ve çok yönlü uygulamaları örneklemekteyse de, yine de söz konusu uygulamaların bazı illerde yoğunlaşması dikkat çekicidir. Dolayısıyla Köy Kanunu’nun uygulanmasında il idarecilerinin etkinliğinin, diğer bir deyişle “köycü” kimliğinin de önemli olduğu açıktır.