• Sonuç bulunamadı

3.1. MENZİLHÂNELERE NİZAM VERİLMESİ

3.1.4. Menzilci Tayinleri

Menzilhânelerin hizmet verebilecek şekilde örgütlenmeleri hususunda bir diğer merhale ise menzilcilere deruhde edilmeleridir. Menzilhânelerin hizmet vermesinden birinci derecede sorumlu olan kişilerin menzilciler olması sebebiyle, menzilci tayinleri oldukça nazik bir husustur. Onların işten anlamaları ile güvenilir ve dürüst kişiliklere sahip olmaları, muhtelif kaynaklardan menzilhâneye aktarılan paranın, maksimum düzeyde amme hizmetine dönüştürülmesine imkân tanımaktaydı. Menzilcilerin beceriksiz veya art niyetli olmaları hem devlete ait önemli ve âcil işleri takip eden ulakların gidecekleri yerlere zamanında ulaşamamaları hem de mîrî hazinenin ve devlete ait sair gelir kaynaklarının boş yere harcanması anlamına gelmekteydi. Bu tür sebeplerden, zaman zaman gönderilen fermânlar vasıtasıyla, devlet yönetimi menzilci nasb ve tayin olunacak kişilerde bulunması gereken özellikleri belirtmiştir. Söz konusu fermânlardan anlaşıldığına göre, devletin istediği menzilci tipi, mutemed (güvenilir)63, kâr-güzâr (becerikli), kuvve-i iktidar (iktidar sahibi) ve muhtardan (seçilmiş, güvenilir) kişilerdir. Ayrıca tayinler esnasında menzilhânenin bulunduğu kazânın tüm a’yân ve ahalisinin de aynı isim/isimler üzerinde uzlaşmış olmaları gerekmektedir64. Merkezden gönderilen hükümlerde menzilci tayin olacak kişilerin inançlarına dair bir gönderme yapılmadığı gibi65, menzilci tayin olunan gayrımüslimlere de tesadüf olunmaktadır66.

Menzilci tayinleri, 1698 yılına kadar, aya’n ve ahalinin ittifakı ile kadıların nezaretinde gerçekleştirilir, mahkemede hüccet edilmek suretiyle de resmiyet kazandırılırdı. Ancak 1698 yılından itibaren, menzilhânelerin merkezîleşmesiyle birlikte, kazâlarda yapılan ve hüccetlerle resmiyet kazandırılan menzilci tayinlerinin merkeze bildirilmesi ve onayının beklenmesinin kanun haline geldiği düşünülmektedir. Kadıların bulunmadığı kale ve palanga gibi yerlerde ise menzilci

63 BOA, MAD. 8470, s.86/1, (29 Cemaziye’l-Ahir 1136/ 25 Mart 1724). 64 KŞS. 56, s.181/1, (H.1176 / M. 1762-63).

65 BOA, MAD. 8470, s.86/1,(29 Cemaziye’l-Ahir 1136/ 25 Mart 1724); KŞS. 56, s.181/1, (H.1176 / M.

1762-63)

66 Sema Altunan, “XVII.Yüzyıl Sonlarında İstanbul-Edirne Arasındaki Menziller ve Bazı Menzilkeş

Köyler”, http://dergiler.ankara.edu.tr/detail.php?id=18&sayi_id=34, (En son 24 Ekim 2009 tarihinde ziyaret edilmiştir) s.80.

tayinlerinin merkeze arzedilmesinin dizdâr veya palanga zabitleri tarafından yapıldığı görülmektedir67.

Mevkûfât defterlerinde menzilci tayinleri ile ilgili yüzlerce belge bulunmakla birlikte, bu belgelerdeki ifadeler menzilcinin ahali ile yapmış olduğu sözleşmelerin içeriğini yansıtmamaktadır. Söz konusu kayıtlarda öncelikle menzilhânenin itibarî beygir sayısı ve buna bağlı olarak da maktû’ât değeri belirtilmektedir. Akabinde söz konusu maktû’ât değerinin hangi kaynaklardan finanse edileceği/edildiği ve menzilci tayin olunan kişilerin isimleri kaydedilmektedir68.

