• Sonuç bulunamadı

2. Kıraâtlerin Tevcihî / Temellendirilmesi

2.4. Mushaf İmlâsı Yönünden Kıraâtleri Ele Alması

2.4.1. Mesahif-i Osmaniye’ye Konu Olan Kıraât Farklılıkları

Tûsî tefsirinde yeri geldikçe mushaflardaki yazım şekillerine değinmektedir. Bu noktada Hz. Osman’ın yanındaki İmam Mushafa ve diğer beldelere gönderilen mushaf imlâsını referans göstererek, kıraâtleri ele almaktadır.

Tûsî, kıraâtleri ele alırken çeşitli beldelere gönderilen Mesahif-i Osmaniye’ye atıfta bulunmaktadır. Bu tür mushaflardan bahsettiğinde herhangi bir tercihte bulunmayıp, tercihi okuyucuya bırakmıştır. Bu açıdan bakıldığında, Tûsî’nin, mushafları sadece Hz. Osman’ın yanında yer alan İmam Mushaf olarak kabul etmediği, çoğaltılarak çeşitli beldelere gönderilen mushafları da kabul ettiği görülmektedir. Söz konusu mushafların adedi hakkında ihtilaf bulunmaktadır.614

Kurrâ’dan Hamze ez-Zeyyât dört mushaf olduğunu söylerken, Hâkim es-Sicistanî Mekke, Şâm, Yemen, Bahreyn, Basra, Kûfe, Medine, Medine olmak üzere toplamda yedi mushaf olduğunu belirtmektedir.615 Suyutî’de meşhur olan görüşün beş mushaf

olduğu bilgisi geçmektedir.616 Mekkî b. Ebî Tâlib’in eserinde söz konusu mushafların

beş olduğu ve bunların Emsâra yani Mekke, Medine, Basra, Kûfe, Şâm beldelerine gönderildiği belirtilmektedir.617

612 Nafi’, Ebû Bekr, Kisaî, Ebû Cafer, Halef mezkûr kavilde yer alan iki lafzı da tenvinle okurken, İbn

Kesîr, ilkini tenvinle, ikincisini tenvinsiz okumuştur. Geri kalan, İkisini de tenvinsiz okudu. Hamze hariç hepsi ilkini elifle vakfetti. Hamze ise elifsiz vakfetmiştir. İbn Mücahid, Kitabü’s-Seb’a, s. 664; İbn Haleveyh, el-Hücce, s. 235; İbn Galbûn, et-Tezkire, s. 607; Mekkî, el-Keşf, II, 354; Dânî, et-Teysîr, s. 177; İbnü’l- Bâziş, el-İknâ', s. 479; Ebû Zür’a, Hüccetü’l-Kıraât, s. 738 – 739; İbnü’l-Cezerî, en-

Neşr, II, 395; Dimyâtî, İthaf, II, 508.

613 Tûsî, et-Tibyân, X, 165.

614 Zerkeşi, Ebû Abdullah Bedreddin Muhammed b. Bahadır b. Abdullah, (794/1392), El-Burhan fî

Ulûmi'l-Kur'ân, (thk: Ebi’l-Fazl Ed-Dimyâtî), Darü’l-Hadis, Kahire, 1427/2006, s. 169; Zerkanî,

Muhammed, Abdü’l-Azim, Menâhilü’l-İrfân fî Ulûmi’l-Kur’ân, (thk: Fevvâz Ahmed Zemerlî), Dârü'l- Kitâbi'l-Arabî, Beyrut, 1415/1995, I, 329.

615 Sicistanî, Ebû Bekr Abdullah b. Süleyman b. Eş’as (316/928), Kitabü’l-Mesâhif, Dârü’l-Beşâiri’l-

İslâmiyye, Beyrut 1423/2002, I, 328.

616 Suyûtî, Ebü'l-Fazl Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr (911/1505), el-İtkan fî Ulûmi’l-Kur'ân, (thk:

Merkezü’d-Dirâseti’l-Kur’âniyye), Medine 1426, s. 393.

617 Mekki b. Ebû Talib, el-İbâne, s. 32. Ayrıntılı bilgi için bknz: Maşalı, Mehmet Emin, Kur’an’ın

Bu kısa açıklamanın ardından İmamiyye’ye mensup olan Tûsî’nin muhtelif mushaflar açısından kıraâtleri ele almasından hareketle İmam Mushafı dışında kalan diğer mushafları da kabul ettiği anlaşılmaktadır. Tûsî’nin tefsirinde bahsettiği muhtelif mushaf isimleri aşağıda geldiği şekildedir:

لُسُر نِ م َكِلْبَق اوُؤآَج ِتاَنِ يَبْلاِب ِرُبُّزلا َو ِباَتِكْلا َو ِريِنُمْلا

“Apaçık mucizeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren nice peygamberler…”

(Al-i İmran – 184)

