• Sonuç bulunamadı

Mantıkdışı İnançlar ile İlgili Yurt İçinde Yapılan Araştırmalar

2. KURAMSAL ÇERÇEVE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.4. İlgili Araştırmalar

2.4.1. Mantıkdışı İnançlar ile İlgili Yurt İçinde Yapılan Araştırmalar

Altıntaş (2006), lise öğrencilerinin akılcı olmayan inançlarıyla, kişiler arası iletişim becerileri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırma sonuçlarına göre kız öğrencilerin akılcı olmayan inançları erkeklerinkinden daha yüksek bulunmuştur.

Annesinin eğitim durumu ilkokul, ortaokul ve lise olan ergenlerin akılcı olmayan inançları, üniversite mezunu olan ergenlerden daha yüksek bulunmuştur.

Çivitci (2006a), ergenlerdeki mantıkdışı inançları anne-babanın eğitim durumuna, algılanan anne baba tutumlarına, algılanan akademik başarıya, kardeş sayısına, yaş, sınıf, cinsiyet, annenin çalışma durumu, ailenin yapısını göre incelemiştir.

Araştırmanın sonuçlarına göre, erkeklerin başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inançları kızlardan daha yüksek bulunmuştur. Algılana ders başarısında, rahatlık talebiyle ilgili mantıkdışı inançlar, “başarısızım” diyen öğrencilerde “kısmen başarılıyım” diyen öğrencilerden, “kısmen başarılıyım” diyen öğrencilerde ise “başarılıyım” diyen öğrencilerden daha yüksek bulunmuştur. Annenin eğitim durumuyla ilgili olarak, annesi okuryazar ve da ilkokul mezunu olan öğrencilerin başarı talepleri, annesi lise mezunu olanlardan yüksek bulunmuştur. Babası okuryazar ya da ilkokul mezunu olan öğrencilerin başarı talepleri, lise ve üniversite mezunu olanlardan yüksek çıkarken, babası ortaokul mezunu olanların başarı talepleri üniversite mezunu olanlardan daha yüksek bulunmuştur. Algılanan anne tutumunda annesini baskıcı-otoriter ile ilgisiz olarak gören öğrencilerin rahatlık talepleri, hoşgörülü görenlerden daha yüksek çıkmıştır. Algılanan baba tutumunda babasını baskıcı-otoriter olarak algılayan öğrencilerin rahatlık talepleri, hoşgörülü olarak gören öğrencilerden daha yüksek bulunmuştur. Diğer değişkenler ile başarı, rahatlık ve saygı talepleri arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır.

Mantıkdışı inançlarla ilgili değişkenlerin araştırıldığı diğer bir çalışmada (Çivitci, 2006b) 11-13 yaş arasındaki ergenlerin mantıkdışı inançları ve sürekli kaygıları arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmanın sonucuna göre erkeklerde başarı talebi arttıkça sürekli kaygının arttığı bulunmuştur. Hem kızlarda hem de erkeklerde rahatlık talebi arttıkça sürekli kaygının arttığı bulunmuştur.

Çivitci (2007), yapmış olduğu başka bir araştırmada, ergenlerin mantıkdışı inançları ile denetim odağı ve cinsiyetleri arasındaki ilişkilerini incelemiştir.

Araştırmanın sonucuna göre ergenlerin mantıkdışı inançlarının içten veya dıştan denetimli olmaları ve cinsiyetlerine göre değiştiği bulunmuştur. Buna göre ergenlik dönemindeki öğrencilerin denetim odağı, aile ilişkileri, akran ilişkileri, batıl inanç ve kader alt boyutlarından oluşmaktadır. Bu alt boyutlar da içten veya dıştan olmalarına göre değişmektedir. Aile ilişkileri ve akran ilişkileri boyutlarında, dıştan denetimli olan ergenlerin rahatlık talebi, içten denetimlilerden daha yüksek bulunmuştur. Akran ilişkileri alt boyutuna göre ise içten denetimli olan öğrenciler dıştan denetimli olan öğrencilerden daha fazla başarı ve saygı talepleriyle ilgili mantıkdışı inançlara sahiptirler. Denetim odağının batıl inanç ve kader alt boyutlarında kızların rahatlık talebiyle ilgili mantıkdışı inançları, erkelerden daha yüksek bulunmuştur.

