• Sonuç bulunamadı

3.4. Mekân Bilişinin Gelişimi

3.4.2. Çocukta Temel Mekân Bilişinin Gelişimi

3.4.2.3. Piaget’ye Göre Çocukta Mekân Kavramının Gelişimi

3.4.2.3.1. Mekân Kavramının Gelişimsel Değişimi

Piaget ve arkadaşlarının mekân bilişi konusunda yaptıkları çalışmalar, genel olarak dört başlık altında toplanabilir:

1. Mekân tasviri, hareketlerin koordinasyonu ve içselleştirilmesi ile ortaya çıkmaktadır (Piaget, 1954). Çocuğun mekân hakkındaki bilgisi, temel olarak mekân algısından değil, mekândaki hareketten kaynaklanır.

2. İmgeler, taklit edilen davranışların içselleştirilmesi ile ortaya çıkar. Bu bulgu, Piaget ve Inhelder (1967)’in sembollerin oluşumu ile ilgili gerçekleştirdikleri bir çalışmada ortaya çıkmıştır. Başlangıçta küçük çocuklar (0–2 yaş) diğer insanların hareketlerini kopyalar veya taklit ederler. Daha sonra bu taklit şeması, benimsenerek zihinde sembolleştirilir.

3. Mekân organizasyonunun dört aşaması ya da yapısı vardır: sensorimotor mekân, işlem öncesi mekân, somut işlemler mekânı ve soyut işlemler mekânı (Piaget ve Inhelder, 1967; Laurendeau ve Pinard, 1970: 15).

4. Mekân bilişinin içeriğini belirleyen üç özel mekânsal ilişki sınıfı vardır: topolojik, projeksiyonel ve geometrik-metrik ilişkiler. Bireyin yaşamında, topolojik ilişkilerin kavranması, projeksiyonel ve geometrik ilişkilerin kavranmasından önce gelir (Laurendeau ve Pinard, 1970: 15– 16).

Piaget, çocuğun gelişim dönemlerine paralel olarak mekân gelişimini dört safhaya ayırmıştır (Şekil – 4): sensorimotor mekân, sezgisel – işlem öncesi mekân, somut işlemler mekânı, soyut işlemler mekânı.

Şekil 4:

Piaget'nin Entelektüel Gelişim Dönemleri İle İlişkili Mekânsal Biliş Safhaları (Moore, 1976’dan uyarlanmıştır).

3.4.2.3.1.1. Sensorimotor Mekân

Doğumdan ortalama 1,5–2 yaşına kadar sensorimotor mekân gelişir. Bu dönemde mekân bilişi anlamında dört önemli ve eş zamanlı gelişme görülür (Flavell, 1963: 129–162). Bunlardan ilki şeklin oluşmasıdır.

İkincisi nesne devamlılığının oluşmasıdır (Piaget, 1954:3–96). Doğumdan itibaren ilk bir yıla kadar, bir nesne çocuğun erişim mekânından uzaklaştırıldığında çocuk o nesnenin artık var olmadığına inanır. Yavaş yavaş, nesnelerle oynadıkça çocuk nesnenin geçici bir süre kendisinden saklansa da var olmaya devam ettiğini kavramaya başlar. Bebekler ilk önce yatay yöndeki nesneleri, daha sonra dikey yöndeki nesneleri

takip etmeyi öğrenirler (Aktaş, 2002: 88). Bu şekilde çocuk, algı ve dokunma yoluyla, çevresindeki nesnelere ait sabit bir tasvir fikri geliştirir.

Üçüncü olarak, çocuk farklı kişisel ihtiyaçlar ve vücut parçaları ile ilişkili birbirinden ayrı mekân dizilerinin (duruş mekânı, ağızla ilişkili – bukkal - mekân, dokunma mekânı, işitme mekânı, görsel-kavramsal mekân) var olduğunu kavramaya başlar. Daha sonra çocuk, bu mekân dizileri içindeki bütün nesnelerin birbiriyle ilişkili olduğunu kavramaya ve koordineli bir mekân içerisinde hareket etmeye başlar (Piaget, 1954: 97–218). Örneğin, yollar arasında kestirmeler yapabilir, başlangıç noktasına geri dönebilir ve başka bir yere ulaşmak için bir nesnenin etrafından dolaşabilir (Piaget ve Inhelder, 1967: 15–17).

