• Sonuç bulunamadı

2.6. Eğitim Alanında Kullanılan Sosyal Medya Araçları

2.7.4. Medya Okuryazarı Öğretmen

Medya teknolojilerinin getirdiği yenilikler insan hayatının ayrılmaz bir parçası hâline gelmiĢtir. Radyo, televizyon, gazete gibi geleneksel kitle iletiĢim araçlarının yanı sıra son yıllarda yeni medya olarak adlandırılan bilgisayar ve internet teknolojileriyle birlikte medya teknolojileri insan yaĢamının nerdeyse yirmi dört saatini doldurmayı baĢarmıĢtır. Medya mesajları karĢısında savunmasız alıcı konumunda olan çocukların medya hakkında bilinçlenmeleri ve farkındalık geliĢtirebilmeleri için “Medya Okuryazarı” birey olmaları gerekmektedir (Ġnan, 2015, s. 290). Bireylerin kendi mesaj ve iletilerinin istedikleri alıcılara gönderilmesinde medya kaynak rolü oynamaktadır. Medya aracılığı ile bireyler istedikleri alıcılara mesajlarını ve paylaĢımlarını kolay bir Ģekilde iletebilmektedir. Böylece medya, bireyler arasındaki iletiĢimi sağlamakiçin ortam yaratmaktadır. Medya araçları ile iletiĢim kolaylaĢmakta ve hızlanmaktadır. Bu nedenle bireylerin sosyalleĢmesinde, eğlenmesinde ve öğrenmesinde medya aktif bir rol oynamaktadır (Barut ve Koç, 2016, s. 598).

Medya okuryazarlığı en genel tanımıyla büyük çeĢitlilik gösteren formatlardaki mesajlara ulaĢma, bunları çözümleme, değerlendirme ve iletme yeteneği kazanabilmek olarak ifade edilmektedir. Bu kavram genel olarak iki temel yaklaĢım altında incelenebilir: EleĢtirel medya okuryazarlığı ve ticari medya okuryazarlığı. EleĢtirel medya okuryazarlığının temelinde eleĢtirel pedagoji yatmaktadır. Medya eğitimin varlığı öncelikle eleĢtirel bir düĢüncenin var olmasına bağlıdır. Buna göre medya eğitiminin amacı kiĢiyi alternatif düĢünme yöntemlerinden haberdar etmektir (Özonur ve Özalpman, 2009, s. 195). Diğer yandan Ġnceoğlu (2005), medya okuryazarlığını, “yazılı ve yazılı olmayan, büyük

çeşitlilik gösteren yapılardaki (internet, televizyon vb.) mesajlara ulaşma, bunları çözümleme, değerlendirme ve iletme yeteneği” olarak tanımlamaktadır (Ġnceoğlu, 2005;

akt. Kurt ve Kürüm, 2010, s. 21). Avrupa Birliği Komisyonu da medya okuryazarlığını benzer bir biçimde “gündelik yaşamımızın ve çağdaş kültürümüzün parçası olan ileti, ses

99

ve görüntülere erişebilme, onları inceleme ve değerlendirme; ayrıca medyayı yetkin bir biçimde kullanarak iletişim kurmak” Ģeklinde belirtmiĢtir. (European Commission, 2008,

s. 13). Medya okuryazarlığı ilkeleri temelinde medya okuryazarı olan kiĢi Ģu özelliklere sahip olmalıdır (ECML, 2006):

 Bireysel ve toplumsal ihtiyaçlarını ve ilgilerini karĢılayacak içeriğe ulaĢmak, bu içeriği saklamak, yeniden elde etmek ve paylaĢmak için medya teknolojilerini etkili bir Ģekilde kullanır.

 GeniĢ bir çeĢitlilikte medya biçimlerine, farklı kültürel ve geleneksel kaynaklardan içeriğe ulaĢarak bilinçli seçimler yapar.

 Medya içeriğinin nasıl ve niçin üretildiğini kavrar.

 Medyanın kullandığı teknikleri, dilleri ve kuralları ve medyanın ilettiği mesajları eleĢtirel olarak analiz eder.

 Fikirleri, bilgileri ve görüĢleri açıklamak ve nakletmek için medyayı yaratıcı bir Ģekilde kullanır.

 Ġstenmeyen, saldırganca ve zararlı olabilecek medya içeriği ve hizmetlerini saptar, bunlardan kaçınır ve karĢı çıkar.

 Demokratik haklarını ve vatandaĢlık sorumluluklarını yerine getirirken medyayı etkili bir Ģekilde kullanır (ECML, 2006; akt. Altun, 2009, s. 19).