Mantıkdışı inançlarla ilişkisi araştırılan bir başka değişken algılanan sosyal beceridir. Çivitci ve Çivitci (2009), 6 ve 7. sınıfta eğitim gören öğrencilerle yaptıkları araştırma sonucuna göre, öğrencilerde rahatlık talebi arttıkça algılanan sosyal beceri düzeyinin azaldığını bulmuşlardır. Erkek öğrencilerin başarı ve rahatlık talepleriyle ilgili mantıkdışı inançları kız öğrencilerinkinden daha yüksek bulunmuştur.

Çivitci (2009b), ilk ergenlikte, mantıkdışı inançlarla yaşam doyumu arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Yaşam doyumu; genel, arkadaş, okul, yaşanılan çevre, aile ve benlik alt boyutlarından oluşmaktadır. Araştırmanın sonuçlarına göre rahatlık talebi düzeyi ararken yaşam doyumu düzeyinin azaldığı bulunmuştur( benlik doyumu dışında). Başarı talebi düzeyi artarken aile doyumunun da arttığı bulunmuştur.

Araştırmanın bir diğer sonucuna göre ise saygı talebi düzeyi artarken benlik doyumu düzeyinin de arttığı bulunmuştur.

Akılcı olmayan inançlarla ilgili yapılan başka bir araştırmada ergenlerin akılcı olmayan inançları ile depresyon, umutsuzluk düzeyleri ve algıladıkları akademik başarı arasındaki ilişkiler incelenmiştir (Göller, 2010). Araştırma sonuçlarına göre mantıkdışı

23 inançların boyutları olan onay ihtiyacı, yüksek beklentiler, suçlama eğilimi, aşırı kaygı, bağımlı olma, çaresizlik ve mükemmeliyetçilik düzeyleri artarken depresyonun düzeyinde de artış olduğu bulunmuştur. Araştırmanın başka bir sonucuna göre mantıkdışı inançların alt boyutları olan onay ihtiyacı, yüksek beklentiler, suçlama eğilimi, aşırı kaygı, bağımlı olma, çaresizlik ve mükemmeliyetçilik düzeyleri artarken depresyonun alt boyutu olan umutsuzluk düzeyinin de arttığı bulunmuştur. Ergenlerin mantıkdışı inançları arttıkça algıladıkları ders başarısının düştüğü bulunmuştur.

Cinsiyete göre ise kız öğrencilerin mantıkdışı toplam puanları erkeklerinkinden daha yüksek bulunmuştur. Sınıf düzeyine göre 9. Sınıf öğrencilerinin ölçek tüm alt boyutlarında, 11. Sınıflardan daha yüksek akılcı olmayan inançlara sahip olduğu bulunmuştur. Yaşanılan sosyo-kültürel çevreye göre akıldışı inançlara bakıldığında, kentte yaşayan öğrencilerin, köyde yaşayan öğrencilere göre, ölçeğin alt boyutu olan mükemmeliyetçilikle ilgili düzeyleri daha yüksek bulunmuştur.

Kızılyar (2010), ilköğretim 7. ve 8. Sınıf öğrencilerinin empatik eğilim düzeylerini, denetim odağı boyutlarına ve akılcı olmayan inançlarına göre incelemiştir.

Araştırma sonuçlarına göre empati düzeyi düşük olan öğrencilerin başarı ve rahatlık talebiyle ilgili akılcı olmayan inançlarının daha fazla olduğu belirlenmiştir. Bir diğer sonuca göre ise kendilerini empatik olarak algılayan öğrencilerin saygı talebiyle akılcı olmayan inançlarının yüksek olduğu belirlenmiştir.

Kılıçarslan ve Atıcı (2010), 7 ve 8. Sınıfa giden öğrenciyle yaptıkları bir araştırmada akılcı olmayan inançlarla saldırganlık arasındaki ilişkiyi incelemiştir.

