• Sonuç bulunamadı

Tarihte Asur Ticaret Kolonileri Devri’nin yer almasının bir önemli nedeni de o dönemde Anadolu coğrafyasının yer altı ve yer üstü zenginliklerinin çok fazla olmasıdır. Asur’da sermaye şirketleri kuran büyük sermayedarlar Anadolu’ya da yayılarak, tappau adı verilen ortaklar, ticari ajanlar ve šamallu denilen yardımcılar da

170 Y. Arslantaş, age., 2008, s. 13. 171 H. Sever, agm., 1999, s. 35. 172 H. Erol, agm., 2015, s. 427.

bu şirketler adına ve kendi hesaplarına ticaret yapmışlardır. Ayna, tarak gibi süs eşyasına, kumaşlara ve kalaya kadar Anadolu’da çok istenen maddeleri, eşek kervanlarıyla Dicle ve Fırat boylarından çıkıp küçük-büyük ticaret merkezlerine uğrayıp, alış veriş yaparak Kaniš’e getirmişlerdir.173 Eski Asur Devleti, Kuzey

Mezopotamya’da kurulduktan sonra Babil’den ve Mezopotamya dışından gelen çeşitli maddelerle birlikte, kalayı da takas etmek için Anadolu’da Kârum ve Wabartum adı verilen ticaret merkezleri kurmuşlardır174. Bu ticari amaçlı yerleşimlerin yaygınlaşması esasen Asurlu tüccarların Anadolu ile son derece organize bir biçimde sürdürülen ticari ilişkilerinin bir göstergesidir. MÖ 1974-1719 yılları arasında süren bu dönem Anadolu’da aynı zamanda yazılı tarihin ve Orta Tunç Dönemi’nin başlangıcı olarak da kabul edilir.175 Buna karşın, incelediği belgeler

ışığında Sever, Asur Ticaret Kolonileri Devri ticari faaliyetlerinin Asur kralı İlišuma’nın hükümranlığı döneminden İşme-Dagan’ın krallık döneminin ortalarına kadar sürdüğünü ifade etmektedir.176

Asurluların Anadolu’yu ticari faaliyetler için uygun bir yer olarak seçmelerinin nedenlerini;

1- MÖ 3000 yıldan kalma kral mezarlarının bilinen zenginliği, 2- Yerli halkın sahip olduğu hayat standardının düşüklüğü,

3- Yerli halkın tunç yapımında kalaya olan ihtiyacının büyük olması, 4- Anadolu’nun maden zenginliklerinin Asur’a götürülmek istenmesi şeklinde sıralamak mümkündür.177

İşte bu amaçla yola çıkan Asurlu tüccarlar zamanla Anadolu içlerinde bir ticaret şebekesi yani bir ticari teşkilat kurmuşlardır. Bu merkezlerde Asurlular kendi ürettikleri ve Babil’den veya Mezopotamya dışından getirilen mamul malları ve kalayı Anadolu’da pazarlamışlardır. Kısaca “Kültepe Dönemi” de denilen bu dönem Orta Tunç Dönemi’nin ilk safhasına rastlamaktadır.178

173 H. Sever, agm., 1991, s. 248.

174 Hüseyin Sever, “Yeni Kültepe Tabletlerinde Geçen Kima Awat Naruaim Tabiri ve

Değerlendirilmesi”, AÜ DTCF Dergisi, C. 34, S. 1-2, Ankara 1990a, s. 151.

175 Tahsin Özgüç, “Anadolu Ticaret Kolonileri Kültepe Kaniş”, Arkeo Atlas Dergisi, S. 3, İstanbul

2004a, s. 10.

176 Hüseyin Sever, “Yeni Belgelerin Işığında Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nda Kronolojisinin

Yeniden Değerlendirmesi”, Uluslararası I. Hititoloji Kongresi, 19-21 Temmuz 1990-Çorum 1990b, s. 136.

177 Sabahattin Bayram, “Kültepe Tabletlerinde Geçen Vergiler ve Özellikleri”, AÜ DTCF Dergisi, C.

36, s. 1-2, Ankara 1993, s. 1.

178 Emin Bilgiç, “MÖ 2000 Yıllında Mezopotamya Anadolu Arasındaki Ticari ve İktisadi

Asurluların Anadolu’da ticaret kolonileri kurması tarihte ilk değildir. Örneğin yaklaşık aynı tarihlerde Sippar ve Mari kent-devletlerinin farklı bölgelerde kolonileri bulunmaktaydı. Bu durumun Babil kent-devletinde varlığı, Hammurabi Kanunu’nun bir paragrafından (Kol., V., s. 32) tüccarların yabancı topraklarda bulunmasının normal bir durum olduğu şeklindeki ifadeden anlaşılmaktadır.179

