• Sonuç bulunamadı

2.5. Çocuk Edebiyatı 61 

2.5.5. Edebî Türler Açısından Çocuk Edebiyatı 78 

2.5.5.1. Masal 78 

“Masal” sözcüğü Arapça “mesel”den dilimize girmiştir. Mesel, halk dilinde ünlü olan, adap ve öğütleri anlatan bir söz anlamına gelmektedir (Nas, 2002:139).

olağanüstü olayların anlatıldığı, olağanüstü kahramanların yer aldığı, ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa geçen hayal ürünü eserlerdir.

Masalların özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür (Ciravoğlu, 1997:9) (Şirin, 2000:113):

1. Masallarda yer ve kişi adları belirgin değildir. Örnek olarak, ‘memleketin birinde’, ‘çok uzak bir diyarda’; ‘adamın biri’, ‘padişahın kızı’, ‘vezirin biri’, ‘beyaz atın üstündeki prens’ nitelemelerini verebiliriz.

2. Masallar, çok eski zamanlarda, bir ülkenin yaşayışını, alışkanlıklarını, düşünce yapısını yansıtır ve genel olarak edebiyat dünyasına ilişkin özellikler üstüne bilgi verir. 3. Masallar, genellikle anonim eserlerdir. Bunun dışında bazı batı kaynaklı masallar ile günümüz yazarlarının kaleme aldığı yazılı ürünleri belirtmek ge- rekmektedir.

4. Türk masallarının uygun bölümleri arasında tekerlemeler yer alır. ‘Evvel zaman içinde...’, ‘deve tellal iken...’, ‘Bir varmış bir yokmuş...’, ‘Var varanın sür sürenin...’, ‘Onlar ermiş muradına...’ gibi. Bu tekerlemelerin kimi 'masalın başında, bir bölümü masalın ara bölümlerinde, kimisi de sonunda yer alır.

5. Masallarda kimi ahlakî kavramlar, karşıtlarıyla birlikte ele alınmaktadır. İyilik- kötülük, güzellik-çirkinlik, zenginlik-yoksulluk gibi.

6. Masallar genellikle "mutlu son'la biter. Birçok ünlü masalın "onlar ermiş muradına" tekerlemesiyle sonlanması bunun göstergesidir.

7. Başarı ve mutluluk beceri ve çalışma ile elde edilir. Masalların bu biçimde öğretici özellikleri vardır.

8. Kimi doğaüstü yaratıklar, mucize sahibi kahramanlar, nesneler, yardımcı hayvanlar olumsuzlukların karşısında, olumlu uğraşıların yanında yer alır.

9. Türk masallarında edilgen kahramanlar yok gibidir. Hayata karşı boynu bükük, kolay yönlendirilebilen tiplere rastlanmaz. Batı masallarından Kül Kedisi, Pamuk Prenses gibi örneklerde bu edilgen tiplere kısmen yer verilmiştir.

10. Masallarda kahraman, yaşanılan çevre, inançlar, gelenek ve görenekler önemli özellik olarak belirir.

11. Masal, çocuk ruhunu besleyen, süsleyen, donatan, zenginleştiren, geleceğe hazırlayan, gerçeği dolaylı olarak anlatan bir türdür.

Günümüz edebiyatçılarının yazmış olduğu masallar da vardır. Bunlar yazarların kişisel hayal güçlerine dayanarak yazdıkları, halk masallarına benzeyen ve çoğunlukla ilhamını onlardan aldıkları masallardır. Edebiyatımızda derleme, düzenleme yapan veya özgün masal yazan yazarlarımız da bulunmaktadır. Cumhuriyet döneminde çocuklar için edebiyat çalışmalarının gelişmesinden sonra yalnızca masal derlemeleri değil, masal yazarlığı da ön plana çıkmıştır (Yalçın ve Aytaş, 2003:70).

2.5.5.2. Destanlar

Masalımsı, masalla gerçek arası anlatı türlerinden olan destanlar, Fransızcada “Epope” terimiyle karşılanan mitolojik yaratımlardır. “Destanlar, milletlerin din, fazilet ve Millî kahramanlık maceralarının manzum hikâyesidir.”(Banarlı, 2004:1).

