• Sonuç bulunamadı

4. MEDYANIN GÜNDEM BELĐRLEME ROLÜ VE GÜNDEM SAPTAMA

4.1. Medyanın Gündem Belirleme Rolü

Bireyler, medyada yer alan haberleri izleyerek bulunduğu toplumda ya da dünyada neler olup bittiğini, ne tür olayların yaşandığını ve hangi sorunların var olduğunu öğrenebilmektedir. Belirli bir çevrede yaşayan tüm insanlar, medyayı bire bir takip etmeseler dahi, bir bakıma onlar adına takip eden diğer insanlardan haber içerikleriyle ilgili dolaylı da olsa bilgi sahibi olmaktadır. Yani birey genel manada medya olarak ifade edilen kitle iletişim araçlarının mesaj içeriklerine açık olmakla, ilk etkileşim olarak kabul edilen “haberdar olma” süreci gerçekleşmiş olmaktadır. Bu durumda etkileşim halkasının ilk basamağı haberdar olmadır (Yüksel, 2001:22). Burada medyanın bireyler üzerindeki etki sürecine değinen görüşlere kısaca yer vermek gerekmektedir. Etki kavramının en temel tanımı Piatila tarafından yapılmıştır. “Đletişim sürecinin bir önemliliği olarak iletişim etkisi, bireyin zihninde daha önce olan ya da olmayan bir şeyin; iletişim olmasaydı, olması ya da olmaması ile söz konusudur.” (Piatila, 1997: 125) tanımlamasını yapmaktadır. Bu ilke iletişimin sonuçları bakımından uyarı-yanıt formülünde karşılığını bulmaktadır. Etkiler (Bkz. şekil 2) özel uyarılara karşılık gelen tepkilerdir. Bu durumda medya iletileriyle bu iletileri izleyenler arasında yakın bir ilişkinin olacağı var sayılmaktadır.

Şekil 2: Đletişimin Etki Süreci

Bu etkileşimi şekildeki gibi açıklayan McQuail’e göre, ileti ya da uyarıcıları olan hedef kitle, bir şekilde buna yanıt vermektedir (McQuail, Denis ve Sven Windahl, 1994: 67). Bu konuda daha genel kabul gören ve daha sonra gündem belirleme yaklaşımı ile ilişkilendirilen McCombs ve Shaw’ın açıkladığı etki süreci şekil 3’de ifade edilmektedir.

Şekil 3: Đletişim Etkilerinin Sıralanması

Buna göre gerçekleşen bir iletişimin etkileri; bireyin farkında olmasında, bilgilenmesinde, tutumlarında ve daha sonra davranışlarında aranmaktadır. (Bkz. şekil 3). Bu alanda etki kavramı ve medyanın etkilerine yönelik birçok araştırma yapılmış, halen bu araştırmalar farklı yön ve yöntemlerle yapılmaya devam etmektedir. Televizyonun gündem belirleme üzerindeki etkisini de bu araştırmalar kapsamı içinde değerlendirmek mümkündür.

Medya sayesinde haberdar olunan herhangi bir sorunla ilgili birey daha fazla bilgi edinme çabası içerisine girdiği için bu durum onu “bilişsel etkiler” ve bu durumu “davranış değişikliği” aşaması izlemekte, böylece zincirin halkaları tamamlanmaktadır (McCombs veShaw, 1984:64).

Bununla birlikte bireyler medyayı takip ederek çevresinde neler olup bittiğinin yanında konuların ya da sorunların ne kadar önem taşıdığını da yine medyanın haber sunum biçimlerinden öğrenmektedirler. Yani medyanın haber sunum sırası ve biçimi, hangi konuların gündemin üst sıralarında olduğunu ve önemlilik derecesini belirlemektedir Bu temel mantığa dayanan gündem belirleme yaklaşımı, medyanın haberleri sunuş şekliyle toplumun düşündüğü ve konuştuğu konuları belirleyebildiğini ileri sürmektedir. Bunun sonucu olarak da kamu gündeminin oluştuğu kabul edilmektedir. Gündem belirleme çalışmalarında medyanın etkisinin daha fazla olduğunu ileri süren son gündem çalışmalarına göre medyanın insanlara “ne hakkında” düşünecekleriyle, “ne düşüneceklerini” de aktardığı görüşü ön plana çıkmıştır. Toplumda “gündem belirleme” ile “kamuoyu oluşturma” kavramlarının karıştırıldığı bilinmektedir. Her iki olgununda benzer süreçler içinde yer alması ve toplumu etkileyen ve yönlendiren anlamlarıyla kullanılması bu kavram kargaşasının en önemli nedeni olarak görülmektedir. Fakat