1698 yılına kadar, menzilci tayinlerini gösterir resmî kayıtların yalnızca kazâlarda tutulan hüccetlerden oluştuğu tahmin edilmektedir. Daha sonraki dönemlerde hem hüccetlerde hem de menzil ahkâmlarında menzilci tayinlerini gösterir binlerce belge bulunmaktadır. Ancak daha sonraki tarihlerde menzilci tayinlerinin kayıt altına alındığı belgelerde, bazı istisnalar hariç69, eski tarihli hüccetlerdeki gibi ayrıntılı bilgiler bulunmamaktadır. Söz konusu tarihe kadar düzenlenmiş hüccetlerden takip edilebildiği kadarıyla kazânın ileri gelenleri, menzilci adayları ve bu adayların kefilleri mahkemeye gelerek kadının huzurunda ve onun nezaretinde menzilci tayinini gerçekleştirirlerdi. Bu tayin işlemleri esnasında önemsenen hususlar hüccet formatıyla kayıt altına alınır ve bu şekilde de resmi bir nitelik kazanırdı. Kadı marifetiyle hazırlanan hüccetlerin formatları, matbu evrakmış gibi, birbirinin aynısı şeklinde düzenlenmekteydi. Bu şekilde düzenlenen hüccetlerde öncelikle, kazânın önde gelen ve itibarlı kişilerinden olup, ahaliyi temsil eden şahısların isimleri kaydedilirdi. Söz konusu kişiler hukukî açıdan ahaliyi temsil etmektedir. Ardından ise karşı tarafta olan ve kendilerini temsil eden menzilcilerin kimlik ve adres bilgileri yazılırdı. Bunları takiben menzilci tayininin yapılmasını gerekli kılan husus veya hususlar belirtilirdi. Belgelerden takip edilebildiği kadarıyla yeni menzilci tayinini gerektiren durumların en sık tesadüf olunanı; mevcut menzilcilerle yapılan sözleşme süresinin dolmasıdır70. Bunun yanın da menzilcilerin

67BOA, MAD. 8470, s.280/1, (21 Şevvâl 1138 / 22 Haziran 1726); BOA, MAD. 8492, s.60/1, (27

Şevvâl 1145 / 12 Nisan 1733)

68 BOA, MAD. 10322, s.14-474; BOA, MAD. 3999, s.4-99. 69 KŞS. 56, s.1/1, ( 20 Rebî’ü’l-evvel 1157 / 3 Mayıs 1744). 70 KŞS. 13/6-1 (25 Şevvâl 1087 / 7 Aralık 1676).

kendi istekleri ile sözleşmeyi feshetmeleri71 veya vefatları sebebiyle görevlerinin yarıda kalması72, kazâ ahâlisinin menzilcilerden memnun olmamaları neticesinde görevlerinden uzaklaştırılmaları73 ve menzilhâneyi daha düşük fiyatla idare edecek adayların çıkması74 gibi hususlar da yeni menzilci tayinlerinin yapıldığı durumlardandır.

Hüccetin devamında genel olarak menzilcilerin tayin edildikleri zaman dilimi, bu süre içerisinde yapacakları görevlerin neler olduğu ve alacakları ücretin miktarı gibi hususlar belirtilirdi. Menzilcilere kefil olan şahısların da adresleriyle birlikte tek tek kaydedilmesi ve hangi hususlara kefil olduklarının belirtilmesiyle de menzilci tayinini gösterir belge (hüccet) tamamlanmış olurdu75. Genelde menzilcileri menzilhânenin tesis olunduğu kazâ ahalileri nasb ve tayin etmekteyken, bazı bölgelerde menzilcilerin birden fazla kazâ ahalisinin oy ve ittifaklarıyla atandıkları görülmektedir76.

Menzilcilerin tayin olunmaları esnasında, bir yıllık hizmet için belirlenen ücret, daha önceden menzilhâneye tayin olunan avârız hânelerinden tahsil edilemez veya bu hanelerden tahsil olunan vergiler, belirlenen ücreti karşılamaya yeterli gelmez ise kazânın diğer avârız hânelerinden mahsup olunan vergilerden de ek ödemeler