Doğal ve yapma olmak üzere iki çeşit destan vardır. Bunlardan doğal destan, toplumun yarattığı ürünlerdir. Eski zamanlarda tarihsel ve toplumsal olaylara mitosların da karışımıyla dilden dile, kuşaktan kuşağa geçerek oluşmuşlardır. Yapma destanlar ise yakın zamanlardaki bir tarihsel olayın bir şair tarafından –destan kuralları gözetilerek– yazılmasıyla oluşan destanlardır (Nas, 2002: 243-244).

Doğal destanların özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Ulusların oluşumu sırasında meydana gelen ve bağlı bulundukları ulusların en eski edebiyat ürünleri sayılır (Oğuzkan, 2000-1:68).

2. Destanlar da milletlerin hafızasını yansıtır. Bir toplumun olaylar karşısındaki tutumu, o olaydan etkilenmesi sonucu şekillenmiş eserlerdir.

3. Destanlar, sözlü edebiyat geleneğinin ilk biçimlenişlerindendir. Destanlarda özel öneme sahip kavram ve sözcükler vardır. Bizim destanlarımızda ışık, ağaç, madenler, bozkurt, kadın, at, su, kopuz bunlardan birkaçıdır (Ciravoğlu, 1997:69).

4. Destanlar kapsadıkları hikâyeler, hitabet örnekleri, konuşmalar ve renkli tasvirler ile edebî bakımdan zengin eserlerdir (Oğuzkan, 2000-1:68).

5. Destanlar kültür taşıyıcısıdır. Bu açıdan milletlerin kimliğini yansıtır.

2.5.5.3. Efsaneler

Masalımsı eserler arasında önemli bir tür olan efsanenin (söylence) çocuk edebiyatında oldukça büyük önemi vardır. Efsane, halkın hayal gücünden doğan, yüzyıllarca ağızdan ağza dolaşıp olgunlaşan; tabiat, tarih, din ve olağanüstü varlıkların yarattığı olayları konu alan hikâyelerdir (Ciravoğlu, 1997:73).

Efsaneler masallar gibi olağanüstü olaylara yer vermeleri bakımından birbirine benzer. Fakat efsanelerin inandırıcı unsurları daha fazla olması nedeniyle masala göre daha gerçekçi unsurlar barındırır. Bu açıdan roman ve hikâyeye daha yakın bir türdür (Güleryüz, 2006:232).

Ciravoğlu (1997:73), efsanelerin özelliklerini şu şekilde ifade etmiştir:

1. Efsanelerin dili konuşma dilidir. Bu türün anlatım kuralları değişkendir. Kalıplaşmış anlatımlara rastlanmaz.

2. Efsanelerin bir özelliği de inanış konusudur. Toplumun çoğunluğu tarafından inanılan, ortak beğeni ve kabulleri içeren hikâyelerdir.

2.5.5.4. Fabllar

Kahramanları çoğunlukla hayvan ve bitki gibi varlıklardan oluşan genellikle soyut bir düşünceyi somut bir örnek etrafında benimsetmeye çalışan hareketli öykülerdir (Yalçın ve Aytaş, 2003:127).

Fabl sözcüğünün kökeni, Latince hikâye anlamına gelen “fabula”dır. Fakat bu sözcük zamanla bir ahlak hikâyesi veya davranış kuralını anlatan sembolik hikâye türünün adı olmuştur (Oğuzkan, 2000-1:64).

Belli bir ana düşünceden çıkılan fabllarda bu ana düşünce bir ya da birkaç olayın yardımıyla çok kısa ve özlü bir biçimde işlenir.

Fablların özellikleri şu şekilde sıralanabilir (Yalçın ve Aytaş, 2003:127-128; Güleryüz, 2006:216):

1. Fabllar, yaşam ilkesini, ahlakı, insanların ortak kusurlarını, eksikliklerini ortaya koymaktadır. Bu nedenle öğretici özellikleri barındıran eserlerdir. Fabllar vasıtasıyla kanaatkârlık, özveri, yardımseverlik, iyi niyet gibi davranışlar kazandırılabilir.

