• Sonuç bulunamadı

4. SEZAĠ KARAKOÇ, GELECEK DÜġÜNCESĠNE HANGĠ

4.4. ĠSLAMĠ DÜġÜNCE

4.4.3. Ġslam’la Dirilmek

Karakoç‘a göre, bugün maneviyat çeĢitli etkilerle her yönden hasar almakta ve ikinci plana atılmaya çalıĢılmaktadır. Madde ise en önemli güç ve mutluluk kaynağı gibi gösterilmektedir. Oysaki bir toplum maddi olarak ne kadar geliĢim gösterirse göstersin manevi değerlerinden uzak kalıyorsa bir gün mutlaka çöküĢe geçecektir çünkü ondaki bu geliĢimin içi boĢtur. Maddenin üstünlüğü hayatı hakiki manada yaĢanmaya değer hâle getiremez ve bunun neticesinde hedeflenilen müreffeh bir hayata da kavuĢulamaz. Karakoç‘a göre; ilim, sanat, erdem, millet ve Allah sevgileri ―ruh dünyamızın dâvacıları‖dırlar ve insan olmayı sağlarlar. Eğer bu değerler hem kalple hem yaĢantıyla yüceltilebilirse, bu amaca adanılırsa ―yarınki Türkiye‖den güzel Ģeyler beklenebilir.344

Ġslâm‘ın ve insanlığın diriliĢi birbirinden ayrılamaz bütünlüktedir. ÇeĢitli sebeplerle tıkanan inanç ve düĢünce yollarını açmak, duyarsız hâle gelmiĢ hisleri canlandırmak, çöküĢe geçmiĢ ahlakı yeniden olması gereken noktaya çekmek, davranıĢları katılıklardan kurtarmak, kötü duyguların yerine kalpte sevgiye,

342

Sezai Karakoç, Çağ ve Ġlham I: Metafizik Gerilim ġartı, s.69.

343

Sezai Karakoç, Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I: Perde Devrildiği An, s.162-163.

119 merhamete, hoĢgörüye geniĢ bir yer ayırmak, her daim yıkıcılıktan uzak durup yapıcı olmaya gayret göstermek, hakikatlerin galip gelmesi için sabırla ve azimle çalıĢmak…Karakoç‘a göre, bütün bunlar ve bu doğrultuda gösterilecek nice çaba ―Ġslâm‘ın diriliĢi‖ni gerçekleĢtirmesini sağlayacaktır. Ġslam dirildiği müddetçe de ―insanlığın diriliĢi‖ kaçınılmaz olacaktır.345

Allah, insanı çeĢitli ibadetlerle yükümlü tutmuĢtur. Bu ibadetler, her Ģeyden önce emredildiği için yerine getirilir. Bununla birlikte ibadetlerin her birinin hem bireye hem de topluma bakan nice faydaları vardır. Sezai Karakoç‘un eserlerinde ―oruç‖ ibadeti üzerinde fazlaca durduğu görülmüĢtür. ―Ġnsan ve Oruç‖ Ģiiri de orucu anlattığı Ģiirlerden biridir. ġair, bu Ģiirde orucu kimi zaman insan ruhunu emziren bir ―anne‖ ye kimi zaman ―dirilten‖ bir ―rüzgâr‖a kimi zaman da ―Ġslâm baharı‖ na benzetir:

―Ġnsanın olma vaktidir bu erme fırsatı Ruh emzirir anne gibi yeri göğü fecri Yeni bir insan gelip nöbete duracaktır

Eskisi çürümüĢ bir heykel gibi devrildiğinden Ey oruç, diriltici rüzgâr, islâm baharı

Es insan ruhuna inip yüce ilham dağından Kevser içir, âbıhayat boĢalt kristal bardağından SusamıĢ ufuklara insan kalbinin ufuklarına‖346

Sezai Karakoç, insanların varoluĢunu Allah‘a borçlu oldukları ve yitirilmeye yüz tutmuĢ sağduyularını yeniden canlandırmaya çalıĢmaları gerektiğini söyler. Çünkü kurtuluĢ ancak bu sağduyuya dönüĢle, yani diriliĢle olacaktır.347

