• Sonuç bulunamadı

Başarı Talebiyle İlgili Mantıkdışı İnançların Yordanmasına İlişkin

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.2. Yorumlar

4.2.3. Başarı Talebiyle İlgili Mantıkdışı İnançların Yordanmasına İlişkin

Araştırmada mantıkdışı inançların alt boyutlarından olan başarı talebinin, anne baba davranışları (duyarlılık, davranışsal denetim, psikolojik kontrol ve özerklik desteği) tarafından yordanıp yordanmadığına bakılmıştır. Regresyon analizi sonucuna göre başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inançlar, anne ve baba davranışlarıyla anlamlı bir ilişki vermiştir.

Araştırmanın en önemli sonucuna göre ergenlerin başarı talebinin, babadan algılanan özerklik desteği tarafından anlamlı olarak olumsuz yönde yordandığı tespit edilmiştir. Yani babadan algılanan özerklik desteğiyle ilgili davranışlar arttıkça, ergenlerin başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inanç düzeyinde azalma görülmüştür.

Bununla ilgili olarak literatüre bakıldığında, özerklik desteğini içeren anne baba tutumlarından demokratik anne baba tutumlularıyla yetişen ergenlerin, başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inançlarının düşük olduğu kanıtlanmıştır (Coşkun, 2017). Özerklik, ergenlik döneminde kazanılması gereken önemli bir gelişim görevidir. Çünkü özerkliği desteklenen ergenin özgüveni daha yüksek olur, sorun çözme becerisi daha iyidir ve sorumluluklarını daha çok bilir (Özdemir ve Çok, 2011). Başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inançlara sahip ergenlerin zorluklara, sorunlara karşı başarısızlık durumlarında tahammül eşikleri düşük olabilmektedir. Çünkü başarı talebi mutlaklık, zorunluluk içeren başarılı olmaya dayalı mantıkdışı inançlarını içermektedir (Çivitci, 2006c). Bernard (2011), özerklik davranışını içerisinde barındıran, ergenin duygularını ifade etmesini sağlayan ve özgüvenli yetiştirilmesine olanak sağlayan anne baba davranışlarının, ergenlerin mantıklı inançlarının daha da güçlenmesine katkı sağlayacağını belirtmektedir. Böyle tutumlarla yetişen ergenlerde zorunluluklara dayalı, olmazsa olmaz olarak görülen başarılı olmaya dayalı inançların daha az olması beklenen bir durumdur. Özerkliğin diğer bir boyutunda suçlanmamak ve bireyselliğin desteklenmesi vardır (Musaağaoğlu ve Güre, 2005). Bernard, Ellis ve Terjesen (2006), Joyce (2006), suçlanmayan, anne babası tarafından bireyselliği desteklenen ergenlerin daha esnek düşünme biçimine sahip olacağını, dolayısıyla hayatta mutlaka başarılı olmaya dayalı inançlarının daha az olacağı, belirtirler. Buradan da yine özerkliğin başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inançları azaltacağı söylenebilir. Sonuç olarak, babadan algılanan özerkliğin ergenlerin başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inançları azaltacağıyla ilgili araştırmanın bulgusu, görüldüğü üzere literatürle uyumlu görülmektedir. Başarı talebinin, özerklik desteği içeren baba davranışları tarafından arttırıldığını gösteren herhangi bir araştırma sonucuna rastlanılmamıştır. Bu sonuçlar, ergenlerin daha akılcı düşünebilmeleri, başarı durumunu olduğu gibi başarısızlık durumunu da kabul edip kendi kişiliklerinin bir parçası olarak görmeleri, başarısızlıklar veya zorluklar karşısında daha etkili ve mantıklı çözüm yolları bulmaları için onlara babaları tarafından özerklik desteğinin verilmesinin gerektiği şeklinde yorumlanabilir. Burada sadece babadan algılanan özerklik desteğinin başarı talebi üzerindeki etkisiyle ilgili bir çıkarımda