2. Kahramanları bitkiler, hayvanlar olmasına rağmen, ele alınan özellikler insanın özellikleridir.

3. Fabllarda mesaj, herhangi bir yoruma ihtiyaç kalmadan, doğrudan verilir.

4. Fabllar, insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve ortaya çıkarılabilen özelliklere sahiptir.

5. Fabllar, belli bir fikri, yalın ve birkaç olayın yardımıyla ortaya koyduğu için kısa anlatımlı eserlerdir.

2.5.5.5. Öykü ve Roman

Olmuş ya da olması muhtemel olayları anlatan kısa yazıya öykü; uzun yazıya roman denir (Nas, 2002:249). Ancak hikâye ve roman arasındaki fark sadece metnin veya olayların kısalık ve uzunluğuna bağlı değildir. Bu iki türü birbirinden ayıran farklı özellikleri de mevcuttur.

Öykülerin olay-durum, kişi- karakter, yer, zaman ve anlatım yöntemi olmak üzere beş unsuru vardır.

Her öykünün temelinde bir olay vardır. Köyün yanması, deprem, sel, gibi birçok durum belli bir olay dâhilinde değerlendirilir. İnsanın insanla, doğayla ve çevresiyle ilişkisi öyküde sorunu yansıtır. Bu sorunların çözümünde yazar belli bir yapılandırmayı ortaya koyar (Güleryüz, 2006:265).

Öyküde konu dâhilinde mutlaka kişi ya da kişiler vardır. Kişilerin olaylar veya durumlar karşısında takındıkları tavır, psikolojik ve sosyal özellikleri onların karakterlerini yansıtır.

Öyküde olaylar genellikle tek zaman ve tek yerde meydana gelir ve sonuçlanır.

Öyküler genellikle iki farklı şekilde anlatılabilir. Birincisi ve en genel anlatım şekli üçüncü şahsın ağzından anlatımdır. İkincisinde ise yazar olayı kendi başından geçmiş gibi yani birinci tekil şahısla anlatır.

Öykünün özelliklerini ortaya koyacak olursak (Ciravoğlu, 1997:76):

2. Kişiler az sayıda ve belirlidir. Bunlar her yönüyle değil, olayı ilgilendiren yönüyle işlenir.

3. Çevre betimlemeleri süssüz ve yalın özelliktedir.

4. Öyküde zaman boyutu önemli bir özelliktir. Zaman dilimi olarak kısa bir aralıkta hikâye başlayıp sona ermelidir.

5. Olay gerçek veya gerçeğe yakın ancak ilginç bir özelliktedir.

6. Olay akışı düzenli, iç içe geçmeden sürer.

7. Öyküye akıcılık kazandıracak konuşma, iç konuşma veya monologlar kısa, etkileyici cümlelerden oluşacak bir özellik taşımalıdır.

Romanlar öykülere göre daha uzun soluklu, ilişki yumaklarının fazla olduğu eserlerdir. Romanlar çok farklı konuları işler ve işledikleri konuya göre farklı isimler alır. Tarihî roman, psikolojik roman, serüven romanı, sosyal roman, polisiye roman gibi.

Yukarıda sıraladığımız roman ve öykünün özellikleriyle birlikte konumuzla ilişkili olması bakımından çocuk öykü ve romanlarının da özelliklerini ve nasıl olması gerektiğini ortaya koymakta yarar vardır. Şüphesiz ki her öykü ve roman çocuklar için uygun özellikte olmayabilir. Bu nedenle çocuk öykü ve romanlarında dikkat edilmesi gereken özellikleri şu şekilde ifade edebiliriz (Kıbrıs, 2000:124):

1. Konular “hedef kitle” olarak seçilen çocukların ilgilerine, yaşam deneyimlerine ve kavrayış güçlerine uygun olmalıdır.

2. Çocuğun izleyebilme gücüne uygun bir planları olmalı, giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinin mantıklı bir sıra izlemesine özen gösterilmiş olmalıdır.

3. Yaş ve ilgi alanı olarak çocuklar için sakıncalı konuların (cinsel, ideolojik, politik ve dinsel) işlendiği kitaplar olmamalıdır.