bu iki kavram birbiriyle bazı noktalarda ilişkili olmasına rağmen, aslında farklı anlamlar içerdiği kabul edilmektedir. Kamuoyu oluşturma; bir konu, bir durum hakkında oluşan bireysel ve toplumsal fikirlerden hareketle iletişim yoluyla karar vermeye dek uzanan bir süreci kapsamaktadır. Kamuoyunu medyanın dışında dolaylı olarak aile, eğitim, kültür, toplumsal kontrol mekanizmaları gibi kurumsal sosyolojik araçlar ve kanaat önderleri, algı, tutum gibi bireysel psikolojik araçlarla; doğrudan siyasal grup ve partiler, baskı grupları gibi siyasal araçlar ve medyanın etkilediği ifade edilmektedir. Oysa gündem belirleme medyanın kamuoyu oluşumu sürecindeki etkisi üzerinde durmaktadır. Yani medyanın oluşturduğu toplum gündemi aslında kamuoyu oluşumuna giden bir sürecin başlangıcı kabul edilmektedir. (Yüksel, 2001: 22-23). Bu nedenle gündem belirleme araştırmaları daha çok konu ya da konuların önemlilik derecesine göre medyadan kamuoyuna geçişi üzerinde durmaktadır.

Walter Lippmann, kamuoyu sürecinde ilginin oluşturulmasının en önemli evresinde “kamulaştırma”nın yer aldığını belirtmektedir. Bu kamulaştırmayı da medya yapmaktadır. Yani gündemde yer alacak konuların seçimini yapan en önemli kurumun medya olduğunu söylemektedir. Bu nedenle gündem belirleme ve kamuoyunu etkileme sürecinde yer alan medya kuşkuya yer bırakmayacak şekilde en önemli bir unsur olarak yer almaktadır. Walter Lippmann’ın bu görüşünden tamamen habersiz ve bağımsız olarak gündem konusunda Amerikalı iletişim araştırmacılarının yaptığı araştırmaya göre konuları ortaya atan, onları tartışmaya açan çoğunlukla medyadır. Bu araştırmacılar elde ettikleri verilere dayalı olarak medyanın gündemi belirleme işlevinin olduğu sonucuna varmışlardır (Neolle- Neumann, 1998:177).

Günümüzde artık bazı medya kuruluşları toplum gündemini yine toplumla bitlikte oluşturma çabasındadır. Örneğin; CNN Türk gündemi belirlemek için izleyici anketine başvurmaktadır. “Gündemi siz belirleyin” sloganı ile gündemde yer alacak konu başlıklarını vermekte ve izleyicisinden bu konu başlıklarından hangisinin öncelikle ve önemli olarak işlenmesini istediğini SMS yolu ile yaptığı anketle belirlemektedir. Medyadaki bu değişmenin ana nedeni aslında ortak gündem oluşturarak toplum üzerinde daha etkili olmaktır.

Bir konuyu, bir haberi gündeme çeşitli unsurlar taşıyabilmektedir. Ancak bu unsurlar arasında medya en etkili olanıdır. Bu nedenle gündem belirleme

araştırmalarının önemli bir bölümü medya üzerinde yoğunlaşmıştır. Fakat gündem belirleme araştırmaları, konumuzla ilgili olmakla beraber, ayrıntılı olarak üzerinde durulmasına gerek yoktur. Çünkü bu güne kadar yapılan araştırmalar medyanın gündem belirleme gücünü ortaya koymuştur. Bu araştırmada, var olan bu gücün daha çok yerel televizyon yönü ile ilgili olan boyutu ele alınmaktadır.

