• Sonuç bulunamadı

III. Aristoteles ve İbn Rüşd’ün Yaşadıkları Ortamların Karşılaştırılması

1.1. Aristoteles Metafiziğinin Kavramları

1.1.2. Madde-Form (Suret) Öğretisi

Aristoteles’in madde öğretisi “cevher” ve “varlık” teorisi ile yakından ilişkilidir. Çünkü Aristoteles, maddenin ne olduğunu ortaya koymak için cevher nedir? Varlık nedir? Sorularını sorar. Cevher teorisini ortaya koyarken de açıkladığımız gibi Aristoteles’e göre cevher varlıktır. Madde öğretisine göre de varlık aynı zamanda cevherdir; çünkü madde aynı zamanda somut bileşik varlıktır. “Doğal meydana gelişler, doğal olan şeylerin meydana gelmesidir. Onların kendilerinden meydana geldikleri şeye madde adını veririz. Onların kendileriyle meydana geldikleri şey doğal olarak var olan bir şeydir. Onların oldukları şeyde bir insan veya bir bitki veya bu tür diğer bir şeydir ve bizim esas olarak tözler adını verdiğimiz şeyler, bu varlıklardır.”64

Bir başka anlamda ise madde, olma veya olmama imkânıdır. İster doğada olsun ister sanat tarafından meydana getirilmiş olsun her şeyin bir maddesi vardır. Çünkü onların her birinin hem olma hem de olmama imkânı vardır. Onlarda bulunan bu imkân ise maddedir. Örneğin bir fidanın ağaç olması gerekli koşullar sağlandığında

60 Aristoteles, Metafizik, s. 298 61 Aristoteles, Metafizik, s. 298 62 Aristoteles, Metafizik, s. 301

63 Aristoteles, Metafizik, s. 301, 3. dipnot 64 Aristoteles, Metafizik, s. 328

mümkündür. Aynı şekilde bir tunç da gerekli araç gereç ve insan etkisi gibi koşullar sağlandığında bir heykele dönüşebilir. Ancak bu bir imkândır. Zorunluluk değildir. Aristoteles’in madde için yaptığı tanım tam anlamıyla budur.

Madde’nin ezeli olduğunu kabul eden Aristoteles, onu hem hareket hem de kuvve olması bakımından cevhere yakın görür. Madde imkân yani kuvve halinde olduğundan cevherdir.65 Aynı zamanda madde cevher yani varlık olduğundan Platon’un iddia ettiği gibi varlığın ilk sebebi de “ideler” olmaz. Çünkü onlar durağandır. Tabiat hareketli olduğundan, hareketsiz bir varlık değişimin sebebi olamaz. Madde’nin özelliği, üzerinden zıt vasıflar geçtiği halde, aynı kalmak, kendisi o vasıflar gibi arızi olmamaktır. 66

Madde’nin bir imkân olduğu Aristoteles’in madde öğretisinin temelini oluşturur. Buna karşılık form ise bu imkânın, potansiyelin gerçekleşmesidir. Aristoteles’e göre bir genç kız, fiilen genç bir kızdır ama o aynı zamanda potansiyel bir annedir. “Bu anlamda kızın annenin maddesi, annenin veya anneliğin kızın formu olduğunu söyleyebiliriz.”67

Aristoteles’in varlığı madde ile formun birleşiminden oluşmaktadır. Madde daima başlangıçtır yani madde bir bakıma formun tohumudur. Ancak maddenin başlangıç olması onu noksanlıktan kurtaramamaktadır. “Çünkü madde formda onun yetkinleşme gayesidir. Yani madde noksanlık, form tamamlama yani yetkinleşmedir.”68 Formun esas sebep olması ise maddenin pasif olmasından ileri gelir. Çünkü madde kuvve halinde bulunurken bir etkene ihtiyaç duyar. Yani maddede formun gerçekleşmesini sağlayabileceği bir etken gereklidir. Aristoteles’e göre bu etken maddede var olan gerçekleşme arzusudur. “Meydana getirmek için meydana getiren varlık yeterlidir. Madde de formun gerçekleşmesinin nedeni odur. “69

