• Sonuç bulunamadı

Medeniyet Kavramına Genel Bir BakıĢ

4. SEZAĠ KARAKOÇ, GELECEK DÜġÜNCESĠNE HANGĠ

4.1. MEDENĠYET

4.1.1. Medeniyet Kavramına Genel Bir BakıĢ

Kimi düĢünce adamlarının isimleri, üzerine kafa yordukları ve kalem oynattıkları alanla o kadar çok bütünleĢir ki o konu hakkında bir söz söyleneceği zaman ilk akla gelenler onlar olurlar. Örneğin; sosyolojide ilk akla gelen isim Ġbni Haldun, tıpta Ġbni Sina, tarihte Ahmet Cevdet PaĢa… Tıpkı bu sayılanlar gibi Sezai Karakoç‘un da ismi medeniyetler ve özellikle Ġslam medeniyeti ile âdeta bütünleĢmiĢtir denilebilir. O, bir ―Uygarlık SavaĢçısı‖dır, zaman zaman çökmeye yüz tutmuĢ gibi gözükse de kıyamete kadar çökmeyecek olan Ġslam medeniyetinin bir düĢünürü ve Ģairidir.178

Ali Haydar Haksal Sezai Karakoç: Eleğimsağmalarda Gökanıtı kitabında Ġslam medeniyetinin ve ruhunun Sezai Karakoç‘un Ģiirine yansımasını Ģu cümlelerle ifade eder:

―Sezai Karakoç Ģiiri Ġslâm medeniyetinin ve ruhunun Ģiiridir. Bu, körü körüne bağlanmıĢ tek kanatlı medeniyet düĢüncesi değil, sahiplenilmesi bakımından gerekli olan iyi ve güzellikler adına ne varsa içine alıyor. Bir bakarsınız, Yedi Uyurlarla beraberdir, bir bakarsınız ki Roma‘nın yanıĢını hüzünle seyrediyor, Hızır ile Musa peygamberlere eĢlik ediyor, Nuh Peygamber, Yusuf ve Ġsmail, Musa peygamberlerle

178

Ferman Karaçam, ― ‗Bir Uygarlık SavaĢçısı‘ Olarak Sezai Karakoç‖ , Sezai Karakoç'u Anlamak, Ġstanbul, haz.: Mahmut Bıyıklı, Bahtiyar Aslan, Küçük Çekmece Belediyesi Kültür Yayınları, 2013, s.121.

62 yolculuk ediyor. Nietszche‘den Goethe‘ye, Sartre‘den Camus‘ya, Heidegger‘den Faulkner‘a kadar herkes onun dairesi içindedir. Yeryüzündeki bütün büyük olaylar ilgi alanındadır. Dünya medeniyet ve kültür tarihi biliniyorsa, Sezai Karakoç Ģiiri anlaĢılabiliyor veya algılanılabiliyor.‖179

Sezai Karakoç‘un Ģiirlerinde, günlük yazılarında, hikâye ve piyeslerinde ―medeniyet‖ kavramı üzerinde fazlasıyla durduğu görülmüĢtür. Bu konu oldukça kapsamlıdır ve bir sürü açmazı içinde barındırır. Buna rağmen kendisi, bir çıkıĢ yolu bulmuĢ ve herkesi kapsayan, bütünlükçü bir medeniyet projesinden bahsetmiĢtir.180 Karakoç‘un medeniyet tanımı Ģu Ģekildedir:

―Medeniyet, insanoğlunun, asıl amacını gerçekleĢtirmesi çalıĢmalarından, ona varma arayıĢlarından, onu bulmuĢsa kaybetmeme çabasından, onu süsleyip püslemesinden, o yöndeki duygularını ve düĢüncelerini ifade etme isteğinden doğan, kaynaklanan ve beslenen niyet ve faaliyetlerinin, teori ve pratiğinin, tasarım ve eserlerinin, reel ve potansiyel güçlerinin tümü demektir.‖181

Bu tanımından sonra kültür ve medeniyet kavramları arasındaki farka değinir. Zira bu iki kavram çoğu zaman ya yanlıĢ tanımlanmakta ya da birbirine karıĢtırılmaktadır. Medeniyet, kültüre göre daha kapsayıcı bir nitelik taĢır. Kültürü medeniyetin fizyolojisine benzetmekle birlikte medeniyeti sadece bir ―anatomi‖ olarak görmediğinin de altını çizer. Bunun sebebi, medeniyetin canlı bir organizma gibi anatomik cephesiyle bir bütün olmasıdır. Bu bakıĢ açısıyla Ziya Gökalp‘in medeniyet ve kültür tanımından ayrılmaktadır.182

Sebebini Ģöyle izah eder:

