• Sonuç bulunamadı

Eşeklerle taşınacak malların paketlenmesinde ve taşınmasında kullanılacak eşyaların cinsleri ve isimleri kil tabletlerde belirlenmiştir. Karşılaştığımız naruqqum kelimesi ürünlerin paketlenmesinde “Torba” veya “çuval” anlamıyla karşımıza çıkarken, “kuru şeylere mahsus hacim ölçü birimi” ve “tüccarların ortak yatırımlarını gösteren bir tür sermaye” ifadeleri için yine aynı kelime kullanılmaktadır. Ayrıca bu kelimenin, tüccarlar seyahat ederken içine sermayelerini koydukları bir tür “para çantası” veya bir nevi “cüzdan” anlamına geldiği belirtilmektedir. Naruqqum’un hangi maddeden yapıldığını bildiren açık veriler olmasa da, genellikle kumaşların konduğu bir mahfaza ve kervan seyahatinde kullanılmış olması, bunun büyük bir ihtimalle deriden imal edildiği düşünülmektedir. VAT 9254’de geçen “naruqqum ve deriyi birlikte paketle ve bana gönder” ifadesi bu konuda bir ipucu olarak kabul edilebilir.229 Malların içlerinde taşınacağı üç farklı heybe bulunmaktadır. Bu heybeler şu şekilde isimlendirilmektedirler:

2.6.1. Muttātum

Asur Ticaret Kolonileri Devri’nde eşeğin iki yanına bağlanan heybe tipinde gözlere sahip olan taşıma gereci muttātum olarak adlandırılmıştır. Muttātum’larda genellikle kalay ve kumaş taşınmakta idi. Veenhof, naruqqum’un muttātum içerisine

226 K. R. Veenhof, Aspects of Old Assyrian Trade and Its Terminology, Studia et Documenta, Leiden,

1972, s. 2.

227 K.R. Venhoof, agm., 1972, s. 14. 228 Y.Aslantaş, agm., 2008, s. 39-40. 229 L. G. Gökçek, 2005, agm., s. 63-64.

konulmuş veya ēlīātum gibi yüklenmiş olabileceğini ifade etmektedir. Muttātum’un gözlerinden her biri 60 (30 kg) ile 75 (37,5 kg) mana arasında yük taşıyabilmekteydi.230

2.6.2. Šuqlum

Asur Ticaret Kolonileri Devri’nin diğer bir mahfaza tipi ise, yüklerin konduğu, šuqlum’dur. Šuqlum da muttātum gibi iki parçadan oluşmaktaydı. Belgelerde muttātum’dan daha fazla kullanılan šuqlum daha çok kalay taşımak için kullanılmaktadır. Her bir gözü 65 mana yük taşıyabilmektedir.231 Šuqlum’un daha

fazla tercih edilme sebebinin yük taşıyabilme kapasitesi olduğunu düşünmekteyiz.

2.6.3. Ēlīātum

Asur Ticaret Kolonileri Devri’nde kullanılan ēlīātum, muttātum ve šuqlum’a göre çok daha küçük boyutlardadır. Çoğunlukla yolculuk sırasında çıkacak masrafları karşılamak amacı ile ayrılan ücretlerin taşındığı bir nevi paket, kese veya çantadır. Daha çok kumaşlarla birlikte bahsi geçen ēlīātum’un muttātum’un ve šuqlum’un üzerinde taşındığı bilinmektedir.

Bu heybelerin kervan yola çıkmadan önce alınması zorunlu idi. Bununla birlikte yine döneme ait tabletlerde bahsedildiği üzere, kalayın taşınması ve depolanması özel şartlar gerektirmekte idi.

Kalay, bağ demet şeklinde taşınmaktaydı. Asur’da veya kısmen Hahhum‘da satın alınan kalay, eşek kervanlarıyla nakledilmek üzere, šuqlum adı verilen büyük yükler veya riksum232 adı verilen küçük bağ veya demetler haline getirilmekteydi.

Daha sonra Asurca livitum adı verilen bezlerle sarılarak mühürlenmekteydi. Bu mühürler onların taşınabileceği anlamına gelmekteydi. Sarılarak mühürlenen kalay demetleri daha sonra šuqlum’lara yerleştirilmekteydi.233 Kalay çubuklarının sarılmasındaki en önemli neden, olumsuz hava koşullarından etkilenmelerini önlemektir. Nihayetinde bunlar ticari mallardır ve zarar görmeden yerine ulaştırılmaları gerekmektedir. Ayrıca bu şekilde bağlanıp mühür yapılması taşınacak olan madenler için ürün kalitesi, ürün güvenirliği ve denetimi bir şekilde bir çeşit sertifika ile güvence altına alınmış olmaktaydı.