Aristoteles’e göre bireyselleşmeyi sağlayan şey maddedir. Varlık madde ve formadan oluştuğundan, form türsel olduğundan ve tüm türlerde aynı olduğundan, onu bireyselleştiren madde de olmaktadır. Yani madde form ile birleşince bireyselleşir. “Doğal varlıklar en mükemmel tözlerdir. Aslında meydana getirmek için meydana getiren varlık yeterlidir. Madde de formun gerçekleşmesini sağlayan odur. O halde meydana gelen filanca et ve kemikler içinde gerçekleşmiş filanca özellikte bir form,

65 Bayram Ali Çetinkaya, Felsefe Tarihi, s. 157-158

66 Süleyman Hayri Bolay, Aristoteles ve Gazali Metafizikleri, s. 41 67 Ahmet Arslan, Felsefeye Giriş, s. 158

68 Süleyman Hayri Bolay, Aristoteles ve Gazali Metafizikleri, s. 42 ve Alfred Weber, Felsefe Tarihi, çev.

H. Vehbi Eralp, Sosyal Yayınları, İstanbul, 1993, s. 73

Kallias ve Sokrates, yani maddesi bakımından kendisini meydana getiren şeyden farklı, formu bakımından onunla aynı olan şeydir.”70

Aristoteles’e göre madde ve form meydana gelmemişlerdir. Çünkü değişen her şey, bir şey tarafından bir şey olmaya doğru değişen bir şeydir. Değişmenin kendisi tarafından meydana getirildiği şey, yakın hareket ettiricidir. Değişen şey maddedir. Maddenin kendisi olmaya doğru değiştiği şey formdur.71 Madde ve form meydana gelmedikleri için ezeli ve ebedidir, yaratılmamıştır.72 Form, her doğuş ve oluştan öncedir.

Aristoteles’in form öğretisi Platon’un idealarına karşılık gelmektedir. Ancak şöyle bir farkla ki Platon, ideler dünyasını oluş dünyasından kesin sınırlarla ayırmasına karşılık, Aristoteles form ve maddeyi birbirinden bağımsız, kesin sınırlarla ayrılmış iki faklı töz olarak değil de “aynı gerçekliğin iki farklı görüntüsü, iki ayrı aşaması”73 olarak tanımlamıştır. Aristoteles, akılsal(matematik gibi) dünya ile maddi dünyanın keskin sınırlarla birbirinden ayrılmasını akılla bağdaştırmaz. Bu sebeple bu iki dünya birbiri ile ilişki içerisindedir görüşünü savunur. Bunlar ancak zihinde ayrılabilir. “Dış dünyada böyle bir ayrım mümkün değildir. Çünkü bu iki gücün birbirinden ayrılması demek, nesnenin yokluğu demektir.”74

Aristoteles’e göre iki çeşit madde vardır. Duyulur maddeler ve kavranılan maddeler. Duyulur maddeler değişmeye müsait olan maddeler iken, kavranılan maddeler ise matematik varlıklardır. Duyulur maddeler değişmeye müsait olan, oluş ve yok oluşun kuvvesi maddeler iken, kavranılan maddeler ise duyulur varlıklarda mevcut olan matematik varlıklardır ve bunlar değişmeye müsait değillerdir. İlk madde(şekilsiz madde-heyula) ise her türlü vasıftan ve belirlenimden mahrumdur. Çünkü o hiçbir zaman doğada saf bir halde bulunmaz. O her şekli kabul edebilir veya edemez. Onun mahiyeti bilinemez.

Aristoteles’in maddesi ezeli ve ebedidir. Bunun yanı sıra form da ezeli ve ebedidir. Birbirine ihtiyacı olan ve kadının erkeği arzu ettiği gibi doğal olarak birbirini arzulayan madde ve form ancak birbirinden zihinde ayrılmaktadır. Ancak pasif varoluşun ilk şartı olan madde ise noksanlığını ancak form sayesinde giderebilmekte,

70 Aristoteles, Metafizik, s. 337 71 Aristoteles, Metafizik, s. 478-488

72 Nihat Keklik, Felsefe Mukayeseli Temel Bilgiler ve Kaynaklar, s. 239 73 Osman Elmalı-H. Ömer Özden, İlkçağ Felsefesi Tarihi, s. 153 74 Osman Elmalı-H. Ömer Özden, İlkçağ Felsefesi Tarihi, s. 153

form sayesinde yetkinleşebilmektedir. Bu şekilde oluş ve yok oluş düzeninin içinde devamlı değişen madde ve form birlikteliğini savunmaktadır.