Sağduyuyla hareket edildiğinde doğru ile yanlıĢ birbirinden ayrılacak, hakikatler ortaya çıkacak, toplumda ve dünyada meydana gelen geliĢmeler sağlıklı bir biçimde yorumlanacaktır. Bunun neticesinde sahte değiĢimlere itibar etmeyip gerçek yenilenmelerin peĢinde koĢulacak, Batı‘ya karĢı aĢağılık duygusuna kapılmaktan

345

Mehmet Doğan, ―DiriliĢ ve Çevresi‖, a.g.m., s.105

346

Sezai Karakoç, Gün Doğmadan, s.453.

120 kurtulunacak; inançta, düĢüncede, sanatta ve edebiyatta geleneğe bağlı kalınıp güçlü adımlar atılarak diriliĢ gerçekleĢecektir.348

Karakoç‘a göre, Ġslam‘ı tüm hakikatleriyle idrak edip yaĢamaya çalıĢan toplumlara Allah, ilerlemeyi ve tüm insanlığın öncüsü olmayı nasip edecektir. Ġslam‘dan uzaklaĢıldığında ise toplum olarak en aĢağı derecelere düĢüp baĢkalarına muhtaç hâle gelinecektir ki bu baĢa gelebilecek en büyük felaket olacaktır.349

Karakoç‘a göre, son dönemlerde Ġslam‘dan uzak kalma neticesinde hem Türk toplumunda hem de dünyada ciddi bunalımlar yaĢandığı aĢikârdır. Ne var ki, umutsuz olmamak gerekir. Ġslam, göz göre göre tabiatın ve tarihin yok olmasına izin vermeyecek, bilimi ve tekniği hakikatle besleyerek olması gereken noktaya getirecektir. Böylelikle Ġslam ―hakikat uygarlığı‖ olarak her dem ıĢığını koruyacak ve tüm insanlığı diriltmeye devam edecektir.350

Karakoç, bu düĢüncelerini Ayinler kitabında da dile getirmiĢtir.

―Ama dönüyoruz döndürülüyoruz birden değiĢiyor sahne Bir kez daha kurtuluyoruz Kur‘an seheri seferinde Âyetler bir ordu gibi kurtarıcı bir ordu gibi

Dağıtıyoruz bizi çepeçevre saran gulyabaniler derneğini‖351

Karakoç, Ġslam‘ın geleceğine dair inancını ve onun Ģer güçlerle mücadelesinde hiçbir zaman yenik düĢmeyeceği düĢüncesini Dirilişin Çevresinde kitabında Ģöyle ifade eder:

―Gecelerin sona ermek üzere, gece için tayin edilen vaktin kaçınılmaz bir Ģekilde dolmak üzere olduğu, GüneĢin doğmak üzere olduğu bu önemli vakitte, Doğu‘dan Batı‘ya doğru esecek bir ‗Sabâ‘ vardır. Bu ulu rüzgâr, bu ULU SABÂ Ġslâmdır. Bunu bilen Hristiyanlık, vakti geciktirmeye çalıĢmakta, uğursuz bir büyücü gibi Doğu ufuklarını boyuna karaya boyamakta, bu meltemi doğarken boğmak ve onun yerine düzmece bir meltem gibi geçip Batı‘ya esmek ve ancak böylece yaĢamaya çalıĢmak ve ölene sun‘i kan vererek yaĢatmaya çalıĢmak istemektedir. Ama ne

348

A.e., s.53.

349 Sezai Karakoç, Çağ ve Ġlham I: Metafizik Gerilim ġartı, s.24. 350

Sezai Karakoç, Edebiyat Yazıları I: Medeniyetimizin Rüyası Rüyanın Medeniyeti ġiir, s.123- 124.