4. İşlenilen olaylar çok karmaşık olmamalı, çocukta ilgi ve yazınsal beğeni oluşturan devinimli olay ve durumlara yer verilmelidir.

5. Bölümler ve paragraflar çok uzun olmamalı, anlatım ve betimlemeden çok konuşmalara yer verilmiş olmalıdır.

6. Betimlemeler canlı olmalı, ruh çözümlemelerine gereğinden çok yer verilmiş olmamalıdır.

7. Resimler de uygun düzeyde ve miktarda olmalıdır.

8. Güldürü ögesine aşırılığa ve kabalığa kaçmayacak biçimde yer verilmiş olmalıdır.

9. Anlatılan kişiler ve olaylar çocuğun aklını karıştırmamalı, onun dünyasıyla çelişmemelidir.

10. İlginin canlı tutulması için olayların ve ayrıntıların sürükleyici yanları ustalıkla sergilenmiş olmalıdır.

2.5.5.6. Şiir

Şiir, zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım (TDK, 2005:1876) şekilde tanımlanmıştır.

Genel olarak şiir adı verilen eserlerin hayal gücü, duygusallık, uyum(ahenk) ve ölçü gibi birtakım içerik, anlatım, biçim özellikleriyle diğer edebî türlerden ayrılmaktadır. (Oğuzkan, 2000-1:248)

Özel olarak ayrımını yaptığımız çocuk şiiri ise “Seslerin, ritimlerin, uyumların kaynaşmasıyla çocuklar üzerinde güçlü duyguları, izlenimleri, coşkuları canlandırma ve etkileme sanatı” (Ciravoğlu, 1997:137) olarak tanımlamak mümkündür.

1. Çocuk şiirlerinde hayal gücü özelliği vardır.

2. Çocuk şiirlerinde duygusallık önemli bir özelliktir.

3. Çocuk şiirlerinde uyum (ahenk), ölçü (vezin) yeterli ölçüde mevcuttur.

4. Çocuk şiirleri düzyazılara göre daha sanatlı olma özelliğini taşır.

5. Çocuk şiirleri kolay akılda kalacak ve giderek ezberlenebilecek düzeyde bir özelliğe sahiptir.

6. Şiirlerde akıcı bir dilin kullanıldığı görülecektir.

7. Çocuk şiirlerinin konuları, genellikle çocuk dünyasını ileriki dönemlere taşıyacak, yaşama sevinci ve coşku veren izlenimlerden oluşan bir özellikte olmalıdır.

8. Çocuk şiirlerinde yapısal uyum gerekli bir özelliktir.

9. Şiirlerin kelime yapısında genellikle yumuşak heceler, sevgiyi kucaklayan vurgulamalar olması vazgeçilmez bir özelliktir.

2.5.5.7. Gezi Yazısı

Gezilip görülen yerleri anlatmak üzere yazılmış edebî yazılara gezi yazısı adı verilir. Gezi yazıları, yazan kişinin sadece gördüğü yerleri yazmasıyla oluşan bir tür değildir. Gezi yazılarında gezilen yerin kültürü, gelenekleri, yaşayışları hakkında da bilgi verir. Bu açıdan gezi yazıları incelendiğinde özellikle çocukluk çağının sonlarına gelmiş bireylerin yoğun ilgisini çekmektedir.

Çocuklar için hazırlanan gezi yazılarının ayırt edici özelliklerinin olması muhakkaktır. Çünkü her gezi yazısı çocuklara hitap etmeyebilir. Kimisi uzun ve ağdalı

bir dil kullanır kimisi ise belli bir bilgi birikimini gerektiren gezi yazıları olabilir. Bu açıdan çocuklar için gezi yazılarında aranan nitelikler şunlardır (Kıbrıs, 2000:160-161):

1. Gezi yazıları anlatım, dil, yazım ve kurgulama yönünden kusursuz olmalı, çocuğun gezip görmeyle ilgili meraklarını doyurduğu gibi, dille ilgili becerilerine de katkıda bulunmalıdır. Anlatım hareketli ve akıcı olmalı, öğrencileri sıkmamalıdır.