230 K. R. Veenhof, 1972, s. 13,14. 231 K. R. Veenhof, 1972, s. 14-15.

232 Riksum kelimesi için bkz. AKT I, No: 7.

233 Emin Bilgiç, “Asurca Vesikalara Göre Etilerden Önce Anadolu’da, Maden Ekonomisi”, Sumeroloji

Malların kervana yüklenip hazırlanması ve yolculuk sırasında kervanların idaresi ile ilgilenecek olan kişilerin her birinin isimleri ve görev tanımlamaları tabletlerde belirtilmiştir. Sāridum ve Kassārum olarak geçen görevlilerin eşek sürücüsü, eşek yükleyicisi ya da paketleyici oldukları düşünülmektedir.234 Bu

görevlilere, gidilecek mesafenin ölçüsüne göre ücret ödenmekteydi. AKT 1, 23 no’lu, kalay ve kumaş sevkiyatının detaylarını veren belgeye göre235 sāridum için 17 šeqel

gümüş ödenmiştir. CCT 2, 4a no’lu başka bir belgede ise 1 parça kutanum kumaşı ayrıldığı belirtilerek, ödemelerin zaman zaman ürün cinsinden de yapılabildiği gösterilmektedir.236

Hazırlanan kervan ile yola çıkılmakta idi. Bölgenin bilinmemesi durumunda ya da kervanın korunması gibi sebeplerden dolayı kılavuz, koruma ya da asker olarak da nitelendirilebilecek kişiler belli ücretler karşılığında kervanla seyahat etmekte idiler. Bu kişiler bölgeyi tanımaları nedeni ile kervanın hareketini kolaylaştırmaktaydılar.237 Metinlerde, radiû ve mûqaribbum şekliyle geçen

kılavuzlar, bölgeyi iyi tanıyan, zorlu geçitlerde kervanlara eşlik eden ve malların güvenliğinden sorumlu olan bir tür asker, koruma ya da rehber olarak düşünülmektedir. TC 3/2 165, 46’ da Wašhania’dan Ulama’ya olan seyahatte, taşıyıcılara ve mûqaribbum’lara ödenen bedel 17 1/3 šeqel gümüştür.238

Yollarda karşılaşılan bazı tehlikeli durumları yine çiviyazılı Kültepe belgelerinden öğrenmekteyiz. Tabletlerde, “Tepenin üstünde pusuya yatmış kara bir köpek, dağınık kervanları bekliyor; gözleri iyi insanları kolluyor” şeklinde haydutları betimleyen yarı edebi türde anlatımlara rastlanmaktadır. Ancak yine de büyük güvenlik güçlerinin gerekli olduğunu gösteren kayıtların olmayışı, yerel beylerin yolların güvenliğine hâkim olduklarını düşündürtmektedir.239

Kültepe tabletlerinden kervanların yolculukları sırasında hem eşeklerin hem de tüccarların ya da taşıyıcıların yiyecek ve yatacak ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla güzergâhlar üzerinde bir takım konaklama tesislerinin teşekkül ettiği

234 Mogens Trolle Larsen, “The Old Assyrian Caravan Procedures”, Nederlands Histoisch

Archelogisch Institute, İstanbul 1967, s. 79.

235 Emin Bilgiç vd., Ankara Kültepe Tabletleri I, TTK Yayınları, C. VI, S. 33, Ankara 1990, s.1-185. 236 E. A. Wallis Budge, Cuneiform Texts from Cappadociennes, Department of Egyptian and Assyrian

Antiquities, British Museum, London 1921, s. 43.

237 K. R.Venhoof, agm., 1972, s. 252. 238 M. T. Larsen, agm., 1967, s. 46. 239 Y. Aslantaş, agm., 2008, s. 40.

anlaşılmaktadır. Bu tür tesisler metinlerde bīt wabrim ya da bīt ubrim şekliyle geçmekte ve misafirhane, han ya da kervansaray olarak yorumlanmaktadır.240

Koloni Devri’nde ticari malların nakliyesinde kullanılan diğer bir taşıma aracı ise eruqqum denilen yük arabaları idi. Bu arabalar dört tekerlekli olup eşekler ya da öküzler tarafından çekilmekteydi. Arabalar genellikle Kaniš, Durhumit ve Purušhattum arasında kullanılmıştır. Purušhattum, Kaniš’ten sonraki en büyük krallık merkezidir. Šar tamhāri metinlerine göre, o zaman burada Akadlı tüccarların oturduğu ve birkaç krallık merkezinin bağlı olduğu Purušhattum’un diğerlerine nispetle daha büyük bir krallığın merkezi olduğu kabul edilmektedir.241 Kt 87/k

436’da 14 talent 5 mana bakır Durhumit’ten Wahsšušana’ya araba ile gönderilmiştir. Kt c/k 254 no’lu belgede ise, 20 talent bakırın Wahšušana’dan Purušhattum’a getirilmesi için, 20 mana bakır karşılığında bir araba kiralandığı belirtilmektedir.242

Kültepe belgelerinde nakliyatta kullanımına nadiren rastlanan arabalar, birçok hamalın ya da eşeğin yüklenebileceği malın kat kat fazlasını taşıyabilmekteydi. Sevkiyatlarda az kullanılmasının nedeni, bu arabalar için her zaman uygun yol şartlarının bulunmamasından kaynaklanmış olmalıdır.

Koloni Devri’nde Anadolu ile Mezopotamya arasında kervan ticaretinin sağlıklı bir şekilde işlemesinin nedeni, nakliye araçlarından, iş erbaplarına, yol güvenliğinden, taşıma ücretlerine kadar birçok unsurun belli bir sistematiğe bağlanmış olmasındandır. Bunun doğal sonucu olarak iki memleket arasında sosyolojik ve kültürel boyutlarıyla birlikte çok karlı bir ticaret gerçekleştiğini düşünmekteyiz.