• Sonuç bulunamadı

2.2. HZ MUSA’NIN HAYATI

2.2.6. Mısır’dan Çıkış ve Sonrası

Mûsa önderliğinde denizi geçen İsrailoğulları, artık Firavun’dan kurtulmuşlardı. Yolda giderken puta tapan bir kavimle karşılaştılar. Deniz mucizesini kısa süre önce kendi gözleri ile görmelerine rağmen Musa’dan kendilerine o kavmin tapmış olduğu put gibi bir ilah yapmasını istediler. Hz. Musa Allah’ın bunca nimetine karşı İsrailoğulları’nın yaptıklarını cahillikle açıklayıp biraz da kızarak onları bu taleplerinden vazgeçirdi.232

Ani bir şekilde Mısır’dan çıktıkları için İsrailoğulları’nın hazırlık yapma imkânları olmamıştı. Ayrıca kendilerini yavaşlatacak, yüklerini ağırlaştıracak bazı önemli alet ve edevatlarını beraberlerinde getirmemişlerdi. Buna karşılık çölde kaldıkları süre boyunca bulutla gölgelenme, bıldırcın ve kudret helvası gibi Allah’ın özel nimetlerine mazhar olmuşlardı. Ancak onlar bunların kıymetini anlamadıkları için Mısır’da esaret döneminde yedikleri soğan, sarımsak ve salatalık gibi daha basit şeyleri Musa’dan istediler. On iki oymaktan oluşan İsrailoğulları, su ihtiyaçlarını gidermesi için Musa’ya geldiler. Allah ona âsâsıyla bir kayaya vurmasını vahyetti. Musa âsâsını kayaya vurunca o kayadan on iki pınar fışkırdı. Her oymak hangi kolun kendisine ait olduğunu bilerek bu suyu kullandı.233

Bu süreçte Firavun ve ordusu helak olduğu için Mûs’nın mücadele şekli değişmişti. Artık İsrailoğulları’nın toplumsal sorunları ile uğraşıyor, özellikle sapma eğiliminde olup başkalarını da etkileyecek kesimlere dikkat ediyordu. Sina Dağı’nda Allah ile konuşmaya giderken Harun’a, bu bozguncu kesime dikkat etmesini tembihliyordu.234 Böylece hem Musa için Hem de İsrailoğulları için bir dönem kapanmış ve yeni bir dönem açılmıştı.

231 Bkz. Bakara, 2/ 50; A’râf, 7/ 136; Yunus, 10/ 90-92; Tâhâ, 20/ 77-79; Şuara, 26/ 52- 66; Kasas, 28/ 40; Duhan, 44/ 23, 24; Zariyat, 51/ 40.

232 Bkz, A’raf, 7/ 138, 139.

233 Bkz. Bakara, 2/ 57-60, 61; A’raf, 7/ 160; Tâhâ, 20/ 80. 234 Bkz. A’raf, 7/ 142.

Bu süreçte Hz. Musa rabbi ile Sînâ dağında görüşmek üzere otuz günlüğüne sözleşmişti. Daha sonra ilave edilen on gün, bu görüşmeyi kırk güne çıkarmıştı. Bu görüşmede Musa, Allah ile konuştuktan sonra ona, kendisini açıkça görmek istediğini söyledi. Allah, kendisini göremeyeceğini, karşı dağa tecelli edeceğini eğer dağ yerinde kalırsa o zaman kendisini görebileceğini söyler. Allah dağa tecelli edince Musa’nın gözü ve bünyesi bunu kaldıramadığı için bayıldı. Ayıldıktan sonra O’nu görmenin mümkün olmadığını anlar ve Allah’a tövbe eder. Allah ona İsrailoğulları’na versin diye içinde öğüt ve detaylı hükümlerin olduğu levhalar verir. Bu arada Samiri, Musa’nın yokluğunu fırsat bilip İsrailoğulları arasında büyük bir fitne çıkartmıştır. Ziynet eşyalarını toplayıp onunla İsrailoğulları’na bir buzağı yapmış. Sonra bunun kendilerini Mısır’dan çıkartan Musa’nın rabbi olduğunu söylemiş ve birçok kimseyi buna inandırmış. Hârun, İsrailoğulları’nı uyarmış ve müdahale etmek istemiş fakat istenmeyen gelişmelere sahne olur ve İsrailoğulları parçalanır diye Mûsa’nın gelmesini beklemiş. Aynı şekilde buzağıya tapanlar da Mûsa gelinceye kadar buzağıya tapmaktan geri durmayacaklarını söylerler.235