71 KŞS. 16/1-2 (24 Şevvâl 1083 / 12 Şubat 1673). 72 KŞS. 48/2-1 (20 Rebî’ü’l-ahîr 1130 / 23 Mart 1718).

73 Rûz-ı Hızır 1176-Rûz-ı Hızır 1177 tarihleri arasında görev yapmak üzere atanan Ali b. Abdullah,

umûr-ı mühimmeden ubûr eden ulaklara usret ve kasaba ahâlisine taciz ve zorluk çıkartması sebebiyle, 20 Ramazan 1176 tarihinde, kazânın ayânı, uleması ve hâne sahiplerinin ortak kararıyla görevden alınmıştır. Yerine 100 kuruş eksiği olan 8.900 kuruş ücretle, Abdülkadir Beşe ve Ahmed isimli kişiler menzilci tayin olunmuşlardır. Bkz. KŞS. 58, s.30/1, (23 Rebî’ü’l-ahîr 1177 / 26 Mart 1764).

74 Mesela 1692 tarihli bir belgede, Seyyid Mehmed Çelebi ve diğer Seyyid Mehmed Çelebi isimli

kişiler ortak olmak üzere 3.000 kuruş ücret karşılığında menzilcilik hizmetini kabul etmiş iken Mehmed Beg ve Mûsa Beg isimli kişiler fukaraya merhamet ile 2.500 kuruş ücretle menzilcilik hizmetini yapabileceklerini beyan etmişlerdir. Bunun üzerine ibn-i Seyyid Mehmed Çelebi ve diğer Seyyid Mehmed Çelebi‘nin icâreleri fesh olunmuş ve yerlerine Mehmed Bey ve Musa Bey Konya menzilcileri olarak atanmışlardır. KŞS. 37, s.3/1, (10 Cemâziye’l-âhir 1103 / 29 Ocak 1692).

75 KŞS. 10, s.295/1, (1 Cemâziyelevvel 1071 / 2 Ocak1661); KŞS. 27, s.15/1, (3 Cemâziye’l-âhir 1083

/ Eylül 1672); KŞS. 25, s.6/1; KŞS. 36, s.3/1, (10 Cemaziye’l-evvel 1103 / 29 Ocak 1692); KŞS. 36, s.5/1, (17 Cemaziye’l-evvel 1103 / 06 Ocak 1692); KŞS. 56, s.1/1, (20 Rebî’ü’l-evvel 1157 / 3 Mayıs 1744); KŞS. 58, s.30/1, (1 Ramazan 1176 / 16 Mart 1763).

76 1727-1728 dönemi için Habibce menzilcisini Cisr-i Mustafa Paşa, Çirmen ve Çırpan kazâlarının

ahalisi ittifakla, her bir kazâ birer menzilci önermek suretiyle, tayin etmişlerdir. BOA, MAD. 9920, s.5/1.

yapılabilmekteydi77. Bahsedilen bu ücret, önceden kararlaştırılmış standart bir miktar olmayıp, her menzilci tayini esnasında günün şartlarına ve bölgenin yapısına uygunluk gösterecek şekilde değişebilmekteydi78. Bazı durumlarda, belirlenen rakamlar bir takım sebeplerle menzilhânenin masraflarını karşılamaya yeterli gelmiyordu. Bu gibi durumlarda eski sözleşmelerin fesh edilerek, ücretin tekrar belirlendiği yeni ek bir sözleşme de yapılabilmekteydi79.

Bunun yanında nadiren de olsa gerek tayin işlemleri esnasında ve gerekse menzilcilerin görevlerine başlamalarından bir müddet sonra, daha düşük bir fiyat teklifiyle menzilhânenin idaresine yeni talipler çıkabilmekteydi. Ahalinin de desteğini almaları durumunda, eski menzilcilerin sözleşmeleri fesh olunarak, menzilhânelerin idaresi için daha düşük ücret talebinde bulunan yeni talipler tayin olunabilmekteydi80.

Normal olarak sözleşme bir yılı aşmayacak şekilde yapılıyor olmakla birlikte, o yıl için atanan menzilcinin görevini iyi yapması halinde bir sonraki sene tekrar atanması hususunda herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır81. Bazı kazâlarda menzilciliğin neredeyse aile mesleği haline geldiği görülmektedir. Mesela; Muhtemelen ilk olarak 1700 yılında Konya Menzilhânesi’ne menzilci tayin olunan Hızır Çavuş, 1715 yılına kadar bu görevi kesintisiz bir şekilde devam ettirmiştir82. 1715 yılında ise yerine oğlu Osman Ağa menzilci tayin olunmuştur. Ancak