47 bulunurken anneden algılanan özerklik desteğinin başarı talebi üzerindeki etkisiyle ilgili bir çıkarımda bulunmadık. Çünkü bu araştırmanın sonuçlarına göre sadece babadan algılanan özerklik desteği başarı talebini anlamlı yordamış, ama anneden algılanan özerklik desteği başarı talebini anlamlı yordamamıştır. Bununla birlikte bizzat özerklik desteğiyle başarı talebi arasındaki ilişkinin incelenmesiyle ilgili yapılan bu araştırmanın sonucu dışında bir araştırmanın olmamasından dolayı ve de aralarındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması için daha çok araştırmaya ihtiyaç duyulduğu şeklinde bir yorumda da bulunulabilir.

Araştırmanın ikinci önemli sonucuna göre, ergenlerin başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inançlarının, babadan algılanan psikolojik kontrol tarafından anlamlı olarak yordandığı görülmüştür. Yani babadan algılanan psikolojik kontrol arttıkça, ergenlerin başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inanç düzeyinde artma görülmüştür. Literatüre bakıldığında başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inançların oluşmasına etki eden psikolojik kontrolü içeren baskıcı, suçlayıcı, aşırı disiplin içeren anne baba davranışları (Bernard, Ellis ve Terjesen, 2006; Huck, 1967. akt. Joyce, 2006) arasında bir benzerlik vardır.

Çünkü böyle davranışlarla yetişen bir ergenin küçük bir başarısızlık durumunda tahammül eşiğinin çok az olacağı, çözmekte zorluk çektiği problemler karşısında kendisini baskı altında hissederek daha da zorlanacağı beklenebilmektedir. Bütün bunlar başarılı olmaya dayalı mantıkdışı inancın belirtileridir (Çivitci, 2006c). Coşkun (2017), da yapmış olduğu bir araştırmada otoriter anne baba tutumu arttığında başarılı olmaya dayalı mantıkdışı inançların arttığını kanıtlanmıştır. Aynı zamanda yapılan araştırmalarda psikolojik kontrolün ergenlerde uyum sorunlarına (Kunz, 2013) ve ergenlerin depresyona daha meyilli olmasına sebep olacağı (Barber, 1996; Bayers, Soenens, Vansteenkiste, Luyckx ve Duriez, 2013) ergenlerin sosyal gelişimlerini olumsuz etkileyebileceği (Soenens ve Vansteenkiste, 2010) gibi birçok olumsuz durum bulunmuştur. Bu sorunlara ergenlerin başarılı olmayla ilgili mutlaklık, zorunluluk içeren, olmazsa olmaz olarak görülen mantıkdışı inançları da etki edebilmekte, daha da zorlaştırabilmektedir (Ellis ve Bernard, 2006). Görüldüğü gibi araştırmanın bu sonucu literatürle uyumlu görünmektedir. Psikolojik kontrol içeren baba davranışlarının, ergenlerin başarı talebini azaltacağına ilişkin herhangi bir araştırma sonucuna literatürde rastlanılmamıştır. Bu sonuçlardan babası tarafından psikolojik kontrol davranışlarına maruz kalan ergenlerde farklı şekillerde başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inançların oluşma durumu vardır denebilir. Bu mantıkdışı inançlar babanın sözünden çıkmama,

babanın sevgisini, onayını, takdirini kazanmak için derslerde mutlaka başarılı olmak, hayatta başarılı olmak için mutlaka babanın düşündüğü şekilde düşünmek, babanın sürekli ergenin hatalarını ön planda tutması sonucu ergenin de en küçük bir başarısızlık durumuna tahammül edememesi şeklinde oluşabileceği yorum yapılabilir. Burada sadece babadan algılanan psikolojik kontrolün başarı talebi üzerindeki etkisiyle ilgili bir çıkarımda bulunurken anneden algılanan psikolojik kontrolün başarı talebi üzerindeki etkisiyle ilgili bir çıkarımda bulunmadık. Çünkü bu araştırmanın sonuçlarına göre sadece babadan algılanan psikolojik kontrol başarı talebini anlamlı yordamış, ama anneden algılanan psikolojik kontrol başarı talebini anlamlı yordamamıştır. Bununla birlikte bizzat psikolojik kontrol ile başarı talebi arasındaki ilişkinin incelenmesiyle ilgili yapılan bu araştırmanın sonucu dışında bir araştırmanın olmamasından dolayı ve de aralarındaki ilişkinin daha iyi anlaşılabilmesi için daha çok araştırmaya ihtiyaç duyulduğu şeklinde bir yorumda da bulunulabilir.