Dördüncü olarak, işlem öncesi mekâna geçişin sinyallerini veren çocuğun şemaları, mevcut hareketlerden bağımsız hale gelmesi ile birlikte değişmeye başlar (Flavell, 1963: 129–162). Bu dönemdeki bir çocuk, ilk zamanlar kendi evindeki odalara yalnız başına gitmeye çekinir, gittikten kısa bir zaman sonra ise ağlamaya başlarken; hareket mekânı ve hareket kapasitesi arttıkça, çocuk evin bütün odalarını tek başına dolaşabilir hale gelir.

Bu önemli aşamalardan sonra sembolik işlevlerin ortaya çıkması ile birlikte, çocukta tasvir mekânı gelişmeye başlar. Sensorimotor mekânın dengelenmesiyle birlikte çocuk yeni bir döneme geçiş yapar.

3.4.2.3.1.2. Sezgisel - İşlem Öncesi Mekân

Duyusal motor dönemden sonra, çocuk işlem öncesi mekâna geçiş yapar. İşlem öncesi mekân (2–7 yaş) kendi içerisinde iki alt aşamaya ayrılır:

• Sembolik ve algı öncesi düşünce (2–4 yaş arası), • Kısmen düzenli sezgisel düşünce (4 ile 7–8 yaş arası)

Bu dönemde, temel seviyede mekânın ilk tasvirleri ve izole edilmiş dönüşümleri yapılabilse de, mekân tasviri esasen statiktir. Okul öncesi bir çocuk, başlangıç noktasına sadece düşünce yoluyla simetrik veya gerçek ters çevrilebilir olarak değil, döngüsel bir yolu takip ederek dönebilir. İşlem öncesi dönem tasvirleri benmerkezcilikten uzaklaşma çabası içerisinde olsa da, çocuğun mekân kavramı hâlâ kendi bakış açısına bağlıdır (Laurendeau ve Pinard, 1970).

3.4.2.3.1.3. Somut İşlemler Mekânı

Somut işlemler dönemi ile birlikte (7–12 yaş), çocuğun mekân bilişi giderek hareketli, esnek ve ters çevrilebilir yapılara doğru gelişme gösterir. Bu aşamanın da iki alt basamağı vardır:

• Somut işlemlerin ortaya çıkışı (7–8 yaş civarı)

• İşlemlerin mantıklı yapılar içine organizasyonu (9 ila 11–12 yaş). Bu dönem boyunca mekânsal düşünce, gerçek veya tasvir edilmiş bir nesnenin varlığına bağlıdır. Bu zamana kadar önemli bir soyutluk seviyesine ulaşmış olan mekânsal yapılar, mekânın farklı bakış açılarından mantıklı bir koordinasyonu yoluyla oluşturulur (Piaget ve Inhelder, 1967). Böylece çocuk nihayet mekân üzerinde kendi ben-merkezci odaklanmasından uzaklaşmıştır.

3.4.2.3.1.4. Soyut İşlemler Mekânı

Soyut işlemler dönemi ile birlikte (11–12 yaş ve yukarısı), çocukta soyut düşünme ve soyut kavramları kullanabilme yetisi gelişir. Hipotezler kurar ve denemeden geçirirler. Mantıklı düşünme, mantıklı açıklamalar yapma ve problem çözme yetileri gelişmiştir. Bu dönem çocuğu sorunların çözümüne daha sistematik

yaklaşımlar getirir. Akıl yürütme süreçlerini kullanmada daha başarılıdır. Ortalama 15 yaş civarı birey entelektüel olgunluğa erişmeye başlar (Cirhinlioğlu, 2001:108). Gençlik yıllarında ve daha sonraki soyut işlemler döneminde mekânla ilgili işlemler, gerçek hareket, nesne ve yerden tamamen uzaklaşabilir. Matematiksel işlemleri gerçekleştirdiği ve mekân koordinasyona eriştiği oranda, genç tüm evreni keşfetmeye başlar (Piaget, Inhelder ve Szeminska, 1960). Kısacası, çocuk somut bir mekândan yeni bir dengeye, hipotetik ve sonsuz bir mekâna geçmiştir.