Mûsa kırk gün sonra kızgın ve üzgün bir şekilde kavminin yanına döndü. Yapılan bu nankörlük onu kızdırdığı için yanında getirdiği levhaları yere fırlattı. Hemen Harun’un saçını ve sakalını çekerek niçin müdahale etmediğini sordu. Hârun, İsrailoğulları’nın söz dinlemediğini, kendisinin kızacağından korktuğu için müdahalelere engel olduğunu söyledi. Hz. Musa, bu işin baş sorumlusu olan Samiri’ye sürgün, peşinden gidenlere de başka cezalar verdi.236 Sinirleri yatıştıktan sonra biraz önce atmış olduğu levhaları topladı. Sonra kavminden yetmiş kişiyi seçerek rabbi ile görüşmeye gitti. Yanında götürdükleri açıktan Allah’ı görmedikçe Mûsa’ya iman etmeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine hepsi yıldırım çarpmasına yakalandı. Mûsa hemen rabbine dua edip aralarındaki düşüncesizler yüzünden kendilerini helak etmemesini istedi. Allah da onları bağışladı. Sonra Allah Tur dağını bir gölgelik gibi üzerlerine kaldırdı. Dağ sanki başlarına düşecekmiş gibi durduğu için korktular ve kendilerine indirilen hükümlere uyacaklarına dair Allah’a söz verdiler.237

235 Bkz. Tâhâ, 20/ 90.

236 Bkz. Taberî, Câmiu’l-Beyân an Te’vîli Âyi’l-Kur’ân, C. II, s. 72-77.

Musa’nın Kur’an’da geçtiği bir diğer sahne ise İsrailoğulları arasında işlenen faili meçhul bir cinayet nedeni iledir. Katilin tespiti noktasında herkes birbirini suçluyordu. Gerçek katilin ortaya çıkması için Musa’ya başvuruldu. Hz. Musa, onlara, Allah’ın kendilerine bir inek kesmelerini emrettiğini söyledi. İsrailoğulları ineğin vasıfları ile ilgili gereksiz sorular sorarak işi epeyce uzattılar fakat sonunda onu kestiler. Allah bu olaydan sonra katilin kim olduğunu mucizevi bir şekilde onlara gösterdi.238

Allah, İsrailoğulları’na kutsal toprakları va’d etmişti. Hz. Musa kendilerinden bu topraklara girmelerini istedi. Ancak korkak oldukları için oraya girmeyi kabul etmediler. Orada güçlü bir kavmin yaşadığını onlar çıkmadan bu topraklara girmeyeceklerini söyleyerek Musa’nın bu isteğini kabul etmediler. Sonra küstahça Hz. Musa’dan kendisi ile rabbinin gidip onlarla savaşmasını istediler. Bu süreçte kendilerinin hiçbir şeye karışmayıp oturacaklarını söylediler. Allah bu söz ve davranışlarına karşılık onlara kırk yıl çölde başıboş dolaşma cezası verdi.239 Böylece kutsal topraklara Firavun’un zulmünden kurtulan birinci kuşak İsrailoğulları değil, onların ikinci ve üçüncü kuşak torunları girebildi.

2.3. MUSA KISSASININ GEÇTİĞİ SURELER