Anadolu tarihinde, Mezopotamya Anadolu arasında yoğun bir alış-verişin yaşandığını Asur Ticaret Kolonileri Devri’ndeki ekonomiyi ve ticari hayatı içeren ve büyük bir bölümü ticaret ve ekonomiyle ilgili yazışmalardan oluşan Kültepe tabletlerinden kolayca tespit edebilmekteyiz.180 Bu tabletler Anadolu tarihinin ilk yazılı kaynakları oldukları için birinci derecede önemlidir.181 Kültepe Tabletleri

başka konuları da ihtiva etmekle birlikte büyük oranda iktisadi içeriklidir. Bu belgelerden Asurlu tüccarların Anadolu’dan altın, gümüş, simli kurşun gibi maden cevherlerinden başka keçi kılı ve yapağı toplayarak Asur’a sevk ettikleri, oradan da kumaş ve kalay getirdikleri anlaşılmaktadır. Yine tabletler, yerli halkın daha çok ziraat ile uğraştığını ve borçlarını tarihleme olarak da kullanılan hasat zamanı ödediğini göstermektedir ki; bu durum maden ekonomisinin bu dönemde ne kadar geliştiğini açıkça ortaya koymaktadır.182 Asurlu tüccarların Anadolu’da yaptıkları

ticaretin belgelerinin günümüze kadar gelmiş olması Asur Ticaret Kolonileri’ni diğer Eski Çağ ticaret sistemlerinin önüne geçirmiştir.

Asurlu sermaye sahipleri, Anadolu’nun bazı ihtiyaçlarından faydalanarak, kendi ülkelerinin de ihtiyaçlarına cevap vermek gayesiyle, Anadolu ile sıkı bir ticari faaliyete girmişlerdir. Bu ticari sistem, batıda Tuz Gölü’ne, kuzeyde Kızılırmak kavisi boyunca Karadeniz’e Çorum ve Sivas bölgelerini de içine dâhil ederek güneyde Çukurova’ya kadar uzanmaktadır.183

Asurlu tüccarların, ticari faaliyetlerini kolay bir şekilde yürütebilmesi amacıyla Anadolu’da Kârum ve Wabartum184 diye adlandırılan teşkilatlar

oluşturduklarına yukarıda değinilmişti. Bugün son okunan tabletlerde adı geçenlerle

179 Mebrure Tosun, Kadriye Yalvaç, Sumer, Babil, Asur Konuları ve Ammi- Saduqa Fermanı, Ankara

2000, s. 188.

180 E. Memiş, agm., 2001, s. 217. 181 H. Sever, agm., 1990a, s. 252. 182 Y. Arslantaş, age., 2008, s. 7-8.

183 Emin Bilgiç, “Kültepe Tabletleri Üzerinde Yeni Çalışmalar ve Yeni İki Evlilik Vesikası”, X. Türk

Tarih Kongresi, Ankara 1990, s. 424.

184 Sabahattin Bayram, “Kültepe Metinlerinde Geçen Yeni Yer Adları ve Bunların Değerlendirilmesi”,

birlikte yer aldıkları şehirlerin adlarıyla anılan Kârum ve bir o kadar da Wabartum adı tespit edilmiştir.185 Sayılarının artmasına kesin gözüyle bakılan bu Kârum ve

Wabartum’ların büyük çoğunluğunun kesin olarak lokalizasyonu yapılamamıştır. Günümüzde son zamanlarda ülkemizde bilinçsiz bir şekilde antik yerleşim yerine sahip olan birçok köy ve kasabanın adları değiştirilmiştir. Binlerce yıldır adı hiç değişmeden günümüze kadar gelmiş, Asur tarihinde önemli bir yeri olan Harran’ın Altınbaşak; Asur kralı III. Salmanassar’ın, Van Gölü’nün kuzeyine kadar ulaştığı bir seferinde tahrip ettiğini söylediği Arzaşkun (Urartu’nun ilk başkenti) olma ihtimali bulunan Ariçkus’un Kavuştuk olarak değiştirilmesi sadece iki örnektir. Bu uygulama ile o yerlerin geçmişle olan bağları koparılmakta, tarihî ve kültürel miraslarına gölge düşürülmektedir.186

Kârum ve Wabartum dairelerinin Orta Anadolu’da geniş bir alana yayılmış bulunmaları ve tüccarların çok gelişmiş ticari teşkilatlarının varlığı Asur Ticaret Kolonileri’nin birdenbire ortaya çıkmadığının, bu ticari ilişkilerin bir öncesi olduğuna dair düşünceleri güçlendirmektedir.187 Yapılan kazılarda, İdarî bir kurum

olarak, Kârum-Dairesi’nin fizîken varlığına işaret eden mimarî bir kalıntıya henüz rastlanmamıştır. Mimarî buluntuların eksikliği, gerçekten böyle bir kurumun var olup olmadığı konusunu gündeme getirse de, belgelerde geçen bazı ifadeler Asur Ticaret Kolonileri Devri’nde, tüccarların ticarî ve idari konularda yardım aldıkları bir kârum- dâiresinin varlığını açıkça ortaya koymaktadır. Kt. o/k 67 metninde bu konuda dikkat çekici bilgiler verilmektedir: “Senin haberin gereğince Kârum-Dâiresi’ne girdik ve kârumun belgelerini kontrol ettik. Senin adın hiç (bir yerde) kaydedilmemiştir!” Bu metin fizîken bir Kârum-Dâiresi’nin olduğunu ve orada çeşitli belgelerin yazılıp, korunduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.188