Medyanın en önemli etkisinin dünyayı insanlar için düşünsel olarak düzenlemesi ve bu doğrultuda organize etmesi olarak görülmektedir. Bu ifadenin temeli Bernard Cohen’in “Medya ne düşüneceğimizi söylemekte başarılı olmayabilir, fakat ne hakkında düşüneceğimizi söylemekte fevkalade başarılıdır” (Stuart, 2006:1-2) düşüncesine dayanmaktadır. Bu ifade medyanın gündem belirlemede etkili olduğunu vurgulamaktadır. Gündem belirleme yaklaşımının isim babaları Donald L. Shaw ve Maxwell E. McCombs’tur. Her iki bilim adamı medyanın gündem belirleme işlevini, “bireylerin düşüncelerini biçimlendirmek için onların algısal yapısını etkileme yeteneği” (Doanld ve Diğerleri, 1998: 5) şeklinde adlandırmaktadır. Bu düşünürlerin görüşüne göre medya insanların ve dolayısıyla toplumun düşünceleri üzerinde etkili olmakta ve bu düşünceleri, gönderdiği mesajların etkisiyle yeniden kodlayarak, kendi isteği doğrultusunda şekillendirmektedir. Bu işlevini yerine getirirken, bireylerin algısal yapısını etkileyerek işini kolaylaştırmaktadır. Yine gündem belirleme yaklaşımı ile ilgili olarak son yıllarda önemli çalışmalar yapılmıştır. Dearing ve Rogers’ın “medyanın bir süreç aracılığıyla farklı konuların görece önemliliğini bildirmesi ve kamuoyunu etkilemesi” (Everet ve Dearing 1988:556) yaklaşımı bunlardan biridir. Bu görüşe göre medya, konuları ya da sorunları görece olarak önemini bildirmesi gündem oluşumunun nedeni olarak gösterilmektedir. Bu görüşü daha geniş anlamda yorumlayan Windahl ve arkadaşları ise gündem belirleme kavramını şöyle ifade etmektedir: “Demokrasilerde bazı konulardaki bilgilerin niçin ve neden halkta bulunurken diğerlerinin bulunmamasını açıklar. Kamuoyunun nasıl şekillendirildiğini ve niçin bazı konuların siyasi hareketler aracılığıyla söylevleşirken, diğerlerinin söylevleşmediğini anlamaya çalışır. Bu yüzden gündem belirleme çalışmaları sosyal değişme ve sosyal istikrar çalışmaları olarak nitelendirilmektedir” (Dearing ve Everet 1996: 2). Gündem belirleme yaklaşımı medyanın etkisi ve önemini açıklamada en iyi modeldir diyen Kosicki gündem belirlemenin önemli bir işlev olduğunu belirtmektedir (Kosicki, 1993: 100-127).

Gündem belirleme ile ilgili deneysel araştırmalar yapan Iyenger ve Kinder, medyanın birey ve toplum üzerindeki etkisini “çerçeveleme ve öne çıkarma” gücüne dayandırmıştır. Soroka, Kanada’da gündem belirleme yaklaşımını toplumu ilgilendiren belli başlı konuların niteliğine göre incelemiştir (Yüksel, 2001:47-51). Bu konulardan bazılarının daha güçlü etkilere sahip olduğunu tespit etmiştir.

Sonuç olarak Amerika Birleşik Devletleri seçim kampanyaları ve bu kampanyalar döneminde yer alan diğer konular üzerinde halk ilgisini ölçmek için yapılan araştırmalar medyanın gündem kurma ilişkisinin somut verilerini ortaya koymuştur. Medya Gündem Kurma araştırmalarında varılan en somut sonuç, medyanın bazı konuları ya da problemleri diğer sorun ya da konulardan daha fazla dikkat çekmesinde oynadığı önemli roldür (Weaver, 1984:680-691). Bu rol sayesinde konular ya da sorunlar çok dikkat çekici hale getirilmekte, bunun sonucu olarak da gündemler belirlenerek, kurumların ve kişilerin kanaatleri şekillenmektedir.

Medyanın topluma ne düşüneceğini söylemek yerine daha çok ne hakkında düşünmesi gerektiğini empoze etmede gösterdiği başarı gündem belirleme yaklaşımının en kabul gören tespiti kabul edilmektedir. Gündem belirleme yaklaşımına göre medya kamunun zihinsel gündemine hedeflediği mesajları ya da bilgileri bireylerin zihnine nakşederek toplum gündemini düzenlemekte ve belirlemektedir (Yüksel, 2001:25). Bu durumda medya topluma yön vermek gibi bir görev üstlenmiş olmaktadır.