2. Gezi yazıları yazarının düzenli ve sağlıklı gözlemlerinden oluşmalı, bu gözlemler doğru ve mantıklı biçimde aktarılmalıdır. Yanlış, eksik ve öznel nitelik taşıyan gözlemler, eleştiri yeteneğinden yoksun olan çocukta birtakım yanlış yargıların oluşmasına yol açabilir.

3. Yazılar anlaşılmayı kolaylaştırmak üzere gerektiği yerlerde fotoğraflarla desteklenmiş olmalıdır. Ancak bu resimlerin gelişi güzel olmamaları, metinle uyum içinde olmaları gerekir.

4. Gezilen-görülen yerlerdeki insanların yaşantılarıyla ilgili olarak öğrencilerin genel kültürlerini artıracak, onların yaşantı birikimlerini zenginleştirecek ayrıntılara yer verilmelidir. Bunun yanında gereksiz ayrıntılarla çocukların okuma zevki de köreltilmemelidir.

5. Gezi yazıları anlatılan ülkeyle ilgili olarak ilginç ve karakteristik özellikleri yansıtmalıdır. Yazar hangi ayrıntıyı ne ölçüde vereceğini iyi bilmelidir.

2.5.5.8. Biyografi

Biyografi, bütün toplum tarafından tanınan, bilgi, beceri ve davranışlarıyla bütün insanların dünyasında yer edinen kişilerin doğumlarından ölümlerine kadar geçen dönemin bilgi ve belgelere dayanılarak anlatıldığı edebiyat türüne verilen addır (Yalçın ve Aytaş, 2003:177).

Biyografik eserlerin özelliklerini şu şekilde ifade edebiliriz (Oğuzkan, 2000-1: 159):

2. Biyografiler, çocuklara başkalarının hayat kavgalarını, karşılaştıkları sorunlara karşı nasıl mücadele ettiklerini anlatır ve çocukları benzer durumlara karşı hazırlar.

3. Yararlanılan kaynaklar, doğru ve eksiksiz olmalıdır. Anlatılan kişinin hayatını canlandıran olaylar, görüşlerini ve düşüncelerini yansıtan açıklamalar sağlam belgelere dayanmalıdır.

4. Çocukların ilgisini çeken biyografiler genellikle romanlaştırılmış biyografilerdir. İçinde olayların, bol ve kısa konuşmaların yer aldığı biyografiler daha ilgi çekici olmaktadır.

2.5.5.9. Anı

Anı, yaşanan ya da tanık olunan olayların yazıyla dökülmesi sonucu oluşan edebî bir türdür. Çocuklar için yazılan anıların nitelikleri şöyle olmalıdır (Ciravoğlu, 1997:127):

1. Kaleme alınan anıların ilgi çekici konularda olmasına dikkat edilmelidir. Sıradan olayların anlatıldığı anılar çocukların ilgisini çekmez.

2. Anılarda anlatılan olaylar ve verilen bilgiler, öğretici nitelikte olmalıdır.

3. Anıların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde yansız, abartısız ve nesnel olarak hazırlanmasına dikkat edilmelidir.

4. Anıların dili, sade, yalın, duru ve içtenlikli bir anlatıma sahip olmalıdır.

2.5.5.10. Bilmece

Bir şeyin adını söylemeden, bazı özelliklerini üstü kapalı bir şekilde anlatarak onun ne olduğunu bilmeyi, dinleyen ve okuyana bırakan oyun, eğlence olarak tanımlanan bilmece, Türk halk edebiyatının önemli yere sahip edebî bir ürünüdür (Yalçın ve Aytaş, 2003:131).

Bilmeceler, hem biçim hem deyiş olarak özleştirilmiş söz yaratmalarıdır. Şiirsel çağrışımlı anlatımları, bilmecelerin oldukları gibi bozulmadan günümüze kadar gelmelerini sağlamıştır (Nas, 2002:78).

Bilmeceler çocuklar için oldukça değerli ürünlerdir. İlgi çekici olmaları, sözcüklerin ahenkli bir şekilde sıralanışı, düşünce dünyasını geliştirmesi bakımından çocuklar için önem taşır.