Araştırmanın sonucunda başarı, rahatlık ve saygıya ilişkin akılcı olmayan inançlar arttıkça saldırganlık eğilimi de arttığı bulunmuştur.

Güler ve Çakır (2013), lise son sınıf öğrencilerinin sınav kaygısını yordayan değişkenleri araştırmışlardır. Araştırma sonuçlarına göre sınav kaygısının toplam, kuruntu ve duyuşsallık boyutlarının en büyük yordayıcısının akılcı olmayan inançlar olduğu bulunmuştur. Yani akılcı olmayan inançları yüksek olan öğrencilerin, sınav kaygılarının toplam, kuruntu ve duyuşsallık boyutlarının da yüksek olduğu bulunmuştur.

Mantıkdışı inançları etkileyen faktörlerin tespitiyle ilgili lise öğrencileriyle yapılan bir araştırmada (Kartol, 2013), bunların bazı sosyo demografik değişkenler ve duygusal zekâyla ilişkisine bakılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre göre akılcı

olmayan inançların sosyodemografik değişkenlere göre farklılaşmadığı bulunmuştur.

Araştırmanın diğer sonuçlarına göre, liseli ergenlerin akılcı olmayan inançları artarken duygusal zekanın alt boyutlarından olan iletişim becerilerinin de azaldığı bulunmuştur.

Kişisel becerisi ve genel ruh hali düzeyi düşük olan öğrencilerin mantıkdışı inançları yüksek bulunmuştur. Çevreye uyum ve stres yönetimi düzeyi düşük olan öğrencilerin, orta ve yüksek olan öğrencilerden daha fazla mantıkdışı inançları olduğu bulunmuştur.

Akılcı olmayan inançlarla depresyon arasındaki ilişkinin incelendiği bir araştırma (Küçük, Gür, Şener, Boyacıoğlu ve Çetindağ, 2016) 12-14 yaş arasında olan öğrenciler üzerinde yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre ergenlerdeki depresyon düzeyi artıkça, başarı, rahatlık ve saygı talepleriyle ilgili mantıkdışı inanç düzeyinin arttığı bulunmuştur. Cinsiyet açısından bakıldığında, sadece rahatlık talebinde, erkeklerin kızlardan daha yüksek mantıkdışı inançlara sahip olduğu bulunmuştur.

Yurt içinde yapılan araştırmalara bakıldığında mantıkdışı inançlarla birçok değişken arasındaki ilişki incelendiği görülmüştür. Araştırmaların sonuçlarına göre mantıkdışı inançların ergenlerin iletişim becerileri, ailelerinin eğitim düzeyleri, cinsiyet, algılanan ders başarısı, annenin çalışma durumu, anne baba davranışları veya tutumları, kaygı, denetim odağı, sosyal beceri, yaşam doyumu, depresyon, empati, saldırganlık gibi birçok değişkenle ilişkisinin olduğu belirlenmiştir. Buradan mantıkdışı inançların ergenlerin hayatlarının birçok alanını etkilediğini söyleyebiliriz. Özellikle ergenlikte en çok görülebilecek olan akademik başarısızlık, arkadaşlık ilişkileri, aileyle olan iletişim, saldırganlık gibi önde gelen konularda mantıkdışı inançların olumsuz sonuçlara neden olduğuna da dikkat edilmesinde fayda vardır.

Yurt içinde yapılan araştırma sonuçlarından da görüldüğü üzere mantıkdışı inançların ergenlerin yaşam kaliteleri ve psikolojik açıdan sağlıklı gelişmeleri için özellikle dikkat edilmesi gereken önemli bir faktör olduğudur. Çünkü araştırma sonuçlarına göre mantıkdışı inançlar ergenlerin hayatlarındaki birçok önemli faktörle ilişkili bulunmuştur. Ergenlerin hayatlarını önemli derecede etkileyen mantıkdışı inançlarla ilgili yurt içinde daha çok araştırma yapılmasında fayda vardır.