Araştırmanın diğer başka sonuçlarına göre başarı talebini anne ve baba duyarlılık ile davranışsal denetim anlamlı olarak yordamamıştır. Bu da literatürle uyumlu bir sonuçtur diyebiliriz. Çünkü genellikle duyarlılık ve davranışsal denetim olumlu anne baba davranışları içerisinde yer almaktadır (Barber, 1996; Sevim, 2014).

Aynı zamanda literatürde duyarlılık ve davranışsal denetimin başarı talebini yordamasıyla ilgili herhangi bir araştırma sonucu veya kuramsal bilgiye rastlanılmamıştır. Araştırmanın bir diğer sonucunda birbirinin zıddı olarak adlandırılan psikolojik kontrol ve özerklik desteğinin (Barber, 1996) babadan algılanmasında başarı talebi anlamlı olarak yordanırken, anneden algılanmasında anlamlı bir sonuç çıkmamıştır. Yani anneden algılanan özerklik desteği ve psikolojik kontrol, başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inançları anlamlı olarak yordamamıştır. Bu durumun birinci sebebi olarak araştırmaya katılan annelerin çocuk yetiştirme tutumunda ilgisiz tutum sahibi olabilecekleri düşünülebilir. Hem özerklik desteğinde hem de psikolojik kontrolde, çocukla sağlıklı veya sağlıksız yakından bir ilişki mevcuttur (Sevim, 2014).

Çünkü özerklik desteğinde ergenle yakın bir iletişim kurulup, ergenin olumlu benlik gelişimi için desteklenmesi ve ergene görev verilmesi varken (Kunz, 2013), psikolojik kontrolde ise ergenin sağlıklı kişilik gelişimini zedeleyen baskıcı, sınırlayıcı davranışlar vardır, yani olumsuz da olsa bir yakın iletişim vardır (Bayers ve arkadaşları, 2013). Bu durumda araştırmada annelerin ergenlerle yakın bir ilişkide olmayıp, onlara karşı ilgisiz tutum içinde olabileceği yorumu yapılabilir. İkinci sebep olarak da bazı kültürlerde aile

49 içinde annenin değeri ve yeri kadın olması nedeniyle arka planda olabileceğidir.

Kağıtçıbaşı (2007), geleneksel Türk aile yapısında babanın anneye göre evde çok ön planda olduğunu belirtmektedir. Bu ön planda olma aileyle ilgili her kararda belirleyici bir faktördür. Böyle bir ailede annenin yeterince değerli olmadığını, fikrinin sorulmadığını gören bir ergenin, annenin davranış ve düşüncelerinden etkilenmesi beklenmeyebilir. Üçüncü sebep olarak da araştırmaya katılan annenlerin çocuklarıyla istemesine rağmen, onlarla etkili iletişim kuramamaları sonucu, ergen çocuklarının annelerini ve düşüncelerini önemsemedikleri yorumunda bulunulabilir. Etkili iletişim içerisinde ergenin aktif dinlendiği, duygularını ifade etmesinin teşvik edildiği, yani doğru iletişim kanallarının kullanıldığı anne baba davranışları vardır. Bu şekilde ergen de anne babasından iletişim kurmayı öğrenir ve onlara daha da yakın bir ilişki içerisinde olur (Kapçı ve Eşkisu, 2013). Bu yüzden annesiyle etkili iletişimi olmayan bir ergenin başarı talebiyle ilgili mantıkdışı inançlarının, annesinin davranışları tarafından anlamlı olarak yordanamayacağı söylenebilir.

4.2.4. Rahatlık Talebiyle İlgili Mantıkdışı İnançların Yordanmasına İlişkin Bulguların