―O, kültürü, millî, medeniyeti milletlerarası kabul ediyor. Medeniyet ona göre bir grup ulusun ortaya koyduğu ortak eserlerdir. Oysa, bizim görüĢümüze göre, her medeniyete bir de onun kültürü tekabül eder. Ġslâm medeniyeti diyorsak, bir de Ġslâm kültürü dememiz gerekir. Ġslâm kültürü, Ġslâm medeniyetinin bir unsurudur; belki öbür birçok unsurun da kaynağı olan bir unsur. Irkların gerek kültüre, gerek medeniyete katkısı, mizaç katkısıdır. Yoksa tüm kültürü ırklara atfedip, medeniyeti

179

Ali Haydar Haksal, Sezai Karakoç: Eleğimsağmalarda Gök Anıtı, s.65.

180

Atilla Mülayim, ―Sezai Karkoç‘ta Medeniyet‖, Sezai Karakoç'u Anlamak, s.49.

181

Sezai Karakoç, DüĢünceler I Kavramlar, 5.bs., DiriliĢ Yayınları, Ġstanbul , 2013, s.9-10.

63 ırklar arası ortak eserlere indirgemeye imkân yoktur. Bu, medeniyet kavramını daraltma, aĢırı nesnelleĢtirme, dolayısıyla materyalize etmek olur.‖183

Görüldüğü gibi Karakoç, medeniyeti açıklarken ―ırk‖ kavramından yola çıkmayı doğru bulmamıĢtır. Çünkü medeniyet, özü itibariyle tüm insanlığa hitap eden bir ―tarih olgusu‖ dur. Bu olgunun, insanlığın sadece fiziki veya fizyolojik ihtiyaçlarına cevap verdiğini düĢünürsek hata ederiz. Medeniyet; ahlaki, kültürel ve metafizik ihtiyaçları da fazlasıyla karĢılayabilen bir sistemdir. Bu özelliği ile insanı tüm vecheleriyle ele aldığını görmekteyiz. Kimi medeniyetlerde maddi ihtiyaçlar kimilerinde ise manevi ihtiyaçlar ön plana çıkabilir fakat yine de her medeniyet, mutlaka bir ölçüde bu iki cepheye de hitap etmektedir.184

Ġnsanın bu hayattaki en mühim amacı, kendisini yoktan var eden Allah‘ın rızası doğrultusunda yaĢamaktır. Medeniyetin de bu amaca hizmet etmesi, onu gerçekleĢtirmesi ve bu doğrultuda kurumlaĢması gerekir çünkü onun kaynağı ve en gerçek anlamı vahiydir. Bu sebeple, sahip olduğu medeniyeti diğerlerinden ayırmak için ―vahiy medeniyeti, hakikat medeniyeti‖ ifadelerini kullanan Karakoç, diğer medeniyetlerin de asıl amaçlarına ulaĢabilmeleri ve bir değer kazanabilmeleri için bu amaca yaklaĢmalarının elzem olduğunu düĢünür.185

Bu bakıĢ açısından hareketle peygamberlerin hayatlarını bütünüyle bir medeniyet, yani ―hakikat medeniyeti‖ olarak gören Sezai Karakoç, Yitik Cennet adlı eserinde Ģu ifadelere yer vermiĢtir: ―Hakikat medeniyetini bir ağaca benzetirsek, o ağacın çekirdeği gibidir peygamber hayatı. Medeniyet bu hayatın açılımından ibarettir.‖186

Bir medeniyet kadim olma özelliğine sahip olmak istiyorsa ölüm ve ötesi düĢüncesine yoğunlaĢmalı, bunu hayatının merkezine almalıdır. Zira, yüzünü sadece bu dünya hayatına çeviren medeniyetlerin dayanak noktaları sağlam olmadığı için ömürleri hep kısa olmuĢtur.187

Karakoç, bu Ģekilde medeniyet kavramına metafizik bir açılım getirmekle birlikte onun doğayı içine alan, tarihî-sosyolojik özelliklere

183 A.e., s.9-10. 184 A.e., s.7. 185 A.e., s.10-11. 186

Sezai Karakoç, Yitik Cennet, 22.bs., Ġstanbul, DiriliĢ Yayınları, 2015, s.82.

64 sahip, eski medeniyetlere ait çeĢitli damarları içinde barındıran özelliklerini de görmeyi ihmal etmez.188

―Sevgisiz uygarlık, Zakkum Ağacı gibi, insanlığa kötülükler yemiĢini verir. Sevgi uygarlığı ise, her dalında iyiliklerden altın armağanların salındığı Tûba Ağacıdır.‖189

Karakoç‘un Çağ ve İlham II:Sevgi Devrimi kitabında geçen bu cümleler onun medeniyet hakkındaki düĢüncesini özetler niteliktedir.