Tûsî’nin aktarımına göre kıraât imamlarından sadece İbn Âmir “ ِرُبُّزاب َو ” şeklinde “bâ” harfi cerri ile okumuştur. Şâm ehlinin mushafında böyle yazılmıştır. Gerisi “bâ”nın hazfiyle okumuştur.618 Hazfedenler, atıf vâv’ı ile okudular. Tekrardan

kurtarmak için böyle yaptılar. “Bâ” harfini isbat ederek okuyanlar ise te’kid olarak tekrar ettiler. Müellife göre her iki okuyuşta iyidir. 619

Görüldüğü üzere, Tûsî kıraât vechinin izahını yaparken Şâm mushafına atıfta bulunmuştur. Mekke mushafına yapmış olduğu atıfta aşağıda gelen örnekte yer almaktadır: دَعَأ َو ْمُهَل تا نَج ي ِرْجَت اَهَت ْحَت ُراَهْنَلْا َنيِدِلاَخ اَهيِف اًدَبَأ

“Allah onlara içlerinde ebedi kalacakları içinden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır.” (Tevbe – 100)

Tûsî’nin naklettiğine göre sadece İbn Kesîr “ اَهَتْحَتي ِرْجَت تا نَج ” kavlini “ نم ” isbatı ile okudu. Çünkü Mekke mushafında böyledir. Geri kalanlar, “ نم ” hazfederek “ اَهَتْحَت ” zarf olarak nasbettiler.620ُراَهْنَلْا اَهَتْحَت ي ِرْجَت تا نَج ” kavlinde “ نم ” harfi cerrini

618 İbn Âmir mezkûr kavli “bâ” harfinin ziyadesiyle okurken, İbn Hişâm “باتكلابو” lafzını “bâ”

ziyadesiyle okumuştur. Şâm mushafında bu şekilde yer almaktadır. Geri kalan, iki lafzı da “bâ”sız okumuştur. İbn Mücahid, Kitabü’s-Seb’a, s. 221; İbn Haleveyh, el-Hücce, s. 58; İbn Galbûn, et-Tezkire, s. 300; Mekkî, el-Keşf, I, 370; Dânî, et-Teysîr, s. 77; İbnü’l- Bâziş, el-İknâ', s. 390; Ebû Zür’a,

Hüccetü’l-Kıraât, s. 185; İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, II, 245; Palûvî, Zübde, s. 44; Dimyâtî, İthaf, I, 465

619 Tûsî, et-Tibyân, II, 550.

620 İbn Kesîr, Mekke mushafına ittibaen “نمziyadesiyle okurken, gerisi “نم”siz okudu. Geri kalan

Mushaflarda bu şekildedir. İbn Mücahid, Kitabü’s-Seb’a, s. 317; İbn Galbûn, et-Tezkire, s. 359; Mekkî,

el-Keşf, I, 505; Dânî, et-Teysîr, s. 97; İbnü’l- Bâziş, el-İknâ', s. 407; Ebû Zür’a, Hüccetü’l-Kıraât, s.

iskat edenler, Mekke mushafı dışındaki mushaf imlâsına tâbi olmuşlardır. Müellife göre her iki kıraâtin manası da aynıdır. 621

Tûsî, bazen de birden fazla mushaf hakkında bilgi vererek, kıraât vecihlerini ele almıştır. Bu tür kıraâtlerde bir tercihte bulunmadığı görülmektedir. Buna benzer örnekler aşağıdaki gibidir:

نِإَف َ الل َوُه ُّيِنَغْلا

ُديِمَحْلا

“Şüphesiz ki, Allah Ğanidir / hiçbir şeye muhtaç değildir, hamdedilmeye layıktır)

(Hadid – 24)

Medineli ve Şâm’lı imamlar “ ُديِمَحْلا ُّيِنَغْلا َوُه َ الل نِإَف ” kavlini fasılsız okumuşlardır. Çünkü onlara gönderilen mushafta bu şekilde yazılmıştır. Geri kalan imamlar, “ َوُه ” zamirinin isbatı ile okumuştur.622 Onların mushafında da bu şekilde

yazılıdır. “ َوُه ” zamirini iskat ederek okuyanlar “ ُّيِنَغْلا ” kelimesini “ نإ ” edatının haberi kılmışlardır, “ ُدي ِمَحْلا ” ise onun sıfatıdır. “ َوُه” zamirini ziyade edenlere göre, iki şekilde izah edilebilir: İlki, “ َوُه ” zamirini asıl kılmışlar veya zaid sıladır. İkincisi: Mübtedadır. “ ُّيِنَغْلا ” kelimesi de onun haberidir. Bu durumda cümle “ نإ” edatının haberi olur. 623

َلا َو ُفاَخَي اَهاَبْقُع

“Allah bunun sonucundan çekinmez de!” (Şems – 15)

621 Tûsî, et-Tibyân, V, 180 – 181.

622 Nafi’, İbn Âmir, Ebû Cafer “ َوُه” zamiri olmadan okudu. Medine ve Şâm mushaflarında iskat

edilmiştir. Gerisi “ َوُه” zamiriyle okumuştur. Kûfe, Basra ve Mekke Mushaflarında bu şekildedir. İbn Mücahid, Kitabü’s-Seb’a, s. 627; İbn Haleveyh, el-Hücce, s. 224; İbn Galbûn, et-Tezkire, s. 582; Mekkî,

el-Keşf, II, 312; İbnü’l- Bâziş, el-İknâ', s. 469; Ebû Zür’a, Hüccetü’l-Kıraât, s. 702; İbnü’l-Cezerî, en- Neşr, II, 384; Palûvî, Zübde, s. 133; Dimyâtî, İthaf, II, 455.