77 KŞS. 24, s.6/1, (1 Safer 1089 / 25 Mart 1678).

78 Genel olarak bu ücretler yıldan yıla artma eğilimi göstermekle birlikte, 1 Cemâziye’l-evvel 1071/ 2

Ocak 1661 tarihinde yapılan bir sözleşmede “… senesi temâm olmağın bin yetmiş bir Cemâziye’l-

ulâ gurresinden bir sene temâmına değin a’yân-ı vilâyet ve ahâli-i memleket ma’rifetiyle ta’yîn olunan elli hâneden ellibin akça ve sâir hâneler ikiyüzkırkbin akçe imdâd eylemek üzere... Mehmedin kabûl eylediğinden yüzonbin akça noksan olmak üzere cem’an ikiyüzdoksan bin akçaya

Konyalı Ali Beşe ibn-i Hüseyin der-uhde ve kabûl eylemeğin zikr olunur...”, geçen ifadelerden

anlaşıldığı şekliyle yapılan bu yeni sözleşme ile bir yıl öncesine göre % 55’lik bir düşüş söz konusudur. Yani menzilcilere verilen ücret her zaman artma eğiliminde değildir. Bununla ilgili belge için bkz. Sak, 10 Numaralı Sicil, s.465-466, Belge No: 295-2.

79 KŞS. 24, s.6/1, (1 Safer 1089/ 25 Mart 1678).

80 KŞS. 37, s.3/1, (10 Cemâziye’l-evvel 1103 / 29 Ocak 1692).

81KŞS. 40, s.4/1, (5 Rebî’ü’l-evvel 1115/ 29 Temmuz 1703); KŞS. 41, s.16/1, (2 Muharrem 1115 / 18

Mayıs 1703); KŞS. 43, s.278/1, (28 Cemâziye’l-âhir 1119/ 26 Eylül 1707); KŞS. 45, s.6/1, (22 Rebî’ü’l-evvel1127/ 28 Mart 1715); KŞS. 45, s.3/1,(Cemâziye’l-evvel 1127 / 5 Mayıs-6 Haziran 1715).

82 KŞS. 40, s.4/1, (5 Rebî’ü’l-evvel1115/ 29 Temmuz 1703); KŞS. 41, s.16/1, (2 Muharrem 1115 / 18

Mayıs 1703); KŞS. 43, s.278/1, (28 Cemâziye’l-âhir1119/ 26 Eylül 1707); KŞS. 43, s.278-1, (8 Safer 1119 / 11 Mayıs 1707); KŞS. 45, s.6/1, (22 Rebî’ü’l-evvel 1127 / 28 Mart 1715).

bahsedilen Osman Ağa sözleşmesinin dolmasına 38 gün kala vefat etmiştir83. Osman Ağa’nın eksik kalan süresini tamamlamak için, merhumun kardeşi, Hızır’ın diğer oğlu Abdi atanmıştır. Abdi, 1718 senesine kadar menzilcilik görevini tek başına yürütmüştür. Bu tarihlerde menzilciliğe ara vermiş görünen Hızır Çavuş, 1723 yılında bir diğer oğlu es-Seyyid el-Hâc Mehmed’i de yanına alarak tekrar menzilciliğe başlamıştır84. Bir sonraki yıldan itibaren Konya menzilcisi olarak Hızır Çavuş’un ismi geçmemekte, oğlu Mehmed bu işi yalnız başına yürütmektedir. Ancak 1731 yılında Hızır Çavuş’un, “…sâbık Konya menzilcisi…” sıfatıyla, Karapınar Menzilhânesi’ni idare ettiği görülmektedir85. Söz konusu seneye kadar oğlu Mehmed de Konya Menzilhânesi’ni idare etmiştir. Menzilciliği meslek haline getiren bu aile, yaklaşık 30 yıl Konya Menzilhânesi’ni ve bir dönem de Karapınar Menzilhânesi’ni bilfiil idare etmiştir.

Menzilhâne bulunmayan kazâlarda menzilci tayini yapılması hususunda bir düzenleme bulunmamakla birlikte, bazı kazâlarda ahalinin kendi aralarında menzil işlerine nizam vermek suretiyle bir miktar ücret karşılığında menzilci tayin ettikleri tespit edilmiştir86.