121 yapsalar boĢ, hangi kapıya baĢvursalar kapalı. Tarih ve Hakikat, yeni çağ Ģartları ULU SABÂ ile elele, bu fersûde Ortaçağ yarasa yuvasını dağıtacaktır.‖352

Sezai Karakoç, insanın peygamberlerle olan bağını kuvvetlendirip onların hayatlarından ibretler alabilirse hem bugününü hem de yarınını huzurlu bir biçimde yaĢayabileceğini söyler. Böylece Kur‘an da hayatın merkezine alınmıĢ olur. Peygamberlerin hayatları son derece zengindir ve onlardan öğrenilmesi gereken çok Ģey vardır. Ġnanan insanlar için peygamber hayatı birer yol gösterici ıĢıktır, bugünü ve yarını aydınlatır.353

Peygamberlerin içerisinde, elbette ki, Hz. Peygamber‘in yeri çok özeldir. O, âlemlere rahmet olarak gönderilmiĢtir. O‘nun en büyük derdi, ümmetinin Allah‘ın rızasını kazanması ve kurtuluĢa ermesidir. Ġnsanlar ona indirilen vahye uyup onun sünnetine yapıĢırsa bugününü, yarınını hatta ebedî hayatını da güvence altına almıĢ olur. Sezai Karakoç, Zamana Adanmış Sözler kitabında yer alan ―Esir Kent‘ten Özülke‘ye‖ Ģiirinin bir bölümünü bu doğrultuda kaleme almıĢtır. Burada, Hazret-i Peygamber‘i ve ona olan sevgisini anlatır. Tüm insanlığın onun peĢinden gittiği taktirde karanlıklardan aydınlığa çıkacaklarını ve diriliĢlerini gerçekleĢtireceklerini ifade eder.

―Zengin ruhun yükseltmiĢ Tanrı katında seni Ayak uydurmuĢ gönlün yıldızların sesine Ġnsanlar izleseler güneĢ gibi gölgeni KavuĢurlar ilâhî diriliĢ bestesine …

Bir bâdısaba gibi es doğudan batıya Hayatı yumuĢattığın gibi ölümü yumuĢat Yağsın gönlünün nuru bu karanlık çatıya Zehre batan ruhumu ıĢığınla aydınlat …

Ben dudakları çatlak kavrulmuĢ yanık kaya Sen kevser gibi gökten boĢanan âbıhayat‖ 354

352 Sezai Karakoç, DiriliĢin Çevresinde, s.152.

353

Sezai Karakoç, Kıyamet AĢısı, 8.bs., Ġstanbul, DiriliĢ Yayınları, 2005, s.121.

122 Karakoç‘a göre dinsizlik ve tanrısızlık, maddeye, güce ya da servete tapma bir gün mutlaka saltanatını kaybedecek, Ġlahî kudretin karĢısında hepsi eriyip yok olacaktır. Tüm bunların yerine kudreti sonsuz olan Allah‘a tapmanın saltanatı gelecek ve dinin önündeki tüm engeller kaldırılarak boğulan insan ruhu nefes alacaktır. Böylelikle Allah‘ın güzellikleri her yanı saracak ve kötülüklere, Ģiddete, ahlaksızlıklara yer kalmayacaktır.355

Taha’nın Kitabı‘nda yer alan ―Taha‖ karakteri günümüz Müslüman insanını sembolize eder. Taha’nın Kitabı toplam yedi bölümden oluĢmaktadır. Her bir bölümde ―Taha‖ bir serüven yaĢar. Bu serüvenlerle Batı‘nın olumsuz tesirleri, Ģairin Ģiirini kaleme aldığı çağ ve dünya hayatı anlatılmak istenir. Bu zamanın çeldiricileri çoktur ve bu çeldiriciler insanı her an doğru yoldan ĢaĢırtacak niteliktedir. Kitabın altıncı bölümünde ―Taha‖ ölür. Bu ölüm gerçek değil mecazi bir ölümdür. Ezelî ve Ebedî olan Allah‘tan, Kur‘an‘dan, Hz. Peygamber‘den, imandan ve Ġslam geleneğinden ayrı kalmanın neticesinde gerçekleĢen bir ölümdür. Kitabın yedinci ve son bölümünde ise ―Taha‖ dirilir, kitabın bu bölümünün adı da zaten ―Taha‘nın DiriliĢi‖ dir. Bu diriliĢ ―Taha‖ nın kendine gelip tekrar inancına ve değerlerine sarılmasıyla gerçekleĢir. Kur‘an-ı Kerim, Hz. Peygamber, diğer peygamberler, Hızır, dört melek dört bir koldan yetiĢerek ―Taha‖ yı yani günümüz Müslüman‘ını diriltir.