Öğretmen yeterliklerinin bilgi okuryazarlığı becerilerini de kapsayacak Ģekilde yeniden düzenlenmesi konusu, ulusal ve uluslararası birçok raporda da yerini almıĢtır. Örneğin ALA (1989) tarafından düzenlenen raporda, öğretmen yeterliklerinde bilgi okuryazarlığı ile ilgili düzenlemelerin yapılmasına yönelik ifadelerin yer alması bu düĢünceyi destekler niteliktedir. Aynı zamanda ISTE (2000) ve MEB Öğretmen YetiĢtirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü (2006) tarafından düzenlenen öğretmen yeterliklerinde de bilgi ve teknoloji becerilerine yer verilmiĢ olduğu görülmektedir (Demiralay ve Karadeniz, 2010, s. 823). 21. yüzyıl becerileri konusunda çok farklı öngörüler olsa da belli baĢlı beceriler üzerinde sıklıkla duruluyor. Bunlar; dijital çağ okur-yazarlığı, keĢfedici düĢünce, birlikte çalıĢma, etkili iletiĢim, eleĢtirel düĢünce ve yüksek verimliliktir (ġenpeker, 2012). Young (2015) web sitesinde yayınlamıĢ olduğu bir yazıda 21. yüzyılda öğretmenlerin sahip olması gereken 33 dijital beceriyi açıklamıĢtır. Bunlar:

 Dijital ses oluĢturma ve düzenleyebilme.

 Öğrenciler arasında kaynak ve bilgi paylaĢımı için sosyal imlemeyi kullanabilme.

 Öğrencilere çevrimiçi platformlar oluĢturmak için bloglar ve wiki kullanabilme.

 Öğrenciler için dijital görüntüler kullanabilme.

 Öğrencilerin ilgisini çekmek için video içeriği kullanabilme.

 Öğrencileri teĢvik etmek için görsel veri grafikleri oluĢturabilme ve kullanabilme.

 Profesyonel anlamda kendini geliĢtirmek ve meslektaĢları ile paylaĢım için sosyal medyayı kullanabilme.

 Asenkron (farklı zamanlı) veya eĢ zamanlısunumlar, eğitimler oluĢturabilme ve sunabilme.

 Öğrencilerin geliĢimi için dijital bir e-portfolyo oluĢturma ve kullanabilme.

 Çevrimiçi güvenlik hakkında bilgi sahibi olabilme,

 Öğrencileri değerlendirirken aĢırma çalıĢmaları tespit edebilme.

 Ekran yakalama yolu ile videolar ve öğreticiler oluĢturabilme.

100

 Öğrencilerin çalıĢmalarını organize etmek ve öğrenmelerini planlamak için görev yönetimi araçları sağlayabilme ve kullanabilme.

 Sınıfta gerçek zamanlı anket oluĢturmak için oy verme yazılımı kullanabilme.

 Telif hakkı ve çevrimiçi malzemelerin adil kullanım ile ilgili konuların farkında olma.

 Eğitim amaçlı bilgisayar oyunlarını ve yazılımlarını kullanabilme.

 Sınavlar oluĢturmak için dijital değerlendirme araçlarını kullanabilme.

 Metin oluĢturma ve düzenleme için iĢbirliği araçları kullanabilme.

 Otantik web tabanlı içerik bulabilme ve değerlendirebilme.

 Tablet gibi mobil cihazları kullanabilme.

 Ġnternette araĢtırma yapan öğrenciler için güvenli kaynaklar tespit edebilme.

 Zaman yönetimi amaçlı dijital araçları kullanabilme.

 Sınıfta YouTube kullanmak için farklı yollar hakkında bilgi sahibi olabilme.

 Öğrenciler ile ilginç içerik paylaĢmak için not alma araçlarını kullanabilme.

 Sınıfta paylaĢım için web sayfa metinlerindeki dipnotları ve vurgulanması gereken bilgileri kullanabilme.

 Baskıya uygun ve çevrimiçi grafik düzenleyicileri kullanabilme.

 Ġlginç fikirler yakalamak için çevrimiçi yapıĢkan notlar kullanabilme.

 Öğrencilerin öğrenmelerini oluĢturmak ve paylaĢmak için ekran döküm araçları kullanabilme.

 Ortak proje çalıĢmaları için grup kısa mesaj araçlarını kullanabilme.

 Mümkün olan en kısa sürede etkili bir arama sorgusu davranıĢı sergileyebilme.

 Dijital araçların kullanımı ile ilgili bir kâğıt/not hazırlayabilme.

 Dosya paylaĢım araçları kullanarak öğrenciler ile doküman ve belge paylaĢımı yapabilme.

Teknolojinin hızlı geliĢmesi sonucunda kuĢaklar arasında teknolojik kültür farklılığı (Bkz. Dijital BölünmüĢlük) ortaya çıkmıĢtır. 1985 yılından sonra doğanlar dijital yerli olarak, yani teknolojinin içinde yer alarak yaĢamlarına teknoloji ile baĢlamıĢlardır. 1985 yılı öncesinde doğanlara da dijital göçmen (Bkz. Prinsky) denilmektedir. Dijital göçmen de teknolojik geliĢmeler ile sonradan karĢılaĢmıĢ ve bu değiĢime ayak uydurmaya çalıĢan kuĢaktır. Hâlihazırda görev yapan öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu dijital göçmen olup teknolojik geliĢmelere uyum sağlamaya çalıĢmaktadırlar. Bu konuda baĢarılı olan öğretmenler olduğu gibi olamayanlar da mevcuttur. Sonuç olarak 21. yüzyılda görev yapan öğretmenler, 21. yüzyıl öğrencilerine rehber olmak ve onlara içerisinde yaĢadıkları yüzyılın becerilerini kazandırmak için daha önce maddeler hâlinde verilmiĢ olan becerilere sahip olmaları gerekmektedir.