Tûsî’nin belirttiğine göre, Medine’li kıraât imamları ve İbn Âmir “ فاخي لف ” kavlini “fâ” harfiyle okumuştur. Medine ve Şâm mushaflarında böyledir. Geri kalanlar, “vâv” harfiyle okudular.624 Bu okuyuşta onların mushafına göredir.625

Tûsî sadece Mesahif-i Osmaniye’yi değil, sahabe mushaflarındaki farklılıklara da dikkat çekerek, kıraâtleri incelemiştir.

اَق ْاوُل ُعْدا اَنَل َك ب َر نِ يَبُي اَن ل اَم َيِه نِإ َرَقَبلا َهَباَشَت اَنْيَلَع

“Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın. Çünkü sığırlar, bizce, birbirlerine benzemektedir.” (Bakara – 70)

Kurrânın hepsi “şîn” harfini sâkin olarak okudu. Hasen “şîn” harfini şedde ile “hâ” harfini de zammeyle okumuştur. A’meş ise “ هَباَشَتمرقبلانِإ ” şeklinde okudu. Bu İbn Mes’ud’un ve onun okuyuşuna göre amel eden mushaflarda vardır, yoksa maruf olan / bilinen mushaflarda yoktur. Bu durumda kelam; Musa için inek kesmesini emrettiği zaman Musa’nın kavmi dedi, takdirindedir. Burada Musa’nın ismini zikretmek terkedilmiştir.626

Sahabe Mushaflarına işaret eden bir başka örnek de “Mushaf-ı Abdullah” ibaresiyle Al-i İmran sûresinde yer almaktadır:

َنوُلُتْقَي َو َنيِ يِب نلا ِرْيَغِب قَح َنوُلُتْقَي َو َنيِذِ لا َنوُرُمْأَي ِطْسِقْلاِب َنِم ِسا نلا مُه ْرِ شَبَف باَذَعِب ميِلَأ

“İnsanlardan adaleti emredenleri öldürenler var ya onları elem dolu bir azap ile müjdele”

(Al-i İmran – 21)

624 Nafi’, İbn Âmir, Ebû Cafer “fâ” ile okumuştur. Medine ve Şâm mushaflarında böyledir. Geri kalan,

“vâv” ile okumuştur. Kûfe, Mekke ve Basra mushaflarında dabu şekildedir. İbn Mücahid, Kitabü’s-

Seb’a, s. 689; İbn Haleveyh, el-Hücce, s. 245; İbn Galbûn, et-Tezkire, s. 629; Mekkî, el-Keşf, II, 382;

Dânî, et-Teysîr, s. 181; İbnü’l- Bâziş, el-İknâ', s. 485; İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, II, 401; Palûvî, Zübde, s. 145; Dimyâtî, İthaf, II, 540.

625 Tûsî, et-Tibyân, X, 280. 626 Tûsî, et-Tibyân, I, 364.

Tûsî’nin aktarımına göre, Hamze “ نورمأي نيذلا نولتاقيو ” şeklinde elif ile okumuştur.627 Çünkü Abdullah’ın mushafında böyledir. Müellife göre en iyisi

cemaatin üzerinde olduğudur.628

Sonuç olarak, Tûsî çeşitli vesilelerle mushaf imlâsı açısından kıraâtleri incelemeye önem vermiştir. Çeşitli mushaflara yaptığı atıftan Hz. Osman’ın diğer beldelere göndermiş olduğu mushafları kabul ettiğini görmekteyiz. Mekke, Medine, Şâm, Kûfe mushaflarına ayrı ayrı vurguda bulunarak söz konusu mushafları referans olarak göstermiştir.

627 Hamze “نولتاقُي”şeklinde “لاتقلا” den elifle ve “yâ”nın zamesiyle okurken, gerisi “لتقلا” den elifsiz

okumuştur. Hamzeninki İbn Mes’ud’un kıraâtidir. İbn Mücahid, Kitabü’s-Seb’a, s. 203; İbn Haleveyh,

el-Hücce, s. 50; İbn Galbûn, et-Tezkire, s. 285; Mekkî, el-Keşf, I, 338 – 339; Dânî, et-Teysîr, s. 73;

İbnü’l- Bâziş, el-İknâ', s. 387; Ebû Zür’a, Hüccetü’l-Kıraât, s. 158; İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, II, 238; Palûvî, Zübde, s. 40; Dimyâtî, İthaf, II, 440.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

EBÛ CA’FER ET- TÛSÎ’NİN KIRAÂT TERCİHLERİNDE ESAS ALDIĞI DELİLLER

1. Ebû Cafer et-Tûsî’nin Kıraât Tercihlerindeki İstidlâlleri