―Dört melek ve Kur'an‘la Dirildi Taha

Onulmaz bir ölümle Kavuran bir felçle Öldüğü halde Dört melek ve Kur'an‘la Dirildi Taha Cebraille Mikâil‘le Üç Sûr ve Ġsrafil‘le Azrail‘le bile Dirildi Taha

Yatağında bozulmuĢ bir bağ gibi KavrulmuĢ yapraklar gibi DağılmıĢ ve kendi kıyametini

Ve kendi onulmaz mahĢerini yaĢamıĢken Nemrudun ateĢinde yanmıĢken

123 Firavun suyunda boğulmuĢken

Dört melek ve Kur'anla Peygamber soluğuyla Dirildi Taha‖356

―Taha‖ kitabın sonunda hakikatlere, güzelliklere ve huzura kavuĢmanın sevinciyle Allah‘a hamd eder ve kitap böylelikle biter.

―Bizi yaratana Sonra öldürüp Yeniden yaratana

Sonra tekrar öldürecek olana ġu dünyanın çiftçisi yapana Yeri göğü donatana

Cehennem‘e ve Cennet‘e Belli bir iĢaret koyana Hamd olsun‖357

Müminin ferasetiyle gelecek zamanlar soluk alır. Onun samimi niyeti ve büyük azmiyle zorluklar aĢılır ve yenilikler keĢfedilir. Allah‘a tüm varlığıyla dayanması hasebiyle etrafına rahmet saçar. O, sözüyle ve hâliyle insanlığa huzur verir, kötülüklerin engellenmesini sağlar. Ġslam‘dan aldığı aydınlığı hem kendi ülkesine hem de tüm dünyaya saçan müminler, geleceğe de umutla bakılmasını sağlar.358

Karakoç, bu düĢüncelerine Ayinler kitabında da yer vermiĢtir.

―Her insan bir derviĢtir Her inanan ermiĢtir

DüĢer yalınayak ayinlerin yollarına Gözü mıhlı ayağına

Gönlü mıhlı Tanrı‘sına

BırakmıĢ kendini selâm rüzgârına

KurulmuĢ alçakgönüllülüğün Roma arabasına Gider Ġlâhî Site‘nin yurttaĢlığına

Nice mimar mermer keser Nice üstad sütun diker Nice kardeĢ alkıĢ tutar

356

Sezai Karakoç, Gün Doğmadan, s.355-356.

357

A.e., s.360.

124 KoyulaĢtıkça saatler

Ayin bir kurban ayini Ölüp dirilme töreni Ruhu diriltme Ģöleni Namaz sultan bir at olur Oruçlar kanat olur Bütün yollar Sırat olur Kolları bağlanır Ģeytanın‖ 359

Sezai Karakoç, bir gün Müslümanların ellerinde Kur‘an-ı Kerim‘le asrın önüne mutlaka geçeceğine inanmakta ve o vakit de tüm dünyanın umutla ıĢıldayacağını düĢünmektedir. Ona göre, Batı‘nın yüzyıllardır Ġslam‘ın karĢısında durma sebebinin burada aramak doğru olacaktır. BirleĢtiren, bütünleĢtiren Ġslam Batı‘yı bugüne kadar hep korkutmuĢtur ve korkutmaya da devam edecektir.360

4.5. ĠSLAM MEDENĠYETĠNĠ TEMSĠL EDEN ĠSĠMLER